ANKARA'DA DEVLETİN KALBİNE BOMBA KONUYORKEN, HÜKUMET ANKARA'DA DOĞALARINA SAHİP ÇIKAN ARTVİNLİLERİ KOVALIYORDU
DEVLETİN KALBİNE BOMBA KONURKEN HÜKÜMETİN ADAMLARI, ARTVİN CERATTEPE’DE VE ANKARA KADER SOKAKTA BİZ ARTVİNLİLERE TERORİSTLERE SALDIRIR GİBİ SALDIRIYORDU
“Güvenlik Zirvesi’nin yapılacağı saatlerde Ankara’da Genelkurmay, Hava ve Deniz Kuvvetleri ile meclis binasının olduğu bölgede 18.31’de bombalı saldırı yapıldı ve resmi açıklamalara göre 29 insanımızı kaybettik. Ulusumuzun başı sağ olsun..”
Hükümetin adamları ‘Patlama öncesi’ çok önemli operasyonlar yapmaktaydı: Artvin Cerattepe dağlarında Terörist avlar gibi, doğasına ve doğanına sahip çıkan Artvinlileri avlıyordu. Aynı saatlerde ise Ankara’da; bomba koyan ve canlar kıyan teröristler değil Mehmet Cengiz’in Kader sokakta Holding önünde ‘demokratik hakları olan’ basın açıklamasını yapmak isteyen, doğa duyarlısı Artvinliler aranıyor ve saldırıya uğruyordu.
- 1-Kimliğimi alan polis beni(kahverengi montlu. Solumda kızıl saçlı bayan var) kolluyor..Tam hedef, biber gazını yüzüme sıkıyor...
- 2- Polis hedefine ulaştı ve beni enterne etti. Gözümü açamıyorum, yüzümde şiddetli bir acı..
- 3- Felaket acı çekiyorum.. Direncim tükenmiş haldeyim. Direnenleri götürdüler..
Evime yakın olduğu için, Filistin sokağı kesen Cengiz inşaatın olduğu Kader sokağa yöneldim. Bizim Cengiz Yücel ile Kader sokağa girdik. Çevik kuvvet de gelmiş hazırlığını yapıyor. İşin ilginç yanı RoboCop’lardan çok sivil kaynıyor.. Mehmet Cengiz karargâhını koruma altına alıyorlardı.
Cengiz Yücel’e “Bunları ben çekmeye çalışacağım, yukarı geçelim..” dedim, memleketlim Cengiz kaldı, ben iktidarın Cengiz’ini geçerek yukarı yöneldim. Çeşitli yanıltmaçlarla telefondan çekim yapıyorum. Cengiz Holding ten biri tehdit ederek el sallıyor, ben de yanıt veriyorum derken sivil polisler çevirdi erken.
Amacım, Demir Akın ve arkadaşlara; Kader sokağa yukarıdan ve aşağıdan 2 koldan girelim bilgisini aktarmaktı. Yolun üst girişindeyiz. Kimliğim istendi. Karşılıklı kimlikler görüldü, çünkü ben de kimlik istedim. Sonradan 2 kişi daha belirdi, diğerleri gitti... Neyse kimliğim alındı, soruldu ‘neden buradasın?!’.
Düşünün Kader sokakta yürümeniz kaderiniz olabiliyor. Yanıt verdim “Mehmet Cengiz’i kaldırmaya geldim”.. Güldüler. Biri; ”Kardeşim ne yapalım biz de emir kuluyuz dedi, diğeri homurdandı, kimliğimi araştırmaya başladı. Bu ara Artvinli kardeşlerim sloganlar eşliğinde Kader sokağa girdi, beni bekletiyorlar. Bir yerlerle konuştular. GBT "genel bilgi tarama" süreci işlemeye başladı, aşağıda da tansiyon.
Sonunda arkadaşların yanına geldim. Etkin ve vurgulu konuşmalar eşliğinde bir basın açıklaması yapıldı. Bizler açıklamayı Cengiz binasının önünde yapmak istedik, onlar yok dedi biz ısrar ettik, derken saldırdılar ve GBT’mi yapan sivil polis yanındaki çakma RoboCop’tan biber gazı tabancasını aldı, özellikle beni hedef aldı, direncimizi kırdı direnebilen arkadaşları aldı götürdü…
İşte benin cennetin izdüşümü ülkemi cehennemin izdüşümü çizgisine taşıyanlar..- Nerede istihbarat?
- Önlem neden yok veya alınamıyor veya alınmıyor?
- Sorumlu kim?
- Kim hesap verecek?
- Yapamıyorsanız neden istifa etmiyorsunuz?
Ekim ayından bu yana salt Ankara’da 200’e yakın insan katledildi ve sizler teröre lanet okumaktan öteye geçemediniz.. Lanet olsun, Cengiz inşaatı ve R.T.Erdoğan’ın bu denli iyi korumanıza karşın Halkı neden koruyamıyorsunuz.
Sizin yaptığınız istihbaratın daha iyisini, hani her patlamada erişimini engellediğiniz sosyal medya ağı yapar.. Sahi; PYD ve YPG mı dediniz? PYD; Partiya Yekîtiya Demokrat. Türkçesi Demokrat Birlik Partisi; 2003 yılında Kürtler tarafından Suriye'nin kuzeyinde kurulmuş bir siyasi parti. Lideri Salih Müslim..
YPG ise; ‘Yekîneyên Parastina Gel’, yani Türkçesi Halk Koruma Birlikleri. Dahası, Kürt Yüksek Komitesine bağlı silahlı örgüt. Suriye'nin kuzeyindeki bazı bölgeleri kontrol etmektedir. YPJ (Yekîneyên Parastina Jin-Kadın Koruma Birlikleri)’de onun kadın koludur. IŞİD ile savaşmaktadırlar. Düne dek PYD ve YPG yetkilileri ile kanka olan ve bu konuda bizlerin eleştirisin alan iktidar nedense bu örgütleri tıpkı Esat gibi 180 derecelik ani bir dönüşle düşman ilan etti. IŞİD ile savaştıkları için mi; Akdeniz’de kapı açarak tampon devlet kurmak için mi karşılar PYD’ye ve YPG’ye kimse anlamış değiller..)
Eğer bir ülkede, iktidar; taşeronken holdingleştirdiği bir zatı devletten çok koruyor ise orada başka şeyler korunuyor demektir.
Evet bu olgu; halka küfreden, doğaya saldıran ve hızla büyüyen, R.T.Erdoğan’ın hemşerisi olarak devletten fazla korunan kişi ise, fazla kanıt toplamaya gerek yok; sanık ve sanıklar sizindir halkım!!!
Patlama oldu; anında sosyal medya ağlarında erişim durduruldu. Durdurulan bilgi iletişimi değil ülkemiz-ülkemiz!!!
Ceratepe’ye saldırmak, yasal mahkeme kararlarını engellemektir. Doğaya ve insana duyarlılığı engelleyip, halktan soyut bireysel ve grupsal çıkarları faşizan baskılarla öne çıkarmaktır.
Şimdi soruyorum:
Düne dek evet dediğin ve hepimizin de onayını alan, fakat her şey de olduğu gibi bunda da 180 derece dönüş yapıp karşı çıkarak ‘Barış sürecini kan düzlemine taşıyan’ özerklik mi istemişti, en huzurlu kent Artvin?
Artvinli doğasına ve doğanına özgürlük istiyor.. Üniter yapıyı bozmayan özerkliği doğamızın ve doğanımızın özgürlüğü demek olduğunu neden anlamıyorsun? Yarattığın yandaş sermayeyi faşist duruşunla koruyorsun halka zulmederek.
Dünyanın hangi ülkesi halkı şirkete tercih eder.. Dünyanın hangi ülkesi halkını değil şirketi korumaya alır?! Dünyanın hangi ülkesi doğasına ve doğanına değil de şirkete sınırsız doğayı ve doğanı yok etme hakkı tanır?İnanın siz bizi(doğayı doğanı) değil kendinizi yok ediyorsunuz?
İşte, daha önce yazdığım ve sayın Necati Doğru’nun tekrar ettiği o süreç;
{{
- Yıl 1980:
- MTA sondaja başladı.
- Yıl 1987:
- Sondajda görevli bir mühendisin kayınpederine ilk ruhsat verildi.
- Yıl 1990:
- Kayınpeder ruhsatını Cominco isimli yabancı şirkete sattı. Şirket sondaja başladı. Artvin’in doğası hemen etkilendi. Hayvanlar öldü.
- Yıl 1995:
- Artvinliler bir oldular. Yeşil Artvin Derneği kuruldu. Örgütlü mücadele başladı.
- Yıl 1998:
- 10 bin Artvinli imza attı. Çevre Bakanlığı’na başvuruldu. Bakanlık projeyi incelemek üzere durdurdu.
- Yıl 2004:
- Cominco şirketi, halk tepkisi üzerine, projeden çekildi.
- Yıl 2005:
- INMET Mining isimli başka bir yabancı şirket ruhsatı devraldı. Halkın örgütlü mücadelesi arttı. Yeşil Artvin Derneği, Artvin Barosu avukatları desteğinde dava açıtı. Yürütmeyi durdurma kararı verildi.
- Yıl: 2009.
- Mahkeme maden ruhsatını iptal etti. Danıştay da bu kararı onadı.
- Yıl 2012:
- Ankara’da ne döndüyse “Cerattepe Maden Ruhsatı” yeniden ihaleye çıkarıldı. Ruhsatı, AKP döneminin tüm kaymaklı özelleştirmelerini ve çok kârlı kazancı devlet ihalelerini alan Cengiz İnşaat kaptı.
- Yıl 2014:
- Artvinli tekrar ayağa kalktı. Tüm sivil toplum “Artvin’in doğasını kurtarmak için” birleşti. Yeni davalar açıldı. Bilirkişiler tayin edildi. Artvinliler 18 bin TL bilirkişi ücretini aralarında kendileri toplayıp verdi. ÇED raporları iptal edildi. Cengiz İnşaat yeni olumlu CED kararı aldırdı. Kadınlar, erkekler, gençler gece gündüz ormanda nöbet tutmaya başladılar.
- Yıl 2016 Şubat ayı:Cengiz İnşaat kepçelerini, dozerlerini alıp tepeye polis korumasında hücuma geçti. Ankara’dan polise “vurun geçin” emri verildi.}}
Hasan Hüseyin Korkmazgil’in dizeleri ne güzel anlatıyor bunları:
Vatan topraksa eğer
Ormansa nehirse madense vatan
İşçiyse köylüyse aydınsa vatan
Yani yapıp yaratmaksa her şeyi yeni baştan
Sevmeyi yeni baştan
Alkışı yeni baştan
Bir hesabı vardır bunun sorulur
Bir hesabı soracaklar bulunur
Akgün karagünden öcünü alır bir gün
Tekrar ediyorum;
[[ Gezegenini seven “Doğaya ve Doğana” sahip çıksın!!!]]
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder