YAYLALAR YAYLALAR YÜKÜM YEŞİL DOLARDIR YAYLALAR YAYLALAR...
Sevdiğim ve çalışmalarını alkışladığım, doğa fotoğrafçısı Ayhan Öztürk kardeşim Facesine 3 resim koymuş ve şu sitemde bulunmuş: “Geniş yayla yolu istemeyenlere ithaf olunur bu fotoğraf!!”
Eğer, amacın dolaylı olarak ironi yapmak idi ise ben senden özür dilerim. Yok değilse, yayla yoluna değil de bana bir yol kulak vermeni isterim:
Öncelikle bunun bir talihsiz bir ifade olduğunu vurgulayarak şu sitemde bulunacağım:
[[ Sevgili Ayhan, bana Arhavi’yi iliklerine, doğrusu Arhavi’nin doğasal dokusunu derinlemesine anlatan o güzelim Arhavi doğa resimlerini, gelecek nesillerin artık senin o kartpostal değerindeki resimlerde görebileceklerin bilmeni isterim..]]
Sevgili Ayhan; elbet yayla yolu, akabeleri, yani geçilmez sert kayaç-kayalık yerleri de geçerek açılır ve istenen noktaya varılır, yani yaylalara.. İnşat mühendisiyim ve bitirme dizaynım “yol” . Dahası; böylesi sorunları yaşayanlardanım..
Demen o ki; “Eskiden yaylalara ulaşmak için yardan ve yalçın kayalıklardan aşarak uzun ve zahmetli, hatta tehlikeli süreçler sonrası yaylalara varabilirdik. Bakın geniş yayla yollarıyla hemen yaylamızda olacağız..”
Demem o ki; Sevgili kardeşim, yaylalara varmanın bu otantik zorluğu, yaylalarımızı güzelleştiren ve gizemli ve de vazgeçilmez kılan zorluklardı..Doğru, artık evinin arkasında 15 dakikada ulaşabileceğin yaylarlın olacak olmasına da, acaba kaç kere yaylana ulaşabileceksin!!??..
Dahası “Sevgili kardeşim; O yaylalarda artık sen olmayacaksın, birileri, yani cebi beyni petrol doları ile dolu olan, 20.yüzyılın başlarında bizi arkadan vuran pis Araplar ve de Filistin katliamcısı İsrail olacak.. Sen ve ben değil belki ama torunlarımız da bu yaylalardan uzak kalacak, çünkü yaylalar birilerin olacak..Unutma kardeşim, meraları ve mezraları satan bu densizler bu yaylaları da gün gelecek satacak..Ovaları-dağları yok edilmiş, kıyıları zapt edilmiş ve yaylalarına girilmiş bir ülke yaratıldığını unutmayalım..O yaylalara sen ve ben rahat gitsin diye yapılmıyor..
Bundan 5 yıl önce yazdım; dünyada iklim değişikliğini en çok yaşayan ülke zenginlerinin ormanlık-yeşil alanlarımız başta olmak üzere Karadeniz, özellikle Trabzon ve Rize'de ev değil toprak satın alıyorlar. Anlayacağımız; yeşil alanları ele geçiriyorlar, dinci ve yobaz emlakçılar sayesinde.. AEvet; ülkeyi parsel-parsel satıyorlar.. Kimlere mi; dışarıda kara çarşaflı, evlerinde anadan uyran dolaşan o..çocukları Araplar ve el altından İsraillilere.. Ben bunlara 1 kilo tereyağı, bal, fındık, peynir satacağım diye ülkemi satamam.. Unutma, batıda en büyük ceza insandan çok yeşile dokunmak olduğunu.. Altın arayıcılığı, enerji arayıcılığı, yetmedi yayla arayıcılıği.. Yeter be, bu ülke satılık değil??!!”
Şevket ÇORBACIOĞLU
Teknopolitikalar Platformu
evesbere@gmail.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder