GALATASARAY H-ACI İLE ARENADA DA ACI YAŞADI
Bu yıl Galatasaray maçını yazarken, saha içindeki oyundan çok, saha dışında oynanan oyunlara yer vermeyi zorunluluk olarak görüyorum. Bu FB maçı olsa da… Lig TV muhabiri Bahri Havadır: Arda ile konuştum. Atletico Madrid ile anlaşmış.. Kendisi söyledi. Yönetimin de haberi var... Neden ayrılmak istiyorsun? dedim. 'Çok yıprandım artık gitmek istiyorum' dedi. Fenerbahçe maçında oynayacak mısın? diye sordum.. 'Hocam 45 dakika görev verirse oynarım' dedi...
Galatasaraylı oyuncular şuan çok tedirgin. Yapılan bütün toplantılar bir işe yaramıyor...' Eğer doğru isi; tek kelimeyle etik değil. Derbi öncesi yapılacak açıklama miydi bu? "yazıklar olsun" demiyorum ama yazık ettin kendine. Kesin A. Madrit’e gidiyorsan ordan bilinen ezeli rakibe döneceksin. Bu seni hepten bitirir. Ankaragücü maçı sonrası H-acılı günler biter dedim, fakat öyle olmadı. Böyle oldu; Bir önceki Ankaragücü maçındaki hatayı, ondan önceki Karabük maçında da yaptı Hagi ve yine başarısız bir Galatasaray’ı servis etmişti bizlere. Eğer o maçta sahaya Tugay Kerimoğlu ile çıkılsaydı Ankargücü maçını da alır, FB galibiyeti ile Avrupa umutlarını artırırdık.
Evet; Karabük maçı Tugay’ın ilk başarılı sınavı olur ve 2 Mart 2011 günkü Karabük maçı 0-0 berabere bitmezdi. 13 Mart 2011 günkü Ankaragücü maçında da 80.dakikada, sahanın yıldızı Pino’yu oyundan alıp 11 Aralıktan beri oynamayan Arda’yı oyuna alan H-acı galip sürdürdüğü maçı son 3 dakikada yediği gollerle Galatasaray’a kaybettirmişti. Şunu yadsımayalım, futbolun egemenleri hala ıslık vakasındalar ve onun intikamını alıyorlar. Özellikle bunda Hakemler kullanılıyor. İlker Meral Galatasaray’ın iki penaltısını vermedi. Bunlardan biri binde bin penaltı idi. Diğeri de bilinen takıma rahatlıkla çalınan bir pozisyon. Ankargücü maçındaki hakem Halis Özkahya için aynı şeyi söyleyemeyiz.
Çok iyi maç yönetti. Maçı iyi yönetmeyen Hagi idi. H-acıl Galatasaray Fenerbahçe maçına sahaya Baroslu çıktı, fakat bu sefer Pino yoktu. Evet, geçen haftanın yıldızı Pino. Yekta bence Pino ile birlikte oynamalı, asla Pino’nu seçeneği değil Yekta. Nedense FB ürkek başladı. İlk on dakika Galatasaray “ben erkekim ve daha ürkek’im” derken, aniden bambaşka bir Galatasaray’a büründü. Kazim resmen Ali Sami Yen Aslantepe Arena’nın ilkler hastası yine yaptı yapacağını ve 13,17’de Baros’un şutunu geri çeviren Volkan’ı, müthiş bir şutla 5’lik yaparak 1-0 öne geçit. Kazim bir Derbi maçında ilk golü atarak yine tarihin sayfalarında yer buldu kendine. Hayret, ilk yarı böyle bitti. İkinci yarı ne bekliyordunuz ki?
H-acı acı yanını gösterdi ve Pino kaprisi ile maçı FB’ye 2-1 verdi. Önce Semih Şentürk, sonra Alex; güle-güle Hagi . FB’lilerin analarının sütü gibi helal olsun yapacakları geyiklikler. Bu maçta maçın kaderini etkileyecek bir hakem hatası yoktu, fakat inci ince Galatasaray aleyhine düdükler yoktu da diyemeyiz. Gelelim saha dışındaki oyunlara: Son zamanlardaki-bu maç hariç- hakem yanlışları hep FB’nin işine yaradı. İşte Gençlerbirliği-FB maçı. Ben demiyorum E.Torooğlu yazıyor.
Toroğlu’nun her söylediği de yanlış değil ya: “Fenerbahçe skora baktığında net kazandı gözüküyor. Ama şunu çok net söyleyebiliriz; üstüne basa basa, yardımcı hakem Nihat Mızrak ile hakem Özgür Yankaya’nın omuz vermeleriyle net kazandı…Birinci gol net ofsayt, penaltı penaltı değil…Bir anda Mizrak ve Yankaya maçı 2-0’a taşıdı….” Anlayacağınız Polat çok cephede savaşıyordu. Özellikle FB cephesi açmamak için ligde FB ile çekişiriz dedi, fakat kendi içindeki çekişmeleri yaşadı.
Onun için bu yıl Galatasaray’ın galip gelmeleri mehter marşını bozarak yaşam bulurdu, o da olmadı; ni bir ileri iki geri değil, bir ileri 4 geri yaparak mehter marşının da kimliğini bozdu H-acı. İnanç Kıraç duruşu zannediyorum bu maç sonra pek eleştiri alacağını zannetmiyorum. Deniyordu ki; Kıraç darbe senaryoları içinde. Bence H-acı bu kısa zamanda tüm değerleri örselemenin yanında Adnan Polat’ı da iyi silkeledi. Polat’ın takımın başında durması artık dert olur. Düşün Arena7da ilk mağlubiyeti FB’den alıyorsun, bu tahammül edilecek bir olay mı?
Ve diyorum ki, Ünal Aysal’a Galatasaray teslim edilmeli. Kim; “Kıraç için sportif başarı önemli, biz şunları şunları yaptık Çelebiliğe asla itibar etmiyorum.” Sizin yaptığınız Ali Sami Yen Aslantepe Arena Özhan Canaydın’ın eseri, sahiplenmesiniz. Olguyu öyle bir noktaya getirdiniz ki gerçekten çaplılık sorunu cuk diye oturuyor. Doğru; FB başarısızlıklarında Aziz Yıldırım’ın tesisleri öne çıkarılıyor, Galatasaray’ın sportif başarıları aşağılanarak. Fakat siz hiçbir şeyi hak etmiyorsunuz.
Sayın Polat ve ekibi Üstünel’i futbol takımının başına tek sorumlu olarak önümüzdeki seni için getiriyorlarmış. Haldun bir şeyleri başarır mı? Zor! Haldun Üstünel iyi bir zamanda gelmiyor şeklinde yaklaşmamız doğru değil. Kişi ille de iyi zamanda mı gelmesi gerekir? Önemli olan kötü zamanda gelip kötü giden seyri durdurmak. Bunu Haldun yapabilir mi? Daha önce ne kadarını yapmıştı? şeklinde sorgulamamız gerekir.
Eğer Haldun dünün başarılı kimliği idiyse neden gönderildi? Şimdi neden getiriliyor? Bunların yanıtını vermek gerekir öncelikle. Eğer Haldun’un gelişi kötü giden akışın önünde bent olacaksa, bu bendin arkasına kimler sığınacak? Olgunun bir de o boyutu var. Durum bu ise, unutmayın ki bendin arkasına yığılacak yanlışlar o bendi tekrar patlatabilir. Haldun dinden ve futboldan geçinenlerden iyi bir isim, fakat bu olayın bir fakatının olduğunu unutmamak gerekir. Haldun yaptığı açıklamada, bu yılki başarısızlığın içinde olmamak için, konumunu seneye havale ettiğini söylüyor..
Ben ise Galatasaraylılığımı seneye bile havale edemiyorum…Çünkü Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriye Öz’ü üye yapmakla korkuttu beni Polat. Korktum da, çünkü Silivri’ye gitmeye hiç niyetim yok::)) Bu haber sonrası yapılan espri güzeldi: “Birileri her yere gidebilir, gönderilebilir, fakat Silivri’ye gitmemeyi garanti ettiler…” Gelelim Arda’ya; Arda konusunda çok kuşkularım var. Her ne kadar sayın Uluç’a sorulan soruda bir gerçeklik var ise de, benimkisi daha başka bir kuşkusal kurgu: Hincal ağabey diyor ki; “Hakan Şükür, Arda'nın iyileşmesine rağmen mevcut başarısızlık ortamından uzak durabilmek için forma giymediğini ileri sürdü.
Bu iddia doğru olabilir mi? İyi de bugün Arda ikinci yarı oyunda idi. Peki bu FB rezaletinde onun hiç mi katkısı olmayacak şimdi? Şükür diyor ki; “Bu zaman zaman benim de aklıma gelmiyor değil...Çünkü ben Arda'nın yerinde olsam, şu ortamdaki Galatasaray'da oynamak istemem. Dahası Galatasaray'da kalmak da istemem…Şimdiden menajerime 'Haziranda bir kulüp bulması' için talimat veririm” Hakan Şükür böyle bir şey diyorsa ya bir şeyler duyuyor ya da kuvvetli tahminleri var. Ben ekleme yapıyorum. Gideceği takım da, bilinen ezeli rakip, bu kurgunun arkasında da iki bücür bir sırık var. Yeter ki, İnter kazığıyla bitirdiğimiz Galatasaray tümden silinsin.
Galatasaray’da nedense yönetim zaafları atbaşı başarısızlıkla koşuyor. Şu 200 bin sendromu; Önce Frank Riberi’ye verilmedi 200 bir Eura kaybedildi, şimdi de Cenk Tosun’a aynı para verilmedi kaçırıldı. Anadolu takımları bu işi daha iyi yapıyorlar, 3 büyüklerden. Şimdi olacakları söyliyeyim;
- Tugay Cevat Güler gibi takımın başında kalacak( bir bakmışsınız Avrupa şansını yakalamış) ve sezon sonunda gönderilecek. Fatih’in veya Denizli’nin kapısından çok Ertuğrul Sağlam’ın kapısı çalınacak..
- İkincisi Abdullah Avcı ve Tolunay Kafkas. Ben bunlardan hiçbirini tercih etmem, çünkü değil Terim, bir Ertuğrul Sağlam bile değiller benim için.
- Üçüncüsü, Tugay kalacak-ki en doğrusu-
- Dördüncüsü; Lucescu, beşincisi; Avrupa’da yeni-yeni isim yapmış bir çalıştırıcı( Örneğin; Porto'nun yükselen yıldızı Andre Villas Boas. 33 yaşındaki genç teknik direktör şimdiden Porto'nun yenilmezlik rekorunu 36 maça çıkartmayı başardı. Fakat neden bu başarıyı Tugay Kerimoğlu elde etmesin), altıncısı; ben:))
Kusura bakmayın, sinirlerim bozuldu. Yine şanslısınız buraya kadar sinirlerime sahip çıktığım için. Bundan sonra Tugay’a takım teslim edilse ne yazar, H-acı Tugay’ı da hatalarının içinde acıya boğdu. Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu kutluyorum. Kutluyorum, çünkü bundan sonra maç vermesi çok zor. Eğer yine hüsranlara kapı aralarsa, sakın karşıma çıkmasın! Çıkmasın, çünkü salt Galatasaray sevinçleriyle yaşamak da çekilecek gibi değil.
Yorumlar
Yorum Gönder