Galatasaray değil, Hagi Ankara’nın sarı laciverdine maçı teslim etti
“Bir zamanlar Galatasaray vardı.”
En sonunda birileri bunu da söylettirdi.
Evet, Hagi bunu söylettirdi bugünkü Ankara’daki sarı lacivertliler karşısında. Anlayacağınız, Ankara’mızın devasa takımı Ankaragücü karşısında.
Adeta bu görkemli takımı oğluna teslim eden kişi, ağzındaki sakız gibi çiğnedi çiğnemesine, fakat o mazisinden gelen onuruyla savaşını sürdürüyor.
İşte bu takım bugün Galatasaray’ı değil Hagi’yi adeta Bakkal’daki sakız gibi çiğnedi.
Yani Mesut Bakkal Hagi’ yi 3-2 ile çiğnedi attı.
Galatasaray hep var ve hep var olacaktır. Dün de vardı, bugün de var, yarında olacak; yarınlarda daha çok olacak!
Şu doğru; bugünlerde Galatasaray’da var olan sizler;
“Takımın kimyasını bozdunuz.”
Yöneticisi, Çalıştırıcısı ve son zamanlarda seyircisi ile bunu el birliğiyle yapıyorsunuz.
Bilin ki yarın olmayacaksınız!
Hagi yeteneği ile gelmesi gerekirken, futbolcu aktarımlarıyla geldi. Bunu yapabilmesi için de, Misimoviç’i, Elano’yu, Kewell, Pino, Baros vd ile uğraşmaya başladı. Elano gitti harikalar yaratmaya başladı, Mismoviç’de…Stancu geldi, Culio geldi takımın olmayan birlikteliği tamamen bozuldu. Culio ile Baros kavga etmeye başladılar. Yetmedi Baros ile Hagi kavgayı sürdürdü.
Öyle bir kurgu ki, Baros Culio resmen top vermez oldu, Stancu da. Amaç belli ki yerlerine birilerini Romanya’dan getirmek. Ama bilmiyorlar ki Hagi gidici.
Hagi Çavuşesko zamanında Albaymış, Türkiye’de generalliğe yükseldi, fakat ne zaman ki çalıştırıcı oldu, tüm apoletlerini söktü. Hagi benim için bir er bile değil artık.
Yekta ve Pino’yu oynatmayan mantık, Galatasaray’a futbol mu oynatacak zannediyorsunuz. Bugünkü maçta da Kazim ve Baros yoktu.
Bizim Hagi ile ilgili aylardır yazdıklarımız haber diye çıkıyor:
1) ‘Günü kurtarma’ politikası altında getirildiğini herkesin bildiği Hagi için artık kapı göründü. Geldiği ilk günden bu yana sürekli “sabır, sabır” diyen Rumen teknik adam sabırları taşırdı. Hagi ile yollar ayrılacak. Yerine en büyük aday, yardımcısı olan Tugay Kerimoğlu.
2) Galatasaray Sportif Direktörü Adnan Sezgin’in artık hiçbir şansı kalmadı. Sezgin’in önümüzdeki günlerde yönetime istifasını vermesi bekleniyor.
3) Başkan Adnan Polat’ın ‘seçim’ baskılarına karşı koyacak gücü kalmadı. Ay sonu yapılacak olan Mali Genel Kurul’dan, Olağanüstü Genel Kurul Kararı çıkacak.
4) Bir çok oyuncu ile yollar ayrılacak. Bu isimlerin başında ise Ayhan, Mustafa Sarp, Barış Özbek ve Kewell geliyor. Ayhan Akman, özellikle Gaziantepspor maçında oyundan alınırken de taraftarlar tarafından ıslıklandı. Kewell’ın Asya Kupası’nda her maçta ‘muhteşem’ oynaması buraya gelince de 1 maçta sakatlanması akıllarda soru işareti olmaktan çıkacak. Bu isimlerin dışında Baros, Serkan Kurtuluş, İnsua, Pino gibi isimlerde takımdan gönderilecek.
Sezgin gitti değişen ne oldu. Hagi gitse, yönetim gitse değişen ne olacak?
Galatasaray’dan o kadar çok şey gitti ki, gelen kişiler giden değerleri geri getirmek için çok zorlanacak. Fakat şu gerçek ki gitmesi gerekenler gitmelidir.
Biz Ankaragücü maçına gidelim:
Maça gitmedim. Maçı veren TV’nin başına da geç…
Gittiğimde şaşırdım, çünkü sahada sanki Hagi’nin çıkardığı Galatasaray yoktu. Kazim ve Baros’da yoktu. Yerlerine Kewell, Pino ve Aydın vardı. Üçü de iyi idi, fakat Pino ve Aydın harikaydı.
Dakika 31’de Pino sanki Türkiye’nin en iyi top oynayan Galatasaray oyuncusu imiş gibi soldan topu getirdi ve Aydın Yılmaz durumu 1-0 yaptı.
Aydın sunucu arkadaşın dediğine göre, Bülent Korkmaz’ın Galatasaray’ı çalıştırdığı 6 Mart 2009’dan bu yana ilk kez gol atıyordu(2-1 Bursa maçında).
Birinci devre böyle bitti. İkinci devre Galatasaray şaşılacak şekilde yine iyi oynuyor, fakat Çağlar’ın bilerek kornere attığı top sonrası 51’de Sestak durumu 1-1 yapıyor. Fakat bu ara Pino ve Aydın durmuyor ve inadına iyi oynuyorlar. Öyle ki, 62’de Aydın bu sefer sağdan iniyor, şimşek hızı şutu direkten geri geliyor, topu izleyen Pino bugüne dek sahalarımızda ender görülen harika bir gol atıyor ve durum 2-1. Herkes mutlu fakat Hagi mutsuz olmalı ki, Galatasaray iyi oynarken o Galatasaray ile oynamaya başlıyor ve anlamsız değişikliklerle takımın kimyasını bozuyor.
Hagi’nin sinirleri çok bozuk, çünkü Galatasaray 2-1 galip. Yapıyor yapacağını ve 11 Aralık’tan bu yana oynamayan Arda’yı 80’44’te oyuna alıyor, sahanın en iyisi Pino’yu oyundan alarak.
Arda futbol oynamak istemiyor. Bunu fark eden altyapıdan arkadaşı Uğur Uçar(geçen yıl Ankaragücü’ne satıldı) Arda’nın futbol oynamama isteğini ebediyete dek yerine getirmek için ayağını kırmak istedi, fakat başaramadı. Özkahya hakemimizin tek hatası bu idi, çünkü ayak kırma olayını isteğe bağlı gördüğü için kırmızı kart göstermedi.
Sözü; yöneticilerin Hagi’nin kalışını uzattıkları gibi uzatmayayım son üç dakikada Sestak’ın attığı gollerle Galatasaray maçı 3-2 kaybediyor ve Hagi’de rahatlıyor.
Birileri Galatasaray’ın kötü gidişine değil Hagi’ye dur demesi gerekir.
Birileri çıkıp “Valizini de al git lan! ” deme noktasına taşıdı Hagi.
Kusura bakma Hagi;
Hagi, Hagi; hadi, hadi…
Zannediyorum FB maçına Galatasaray sahaya Turgay Kerimoğlu ile çıkacak.
Ve de o maçı da alacak!
Ama önce Hagi’yi alması gerekiyor.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
“Bir zamanlar Galatasaray vardı.”
En sonunda birileri bunu da söylettirdi.
Evet, Hagi bunu söylettirdi bugünkü Ankara’daki sarı lacivertliler karşısında. Anlayacağınız, Ankara’mızın devasa takımı Ankaragücü karşısında.
Adeta bu görkemli takımı oğluna teslim eden kişi, ağzındaki sakız gibi çiğnedi çiğnemesine, fakat o mazisinden gelen onuruyla savaşını sürdürüyor.
İşte bu takım bugün Galatasaray’ı değil Hagi’yi adeta Bakkal’daki sakız gibi çiğnedi.
Yani Mesut Bakkal Hagi’ yi 3-2 ile çiğnedi attı.
Galatasaray hep var ve hep var olacaktır. Dün de vardı, bugün de var, yarında olacak; yarınlarda daha çok olacak!
Şu doğru; bugünlerde Galatasaray’da var olan sizler;
“Takımın kimyasını bozdunuz.”
Yöneticisi, Çalıştırıcısı ve son zamanlarda seyircisi ile bunu el birliğiyle yapıyorsunuz.
Bilin ki yarın olmayacaksınız!
Hagi yeteneği ile gelmesi gerekirken, futbolcu aktarımlarıyla geldi. Bunu yapabilmesi için de, Misimoviç’i, Elano’yu, Kewell, Pino, Baros vd ile uğraşmaya başladı. Elano gitti harikalar yaratmaya başladı, Mismoviç’de…Stancu geldi, Culio geldi takımın olmayan birlikteliği tamamen bozuldu. Culio ile Baros kavga etmeye başladılar. Yetmedi Baros ile Hagi kavgayı sürdürdü.
Öyle bir kurgu ki, Baros Culio resmen top vermez oldu, Stancu da. Amaç belli ki yerlerine birilerini Romanya’dan getirmek. Ama bilmiyorlar ki Hagi gidici.
Hagi Çavuşesko zamanında Albaymış, Türkiye’de generalliğe yükseldi, fakat ne zaman ki çalıştırıcı oldu, tüm apoletlerini söktü. Hagi benim için bir er bile değil artık.
Yekta ve Pino’yu oynatmayan mantık, Galatasaray’a futbol mu oynatacak zannediyorsunuz. Bugünkü maçta da Kazim ve Baros yoktu.
Bizim Hagi ile ilgili aylardır yazdıklarımız haber diye çıkıyor:
1) ‘Günü kurtarma’ politikası altında getirildiğini herkesin bildiği Hagi için artık kapı göründü. Geldiği ilk günden bu yana sürekli “sabır, sabır” diyen Rumen teknik adam sabırları taşırdı. Hagi ile yollar ayrılacak. Yerine en büyük aday, yardımcısı olan Tugay Kerimoğlu.
2) Galatasaray Sportif Direktörü Adnan Sezgin’in artık hiçbir şansı kalmadı. Sezgin’in önümüzdeki günlerde yönetime istifasını vermesi bekleniyor.
3) Başkan Adnan Polat’ın ‘seçim’ baskılarına karşı koyacak gücü kalmadı. Ay sonu yapılacak olan Mali Genel Kurul’dan, Olağanüstü Genel Kurul Kararı çıkacak.
4) Bir çok oyuncu ile yollar ayrılacak. Bu isimlerin başında ise Ayhan, Mustafa Sarp, Barış Özbek ve Kewell geliyor. Ayhan Akman, özellikle Gaziantepspor maçında oyundan alınırken de taraftarlar tarafından ıslıklandı. Kewell’ın Asya Kupası’nda her maçta ‘muhteşem’ oynaması buraya gelince de 1 maçta sakatlanması akıllarda soru işareti olmaktan çıkacak. Bu isimlerin dışında Baros, Serkan Kurtuluş, İnsua, Pino gibi isimlerde takımdan gönderilecek.
Sezgin gitti değişen ne oldu. Hagi gitse, yönetim gitse değişen ne olacak?
Galatasaray’dan o kadar çok şey gitti ki, gelen kişiler giden değerleri geri getirmek için çok zorlanacak. Fakat şu gerçek ki gitmesi gerekenler gitmelidir.
Biz Ankaragücü maçına gidelim:
Maça gitmedim. Maçı veren TV’nin başına da geç…
Gittiğimde şaşırdım, çünkü sahada sanki Hagi’nin çıkardığı Galatasaray yoktu. Kazim ve Baros’da yoktu. Yerlerine Kewell, Pino ve Aydın vardı. Üçü de iyi idi, fakat Pino ve Aydın harikaydı.
Dakika 31’de Pino sanki Türkiye’nin en iyi top oynayan Galatasaray oyuncusu imiş gibi soldan topu getirdi ve Aydın Yılmaz durumu 1-0 yaptı.
Aydın sunucu arkadaşın dediğine göre, Bülent Korkmaz’ın Galatasaray’ı çalıştırdığı 6 Mart 2009’dan bu yana ilk kez gol atıyordu(2-1 Bursa maçında).
Birinci devre böyle bitti. İkinci devre Galatasaray şaşılacak şekilde yine iyi oynuyor, fakat Çağlar’ın bilerek kornere attığı top sonrası 51’de Sestak durumu 1-1 yapıyor. Fakat bu ara Pino ve Aydın durmuyor ve inadına iyi oynuyorlar. Öyle ki, 62’de Aydın bu sefer sağdan iniyor, şimşek hızı şutu direkten geri geliyor, topu izleyen Pino bugüne dek sahalarımızda ender görülen harika bir gol atıyor ve durum 2-1. Herkes mutlu fakat Hagi mutsuz olmalı ki, Galatasaray iyi oynarken o Galatasaray ile oynamaya başlıyor ve anlamsız değişikliklerle takımın kimyasını bozuyor.
Hagi’nin sinirleri çok bozuk, çünkü Galatasaray 2-1 galip. Yapıyor yapacağını ve 11 Aralık’tan bu yana oynamayan Arda’yı 80’44’te oyuna alıyor, sahanın en iyisi Pino’yu oyundan alarak.
Arda futbol oynamak istemiyor. Bunu fark eden altyapıdan arkadaşı Uğur Uçar(geçen yıl Ankaragücü’ne satıldı) Arda’nın futbol oynamama isteğini ebediyete dek yerine getirmek için ayağını kırmak istedi, fakat başaramadı. Özkahya hakemimizin tek hatası bu idi, çünkü ayak kırma olayını isteğe bağlı gördüğü için kırmızı kart göstermedi.
Sözü; yöneticilerin Hagi’nin kalışını uzattıkları gibi uzatmayayım son üç dakikada Sestak’ın attığı gollerle Galatasaray maçı 3-2 kaybediyor ve Hagi’de rahatlıyor.
Birileri Galatasaray’ın kötü gidişine değil Hagi’ye dur demesi gerekir.
Birileri çıkıp “Valizini de al git lan! ” deme noktasına taşıdı Hagi.
Kusura bakma Hagi;
Hagi, Hagi; hadi, hadi…
Zannediyorum FB maçına Galatasaray sahaya Turgay Kerimoğlu ile çıkacak.
Ve de o maçı da alacak!
Ama önce Hagi’yi alması gerekiyor.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
Yorumlar
Yorum Gönder