
Eski Çanlar Bardak Oldu
GÜNDEMLERİN EFENDİSİ İÇİN SURİYE VE FENER GÜNDEMİ
Gündem üretim merkezinden gündemlerin efendisi için yeni gündemler:
Gündemlerin efendisinin, gündem belirlemede sakın uzman olduğunu söylemeyin, hata yaparsınız, çünkü onun ulus ötesi gündem belirleyici uzmanları var. İçerde de gündemcikler belirleyen yağdanlığı yüksek sınırsız ve kuralsız demokrasi avcıları...
Sıkıştıkları an ‘Gündem Üssü’ çalışmaya başlıyor ve gündem üstüne gündem belitlettiriyorlar. Şimdi de; Suriye ve Fenerbahçe üzerinden, gündemlerin efendisi için yeni gündem oluşturdular:
1-Suriye uçağımız düşürdü(İsrail’in düşürmediği ne malum. Suriye bile bizden sonra öğrendi olayı. Dağlıca’da verdiğimiz şehitleri iki gündür kimse tartışmıyor)
2-Fenerbahçe UEFA tarafından affedildi(tümüyle affedildiği ne malum. Ya FB’ye büyük ceza gelirse ne olacak? Ne olacağı var mı; ayrı bir gündem olacak).
Bana kimse çıkıp, özellikle Suriye ilişkileri konusunda “Bu kritik süreçte senaryolarla iktidarı karalamanın zamanı değil, ulusal dayanışmanın zamanı” demesin. Bu ülke bu iktidar ile her saniye kritikleri yaşıyor; onun yanlış politikaları savunacak ulusal dayanışmalar, en az iktidar kadar tehlikeli bir duruş olur.
Benim endişem; bu son iki yeni gündemle, siyasal erkin yapacaklarıdır.
Evet, endişem:
Türkiye’min kaderini belirleyecek, yeni bir yasanın TBMM’nden çıkarılması,
Laik Demokratik Cumhuriyet’i yok edecek ve İslam Cumhuriyet’ine zemin oluşturacak sürecin başlatılması.
Başlatıldı bile;
Tamamen Arapça, Fransızca, Farsça sözcüklerden oluşmasına karşın adına ‘Türkçe’ dediğimiz dil üzerinden Uluslar arası Türkçe Olimpiyatları’ düzenleyen cemaat; 10. yıla özel çıkarılan madeni bir liradan Atatürk resmi çıkarılarak 1 milyon adet basanlar ve parayı piyasaya sürenler, yavaş-yavaş insanları bir şeylere alıştırmanın ön çalışmalarını yapıyorlar adeta. Bunlar, böylesi boşluklarda Cumhuriyeti yıkmanın farklı ve de daha keskin oyunlarına girmezler mi?
Ülkemin ulusal değerlerinin veya kurumlarının İsrail’e veya bir başkasına peşkeş çekilmesi.
Okyanus ötesindeki de gelmediğine göre, tek başına cirit atmaya devam.
Soruyor insanlar;
Ordumuzun başına çuval geçirenlere, Ortadoğu’da ve Afrika’nın kuzeyinde Müslümanları katledenlere karşı suskunluğunu neden bozmadın da şimdi kahramanları oynuyorsun?
“Uçağımızın Suriye’de işi ne idi?
Bunu sordum, fakat bu soruyu anlamsız buluyorum.
Bölge, savaş bölgesi. Türkiye’yi yakından ilgilendiren ve de ülkemin geleceğini belirleyecek gelişmeler yaşanıyor. Böylesi durumda ülkemin askeri yan gelip yatacak değil, o da kendi istihbaratını oluşturacak. Bu doğal, fakat böyle aptalca ve de kuşku dolu bir şekilde değil elbette ki.
Siz ulusal dayanışma istediğiniz olayda, muhalefeti ve de kamuoyunu bilgilendirmeyi bırakın, muhalefet partileri ile dayanışma içinde ortak siyasalar üretmeniz gerekirken, küresel efendinin tetikçisi izlenimin veren gizemli ilişkilerle süreci işletemezsiniz. İşletirseniz başınıza bu gelir. Çünkü, yanınızda ABD varken, yanı başınızda Rusya olduğunu unutmayın.
Adama böyle hatırlatırlar…
Çık işin içinden çıkabilirsen…
Senin ne hakkın var, ülkemi tehlikeli bir düzleme çekmeye. Sen başındaki PKK belasıyla uğraşman gerekirken, Suriye ve Rusya’ya kafa tutuyor, İsrail ile, İran’a saldırma kurguları içinde siyaset yapıyorsun..
Hade be ordan…
Sözde uzman ‘Bölgesel savaş çıkabilir’ diyor.
Bu uzman, ya salak, ya malak, ya da…Yıllardır bölgede yaşanan savaş değil de nedir? Yok bu savaşa ABD ve Rusya ve de Küresel efendinin taşeronları, Almanya, Fransa, İtalya v.d. katılır demek istiyorsa, o’na bölgesel savaş denmez, onun adı ‘Üçüncü dünya savaşıdır “. Ömer Çelakıllar buna ‘Kıyamet Savaşı’, yani 21 Aralık 2012’de başlanacağı savlanan kıyamet başlangıcı diyorlar ki, sakın inanma, bu sorumluluğu hiçbir ülke üstlenmez ve de kıyamet mıyamet(kıyametin soyadı) kopmaz. 1996 da Yunanistan, Miragesiyle F16’ımızı vurduğunda ve 2 şehit verdiğimizde kıyamet kopmadı da şimdi mi kopacak? . Sadece, küresel efendinin ve efendiciklerin ekonomik sömürülerine endeksli bölgesel rant savaşına ‘Türkiye dahl edilerek’ savaşın alanı genişletilebilir ve Türkiye’ye Kandil ve çevresi verilerek, PKK İran’a doğru itilir ve de ardından büyük olasılıkla İran’a yapılacak saldırıda Türkiye’den zoraki söz alınır…
Gündemcikler de var; ulusötesi gündem üssünün Türkiye’deki taşeronlarının ürettiği gündemcikler gibi;
Örneğin: adı sık-sık gündemde olduğu için adını belirtmeye gerek görmediğim bakanımız kaynaklı gündem:
“Bir internet sitesinde mevcut bakanı öven, eski bakanlar Nimet Baş ve Hüseyin Çelik’i ise eleştiren “X Bakanıanlamak” başlıklı bir yazı yayımlanmış, Bakanlık Basın Müşavirliği de bu yazıyı bütün milletvekillerine elektronik posta ile iletmişti. Yazı doğal olarak milletvekilleri Nimet Baş ve Çelik’e de ulaşmıştı. Yazıda bir ilçe müdürünü bile görevden alamamakla, ‘attığı imzayı yalamakla’ suçlanan Baş, 330 Ak Parti milletvekiline gönderdiği mektupta “Baştan sona iftira, hakaret ve aşağılama dolu bu metnin içeriğine bir onur mücadelesi çerçevesinde cevap veriyorum….Bu krizi dün Radikal’in duyurmasının ardından konu Ankara gündeminin en üst sıralarına taşındı.”
"Yiyin birbirinizi!!" demek kolay, kolay olmasına da asla birbirlerini yemeyecekleri gün gibi ortada, çünkü X bakanın reis diye tanımladığı reis bunların döğer....Karşıtları için(Ar. Muhalefet) şu beklenti yanlış; bunlar birbirini yiyecek, ben aradan sıyrılacağım mantığı...Siz eğer İktidarın kendisini bitirmesini beklerseniz, ancak kendi bitmişliğini görürsünüz. Burada önemli olan, doğru politikalar ile, başta Reis olmak üzere, Mehmet Barlas'ın baldızı Nimet'i, intihalcı Ömer'i ve doğudan gelen irticacı Donkişot Hüsen'i iyi anlatmanızdır. Unutmayın, onlar asla birbirini yemez, sen dururken; sen yeter ki kendi kendini yeme ve yedirme...
Eee, bıktık aynı şeyleri yazmaktan ve de yaşamaktan…
Adamlar, göstermelik sanal gündemlerle bildiklerini okumayı sürdürüyorlar, biz yazıyoruz, birileri de aval-aval trenlere bakıyor.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@mynet.com
GSM. 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder