Samsunlu hemşehrilerimin ancak acısın paylaşabiliyorum; bir şeyler yapmak için elimde yetkim yok. Tek yetkim oy kullanmak ve o yetkimi tüm bu afetlerin yaratıcısı'onlara oy vermemekle yerine getiriyorum.
SAMSUN’DA TOKİ’NİN NEDEN OLDUĞU FACİA VE AFET YASASI (KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI)
“Afet Yasası olan Kentsel dönüşüm yasası adıyla çıkan cepsel dönüşüm yasasıdır. Afetin önünün açtığı çini de bir başka benzetmeyle ‘R-cep’ yasasıdır.”:
Neden mi? İşte nedeni?
Samsun-Canik'te 70 metrelik dere yatağı, zamanla 20 metreye indirilip bölge imara açılınca felateket de gecikmedi. Şiddetli yağışla taşan nehir de TOKİ'nin yaptığı evleri yuttu . Bu katlarda kalan ailelerin büyük bölümü kendi imkânlarıyla sel sularından kurtulmayı başarırken, bazı vatandaşlar bodrum katlarında mahsur kaldı. 6'sı çocuk 9 kişi hayatını kaybetti. 4 kişi de kayboldu.
Bu hatayı kentsel dönüşümün öncülüğünü üstlenen TOKİ'nin yapması gözlerin bir kez daha kuruma çevrilmesine neden oldu. (4 Temmuz 2012). Bu anlayış, ükeyi her bağlamda felakete götürüyor. Evet, yaşamın her alanıdaki yeni gelişmeler siyasi ve ekonomik ranta eklemlendirildiği için, tüm alanlarda (Ekonomi, Sosyal, Kültürel ve bunları tümleyen iç ve dış sosyal politikalar, kent politikaları ve türevleri; Kentsel dönüşüm, İmar, İnşa, ulaşım, haberleşme v.d) bu felaketler yaşanacaktır.
Lütfen düşünün; her şeyi özelleştiren iktidar Toplu Konut İdaresi’ni (TOKİ) özelleştirmedi. Özelleştirmedi, çünkü o kurum aracılığıyla kitleye ulaştı ve siyasi ekonomik rant yaptı. Konutları önündeki seçimlere yetiştirmek için, mühendislik-Mimarlık ve kent biliminden soyut ışık hızıyla ‘tıpkı duble yollar gibi’ inşa etti. Ve dedikler ki; “İnşaat sektörü, ekonomimizin lokomatifidir. Bu sektör sayesinde istihdamı yaratıyoruz. “ Külliyen doğru, fakat külliyen yanlış politikalarla İnşaat sektörünün bu işlevini siyasi ve ekonomik rantlarına a(e)klemlendırdıler.
TOKİ aynı zamanda ‘onlara göre’ kentsel dönüşümün öncü kuruluşu idi. İşte bu kuruluşun başına son derece yetersiz elemanları getirdiler. Hatta o kişi bugün Bakan oldu. Yeterli ve birikimli mühendis ve mimarları kurumdan uzak tuttular. Sadece TOKİ ‘de değil yatırımcı tüm kuruluşlarda (Örneğin ‘biraz narsistlik olacak ama’ “beni” diyorum). Öyle ki, bu yatarımcı kuruluşların başına mühendis ve mimar olmayan ‘dışarıdan yüksek okul diplaması almış’ kimlikleri getirdiler.
Örneğin SGK inşaat dairesi başkanlığına getirdikleri kişi. Bu kişi ne mi yaptı? Kurumda afet gibi eserek; nerde Atatürkçü ve ilerici kimlik varsa temlzledi. Hatta kanser olan bir teknik elemanın(yani ölüm döşeğindeki elemanın) tayinin bile çıkaran kimliktir ve o eleman tayin sürecinde yaşamını yitirdi (Bunu bana özellikle yazmayın dediler, bu son olay nedeniyle dayanamadım yazdım). Yıllarca yazdık. İnanın bu ‘Yıllarca yazdık’ demekten de bıktım.
http://artvin.biz/artvin-yazilar/yoresel/678-rizedeki-felaket-yillardir-geliyorum-diye-bagiriyordu/
‘Kentsel Dönüşüm Yasası Cepsel dönüşüm yasası olan R-cep Yasasıdır’ alt başlığını ilk kez; 23 Haziran 2010 günkü ‘Busemiz babasına siper oldu biz olamadık’ başlıklı Blog, 23 Eylül 2010 tarihli ‘Başbakanın çılgın İstanbul projeleri’ başlıklı blog ve ayni tarihli ‘Hıncal Uluç’un çılgın buldu Re-Cep’ başlıklı blogcu yazılarımda kullanmıştım.
- http://blog.milliyet.com.tr/busemiz-babasina-siper-oldu-biz-olamadik/Blog/?BlogNo=249987
- http://evm.blogcu.com/hincal-uluc-un-cilgin-buldugu-re-cep-projeleri/8991534
- http://blog.milliyet.com.tr/basbakanin-cilgin-istanbul-projeleri/Blog/?BlogNo=266752
Şimdi de; önceki yazı başlıklarımı harmanlayıp oluşturduğum; “Kentsel Dönüşüm Yasası Adıyla Çıkan Cepsel Dönüşüm Yasası ‘R-Cep’ Yasalarıdır” başlığıyla Kentsel Dönüşüm Yasasını’ işlemeye çalışacağım. Kentsel veya ülkesel dönüşümlerle ilgili tüm yasalar benim için ‘R-Cep’ yasalarıdır. Çünkü son olarak; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kamuoyunda 'Afet Yasası' olarak bilinen Kentsel Dönüşüm Yasası'nı onayladı.
İnternette, yaratıcı kimliğimizi öne çıkaran bir ileti gezinir oldu, son günlerde: “Bize, kürtaji tartıştırırken, 3. Köprüyü ihale etti, kentsel dönüşüm Yasası’nı çıkardı ve Aselsan’ın %51 hissesini İsraillilere sattı” şeklinde. Dorudur, bunlardan biri de gerçekten ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ idi. Cumhurbaşkanının 29 Mayıs 2012’de onayladığı ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ ne getiriyor, ne götürüyor bir bakalım: Riskli yapıların tespiti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanacak yönetmelikte belirlenen çerçevede, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcilerince, masrafları kendilerine ait olmak üzere, bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılacak.
Bu demektir ki; Demokratik kitle örgütü olan ilgili Kamu kurumları, yani TMMOB ve Ona bağlı başta İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), Mimarlar Odası (M.O), Makine Mühendisler Odası (MMO), Elektrik Mühendisler Odası (EMO) ve diğer meslek odaları, üniversiteler benim umurumda değil, ben Çevre ve Şehircilik Bakanlığımla (ÇŞB) istediğim şeyi yaptırırım, çünkü ‘dediğim dedik, çaldığım düdük’tür. Yine bu kuruluşları öteleyen diğer yaptırımlara bakalım: “Riskli yapıların tespiti sahiplerinden istenecek, Tespitler yapılmazı ise, bu görev ÇŞB veya belediyeler ile il özel idarelere verilecek…
Bakanlığın talebi üzerine Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu kapsamında bulunan yerler de dahil olmak üzere, Hazine'nin özel mülkiyetinde bulunan riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarındaki taşınmazlar ÇŞB’na tahsis edilecek veya TOKİ'ye ve belediyeye bedelsiz devredilebilecek…
Hazine dışındaki kamu idarelerin mülkiyetinde olan taşınmazlar da TOKİ'ye veya belediyeye bedelsiz devredilebilecek. Tahsis ve devir tarihinden itibaren 3 yıl içinde ve gerekli görülen hallerde bakanlığın talebi üzerine, Maliye Bakanlığı'nca uzatılan süre içinde amacına uygun kullanılmadığı tespit edilen taşınmazlar, bedelsiz olarak ve resen tapuda Hazine adına tescil edilecek veya önceki maliki olan kamu idaresine devredilecek.”
Hiç aklınıza geldi mi, giremedikleri askeri alanları veya göz diktikleri yerlere ne incir ağaçları dikecekleri?
Aklınıza getirmek için, aşağıdaki yaptırımları okuyun: “TOKİ veya belediye, kanun kapsamındaki proje ve uygulamalar süresince, riskli alanlarda, riskli alanların bulunduğu taşınmazlarda ve rezerv yapı alanlarında, her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini geçici olarak durdurabilecek….
Bakanlık, belediye ve TOKİ'nin talep etmesi halinde, hak sahiplerinin de görüşü alınarak, riskli alanlardaki yapılar ile riskli yapılara, elektrik, su, doğalgaz hizmetleri verilmeyecek, verilen hizmetler de durdurulacak….
Bakanlık, TOKİ ve belediye, danışmanlık, yazılım, araştırma, kadastro, kamulaştırma gibi bazı çalışmaları, Kamu İhale Kanunu'na tabi olmaksızın, ortak hizmet uygulamalarıyla da gerçekleştirebilecek…
Şehrin içindeki veya yakın çevresindeki ormanlık alanlar, afetler öncesinde piknik alanı ve mesire yeri, afetler sonrasında da barınma yeri olarak kullanılabilecek.”
Türk Mühendis ve Mimar Odaları(TMMOB), nerede aklına geliyor biliyor musunuz?
Sadece bilirkişi olabilecek mühendis ve mimarların isimlerini isterken: “TMMOB’ye bağlı meslek odalarınca; nüfusu 500 binin altında olan yerler için 25-50, nüfusu 500 bin-1 milyon arasında olan yerler için 50-100, nüfusu 1-3 milyon olan yerler için 100-150, nüfusu 3 milyonun üzerinde olan yerler için 150-350 bilirkişinin ismi ve adresinin yer aldığı listeler valiliklere verilecek. Taraflar bilirkişi seçmekte anlaşamazlarsa kura ile seçilecek.”
TMMOB’ye verilen işlevi de şöyle yok ediyor: “Sermaye Piyasası Kurulu'nun kayıtlı değerleme uzmanları, bilirkişilik yapabilecek. Yeterli değerleme uzmanı bulunan yerlerde, öncelik bu uzmanlara verilecek… TOKİ'nin, konut talep eden kurum ve kuruluşla imzaladığı protokolde belirlenen inşaat bedelinin yüzde 3'ü ile yüzde 10'u arasında alacağı idare hizmet payı, TOKİ'nin geliri olacak.” Her yaptırım getiri esasıyla donanımlı.
Örneğin: “Bina cephelerinde değişiklik ve yenileme kararları ile özel aydınlatma ve çevre düzenlemesi çalışmaları, kat maliklerinin nitelikli çoğunluğunun oyuyla değil, arsa payı çoğunluğuyla verecekleri karara göre yapılacak.” İfadesi. Keyfiliği esas alacak ve ayrıcalık yaratacak veya ideolojilerine hizmet edecek yaptırımlar da var. Örneğin; “Belediye meclislerinin salt çoğunluk ile alacağı kararla masrafların tamamı veya bir kısmı belediye bütçesinden karşılanmak kaydıyla kentin uygun görülen alanlarında bina cephelerinde değişiklik, yenileme, özel aydınlatma ve çevre tanzimi çalışmaları yapılabilecek. Cephe değişikliği yapılacak binalarda telif hakkı sahibine, talep etmesi halinde telif hakkı ödenecek.. Büyükşehir belediyeleri kentsel dönüşüm alanı ilan edilen yerler ile yenileme alanı ilan edilen alanlarda, kamu kurum ve kuruluşlarıyla protokol yaparak, yıkılan ibadethane ve yurtların yerine veya ihtiyaç duyulan yerlerde ibadethane ve yurt yapabilecek.” İfadesi. Kent rantçısının; “Kentsel dönüşüm için 400-500 milyar dolarlık bir bütçeden bahsediliyor. Yasanın inşaat sektörünü ivmelendireceği muhakkak” sözleri, sözlerimi doğrulamıyor mu? Tekrar ediyorum; yasa bu haliyle katmerli bir ‘R-Cep’ yasası. Peki doğruları yok mu? Elbette ki, her yanlışın içindeki doğru kadar doğrusu var, fakat yukarıdaki yanlışlar, yanlışın içindeki tüm doğruları yok ediyor.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
Teknopolitikalar Platformu
evesbere@gmail.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder