ÇEVRECİLİĞİN VE ÇEVRENİN EFENDİSİ OKTAY EKİNCİ DE ARAMIZDAN AYRILDI
“Mimarlar Odası eski genel başkanı ve akademisyen Oktay Ekinci’yi (61) aramızdan ayrıldı. Beyin kanaması nedeniyle Alman Hastanesi’nde bir süredir tedavi gören Ekinci dün akşam saatlerinde (14 Ekim 2013) solunum ve kalp durması sonucu yaşamını yitirdi. Ekinci en son 13 Ekim’de Cumhuriyet gazetesinde çıkan yazısında hastane odasından gördüğü boğaz manzarasının nasıl tahrip edildiğini yazmıştı.
1992 yılından beri Cumhuriyet’te düzenli olarak yazan Ekinci “ÇED Köşesi” ile özdeşleşmişti.” Oktay Ekinci, ışıklara yolculuğunu erken başlattı ve yanlış yaptı, çünkü Türkiye’nin o’na daha çok gereksinimi vardı.
Biz sevenler, o’nu kaybetmedik, o özellikle; kentleşmeye ve çevreciliğe verdiği katkılarıyla, doğaya ve doğana duyarlı beyinlerde öylesine yer etti ki, o’nu asla kaybettirmez bize.
Cumhuriyet gazetesinin ‘Olaylar Ve Görüşler’ köşesine aynı yıllarda ‘yazılarımızla’ konuk olmaya başladık.TMMOB bütününde deki görevlerimiz nedeniyle kesişen zamanlarımız oldu.Tanımı zor müthiş bir kişilikti ve müthiş de bir zeka idi.
O, Muğla’dan İstanbul’a göçtü ve Cumhuriyet’e çok daha yakın oldu; öyle bir yakınlık ki, Cumhuriyet adeta Oktay Ekinci’nin “ÇED Köşesi” ile anılır oldu. Zaman-zaman telefonlaşırdık.
Son olarak Köy Hizmetleri Diyarbakır Bölge Müdür iken bir arada olduk: 2002’nin kavurucu Ağustos sıcağında Lice kırsalındayız. Telefonum çaldı, etkileyici sesini hemen tanıdığım Oktay Ekinci idi karşımdaki. Kesin Gazete için bir şey isteyeceğini düşündüm, çünkü araç telefonundan değil benim telefonumdan arıyordu. Diyarbakır’da olduğunu söyleyince şaşırdım.
Asıl kendisinin şaşırdığını söyledi, çünkü Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin davetlisi olarak, Diyarbakır’a geldiğini, 3 gün süren kentleşme sempozyumu için burada olduğunu ve yarın döneceğin söyledi. Başkanın masasındaki, Diyarbakır 8. Bölge Müdürlüğü’nün yayın organı “Köy Hizmetler Dergisi” dikkatini çekmiş, dergiyi açar açmaz beni görünce şaşırıyor. “Haydaa, dün Ankara’da idi,..” diye kendi kendine mırıldanınca, başkan , evet 2 ay önce atandığımı, dağ taş kırsal kesimi gezerek sorunları yerinde izlediğim için beni ziyaret edemediklerin ve böyle güzel bir dergi çıkardığımı söylemiş..
Ekinci’nin tüm bunlara sevindiğini telefondaki sesinden anlayabiliyordum. Yarın döneceğini, görüşmek istediğin söyleyince, hemen Diyarbakır’a dönüş yaptık. Saatlerce Diyarbakır’ı konuştuk, tartıştık ve özellikle benim burada olmama çok sevindiğini belirtti. Onun bir Diyarbakır aşığı olduğun o gün öğrendim. KHGM dergisini de yanına alarak ‘Çed’ köşesinde işleyeceğin söyleyerek vedalaştık.
Bu sayın Ekinci ile son bir araya gelişimizdi. Telefon görüşmelerimiz devam etti, fakat sık-sık İstanbul’a gitmeme karşın, dahası bir ayağım İstanbul’da olmasına karşın ‘işlerinin yoğunluğu nedeniyle de’ bir araya gelemedik.
Ve bundan tam 4 ay önce, Faruk Soydemir kardeşime Olgunlar’da rastladığımda, Ekinci ile ilgili söyledikleri beni şoke etmişti. Faruk Soydemir, Oktay Ekinci’nin yönetim kurulu başkanlığı yaptığı dönemlerde de Mimarlar Odası’nda Genel Sekreterlik görevini üstlenen arkadaşımızdı. Oktay Ekinci’nin rahatsızlığının özünü öğrendiğimde şaşkınlığım ve üzüntüm daha da arttı.
Faruk’da çok üzgündü. Nasıl görüşebileceğimi sorduğum da aldığım yanıt beni umutsuzluğa da itti, çünkü sayın Ekinci ile görüşmeyi hastalığı engelliyormuş.
Yıllar önce (29 Mart 2002); Cumhuriyet gazetesinde hazırladığı, ''Türkiye'nin Geleceğine Bakış'' dizisine “Örgütlü Mühendis ve Mimarlardan korkuluyor” başlığıyla verdiğim röportajda şunları söylemişim, sevgili Oktay Ekinciye: “Yeni lider, yeni siyasi kimlikler deyince hep malum örgütlülükler içindeki isimler akla gelmekte ve onlar öne çıkarılmaktadır..
Ekonomik ve siyasi rant anlayışının günümüzün olumsuz yapısının kurguladığını ve kurumsallaştırdığını, bunu kırmadığınız sürece, bu yapıda ancak birilerinin siyasi geleceği parlatılabilir. Asla ülkenin geleceği parlatılamaz, şansı yükseltilemez.. Niçin TMMOB gibi 250 bini aşmış entelektüel örgüt disiplini içinden siyasi yeni kimlik aranmaz. Çünkü örgütlü mühendis ve mimarlardan korkuluyor.
Bu nedenledir ki merkezi yapı karar alma süreçlerinde TMMOB ve benzer örgütlülüklere yeterince yer vermez. Birilerinin siyasi geleceği değil, ülkenin geleceği önemlidir. Bu nedenle büyük olaylara küçük adamlarla bakmayan, solu, salt sol içinde değil, toplum içinde örgütleyen birlikter anlayışı egemen kılmaya çalışan kişileri değil, projeleri öne çıkaran, projelerin altına değil, projelerle imza atmayı ilke edinen ve lider erkine tapınma yaklaşımından uzak, tabandan tavana toplumsal uzlaşı temeline dayalı anlayışın kurumsallığı ulusal bir zorunluluk olarak görülmelidir.''
Sayın Ekinci’ye 2008’de DSP’den İstanbul adaylığı teklifi geldiğinde, tüm sol partilerin ortak adayı gösterilirse aday olabileceğini söyleme yürekliliğini gösterebilen dosdoğru bir insandı. Bu beni hem gururlandırdı, hem de İstanbul adına umutlandırdı. Evet, İstanbul adına umutlandırmıştı, çünkü Ekinci gibi kimlikler bu ülkenin gereksinimini aşmış, zorunlu kimliklerdir.
Bu nedenle; Ekinci’ye yapılan bu teklifin geç kalınmış ve de yetersiz bir teklif olduğunu düşünerek; “Sözü fazla uzatmanın anlamı, özdeki anlamı bozmaktır. Benim; Türkiye’nin geleceği adına, İstanbul adayım Oktay Ekinci’dir.” diyerek, yazımı şu tümce ile bitirmiştim:
“Değerlerini bulamayanlar, değersizlere teslim olurlar !!!!”
Nitekim öyle oldu ve sol bu öneriye sıcak bakmayarak İstanbul değersize teslim edildi.
Konumunu asla siyasi ranta tahvil etmeyen Oktay Ekinci sol için bir şanstı. Sol o şansı kullanamamıştı.
Yazımdan sonra sayın Ekinci şu iletiyi göndermişti ve her şeyi anlatıyordu: “Şevket arkadaşım, yazına teşekkür ederim. Bakalım Soldan nasıl bir yanıt gelecek? İyi dileklerimle (Oktay Ekinci-07/12/2008).
Solun o gün yaptığı doğru değildi, ya ‘doğaya ve doğana aşık’ dost insan Ekincinin yaptığı..
Güle-güle ‘Çevreciliğin’ ve çevrenin efendisi. Gerçekten yaptığın doğru değil, inan çok üzdün sevenlerini; çevreyi öksüz bırakmaya hakkın yoktu.
http://blog.milliyet.com.tr/oktay-ekinci-nin-adayligi/Blog/?BlogNo=148719
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
GÜLDÜŞÜN ÇORBASI
sevket-che@hotmail.com.tr
evesbere@mynet.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder