EDEPLİ T-AYİP EDEPSİZ F-EYZİOĞLU VE ÜLKEMİN DÜNYA LİDERLİĞİ İÇİN LİDERE GEREKSİNİM DUYMASI
11 Mayıs 2014
Anlamakta güçlük çekiyorum; Türkiye’nin dünya liderleri arasında yer aldığı iddialarını.
Dünya liderliği için, iyi ekonomiden çok, iyi bir lidere gereksinimiz var. Salt kendi doğrularıyla hareket eden, düz mantık ötesi dümdüz mantık duruşuyla, her şeye karışan, her şeyi bilen ve salt kendi doğrularıyla hareket eden ve de yüce makamları bile hakaret nöbetine girerek dağ başına çeviren biri ile asla ülkeyi ‘Dünya Lideri’ yapamazsınız. Yaptım derseniz, ‘var olan ulusal değerleri satarak elde edilen’ görece sanal bir lider izlenimi verirsiniz ancak.
Eğer ‘Türkiye Barolar Birliği Başkanı Turan Feyzioğlu’nun şu konuşmasına öfkelenip hakaretlerle salonu terk ediyorsa Türkiye’nin lideri yoktur demektir: “Sayın Cumhurbaşkanım, Zat-ı Alinize ve buradaki muhterem heyete iletmek üzere, üzerimde bir selam borcu var. Van’da konteynır kentte yaşamaya devam eden kiracıların selamı. Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir. Sosyal devlet, yurttaşın barınma ihtiyacını gidermek zorundadır..
Deprem, kiracı-mal sahibi ayrımı yapmadan binaları yıkıp insanlarımızı öldürmüş, deprem konutları ise öncelikli olarak mal sahiplerine ve yalnızca bir kısım kiracıya ise kurayla tahsis edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti bu insanlarımızın mağduriyetini giderebilecek kudrete kuşkusuz sahiptir. Basit bir yönetmelik değişikliğiyle bile çözüm bulunabileceğini düşündüğümüz bu sorunun kısa sürede giderilmesini dileyerek bu selamı sizlere iletiyorum.”
Düşünün; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay’ın 146’nci yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törende konuşan ve sayın Başbakan ifadesini esirgemeyen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’na tepki göstererek şu hakaretleri yapabiliyor: “ "Edepsizlik yapıyorsun, yeter artık, yanlış konuşuyorsun'” . Siz karar verin, kimin edepsiz olduğunu..
Gelelim diğer gerçekleri anlatan ben edepsizin söyledikleriyle edepsizliği daha iyi algılayamaya: Neymiş efendim Bankacılık refah düzeyini artıracakmış. Bankacılık sektörü büyükler ligine koşuyormuş. Türkiye’nin gücünü dünyaya taşımışlar. İstanbul finans merkezi küresel derinlik getirecekmiş. İstanbul, New York, Londra, Tokyo para ekseninde öne çıkacakmış. Türk bankacılığı 10 yıl sonra ilk sıralara gelecekmiş, Müşteriyi üstün tutan kazanacakmış.
- En sondan başlayayım. Hangi müşteriyi üstün tutuyor?
- Benim yoksul halkımı mı, yoksa, ‘Yüksek faiz düşük kur’ politikasıyla, döviz bozdurup, TL’ye yatırım yaparak aldıkları tatlı faizler karşısında Türkiye tutkunu olan yabancıları mı?
Biliyorsunuz, şimdilerde küresel ekonomik iklim karşısında, Türkiye’de reel mevduat faizi, sıfırın altına düşünce, yani yüksek faiz dönemi bitince süreç işlemez oldu. Fakat yine de sıcak paracılar için, bugünkü düşük TL’ faizi bile yüksektir. Olası kur ayarlamasıyla değer düşürme(devalüasyon) riskine karşın döviz akımı sürmekte-ki her an devalüasyon olasılığı var-yanı sıcak para akmakta, çünkü TL değer kaybetmemektedir.
- Uzmanların bu işleyen sürecin Hasan’ın böreği olduğunu ve senin de yemeni istediği, yani fırsat bu, börek her an bitebilir, sende bal tut parmağını yala mantığı mı Türkiye ekonomide dünya lideri yapacak?
- Bırak dünya liderliğini, gelecekte İstanbul ve Ankara’nın olası susuzluğunu giderecek projen var mı?
- Olası İstanbul depremi için önlemlerin nedir?
- Bu işleyen süreç, Türkiye’yi önümüzdeki günlerde yer bitirir.
- İşte ben bu mantığı anlamıyorum. Yani bu mu; Türkiye ekonomisini itici gücü dayanıklı bankacılık?
- Şu bankaların, devlet olan borçlarını bir çıkarın bakalım, ne çıkacak karşınıza?
Örneğin; bankalara yatırılan her mevduat karşılığında bankaların, Merkez Bankasına yatırdıkları para, yani zorunlu karşılık borçları (Ar. Munzam). Daha doğrusu, bu zorunlu karşılıkları bankalar yatırıyorlar mı, yoksa Merkez Bankası’na yatıracakları bu karşılıkları da işletiyorlar mı? (finans işletmeciliğin bilmediğim için sordum).
Dünya’da 1 numara Çin. Bunu sağır sultan bile öğrendi. Dediğiniz gibi, dünyanın en büyük ekonomisi olma yolunda hızla ilerliyor. Mao’nun Kızıl Çin’i, kapitalizmin Sam Amcası’nın korkulu rüyası oldu. Evet, dünyanın en zenginleri listesinde 122 Çinlinin olduğu doğrudur. Rusya’da da aynı süreç işliyor; bilmem dünyanın en zengin kaç Rus’u var?. Bunlar su gibi para harcıyorlarmış, yat, lüks otomobil ve giysiler için.
Çok doğru, bu dediklerinizi yapıyorlar yapmasına da, sokakta dans eden mutlu insanları anlayamadım. Yani, şimdi, o devasa Çin ve Rus nüfusu mutluluktan dans mı ediyor?
Sen belli ki, Çin’in ve Rusya’nın yoksul mahallelerinde dayak yemedin Gülden Aydın. Doğrudur ben de yemedim, çünkü en az Rusya kadar, Çin kadar bu varsıllık sürecinden payını aldığı söylenen Türkiye’de ben payımı almadım, 30 senelik Mühendisim, daha Rusya, hele ki Çin’e gidecek para bulamadım. Dünya finans merkezi haline getirilmeye çalışılan İstanbul’a bile ancak kardeşlerimin veya yeğenlerimizin evine konuk olabiliyoruz.
Şunu unutmayın, bu varsıllaşan dünü sosyalist ülkelerindeki ve gelişmekten olan ülkelerdeki bir grup egemen varsıllaşıyor, yoksul halk değil. Varsıllaşanlar da, ülkelerinin tüm ulusal değerlerini çıkarları için paylaşıyorlar. Yoksul ve sözde geliştiği savlanan ülkelerde bu paylaşımı gezegeni sömüren küresel efendilerle birlikte yaşama geçiriyorlar. Bilmiyorlar, gezegeninin ulusal bazdaki evrensel değerleri bittiğinde biteceklerini.
Türkiye lider ülke olma potansiyeline sahipmiş. Yok öyle bir şey, Türkiye’de birileri siyasal erke sırtını dayayıp ulusal değerleri yok etme(özel-leştirme) potansiyeline sahiptir.
Sözde, dünyayı fikirleriyle şekillendiren bir gazeteci olan Thomas Friedman, adeta Parasalcılığın (Monetarizm) babası Milton Friedman edasıyla; “Türkiye bir hisse senedi olsaydı kesenlikle satın alırdım” diyor. Aldılar bile; belli ki haberi yok. O’na göre sol ölmüş. Doğru söylüyor, solu besleyecek ne yoksul halk kaldı (çünkü hepsi zengin oldu), ne de, sol teori üretecek zekâya sahip lider ve kadrosu kaldı (doğru, hepsi kapital zekâya dönüş yaptı). Şu bir gerçek ki, 20. Yüzyılın ideolojileri tek-tek ölecektir, sırada Kapitalizm var. Ve Türkiye’de AKP sağın son seçeneğidir, az kaldı gidiyor.
Beni en çok ürküten, bu süreçte ülkem ve ülkemin finans sömürü odağı İstanbul’a yapılanlar ve yapılacak olanlar. Çünkü adamlar, Tayyip Erdoğan için güçlendirilmiş cumhurbaşkanı, Abdullah Gül için de güçsüzleştirilmiş bir başbakanlığı senaryolaştırıyorlar.
Yerel seçimde bakanları belediye başkanı yaptıkları gibi. Resmen, gitmeyeceğiz diyorlar, Bunun için de; Türkiye hedefini koymuş; ekonomide, kentsel dönüşümlerle 2023’e hızla koşuyormuş. Yapılar depremlere karşı güçlendiriliyormuş. Külliyen yalan; İstanbul’da ve ülkemde yeni rant alanları açmaktan başka bir şey yapılmamaktadır, birde eleştirenlere de alabildiğine hakaretler…
Bence uçuruma koşuyorlar (Beni eleştirme, o İstanbul’u ve Türkiye’yi götürürken, sen hala kredi kartı borcu yüzünden ATM’lerin önünden geçemediğini unutma!!!).
Kanal İstanbul (2. İstanbul boğazı), Marmara, 3. Köprü etrafında kurulacak yeni şehirler, sağlık kampusları ve Olimpiyat Köyü ile İstanbul yeni bir çehreye kavuşacakmış. Ve İstanbul’un siluetini bozan devasa yükseklikteki yapılar ülkemin modernleşmesi imiş. Padişahım, hani bu yüksek yapıları yapanlara küsmüştünüz.
Peki; Zeytinburnu'nda 111 dönümlük tarihi tank fabrikası arazisini 70 metre (23 kat) yüksekliğinde inşaat izniyle ihaleye çıkartılmasına ne diyeceksiniz?
İnandım değil mi Öküz abi; İstanbul bu projelerle doğası ve doğanıyla yok edilecek, yani sen ve oksijen soluduğun alanlar.. İstanbul finans merkezi, ekonominin beyni olacak
Hayır! İstanbul birilerinin sömürü düzlemi olacak (1 Mayıs 2013), o da Cumhurbaşkanı, önceki de Başbakan..Ülkenin siyasi ve ikbal gücü bunlara vahi inmişçesine sunulacak..
Beyler, edepsizliklerle harmanlanmış bu oligarşi bu denli devam etmez. Ülkem’de, üniversite eğitimi tartışılan bir sucuk mırsızı edepli, Prof. Dr. Metin Feyizoğlu edepsiz, olacak iş değil.
Neymiş, Feyzioğlu siyasi liderliğe oynuyormuş, yakışır.. Bence sizlerin yanlış politikaları Feyzioğlu’nu gündeme getiriyor. Bir yanınız da; CHP liderliğini seçenek gösterip, kurnaz aklınızla Kılıçdaroğlunu zorda bırakmak ve bırakmaya zorlamak, gülerim sadece.. Tilki kurnazlığı hep kaybetmiştir, insan zekiliği ise kazanmıştır ve kazanacaktır da..
http://blog.milliyet.com.tr/lider-olmanin-evrensel-kosulu/Blog/?BlogNo=414476
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder