23 NİSAN’IN 93. YILINI KUTLAMAK VE ERMENİ SOYKIRIM TEKRARLARI..
22 Nisan 2015
Aslında, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı 2 zamanda kutluyoruz. Birincisi; “Ulusal Egemenlik Bayramı”’nın 93. Yıldönümünü, ikincisi; “Çocuk Bayramı”’nın 80. Yıldönümünü kutlayarak.
Çünkü; “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”, TBMM'nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan 23 Nisan Millî Bayramı ve 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılmasıyla, önce 1 Kasım olarak kabul edilen, sonra 1935'te 23 Nisan Millî Bayramı'yla birleştirilen Hâkimiyet-i Milliye Bayramı (Ulusal Egemenlik Bayramı) ile Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin (Çocuk Esirgeme kurumu) 1927'de ilan ettiği ve ilki Atatürk'ün himayesinde düzenlenen 23 Nisan Çocuk Bayramı'nın kendiliğinden birleşmesiyle oluştu.
1980 faşist darbesi döneminde Milli Güvenlik Konseyi, bu bayrama resmî olarak "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" adını verdi.
İlginç bir gelişme oldu: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'le ortak basın toplantısında tarihi bir kararı açıkladı. Erdoğan "Çanakkale Savaşları'nın 100. yıl anmasına tüm devlet başkanlarını çağırdık. 24 Nisan'da da Aliyev kardeşimizle orada olacağız." dedi.
Çanakkale Savaşı'nda deniz savaşları 18 Mart'ta, kara savaşları ise 25 Nisan 1915'te başlamıştı. Türkiye 18 Mart'ı "şehitleri anma günü" olarak belirlemişti.
Aliyev: Bugün imzalanan anlaşmalarda ileri atılacak adımlar atıldı. Türkiye G20'ye Azerbeycan'ı çağırdı. Aziz kardeşim Erdoğan'a minnettarım. 24 Nisan'da Çanakkale'de bir araya geleceğiz. Bu tarihin seçilmesi çok önemlidir. Ermenistan sulh istemiyor. Minsk gurubu da bir netice alamıyor. Ermenistan işgaline devam ediyor. Azerbaycan toprak bütünlüğünü koruyacak. Türkiye - Azerbaycan kardeşliği dünyada çok önemli bir yerdedir. Gelecekte de büyük ilerlemelere sahne olacak.
Biliyorsunuz, gerek Türkiye’nin, gerekse Azerbaycan’ın Ermeni ulusuyla tarihten gelen kronik sorunları var. Aslında karşılıklı suçlamaların evrensel barış algısıyla giderilmesi gerekirken, aksine böylesi ve inatsı duruşlarla, ille de köy kurnazlığıyla bu barış sürecini ötelemek, olguyu daha da içinden çıkılmaz hale getirmektir..
Biliyorsunuz, 24 Nisan tarihi Ermeniler içinde önemli bir gündür. Evet; 24 Nisan 2015 günü ‘Ermenistan savına göre’ “Ermeni Soykırımı”nın 100. Yılı. Doğrusu; Türkiye’nin “Ermeni Soykırımı”nı kabul etmesinin dayatıldığı bir Ermeni 100.yılı.
Siz bu dayatmaya, zekice karşı çıkarak, karşı tezlerinizi sunmanız gerekirken, kurnazca davranarak 24 Nisan’da 102 ülkenin liderlerini, “Çanakkale Zaferi’nin 100. yılı etkinliklerine” davet ediyorsunuz. Üstelik Türkiye’nin "Şehitleri anma günü" olan 18 Mart tarihini 24 Nisan’a değiştirerek. Bu son derece insani zekâ ile bağdaşmayan kurnazlık ve uyanıklıktır. Bizleri belki de haklı olduğumuz konularda ‘kaçarak’ haksız duruma düşüren bir duruştur..
Hatta; dünyada ilk kez emperyal açlara karşı zafer kazanan ve emperyallere tokat atan ‘onurlu’ bir Türkiye Cumhuriyet’ini dünya kamuoyunda örselemektir. Çanakkale zaferinin evrensel kimliğini sarsmaktır.
Ve nitekim sarsıyorsunuz da; Bilindiği gibi yıllardır ‘özellikle’; ABD VE AB Ülkelerinde “Ermeni soykırımı” savlarını gündemlerinde tutmaktadırlar.
Sözde Dost ve Müttefik gözüken bu ülkeler; ülkemizi parçalamak için, Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin katılmış olduğu her türlü ekonomik ve siyasi ortamda basın - yayın yoluyla ve ermeni diyasporası baskısıyla tekrar-tekrar dünya gündemine konuşlandırmaktadırlar, tek taraflı olarak.
Ermeni kalemşörleri olguyu tek taraflı "Türkiye'nin bu insanlık vahşetini inkârı, bir suç teşkil eder" noktasına taşımaya başladılar.
Örneğin; 1.2 milyar üyesi bulunan Katolik Kilisesi’nin en büyük ruhani lideri İtalyan kökenli Arjantinli Papa Francesco (1936-2013’te Papa olmadan önceki adı;Jorge Mario Bergoglio) 12 Nisan 2015 günü 1915 olaylarının 100. yıldönümü sebebiyle Vatikan'da düzenlediği ayinde "20. yüzyılın ilk soykırımı Ermenilere yapıldı" demekten kaçınmadı. Sessiz aydın diye bilinen Papa, bu söylemiyle hem sessizliğini, hem aydınlığını bozdu.
Diyoruz ki; “Üst düzey bir Amerikan Yönetimi yetkilisi, Obama’nın 24 Nisan bildirisinde ‘soykırım’ demeyeceğini ve yine ‘Meds Yeghern’ ifadesini kullanacağını teyit etti.
İyi de, ‘Meds Yeghern’ ile ‘Soykırım” arasındaki fark nedir. Hiçbir fark yok, hatta “Büyük felaket” anlamındaki “Meds Yeghern”, “Soykırım”dan daha felaket bir anlam içeriyor.
Kimi kandırıyorsunuz?
Ermeniler bile “Soykırım”a büyük felaket anlamında “Meds Yeghern” diyor. Evet; “Meds Yeghern” Ermenice bir terim ve Türkçe karşılığı “soykırım”. Özellikle Ermeniler de 1915 olaylarından söz ederken , Obama?nın dediği gibi “Meds Yeghern” diyorlar.
Her şey gibi “Ermeni soykırım” savını da siyasi ranta eklemlendirdiniz ya helal olsun size.. Böylesi akla ziyan duruşlardır “Ermeni Soykırım” konusunda bizleri sarsan ve zorda bırakan.. Gelelim “23 Nisan kutlamalrına”; “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı” edilgenleştirerek, Türkiye Cumhuriyet’ini yıpratmak ve olmayacak dua olan ‘Büyük Osmanlı’yı öne çıkarmanın sürecini işletmektir..
Davet edilenler arasında Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan da varmış. Fakat, Sarkisyan bu daveti reddetmiş. Gerekçesi de, “Biz kendisini geçen yıl 24 Nisan törenleri için Erivan’a davet ettik gelmedi. Bizde davete gelmeyenin davetine gidilmez!” diyerek, bir diploması tokadı attı.
Bunun adı, diploması olamaz. Bunun adı resmen kurnazlıktır, uyanıklıktır. Tıpkı ülkemi de idare ettikleri duruş gibi..
Bakalım, 102 ülkenin kaçı gelecek. Çoğu batı ülkeleri evet derse, dünyanın çivisi çıktı demektir ve Ermeni savlarının salt küresel efendilerinin sömürü düzlemindeki bir oyunu olduğu çıkacaktır. Eğer bunu tersi olursa Ermeni lobisinin diplomasi düzeyinde büyük güç kazanacağıdır..
Biri, Ortadoğu’da ‘Büyük Osmanlıyı’, diğeri ‘Büyük Ermenistan’ı, bir diğeri ‘Büyük Kürdistan’ı, bir başkası da ‘Büyük İsrail’i kurmak istiyor. İyi de aynı Ortadoğu’ya 4 büyüğü nasıl sığdıracak küresel efendi?
Giderek daha çok “İslami referanslara” bağlanan ve daha “Osmanlıcı”, demokrasi ve özgürlükleri de umursamayan bir yönelişe girenler böylesi oyunlara da gelir elbet..
Kimse sana, geçmişle yüzleş, Osmanlının “soykırım yaptığını” kabul et demiyor. Sen diplomasizliğine dedirtiyorsun, dayattırıyorsun; 102 ülkeyi çağırarak ve de “Sarkisyan’ı da çağırdık” diyerek, sözde “barışçı” bir çizgi tutturma savıyla dünya diplomasisini kendine güldürüyorsun.
Ermeni Soykırımı’ bahanesiyle ile “Çanakkale Zaferi”ni ve Türkiye Cumhuriyeti’ni örseleme uyanıklığı, dünyayı ve Türkiye’yi aptal yerine koymaktır. Kaybeden Türkiye değil sen olacaksın..
Anımsatayım; Geçen senenin “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”nı, aşağıdaki gibi kutlamıştı, dinden ve yoksuldan geçinenler.
“Eyüp Feshane'de gerçekleştirilen resmi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliğinde "Berkin Elvan Ölümsüzdür" pankartı açan ve slogan atan 4 lise öğrencisi gözaltına alındı. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, öğrencilere ödül vermek için sahneye çıktığı sırada slogan atıp pankart açan biri erkek biri kız iki çocuk, polis tarafından gözaltına alındı.
Yaka paça götürülen 2 çocuk Feshane'de kapalı alana alındı. Polis kapıları kapatarak gazetecilerin görüntü almasını engelledi. 2 çocuğun gözaltına alınmasının ardından tören devam ederken 1 çocuk daha slogan atmaya başladı. 3'üncü çocuk da gözaltına alınırken olayı görüntülemeye çalışan kameramanlar bir sivil polisin saldırısına uğradı. Gözaltına alınan 3 çocuğu götürmeye çalışan polislerden biri yere düştü.
Yere düşmesinin ardından ayağa kalkan polis, olayı görüntüleyen kameramanlara saldırdı. Bu arada, lise öğrencisi olduğu bildirilen bir çocuğun daha eylem sırasında gözaltına alındığı öğrenildi. (23 Nisan 2014)”
Bunlar için çocukmuş, büyükmüş önemli değil; doğrusu bunlar için insan ve insanlık önemli değil, önemli olan çıkar, çıkar, çıkar ve çıkar ve de çıkar oğlu çıkar, bunun için tüm ulusal değerleri çıkarıyor veya kendilerine uyarlıyorlar.
Bunların özdeki amacı; Atatürk ve silah arkadaşlarını Anadolu insanıyla verdiği “Çanakkale” ve de “Kurtuluş Savaşları”nı karalamak, kurduğu Cumhuriyeti yıkmak ve duvarda zor tuttukları Atatürk resimlerini indirmek..
Ve; Çanakkale zaferinin 100’üncü yıldönümünde anmaların yapılacağı Gelibolu Yarımadası’nın Valilik kararıyla halka yasaklandı..
Ne bu ?! Yanıtı galiba aşağıdaki akla ziyan düşünceler:
Hiç çocuğu olmayan Damat Ferit Paşa'nın 11 erkek çocuğu vardı diyerek hayali aile uyduran çakma Tarihçi Cizreli Mustafa Armağan diyor: 'Atatürk'ü koruma kanunu kaldırılsın. (26.01.2015)
Mustafa Armağan, Çerkez Ethem'in hatıratına ulaştıklarını ve önümüzdeki günlerde ilk kez yayınlayacağını belirtti. Ancak, hatıratlarda Çerkez Ethem'in Mustafa Kemal Atatürk'e ağır eleştirilerinin bulunduğunu ve bu belgeleri yayınladığında Atatürk'ü koruma kanunundan dolayı çekinceli olduğunu söyledi.
Atatürk'ü koruma kanununu eleştiren Armağan, ''ben bu kanunun Hükümet'ten, Başbakan'ımızdan, Bakanlar Kurulu'ndan rica ediyorum; bu ayıbı artık kaldırsınlar. Çerkez Ethem'in kendi ağzından Mustafa Kemal'e, İsmet İnönü'ye, Fevzi Çakmak'a müthiş eleştirileri var...
Çerkez Ethem'in hatıratı, Kazım Karabekir'in arşivinden çıktığı için Kazım Karabekir'in el yazısıyla kaleme alınmış olabilir.. Karabekir'in en büyük Mustafa Kemal muhaliflerinden birisi olduğu düşünülürse ve yazdığı şeyler 'bana suikast düzenlemek istedi, beni yok etmek istedi, benim evime baskınlar yaptı' işte 'kitaplarımı yaktırana' diye bir şiiri var, Kazım Karabekir'in...
'Sende güç varsa bende hakikat var. Hakikat hiçbir şeyden korkmaz, ama sen hakikatten korkuyorsun' diyor Mustafa Kemal'e… Bunları söyleyen Kazım Karabekir'in arşivinden böyle şeylerin çıkmış olması şaşırtıcı değil... Çerkez Ethem, Milli Mücadele'nin kurgusunu tamamen değiştiriyor.
Yani diyor ki; '19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı falan bunlar hikâye.. Daha sen İstanbul'da Padişah'ın kızıyla evlenmeye çalışırken, Hükümet'e girmeye çalışırken, biz Ödemiş'te Milli Mücadele'nin Yunanlara karşı ilk kurşununu sıktık' diyor'' dedi.
Arkadaşlar bu kişiyi tanımlamaya gerek yok..
Bu kişi tescilli Atatürk düşmanı bir Cizreli.. Kürt veya Arap olması benim için önemli değil, insan olması.. Düşünün son dönemde, tarihte 4. Ve 5. Sırada yer alan şahsiyetler ‘amaçlı olarak’ Atatürk’ün önüne çıkarılmaktadır. Çerkez Ethem’in anıları nerde bulunuyor, Atatürk karşıtı Kazim Karabekir’in arşivinde.. Belli ki, Damat Ferit’in ailesi gibi bu da yalan..
Başaramıyacaksınız!!!
http://blog.milliyet.com.tr/fransa-nin---10-luk-ermeni-ciddiyeti-ve-yanik-paralar/Blog/?BlogNo=340167
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder