GÜNDEMLERİN EFENDİSİ SON GÜNLERDE NELER YAPTI?
Yeri ve saatı önemli mi ki!? Yersiz ve zamansız söylemlerine alıştı insanlar. Ben bile alışır oldum. Fakat alışamadığım şey; muhalefetin söylediklerini havada yakalıyarak gündeme dönüştürmesi ve onunla zaman kaybetmesi..
Kim mi?
Bunun kim olduğunu soruyorsan, yine sandıkta kalmak için çalışmıyorsun demek.
- 1-Nobeli fırçaladı: “…30-40 bin mülteci kabul edeceklerini söyleyenlerin Nobel’e aday gösterildiğini söyledi. Erdoğan, “Bizde 2,5 milyon mülteci var, bu konuda kimsenin umurunda değil. Çünkü Nobel de siyasi. Çünkü Nobel ödüllerinin nasıl verildiğini zaten çoğunuz biliyorsunuz. Sipariş üzerine Nobel ödülü veriliyor.” dedi. Aziz Sancar Bilim Nobeli aldıya, Aziz bey Atatürkçüyüm, Laik Demokratik Cumhuriyet yanlısıyım dedi ya, ille de inceden inceye dokunacak, çünkü rahatsız oldu.. Dinden geçinen ayyaş..
- 2-Yerli ve milli vekil isterim: …İstanbul Yenikapı'da düzenlene Teröre karşı tek ses mitinginde gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Erdoğan yaptığı açıklamada partisi fark etmesizin 550 tane kalbi, bedeni millet için çalışacak yerli ve milli milletvekili istedi. Eee, “Yerli malı herkes Milletvekili kullanmalı ve de kullanılır olana Milletvekili, kullanılmayanlara milletin vekili demeli..
- 3- Murat Sancak’a yapılan saldırıye suskun kalanlara seslendi: "Dün kendilerini aradım hepsi ile görüştüm. Murat Bey ve Ethem Bey ile görüştüm. Bu ülkede fikir hürriyetinden özgürlüklerden bahsedenlerin aslında özgürlüklere tahammül edemeyişlerin en güzel örneğidir..Ahmet Hakan’ı “İstesek sinek gibi ezeriz, merhamet ettik de hayattasın” diye tehdit eden Star yazarı Cem Küçük’ü ise isim vermeden savundu. Özel ekip aydınlatmış..Öğrenildi ki kumar borcu için taranmış. Tarananlar yakalandı denmesine karşın deklare edilmiyorlar. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’daki bombalı saldırının ardından bir araya geldiği Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendisine Star Medya Grup Başkanı Murat Sancak’ın aracına yönelik silahlı saldırıyla ilgili saldırganların yakalandığını söylediğini aktardı.
- 4- “Batı bize satece sınırlarınızda Hristiyan mültecilerine izin verin diyor..” Ardında; Avrupa’ya Suriyeli mülteci akınını durdurmak için İstanbul’u ziyaret eden Almanya Başbakanı Merkel, işbirliği karşılığında vize muafiyeti ve mali yardıma yeşil ışık yakıyor.
Nedir bu?
Bu, ‘sınırdan salt Hiristiyanların girmesi önemli değil, sen yeter ki AB konusunda bana ödün ver ve ben bunu 1 Kasım seçiminde siyasete tahvil edeyim’.
Belli ki; Merkel ziyaretini kamuoyuna “Almanya’nın desteğini aldık” diye satılacaktır. Yani, Erdoğan bu sözleri seçim yolunda kullanmaktan kaçınmayacaktır.
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, Avrupa Birliği (AB) liderlerine, Bu kişiye "seçim hediyesi vermemeleri" uyarısında bulundu.
Ardından bir uyarı da AP Yeşiller Grubu başkanı, Rebecca Harms’tan; “AB üyesi ülkeler Bu şahsı sınırlarının polis şefi haline getirilmemeli..”
Bu kişiyle ülkemin fotografi bu iken, ülkemin Başbakan’ı elbet gaf üstüne gaf yapar: Başbakan Ahmet Davutoğlu Hak-İş Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada "nerede bir zalim varsa onun yanında olacağız" dedi.
Yapmayın, D-avutoğlu "alim" demiştir, Kılıçdaroğlu'da kasten arkasına "z" koymuş ve zalim olmuş..
Nereden bulur kılıçdaroğlu alfabenin bu son harfini!!??.. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, PKK ile IŞİD arasında fark olmadığını anlatan konuşmasında IŞİD’in 'nankör’ olduğunu söylemesi tepki yarattı.
Lan kör ve nankör.
D-avutoğlu; "IŞİD,Kendisine yapılan iyiliğin değerini bilmeyen, iyilik bilmez, dahası; Gördüğü iyiliği unutan bir örgüttür.." dedi.
Demedi mi?
Bal gibi nankör dedi, lan kör!!
Lan makarrnacı, lan bidon kafalı, lan göbeğini kaşıyan yandaş, enbesil lan kööööör, nankööööör diyen ben miyim!!!? Sen nankör'ü likör mü sandın?! Aç sözlüğü ve oku, oku da zihnin açılsın..Sen daha nankörün ne demek olduğunu bilmiyorsun ve benim ulusal irade mi beleirliyorsun lan kör!!
Ankara katliamının ardından birbiri ardına önemli açıklamalarda bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun söylemlerindeki çelişkiler dikkat çekiyor: Davutoğlu, Suruç’ta kendini patlatarak öldüren canlı bomba Abdurrahman Alagöz’ü yakalayarak hukuka teslim ettiklerini söylemesinin ardından ellerinde canlı bombacıların listesi olduğunu ancak eylem yapmadan onları tutuklayamayacaklarını söylemişti. Davutoğlu’nun IŞİD ile aralarındaki İslam arasında 180 derece değil 360 derece fark olduğunu söylemesi ise sosyal medyada ayrı bir espri konusu oldu.
Davutoğlu ilk olarak katliamın arkasında 2 örgütün olduğunu söyledi ancak daha sonra sayıyı arttırarak 4 yaptı. “DAEŞ, PKK, DHKP-C ya da Suriye rejimi gibi dört ihtimal vardı. Burada istikrarı tehdit eden sürece dair harekete geçtik. Kandil’de fedailerin intihar saldırları için yetiştirildiğini ve Türkiye’ye gönderildiğini biliyoruz” dedi.
“Kimsenin vatandaşımızın kılına dokunmasına izin vermeyiz. Bu örgütlerin hepsinin her birinin bir hesabı var dolayısıyla” diyen Davutoğlu’nun “DEAŞ’ın en büyük hesabı ise şu: Onların kafasındaki İslam ile Türkiye’de yaşanan ve bizim savunduğumuz İslam arasında 180 derece değil, 360 derece fark var” sözleri ise sosyal medyada güne damgasını vurdu.
Ben bile sosyal medya’da şu yorumu yaptım: “720 dese, 1440 dese, 2880 dese de yine eleştıreceksiniz, D-Avutoğlu ne desin başka, H-Aksızlık etmeyin..
Katliam saldırılarının tümü aydınlatıldı diyen Davutoğlu, “Aslında faili meçhul bir durum bırakılmadı Reyhanlı da dahil olmak üzere. Dolayısıyla burada bir birikim var. Türkiye ile hesabı olan, Türkiye’nin istikrarını tehdit eden, Türkiye’nin bütünlüğüne zarar vermek isteyenlerin istifade edeceği bir terör olayından bahsediyoruz. Bir de zamanlama itibarıyla seçime doğru giderken bunun yapılmış olmasının da getirdiği ekstra bir durum vardır” iddiasında bulundu.
Bu nasıl bir politik zeka? Ülkemde bu zekalar için ne kolay bir yerler gelmek.. Kel alaka diyebilirsiniz. Bu ülkede Cumhurbaşkanı, Başbakan olmak, Bakan olmak ne kadar kolay.. Al yanına danışmanlarını, konuşma metinlerini yazdır, çizdir, plan ve proje taslakları hazırlat ve bunları elektronik suflör promter’den oku. Benim gibi hiç zekalılar bile bu görevleri yapabilir.
Yeter ki güvenilir yeminli danışmanların olsun. Bu nedenle danışmanları seçerken ayri bir danışman tutman gerek; maazallah, paralel paralel olmadık şeyler yazabilirler. Danışman seçiciyi de seçerken bir başka danışman, kısacası danışmansız hacethaneye bile..Bir de Promter’in bozulmamasına dikkat etmek çok önemli. Metin akışı aniden durursa sen de durursun, durumu kurtarmak için de tek bildiğin absurtları sıralarsın..
Ecevit aklıma geldi; tüm konuşma metinlerini kendi hazırlardı. Dahası üretirdi, plan ve proje çalışmalarının temel çerçevelerini çizer kürsüye çıkar etkili ve vurgulu konuşmasını yapardı..Ne değerli bir insandı..
Hatta bu ülkede; Milletvekili olmak, Müsteşar olmak, Genel Müdür olmak, Daire Başkanı olmak(2 yıllık mektupla iktisat eğitimi alan adamı İnşaat Dairesi Başkanı yaptılar be!).
Resmen ülkem, ikinci değil 3. Sınıf insanlar yönetiyor.
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder