SARAY’IN SANSÜR TİMLERİ SOSYAL VE ULUSAL MEDYA KOLESTEROLÜNÜ YÜKSELTTİ
Görsel, işitsel medya ve yazılı basının yaşam damarlarını tıkamak, toplumu felç etmektir.
Ankara’daki terör olayları sonrasında Facebook ve Twitter’a erişimin yavaşladığı, bazı bölgelerde kısmen kesildiği iddia edildi. İnternet servis sağlayıcıların sosyal ağların bant genişliğini daraltması mümkün. Ancak dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmayan bu yöntem ‘ağ tarafsızlığı’nı ortadan kaldırıyor. Üstelik para cezası da var. Yaşadığınız gibi; Ankara’daki 97 insanımızın katledilmesi sonrası Facebook ve Twitter’a bağlantılar genelde yavaşladı ve kısmen durdu.
Bilindiği gibi; sosyal ağlara erişimin kısıtlanması teknolojik olarak olası. Alınan haberler göre; bilgisayar teknolojisi yöntemiyle, otoyol olarak da ifade edilen bant genişliği daraltılarak kullanıcıların sosyal ağlara girmesi engelleniyor.
Kim yapıyor bunu? İnternet servis sağlayıcı şirketler. Türkiye’de bu şirketin adı ne? TTNet (Türk Telekom internet). Bu kurum bir A.Ş’tir ve AKP hükümetince; 2005 yılı Kasım ayında ‘özelleştirme kapsamında’ şirketin %55 hissesi Suudi şirketi Oger Telekom'a (Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketi) 21 yıllığına devredilmiştir. Yani, bu A.Ş resmen Arapların.
İşte bu Arap, senin benim en etkin sosyal iletişim düzlemi olan sosyal medyamızı yönlendirmekte, evrensel özgür düşünme hakkımızı elimizden alabilmektedir.
Örnek verelim; 2012 yılında internet servis sağlayıcı TTNet; youtube.com, izlesene.com, fileserve.com, rapidshare.com, vimeo.com, akormerkezi.com ve tahribat.com adlarındaki web sitelerine ağ tarafsızlığı (Net neutrality) kapsamında erişimi engelledi. Bilgi Teknolojileri ve İletişi Kurumu (BTK) da bunu ağ tarafsızlığı kapsamında değerlendirdi ve TTNet şirketine 250 bin TL ceza kesti. Sosyal medya bir yana, son günlerde ulusal Medya’yı da engellemeye başladılar.
Örneğin; Ve ardından; Türk Telekom bünyesinde faaliyet gösteren TTNet’in dijital yayın platformu Tivibu; “Bugün TV, Samanyolu Haber ve Mehtap TV” kanallarını gerekçesiz olarak platformdan çıkardı.
Hepimizin bildiği gibi; Digiturk Katarlı beIN Media Grup’una satıldıktan sonra ilk icraatı; Gülen cemaatinin kanalları olarak bilinen Samanyolu TV, Bugün TV, Kanal Türk, Irmak TV ve Yumurcak TV'nin de bulunduğu kanallar Kablo TV ve Teledünya platformlarından da çıkarmak oldu.
Ve en sonunda; Aralarında Samanyolu TV, Bugün TV, Kanal Türk ve Yumurcak TV'nin de bulunduğu bazı kanalların, Tivibu, Digiturk ve Turkcell TV'den sonra bugün itibarıyla Kablo TV ve Teledünya platformlarından da çıkardı. Söz konusu iki platform kamu şirketi Turksat'ın bünyesinde bulunuyor.
Anlaşıldığı gibi, özgür yaşam hakkımız, Arapların elinde.. Ve bu yapıya Türkiye’de demokrasi deniyor.
- Kim yönlendiriyor bunları?
- Saray’un sansür timleri?
- Nerede konuşlanıyorlar?
Turkcell (superonline), TÜRKSAT, Türk Telekom (TTNET-Avea), Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve Digiturk’te..
Sansür kararlarının çıktığı bu platformların ve yayıncı kuruluşların tamamının AKP’nin kadrosal işlevli “AK Troller havuzu”na dönüşmeleri.
İşin acı yanı; bu yaşatılanlardan sonra “Siz diktatör musunuz?” dendiğinde hiç çekinmeden “"Avrupa Birliği üyesi ülkelerin birçoğunda olmayan özgürlükler bizde var, yarışırız onlarla dünya basının karşısına geçip..” diyebiliyor.
Özellikle ülkemde TTNET’in sosyal ağların bant genişliğini daraltmasına resmen, sosyal ve ulusal yüksek medya kolesterolü denir. Eğer sosyal ve ulusal medyanın hayat damarları daraltılırsa, yaşam organları iflas eder ve toplumu felç olur.
Evet; İnternet servis sağlayıcıların, ülkemde TTNET’in sosyal ağların bant genişliğini daraltması, toplumun özgür yaşamına vurulan en büyük darbedir.
Ağ tarafsızlığı (Net neutrality) diye bir küresel iletişim olgusu var. internet servis sağlayıcı şirketlerin ve hükümetlerin internetteki tüm veriye eşit şekilde davranması ve kullanıcı, site, içerik, uygulama ve iletişim tarzı gibi kriterler bakımından ayrımcı ya da farklı uygulama yapmaması gerekir. Çünkü; internet üzerindeki içeriklerin tümüne kullanıcıların eşit olarak erişebilmesi hakkıdır.
Bu kural internet servis sağlayıcılarının, herhangi bir mahkeme kararı olmadan web sitelerine yönelik kısıtlama yapmasını da engelliyor. Fakat ülkemde ağ tarafsızlığının yok sayılması konusu bir yana evrensel medya tarafsızlığı da yandaş medya çizgisine indirgendi.
Ankara’daki patlamadan sonra Facebook ve Twitter için yapılanlar kasıt boyutunda doğrudur. Patlama sonrasında sadece Ankara’da uygulanan erişim kısıtlaması, daha sonra Türkiye’deki tüm şehirlerde bu sosyal ağlar erişime engellendi. Bu kararın en dikkat çekici yanı ise herhangi bir mahkeme kararı bulunmaması.
Bu yüzden de Türkiye’deki internet servis sağlayıcılarının yaptığı bu engellemeler, kullanıcıların haber alma ve tüketici haklarına aykırı olduğu gibi ‘ağ tarafsızlığı’nı da ortadan kaldırıyor. Bu yüzden de internet kullanıcıları ve sosyal ağlar, servis sağlayıcı şirketlerine açacakları davaları kazanma şansını elde etmiş oluyor.
Öyle bir ülke haline geldik ki; Özellikle BTK’dan veya farklı makamlardan gelen bir telefon talimatı bile bir servisin yavaşlatılması için yeterli olabiliyor. Tüm bu durumlar, Uluslararası Sözleşmelere ve Anayasa’ya aykırı olduğu gibi ‘ağ tarafsızlığı’ kavramına da aykırı.
Eğer ben bu tür yavaşlatmalarla temel hak ve özgürlüklerim engellenecekse. Yani; bütünüyle yasa dışı olan bu yavaşlatmalar için kullanıcı olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)’na şikayet etmem. Kimi kime şikâyet ediyorsun. Direkt aboneliğimi iptal ederim. Siz de onu yapın.
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@mynet.com
sevket-che@hotmail.com.tr
GSM. 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder