DOSTLUKLAR YAŞ 35'İ GEÇİNCE ÇOK DAHA GEREKLİ.. TOPLUMSAL DÜZLEMDE İSE SOL KİMLİKLİ CHP İSE DAHA FAZLA..
2016’nın ilk yazısı: “Solu bırakmayın, solumanıza engel sigarayı ve siyasetleri bırakın dileğiyle günaydınlar..”
35'i kaç yıl mı geçtik? Haydaaa, bu soruya ne gerek var?! Niçin "Yaş otuz beş! yolun yarısı eder." diyen Cahit Sıtkı Tarancı da kalmıyorsun?! Dahası düşünce yaşına değil de, fiziki yaşa bakıyorsun?! Bil ki evrensel düşünce, her yaşta, genç düşünmenin temel ilkesi olan çağcıl ve uygar düşünebilmektir..
Biz de bu ilkeler doğrultusunda, geçmişteki eksiklerimizi sorgulayarak; yerelden ulusala, ulusaldan evrensele giden tartışmalar yaptık, 35 yılı aşan yıkılmaz dostluğun onurlu duruşuyla.. Dile kolay; 35 yıllık dostluk.. İnişli çıkışlı iklimler yaşansa da hep en güzel mevsimlerin yaşatıldığı dostluk..
Önce kendimizi sorguladık.. Sonrasında siyaseti.. Ve bu CHP politikasızlığın solu değil sağı beslediğine değindik. Doğrusu; ülkemizde milliyetçi, dinci ve ırkçı motiflerle solun biçimlendirildiğini, solun sol düzlemde değil sağ düzlemde ve kimliklerde iktidar aradığını dile getirdik, solu iktidara getirmek için. Kısacası, sol yanlarımızın aydınlık dokularının örselenerek sancıdığı, kalbimiz bile solda olmasına karşın kendimizin sağda atmaya başladığını sorguladık.. İşin özü, yıllardır yazdığımız gibi bizim solumuz her geçen gün azalıyor..
Bu bağlamda daha çok CHP’yi sorguladık. Örgütsüzlüğünü.. En belirgini delege demokrasizliğini işledik. Parti delege dukalığının, mahalle, ilçe, il ve kurultay yolculuğunun grupsal çıkara özdeş serüvenini anlattık.
Ben kendime düşen payda yaşadığım bir anıya yer verdim: “Esat, Tınaz Tepe mahallesi, Tınaz Tepe sokakta oturuyorum. Mahalle delege seçimi var dendi. Adres verildi. Dedeman Oteli’nin olduğu sokakta seçimin yapılacağı numarayı arıyorum. Öyle bir numara yok. Araba park işletmesinden bir genç çıktı. Şu numarayı arıyorum deyince burası olduğunu söyledi. Park yerinde beklemey başladım.
Beni tanıyanlar etrafımı çevirdi. Partiye katkı vereceğimi beni aralarında görmekten dolayı sevindiklerini.. Her neyse kalabalık oluştu.. Partiden bir bayanlar grubu ve yanında erkek partililer geldi. Ellerindeki listeleri birilerine verdiler. Tınaz tepe mahallesinden 3 kişi gelmişiz. Ben delege seçimini bekliyorum derken yetkili bayan patladı erken; belli olmuş mahalle delegelerini saymaya başladı. Tınaz Tepe’den 3 kişi gelmişiz, imza vermişiz, 17 mahalle delegesi seçilmiş benim adım yok..
Biraz önce benim partiye katkı vereceğim söyleyen ve benim katılımıma sevinenlerin ikisi delege listesi elinde hızla arabaya binerken gördüm.. Kaçış o bir daha görmedim onları, çünkü çağrıldığım hiçbir toplantıya gitmedim, benim bu anlayışa katkım olamaz diye..
Sıra geldi, İlçe delege seçimlerine.. Karşı apartmandan apartman çalışanı birinin kapısını çalmışlar, delegesin şu tarihteki seçime gel deyince, adam “Hangi parti?” demiş..
Mülkiyelilere gelmezden, Gökdelenin Atatürk Bulvarı yönünde bir bayan çöp torbasını karıştırıyor, bir yandan da çöpten çıkardığı ekmekleri yiyor; İşte benin Türkiye’m diye resimlerini çekmeye başladım. Çevredekiler benimle konuşmaya başladı. Onlara; “ Bu gördüğünüz resim Türkiye büyüdü, Türkiye’yi büyüttük diyenlere kapak olsun.. Enflasyonu %40 iken %8 diye gösterenlere kapak olsun.”
Derken, iki dinden geçinen bıyıklarına tecavüz etmiş, Ankara soğuğunda zengin paltolarına sarılmış iktidar yalakası; “Bunlara inanmayın, bunlar senden benden zengin, bunlara ağlamamak lazım, bunların gözlerine işemek gerek..” demesin mi..
Ben de; “Sizin gözünüze işemek gerek, belli ki siz ondan zenginsiniz.. Siz şaka mısınız. Görmüyor musun kadın çöpteki ekmekleri yiyor..” demiyeyim mi..Neyse birkaç genç bana hak verdi de dayaktan teğetlerde kaldık..
Mülkiyeliler geldiğimizde “Kaldıraç” grubu gençler, ellerinde pankartlar, mumlar eylemdeler; var olan yoksulluk, var olmayan demokrasi için. Etraflarında bir tadımlık duyarlı adem yok, kendilerinden gayri..
İşte; CHP’nin örgütlülüğü.. CHP sokağa inemiyor. Sokakta ne var ne yol göremiyor.. Ve işte; Önceki YSE (Yol Su Elektrik Gn. Md), sonraki KHGM (Köy Hizmetleri Gn. Md) ve AKP tarafından yok edilen şimdi var olmayan bu kurumların bürokratları, hiç aksatmaksızın 35 senedir bir araya gelir. Her birimiz bir yerlere savrulsak da, dostluklarımızın savrulmasına izin vermediğimiz 35 yıllık arkadaşlık.
Dün bu gruptan, sevgili Hüseyin Doğanoğlu, Servet Alpaslan, Aydin Muratoğlu, Hamdi Dönertaş ve Şevket Çorbacıoğlu olarak Mülkiyelilerde bir aradaydık, sevgili Aydın Muratoğlu’nun her zamanki davetleriyle..
Telefonda, Tümer Altunkaya ağabeyimizle de özlem giderdik.. Güzel olan, dostluğumuzu tazelememiz ve gençleştirmemiz yanında, kendi hatalarımıza, CHP hatalarına ve solun eksikliğine değinmenin yanında, sevgili Servet Alpaslan ağabeyin bana sigarayı bıraktırmasıydı.. Solu bırakmayın, solumanıza engel sigarayı ve siyasetleri bırakın dileğiyle selam ve saygılar..
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@mynet.com
sevket-che@hotmail.com.tr
GSM. 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder