SULTANAHMAET'TE, ANKARA'DA, DİYARBAKIR’DA , SURUÇ'TA PATLAYAN BALON DEĞİL BOMBA..
FAKAT BAZILARINDA BALON ETKİSİ BİLE YAPMAYIP, ÇOCUKLAR KADAR ETKİLENMEMİŞ OLACAK Kİ PİŞKİNLİKLE; 2. SULTANAHMET BOMBASININ TÜRK TÜRİZMİNE KONMUŞ BOMBA OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİYORLAR.. DİKTATÖR, ÜLKE KAN GÖLÜNE DÖNÜŞMÜŞKEN; BARIŞ İSTEYEN, AKAN KANIN DURMASINI İSTEYEN AKADEMİSYENLERE KÜFREDEBİLİYOR
Bu kadar da olmaz ki! Türkiye’ye bomba konuyor sen rutinlere bağlayabiliyorsun... İşiniz gücünüz, olayları ve olguları saptırmak.
Nereye kadar?
En acı olayı bile siyasi ranta dönüştürme rahatlığına sahipsiniz.. 7 Ocak 2016’da Türk askeri Başika'ya saldıran 17 IŞİD'liyi öldürüyor, 5 gün sonra Sultanahmet’te bomba patlıyor..
Ne mi oluyor? Elbet masum insanlar ölüyor.. Ardından, yayın yasağı geliyor.. Çekinmeden; “ Biz özgür basının teminatıyız” denebiliyor.. Ve, dönüp kalıyoruz; anında canlı bomba belirleniyor. En düşündürücü olanı canlı bombanın IŞİD’li olduğu deklare ediliyor..
10 Ekim 2015'te yerel saatle 10:04 civarında gerçekleşen Ankara katliamını yapan 2. canlı bombanın kimliği ancak 11 Ocak 2015’te saptanabildi..
Ya istihbarat yetersiz, ya da caniyi karşı olunan bir örgüte yamanmaya çalışıldı...
- Ölenler, Avrupalı olmasa, acaba caninin bireysel ve örgütsel kimliği açıklanacak mıydı?
Ki, bu açıklama adeta istemeye-istemeye yapıldı. Canlı bombanın kimliğini genellikle Suriye vatandaşı olduğu vurgulandı. IŞİD denmedi her zamanki gibi DAEŞ de ısrar edildi... Yani, suçlu yaratılmıyor, suçu, suçlu yaftası yapıştırılan Esat’a yüklemeye çalışıldı. Yakında, “Pilotumuzu öldürdüler, cezası ağır olacaktır” diyen Putin bu işin arkasında denirse şaşırmayın, çünkü inananlar çok..
Baksana hormonlu havuz medyası; “Sultanahmet bugün (12 Ocak 2016 10:30) kana bulandı, 10 kişi (9 Alman, 1 Perulu) hayatını kaybetti, 15 yaralı var. Peki bu kanlı saldırının faili kim? DAEŞ mi, PKK mı, yoksa DHKP-C mi? Rusya’nın bu saldırıyla bir bağlantısı olma ihtimali var mı?” demeye başladı.
Sultanahmet katliamının yarattığı atmosferi bile kendileri açısından yeni “mağduriyetler” yaratmak için kullanılacağının argümanları sanki yaşananlar.. Bakın lütfen etrafınıza; ucube kıyafetleriyle etrafımızda dolanan IŞİD sakallı tipler cirit atıyorlar. Hata futbol sahalarına bakın IŞİD sakallı topçular.. Bunlar o kadar rahatlar ki.. Biliyorlar karanlık amaçlar için beslendiklerini.. Adamlar cihat ve şeriat için miting düzenliyorlar, saatlerce sokakları işgal ediyorlar IŞİD bayraklarıyla, ses çıkaran yok. Çalışan bizler emek veya demokratik haklar için 2 dakika sokakta duramıyoruz, ya tomanın altındayız, ya da; biber gazı içinde…
Ülke elden gidiyor, yangın yerine döndü, o ve hormonlu havuz medyası evrensel barış adına imza atan aydınların peşinde: “Bu aydın müsvetteleri kalkıp devletin katliam yaptığından bahsediyor. Ey aydın müsvetteleri siz karanlıksınız karanlık. Sizler ne Doğu'nun ne de buraların adresini bilemeyecek kadar cahilsiniz. Ama bizler kendi evimizin yolu gibi iyi biliriz.” Bunları insan olan söylemez, fakat makarnacı cumhurların başı söyler..
‘Aydın müsveddeleri’ denmesinin ardından, 1128 kişilik ‘Barış için akademisyenler’ adlı oluşuma karşılık ‘Türkiye için akademisyenler‘ grubu ortaya çıktı. Devletin ve milletin yanında olduklarını duyuran bu akademisyenlerin sitesi imzaları ‘kısa süre sonra’ sildi ve siteyi kapattı. Çünkü imzalar sahte imiş..
Ve de ardından bunların resmi mafyası izlenimi veren iğrençler seslerini yükseltmeye başladı.
Sedat Peker denen çakma mafya resmi internet sitesinde yayınladığı mesajla, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedef aldığı 1100 akademisyeni, "Oluk-oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız!!!" diyerek ölümle tehdit etti.
Beyazıt Öztürk ve Ayşe Çelik hakkında soruşturma açan T.C Savcıları nerede!?
Yazık ki ne yazık!!!
Yazık eden o değil, yazık eden dişi ve erkek deve öyküsünde gizli:
Küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, Muaviye onu yanına çağırmış;
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder