GALATASARAY DİNDEN VE YOKSULDAN GEÇİNENELERİN 2 TAKIMINDAN ANCAK BİR PUAN ALABİLDİ
Önce şunu söyleyeyim; Halis Özkahya, halis-muhlis birilerinin kahyası idi. Galatasaray’ı ince ince doğradı..
21 Ocak 2016 günü şöyle bir haber yer aldı: “Para Ligi’nde Galatasaray yer aldı..Sarı kırmızılılar, dünyanın en fazla gelir elde eden 21. kulübü oldu. 159.1 milyon Euro’luk bir gelire imza atan Galatasaray’ı, Süper Lig’den takip eden bir takım çıkmadı. İlk 20’deki kulüplerin toplam geliri yüzde 8 arttı.”
Madem durum bu. Yani; Para Ligi’nde sadece Cimbom var neden, UEFA'nın 2 yıl önce uygulamaya (2013) başladığı Finnansal Fair Play(FFP) kurbanı ilk GS oluyor?
Sadece Galatasaray mı; Futbol kulüplerinin gelirlerindeki dikey artışın, giderleri de aynı ölçüde artırmasında çıkan sorunların sahibi.
Biliyoruz; artan gelir kalemlerinin etkin ve verimli şekilde kullanılmaması, üstüne bir de kötü yönetimlerle birleşince, kulüplerin mali disiplinleri zaman içinde yok olmaya başladı. Kaybolan bu mali disiplin ise kulüpleri altından kalkamayacakları mali bir kısır döngüye itti. İyi de bu sorunu Galatasaray’dan çok daha fazla yaşayan Fener, BJK, Trabzonspoe ve benzer takımlar var..
Bu işin içinde bir pis oyun var. Gün gelir çıkar. FB TV’de “2f 1b” isminde bir program var, Ömer Çavuşoğlu, Bedri Baykam, diğerinini adı Fikret galiba soyadını bilmiyorum. Bir program bu kadar iğrenç ve de GS korkusu ile yapılır. Ömer Çavuşoğl zaten bilinen bir zavallı, ya ülkenin tanınmış siyasetçisi ve dünyanın sayılı sanatçısı Bedri Baykam zavallılığına ne demeli?! Bunlar GS bu son durumu hakkında bir şeyler bilircesine kurnaz tilki gibi sırıttılar.. Dur, dur çıkar kokusu..
Biri Akhisar Belediyespor, diğeri Ankara Büyükşehir Belediyesi başkanının onursal başkanlığını yaptığı Osmanlıspor. İlkini kupada, ikincisini lig maçında yendi..
Bu konuyu aşağıda gelişmelerle birlikte geniş olarak işleyeceğim. Biz maça gelelim; Galatasaray; dinden ve yoksuldan geçinmeyi güçlendirme adına, futboldan da geçinenlerin bu takımlarını yendi ve ezdi..
Osmanlıspor: 3 Galatasaray: 2
Türkiye Spor Toto Süper Lig 2015/2016 sezonu 23.01.2016 19:00 günkü 19.maç: Ey futbol adamları; takımın adi; Osmanlıspor. Taraftarların adi; Yeniçeriler. Ne oluyor beyler futbolda da mı Yeni Osmanlılık ideolojisine eklemlendiriyoruz. Bunun bir diğer adı İranlaşmak.
Eğer halkın ortak coşkusu futbola ideoloji yüklerseniz, asla kaldıramaz; İspanya ve Portekiz’de olduğu gibi. Ancak karanlık rejimler bunu taşır. İran’ın bile Persspor diye takımı yokken, yani Pers milliyetçiliği yapmazken, bizim Osmanlsporumuz var, adeta Osmanlılık yaparcasına..
“Galatasaray, sen misin 4. Yıldızı takıp 3 kupa alan ve Hamza Hamzaoğlu’nu gönderen?!” Adama böyle ceza verirler; “Al sana 4.yıldız ve 3 kupa” Biliyorsunuz, UEFA, Avrupa Süper Kupası ve milenyum kupası aldıktan sonra Galatasaray’ın başına getirenler, daha büyüğünü hazırlıyorlar..
Ha, Halis Özkahya’yı biraz açalım. Özkahya resmen sahaya dinden geçinenlerin kahyası gibiydi sahada. Galatasaray’ın karşı takımın ceza sahası üstündeki bütün faulleri es geçti. GS’ya haksız sarılar çıkardı. Olur a, bu Galatasaray ne kadar geride olsa da aniden silkinir ve yine sarı-kırmızı zirveye oturur, budamakta fayda var. Aslanın başını erken ezmeli..
Para için Burak gidici, çünkü; İngiltere'nin West Ham united takımının bonservisi için 7 milyon Euro teklif ettiği Burak Yılmaz, Osmanlıspor maçının 31. dakikasında attığı golden sonra tribünlere 'veda eder' gibi el sallama hareketi yapması gitmekte ısrar edeceğini gösteriyor.
Ardından Mustafa Denizli de gider gibime geliyor. Onunda çünküsü var. Evet, çünkü Denizli yönetimin başka transfer yapmayacağını, bu nedenle Burak’a asla izin vermeyeceğini söyledi.
Dahasu şunları söyledi: “Valla yaklaşık bundan 1 ay önce kendimize yeni bir yol haritası yapmıştık. Normal transfer sezonunda çok işlem yapmadan bu dönemde bizi ileriye taşıyacak yaş ortalaması düşük futbolcuların alınmasını dünüyorduk. Bunları 5 olarak düşünüyorduk ama koşullar son anda değişti. Bu transferleri muhtemel olarak yapamayacağız. Başkanımızla uzun süren bir toplantı yaptık. En sağlıklı kararı nasıl veririz bunu değerlendirmeye çalıştık. Burada bizim kulübümüze hizmet ederken her iki tarafıda düşünmek zorundayız. Donk ve Linnes ile bu dönemi kapattık.”
Bu yönetim Burak’ı, ardından Sneijder’i de gönderirse Denizli de kesin gider.. Ardından Galatasaray’da..
Hoca gitmezden şunu soracağım; “Linnes’i neden oynatmadın. Bu yaşta sen de mi egolarını topçular yerine sahada koşturuyorsun?!- Stadyum : Osmanlı Stadı (Yenikent Asaş)
- Hakemler : Halis Özkahya-Hakan Yemişken- Mehmet Cem
- Osmanlıspor FK: 78Ahmet Şahin-15Tiago Pinto-17Uğur Demirok-33Muhammed Bayır-61Numan Çürüksu- 10Badou Ndiaye-12Raheem Lawal 78'-22Gabriel Torje 82'- 30Umar Aminu-35Musa Çağıran-24Raul Rusescu 84'
- İlk 11 Değeri : 26.850.000 Euro
- Yedekler: 99Hakan Canbazoğlu-8Avdija Vrsajevic- 21Vaclav Prochazka-6Mehmet Güven 78'-11Erdal- Kılıçaslan 82'-94Mahmut Akan-23Serdar Deliktaş 84'
- Takım Değeri : 38.450.000 €
- Galatasaray: 1Fernando Muslera-15Ryan Donk-22Hakan Balta-26Semih Kaya 15'-55Sabri Sarıoğlu-64Jason Denayer 57'-8Selçuk İnan-10Wesley Sneijder-29Olcan Adın-17Burak Yılmaz
- 18Sinan Gümüş 71'
- İlk 11 Değeri : 68.500.000 Euro
- Yedekler: 99Cenk Gönen-23Lionel Carole 15'-27Martin Linnes-5Bilal Kısa 57'-7Yasin Öztekin-14Jose Rodriguez-9Umut Bulut 71'
- Takım Değeri : 127.500.000 €
- Goller: Dk. 20 ve 44 Umar, Dk. 51 Musa Çağıran (Osmanlıspor), Dk. 31 Burak Yılmaz, Dk. 43 Sneijder (Galatasaray)
19 Ocak 2015
Türkiye kupa grup e 2015/2016 sezonu 19.01.2016 20:45 günkü 5.maç: Maça ilk yarı 2 takımda iyi başlamadı, fakat gol attılar ve 1-1 sonlandı ilkyarı. İkinci yarı Galatasaray çok-çok iyi idi. Zellikle yen transfer Linnes ve Cenk Gönen sakatlanınca oyuna giren kaleci Eray İşçan. Eğer Cenk sakatlanmasa GS maçı kaybedebilirdi. Demek ki Cenk Eray’dan daha fazla güven vermedi bugüne dek.. Galatasaray’ı çalıştıranlar, seçmenin kötü politikacıya sahip çıkması gibi Jose Rodriguez’e sahip çıkmaları doğru bulmuyorum, çünkü takıma zarar veriyor. Denizli Şu Yasin’ın Batuhan Karadeniz’in “Kral yapmayacaksın, kral olacaksın” bencilliğini kesin kırmalıdır..Umut ve Emre bence başarılı did..
Maç, GS önde basarak ve pres yaparak ve de her bölgeyi iyi kullanmasına karşın gol bulamadı ve 3’le Mucizesini bozdu; 1-1..
- Stadyum : Manisa 19 Mayıs
- Hakemler : Serkan Tokat Engin Erdem Önder Yılmaz
- Akhisar Belediyespor: 1 Milan Lukac-2 Douglas/Douglas Ferreira -14 Tolga Ünlü-15 Orhan Taşdelen-89 Kadir Keleş-8 Abdulkadir Özdemir-10 Güray Vural-18 Aykut Çeviker 80'-23 Hugo Rodallega Martinez -80 Bruno Mezenga Ferreira Mombra Rosa 76'-90 Mervan Çelik 58'
- İlk 11 Değeri : 17.500.000 Euro
- Yedekler: 26 Fatih Öztürk-88 Caner Osmanpaşa-5 Kenan Karışık 80'-6 Merter Yüce-11 Onur Ayık 58'-27 Custodio Miguel Dias de Castro 76'-17 Leocisio Julio Sami
- Takım değeri : 27.300.000 €
- Çalıştırıcı: Cihat Arslan
- Galatasaray: 99 Cenk Gönen 33'-23 Lionel Carole-26 Semih Kaya 85'-27 Martin Linnes-38 Tarık Çamdal-64 Jason Denayer-5 Bilal Kısa-7 Yasin Öztekin-14 Jose Rodriguez-52 Emre Çolak-9 Umut Bulut
- İlk 11 Değeri : 37.750.000 Euro
- Yedekler: 67 Eray İşcan 33'-28 Koray Günter 85'-6 Jem Paul Karacan-33 Batuhan Ergün-34 Volkan Pala-36 Kerem Çalışkan-37 Muhammet Yeşilyurt
- Takım değeri : 127.500.000 €
- Çalıştırıcı: Mustafa Denizli
- Goller: Dk. 26 Abdulkadir Özdemir (Akhisar Belediyespor), Dk. 39 Umut Bulut (Galatasaray)
Futbolumuzun geldiği nokta:
Galatasaray birilerin istediği gibi, dahası dinden geçinirken siyasi ve ekonomik rant adına futboldan da geçinmeye başlayanların istediği gibi yok ediliyor. Sadece Galatasaray mı; BJK ve FB de aynı sürece sokulacaktır ve yerin Kasımpaşalar, Başakşehirsporlr, Osmanlıspor ve benzer takımlar Avrupa’da cirit atacaklardır…
Bu dinden geçinen takımlar, seyirciye sahip olmamalarına karşın nasıl para buluyorlar? Söyliyeyim;
- 1- Belediye olanaklarını kullanıyorlar
- 2-İşadamlarını tehdit ederek takım satın aldırtıyorlar ya da oyuncu..
Eyyy Galatasaraylı yöneticiler siz ne yaptığınız sanıyorsunuz?! Birileri bana “Nasılsınız?”
diye sorduğunda; “Türkiye ve Galatasaray gibiyim.” Diye yanıt veriyorum. Türkiye’yi bu hale getirenlere sorduğum gibi, siz Galatasaraylı yöneticilerine de soruyorum; “Galatasaray yok ederken bu rahatlığınız nerden geliyor. Göremiyor musunuz Galatasaray’ı değil ancak kendinizi yok ettiğinizi?!”
İşte bunları yazmama neden haber: [[Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Aydın Özbek, UEFA Finansal Kontrol Kurulu'nun yaptığı son açıklamayla ilgili basın toplantısı düzenledi. Özbek kulübün finansal durumu ile ilgili açıklamalarda bulunarak Avrupa kupalarından 1+1 yıllık men cezası ile karşı karşıya olduklarını söyledi..
Galatasaray futbolda Türkiye'de en başarılı kulüptür. 20 defa şampiyon olmuş 4. yıldızı takmış, defalarca Türkiye Kupası kazanmış defalarca Türkiye'de öncü kulüp olmayı üstlenmiş bir takımdır. Uluslararası arenada UEFA Kupası'nı kazanmış, Süper Kupayı kazanmış bir kulüptür..
İşte Dursun Özbek'in açıklamaları:
Son yıllarda birçok eksikliklerimiz oldu. Avrupa'nın patronu UEFA... UEFA Finansal Fair-Play adında bir denetleme kurulu oluşturdu. Galatasaray o dönemlerde Avrupa'da en çok gözüken bir futbol takımı. Şu anda Avrupa'nın en önemli yarışmalarından biri olan Şampiyonlar Ligi'ne diğer takımlardan çok daha fazla katılmış ve Avrupa'da başarı ile temsil etmiş bir kulüp…
Bunun için UEFA, 2012 yılında Galatasaray'ı mercek altına aldı ve Galatasaray'ın finansal yapısını inceleme altına aldı. UEFA şunu söylüyor. 3 yıl peş peşe 30 milyondan fazla zarar edemezsin. 2012'de inceleme başlandığı zaman, 2012-2013 sezonunda Galatasaray'ın zararı 38 milyon Euro.
2013-2014 sezonunda 70.4 milyon Euro zarar olmuştur. 2014-2015 sezonuna gelince, yönetim değişikliği olmuş. Duygun Yarsuvat yönetiminde ben de başkan yardımcısı olarak görev aldım. Bu sezonda da zarar 55.8 milyon Euro..
2015 Mayıs ayında biliyorsunuz seçim oldu ve ben başkan oldum. Geçmiş dönemin mali sorunlarını bilerek başkanlığa aday oldum. Galatasaray'ın iyi yönetildiği hallerde Galatasaray'ın daha fazla başarılı olacağını düşünerek hareket ettik. Galatasaray'ın başına gelir gelmez, mali yapıyı düzenleme planı yapmaya çalıştık.
Bunları yaparken hiçbir sportif başarının eksilmemesi için elimizden geleni yapıyoruz. Peki bu Finansal Fair Play sadece Galatasaray'ın mı sorumluluğu... Hayır. Türkiye'deki 18 tane Süper Lig kulübünün yaklaşık borcu 4.2 milyar TL. Bu borçların içerisindeki bankalara olan borç 2.2 milyar TL. Galatasaray, Avrupa'da daha çok görüldüğü için mercek altına alınmıştır.
Onun için Türk futbolundan ekmek yiyen, yorum yapan herkesin bu durumlar açısından yorumlaması lazım… Biz 2016 sonunda zararımızın 30 milyon Euro olacağını söyledik ama bu UEFA tarafından kabul edilmedi. Biz UEFA'ya şunu söyledik. Bizim için yeterli değil. Biz daha iyi seviyeye çekmek için çalışmalar yapıyoruz.
Orada onlar bize zararların sebepleri ile ilgili sorular sordu. Biz, zararların nereden ve nasıl geldiğini ifade etmiş, bunun nasıl önleneceği halini de proje olarak önlerine koyduk. Bize verilen izleme süresinin 3 sene daha uzatılması halinde Galatasaray'ın gelirlerinin dengeye geleceğini ilettik ve 3 sene ek süre istedik. Bu raporlarda ettikleri intiba, bize ilettikleri gibiydi.
İlk gittiğimiz komite savcı gibi, bir üst komite de hakim gibi düşünün. Galatasaray Kulübü'nün tüm çabalara rağmen sezon sonuna kadar 134 milyon Euro'luk zararın telafisi mümkün değil. Mütalaada 1+1 yıl olarak Galatasaray'ın Avrupa Kupaları'ndan men istiyorlar. Savunmamızı tekrar ve en iyi bir şekilde tekrar vereceğiz ve elimizden gelen çabayı sarfedeceğiz..
- Galatasaray Spor KUlübü eğer Avrupa hayalinden men edilmezse bu tablo geçerli bir tablo mu?
- Bu tabloyla hayat devam edebilir mi?
Bütün Galatasaraylılara sesleniyorum. Bu tabloya sahip hiçbir kulüp acı reçeteyi herkes tadacak. Buradan bir ders, Galatasaray'ın geldiği noktadan bir ders çıkartmazlarsa sonuç o olur. Zor zamanda yapılan hizmeti Galatasaraylıların daha fazla takdir edeceğini düşünüyorum..Biz Beşiktaş Kulübü gibi 'Feda' demeyeceğiz. Galatasaray'ın değerlerini devreye sokacağız.]]
Başkanım; UEFA, Galatasaray'ın 2015-2016 sezonu için gerekli mali kriterleri karşılayamadığını ve gereken adımların atılacağını duyurmuştu. Bunları biliyoruz. Sarı Kırmızılılar için değerlendirme yapılacağı ve kararın Şubat ayında verileceği belirtildiğini de..Sen farklı bir şey söylemiyorsun ki. Neden bu süreci yaşatanlara karşı suskunsun?
Ceza almayacağını söyledi. Şimdi ise ceza alacağımız söylüyorsun. Korkum; Galatasaray’ı daha büyük tehlikeler beklediğidir.
Bence doğruyu biz yıllardır yazdık. Kimse dikkate almadı. Tekrarını benden değil Serdar Tatlı’dan dinle. Belki aklınız başınıza gelir, Galatasaray’ın başına bir şey gelmezden..
Sinirlerimi bozan haber: “Galatasaray eski başkanı Ünal Aysal, UEFA'nın Avrupa kupalarından men cezası vermesi konusunda yönetime yardım edebileceğini söyledi.
Galatasaray, titizlikle 12 Şubat’ta gerçekleştirilecek UEFA Finansal Kontrol Kurulu (CFCB) Yargı Komisyonu’na savunmasını hazırlarken eski bir dosttan haber geldi. Galatasaray Kulübü eski başkanı Ünal Aysal sarı-kırmızılı takıma bu konuda yardımcı olabileceğini söyledi.
Aysal, “Kurulun başındaki kişi Belçika eski başbakanı ve kendisi benim çok yakın dostum. UEFA beni arasın… Galatasaray yönetimi bu konuda destek istiyorsa beni aramaları yeterli. Ben elimden geleni yaparım” dedi.
Aysal daha önce yönetimin muhasebe teknikleri ve hesapları açısından yanlışlar yaptığını bu nedenle yaptıkları savunmanın UEFA’yı tatmin etmediğini belirterek, “Galatasaray’ın mali durumu UEFA’da çok daha iyi anlatılabilirdi. O zaman böyle bir ceza gelmezdi. Galatasaray yönetimi şubat ayı sonundaki yargı komisyonuna daha iyi hazırlanarak gitmeli” diye konuştu.”
Nerelerdeydiniz sayın Aysal? Dalga mı geçiyorsunuz?!
İkinci olay:
[[ Çoğu futbolcu ve sözde futbol adamları ve de yorumcuların sevmediği dosdoğru insan ve eski hakem Serdar Tatlı, Eskişehirspor-Fenerbahçe maçındaki hakem performansını yorumladı!(18 Ocak 2016):
“Devre arasındaki seminerde hakemlere bu tip pozisyonlarla ilgili olarak, “Basit düşünün ve elle oynama çalın” denmişti. Aynen 28. dakikada Fernandao’nun şutunda Sezgin’in sol kolunu yana doğru açıp topla oynadığı pozisyon gibi. Çok net bir penaltı olması gereken pozisyonda, devam kararı çıktı…
45’te ikili mücadele Emre Güngör ile Nani arasında topa dokunan Emre Güngör ve top taca doğru çıkarken arada sıkışmış olan ayağını kurtarmaya çalışan Emre’ye, Nani’nin takılıp düşmesine bu kez Ulusoy penaltı çaldı. Bu pozisyonun penaltıyla uzaktan yakından ilgisi yok. Bir enteresan karar da 64. dakikada geldi..
Penaltı itirazı sırasında sarı kart gören Alparslan, bu pozisyonda direkt kırmızı kartla oyundan ihraç edildi. Pozisyona baktığımızda Alparslan’ın ayakları yerde ve nizami şekilde kayıyor. Pozisyonun rakibe karşı yaralayıcı ve şiddet içeren bir tarafı yok. Tamamen topa yönelik. Neyin kırmızısı ben pek anlayamadım. Sanırım hakemden başka hiç kimsede anlayamamıştır. Kaldı ki bu pozisyonda Alparslan’ın bileğine kontrolsüzce basan Topal’dı..”
Serdar Tatlı’nın normal bir eleştirel yazısı. Bildiğimiz şeyleri tekrarladığı için, yani hakemlerin bazılarının açık ve net bir şekilde Fenerbahçe’yi ve Beşiktaş’ı korumaya aldığı, Galatasaray’ın ötelendiğini adeta işaret etmesi düşündürücü gelmedi bana. Asıl düşündürücü olan Serdar Tatlı’nın 20 Ocak günkü şu yorumları: “..Mevcut Merkez Hakem Kurulu içerisinde başkan Kuddusi Müftoğlu’na yardım edecek, düşünce ve fikir anlamında katkı sağlayabilecek üye sayısı az.
Bu da kurullar oluşturulurken rastgele isimlerin, yani Süper Lig’de derbi ve zor sayılabilecek maç yönetmemiş isimlerin gerek siyasi, gerekse de kulüplerle ilişkileri iyi olan kişilerin bu listelere alınmış olmasından kaynaklanıyor..Türkiye’de özellikle FIFA listesinin oluşmasında doğru tespitler yapılmadığını düşünüyorum. Son birkaç yıla baktığımızda bu listeye alınan isimlerin bir sonraki sene liste dışında kaldığını, yine liste dışında kalan kişilerin daha sonra tekrar FIFA listesine alındığını görmeye başladık.
Adeta yap-boza döndü. Bunun da hakem kadrosunun kamuoyunda itibarının zedelenmesine yol açtığı bir gerçek. Zor sayılabilecek maçları yönettirmeden derbi müsabakalarında göstereceği performansa bakmadan sırf İngilizce biliyor diye kadroyu oluşturmak diğer hakemler arasında da büyük bir güvensizliği beraberinde getiriyor..Bu yıl da Alper Ulusoy örneğini verebiliriz. Benim şahsen Osmanlıspor-Beşiktaş maçından sonra Alper Ulusoy’un yönetimi ile ilgili MHK’ye çok net ve açık yaptığım öneri arşivlerde mevcut. Aynı Alper Ulusoy bugün federasyonu da, MHK’yı da en zor duruma düşüren isim haline geldi..
Ben, yabancı hakem olayına kesinlikle karşı olanlardanım..Yapılması gereken en doğru iş, mevcut hakem yönetimini ve hakem kadrosunu başarı ortamına taşımak. Bunun için de filozof olmaya gerek yok. İyi bir yönetim oluşturup kadroya ‘Ahbap--Çavuş’ ilişkilerinin dışında yetenekli ve hak eden kişileri almak. Çünkü hakem ücretlerinin şu anda gözle görülür, çok iyi bir seviyeye gelmesi insanın aklına bir çok şeyi de getirmiyor değil!..
İkinci yarıya hakem hatalarıyla başlanması, ligin devre arasında Kulüpler Birliği’nin, ‘Bu hatalara artık sessiz kalmayacağız’ açıklamaları, bize farklı bir süreç yaşatacağa benziyor. Sonuçta gerçek olan bir şey var ki, bu sezonun sonuna kadar bu maçları bu hakemler yönetecek. Federasyon bu süreçte yeni bir MHK mi atar, başka bir şey mi yapar bilemem. Buna önlem alacak olan elbette TFF’dir."
Serdar Tatlı’nın çok acı ve en önemlisi, dahası düşündürücü olmaktan öte şu söyledikleridir: “ ‘Müftüoğlu’nin siyasi kimliği var’..Kuddusi Müftüoğlu’nun bundan bir süre önce belediye başkan aday adaylığına başvurduğunu biliyoruz. Bu da bize siyasi bir kimliğin olduğunu gösteriyor.
MHK başkanlığına siyasi olarak mı veya başka bir nedenle mi gelmiş olduğunu bilemem. Bundan sonrasında Müftüoğlu’nun burayı kendine siyasi bir basamak olarak kullanıp kullanmayacağını da bilemem. Burada sorgulanması gereken, bu kurulların oluşmasında TFF’nin daha doğru ve radikal hareket etmesi..”]]
Bunları sayın Tatlı yıllardır yazıyoruz..Bu ülkede siyasi irade bir şike olayını akladı be sen ne diyorsun? Bunları da yazsana.. Dinden geçinenlerin, yoksulu ele geçirmeleri gibi futbolu da ele geçirdiklerini yazsana.
Galatasaray’ı UEFA katkısıyla paketleyen bu dinden geçinenlerin BJK ve FB’yi de paketleyip kendi takımlarına alan açma savaşı içinde olduklarını, Atatürk armasını yok etmek için Samsunspor’u bitirdiklerini yazsana.. Tüm bunları, BJK’yi 100 milyon dolar borcun içine atıp yok eden ve sonrasında siyasi irade tarafından TFF Başkanı yapılan Yıldırım Demirören’in ördüğünü yazsana...
TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in, maçın hemen ardından MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu’nu arayarak, “Derhal gerekeni yapın” dediği iddia edildi..]
Evet, bu sinemaki Demirören’i yazsana. Azizi Yıldırım’ı yazsana, R.T.Erdoğan’ın kardeşi Ali’yi ve de Emine Redoğan’ın damadı Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı elektrik teknisyeni Göksel Arsoy, pardon Gümüşdağ’ı yazsana..
Kusura bakma, aslında bu kadarına da cesaret ettiğin ve Kuddusi Müftüoğlu’nun AKP, yani dinden geçinirken futboldan da geçinenlerin futbolumuz soktukları Truva atı olduğunu yazman da güzel..
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder