ULU HAKAN II. ABDÜLHAMİT HAN VE İSMAİL KAHRAMAN
Yine şanslıyız ikinci, ya birinci olsaydı?
Habere bakın:
{{ 'TBMM'ye Abdülhamit portresi asıldı' iddialarına yanıt: TBMM Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın Atatürk’ün portresinin bulunduğu yere Sultan II. Abdülhamit’in portresini astırdığı haberlerinin tamamen gerçek dışı, yalan, tezvirat ve provokasyon amaçlı olduğunu açıkladı.}}
“Sen, kaldırılan Atatürk portresinin yerine Abdülhamit’in portresi asıldı mı asılmadı mı onu yanıtla!!??”
İkincisi; kardeşim Türkçe konuşsana "tezvirat" ne demek; “Yalan” çuvala mı girdi!!??.. Ah benim milliyetçi ve Türkçü MHP'em, Türkçeyi Araplaştırıyorlar senden çit yok..Doğru ya, Meral Akşener FETÖ'cu her an bir darbe yapabilir, tedbiri elden bırakmamak gerekir. Doğru, şimdi sırası mı Türkçenin!!??..
İsmail, gizli değil legal bir kahraman:
Bunları, benim diyen Recep Tayyip Erdoğan bile söyleyemez:
{{"Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Dindar bir anayasa olmalı.".. "Cumhuriyeti kuranlar dinsizdi.!" ".. Yani liseli devrimciler. Che Guevara'nın tişörtünü giymişler. Che Guevara, 39 yaşında öldürülen, bizzat kendisinin infazlar yaptığı bir katil kişilik, bir gerilla, bir eşkıya ..Köküm bir değil, tarihim bir değil. Benim kendi mefailim var(yaptığım işler var demek istiyor, adam Türkçe düşmanı). Kendi insanlarım var. Onlarla övüneceğiz."
Arkadaşlar, dayanamayıp suç işleyeceğim; sayın Yılmaz Özdil’i okuyacağım:
Atatürk'ün mareşal üniformalı tablosunu depoya kaldırtan TBMM başkanı İsmail Kahraman, Dolmabahçe Sarayı'nda padişah “Ulu Hakan 2. Abdülhamit'i anma sempozyumu düzenledi. “Ne yazık ki tarihi ve kültürel miras bilinmiyor, özellikle gençler bilmiyor, unutturuluyor, hükümdarımız Abdülhamid'e vefa borcumuz var” dedi. (22 Eylül 2016)
Mesela, bu topraklardaki ilk “rakı” fabrikası Abdülhamit döneminde kuruldu. Şahsen büyük vefa borcum var.
(Kendini yeni osmanlı filan zanneden ismail kahramangiller, rakının 19 Mayıs 1919'da icat edildiğini zanneder ama… İlk rakı fabrikası Cumhuriyet'ten 22 sene önce kuruldu. Hem de, bizzat Abdülhamid'in başmabeyincisi Sarıcazade Ragıp Paşa tarafından Tekirdağ'da kuruldu. Padişahın isteği, şeyhülislam'ın onayıyla kuruldu. O dönemin en meşhur markaları, Deniz Kızı Rakısı ve Üzüm Kızı Rakısı'ydı. Deniz Kızı Rakısı'nın asıl ismi Tenedos Rakısı'ydı ama, etiketinde güzeller güzeli bir deniz kızı resmi olduğu için, ahalimiz Deniz Kızı Rakısı diyordu. Abdülhamid döneminde üretilen tüm rakı markalarının etiketinde, kız resimleri kullanılıyordu.)
Peki, bu topraklardaki ilk “bira” fabrikası kimin döneminde kuruldu?
Gene Abdülhamid döneminde kuruldu. Gel de vefa borcu hissetme birader. (Cumhuriyet'i kuranlara “ayyaş” diyorlar ama… Abdülhamid döneminde, yılda 10 milyon litre bira tüketiliyordu. Cumhuriyet bu rakama, yani Osmanlı'nın içtiği kadar biraya, anca 1940'lı yıllarda ulaşabildi. Henüz bira fabrikası kurulmadan önce, övünmek gibi olmasın, Osmanlı'da ilk birahane İzmir'de açıldı. Birahanelerin açılma iznini veren de, Abdülhamid'in babası Abdülmecid'ti.)
Osmanlı'nın ilk “şampanya” fabrikası da Abdülhamid döneminde kuruldu. Resmi, mühürlü evrak var, Abdülhamid'in izniyle kuruldu. (Abdülhamit şampanya fabrikası kurdurduğunda, elitler kurdu denilen Cumhuriyet'in kurulmasına 30 sene vardı. Şampanya fabrikasını, musevi Alatini kardeşler kurdu. Abdülhamid hazretleri, bu Alatini kardeşleri madalyayla ödüllendirdi, kendi elleriyle, bir değil, iki değil, üç defa “Mecidi Nişanı” taktı. Musevi Alatini kardeşlerle öylesine cankuştu ki, tahttan indirilip Selanik'e gönderildiğinde, üç sene boyunca, Alatini ailesine ait Alatini Köşkü'nde kaldı.)
Abdülhamit efendimiz, rakı, bira ve şampanya fabrikası kurdurdu ama, kendisi “rom”tercih ederdi. Bizzat torunu Osman Ertuğrul televizyonda anlattı: “Dedem rom içerdi, babama söylerdi, bak ben bunu içiyorum, çünkü bu yasak değil, Kuran'a bak, orada şarap diyor, şekerden yapılanın bahsi geçmiyor derdi.”
Acayip “sigara” içerdi Abdülhamit… Birini yakar, birini söndürür, vapur gibi tüttürürdü. Saraydaki işi sadece sigara sarmak olan özel ustalar vardı. Kızlarının hatıralarında yazıyor, sürgüne giderken, bavullara en önce sigara paketleri doldurulmuştu.
(Türk tütünüyle yapılan Amerikan sigarası Ateshian'ın tiryakisiydi. Chicago'da üretilen bu sigara, New York, Boston ve San Fransisco'nun yanısıra İstanbul ve Kahire'de satılıyordu. Hatta, Ateshian firması, 1900'lerin başında Amerikan gazetelerine verdiği reklamlarda “Türk sultanı Abdülhamid'in içtiği sigarayı için” sloganını kullanıyordu. Bu reklamlarda “haremde, oryantal giysiler içinde sigara içen, saçı açık, hatta göbeği görünen, seksapel bir kadın” resmi kullanılıyordu. Paketi 25 cent'ti.)
Abdülhamit'in en önemli tarihi ve kültürel miraslarından biri ise… Bu topraklardaki ilk“kerhane”yi açtırmasıydı. (Burası hayli ağır, kaldırılması güç ister)
(Fuhuş elbette vardı, şehre yayılmasını önlemek, kontrol altına alabilmek için, varlıklarını ticarethane olarak sürdürmelerini sağladı. Acem'in hanesi, Alaycı Kadri'nin hanesi, Keseci Hürmüz'ün hanesi, Langa Fatma'nın hanesi gibi evler vardı, zaptiye rüşvet alıyor, göz yumuyordu. Abdülhamid buna son verdi. İstanbul Karaköy'deki Zürefa Sokak'ı hizmete açtırdı. Bugün hayvan zannedip zürafa sokak diyorlar, aslında zürefa'dır, Osmanlıcadır, lezbiyen anlamına gelir. Kendini muhafazakar zannedenler inanmakta güçlük çekecektir ama, bu topraklar kerhane kültürünün kurumsallaşmasını Abdülhamid'e borçludur.)
Ha bu arada… Binlerce yurtseveri Fizan'a Yemen'e sürgün etmiş, zindanlarda boğdurmuş, hafiyeleriyle jurnallerle 33 sene kan kusturmuş, Mısır'ı Tunus'u Kıbrıs'ı Sırbistan'ı Karadağ'ı Romanya'yı, toplam 1.5 milyon kilometrekare toprağı kaybetmiş, tarihçilerin bileceği iştir… Ben kendi payıma, vefa borcumuzu ödemek için “hayırlı” faaliyetlerini yazıyorum!
Osman Gökçek aklıma geldi. Ne diyordu geleceğin Osmanlı büyüğü:
[[ Beyaz TV Genel Yayın Koordinatörü Osman Gökçek, katıldığı bir televizyon programında, İsmet İnönü'nün hükümetin başında olduğu dönemde eroin fabrikalarının yasal olarak açıldığını ileri sürdü. Tek parti döneminde Türkiye'de açılan eroin fabrikalarının görüntüleri de ekrana getirildi.
Gökçek, tek partili CHP döneminde devletin kendi eliyle uyuşturucu fabrikası kurduğunu iddia ederek, "Şimdi bu kişileri destekleyenler hala gurur duymaya devam edecekler mi geçmişleriyle? Bu ülkede eroin bile satmışlar. Ve bu CHP döneminde yapılmış. Haddim değil ama ben CHP'lilerin yerinde olsam partiyi kapatıp yeni bir sosyal demokrat, yeni bir sol parti kurarım.
Böylece iktidar olabilme şanslarını daha çok yükseltebilirler. Muhsin Yazıcıoğlu, Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu bunlar ne yaparlarsa yapsınlar Allah'a hamdolsun geçmişlerinde böyle kara lekeler yok. Hep güzellikler var" dedi.."Allah bir daha bu memlekete eroin, kokain, uyuşturucu üretecek partilerin iktidar olmasını nasip etmesin" diyen Gökçek, Menemen hadisesinde gazete manşetleriyle yapılan algı operasyonlarını da belgelerle açıklarken Menemen olayında Esat Erbili hazretlerinin öldürüldüğünü söyledi. Gökçek, "Eğer Esad Erbili hazretlerini öldürmediyseniz niye cenazesini teslim etmediniz? Cenaze namazı kılınmadı ve defnedildiği yer de söylenmedi. Tam 84 yıl sonra cenazesinin defnedildiği yer bulundu. Kendisinden korktukları gibi ölüsünden bile korkmuşlar" diye konuştu.]]
Soru; “Eroin satan mı, karı satan mı..”
Soruyu tamamlayamadım; siz okurken tamamlarsınız..
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder