TARIK AKAN VE YILMAZ GÜNEY'E ÖFKELİYİM
Neden mi " Öfkeliyim, çünkü topluma mal olmuş kimlikler kendilerini kendi malı imiş gibi tüketemezler; buna hakları yok"..
"Kaybettik", sözcüğü bana "Ölüm kadar, soğuk ve itici gelir". Bu nedenle, kaybettik sözcüğünü kullanmam. Onun yerine; "Işıklara başlattıkları zamansız yolculuklarıyla aramızdan ayrıldılar,.." derim. Böylesi devrimci ve Yurtsever Atatürk'ün evrensel felsefesinden ödün vermeyen kimliklerin zamansız gidişleri için.
Bu kimlikler; devrimci ruhu varsıllaştırma savaşı verenlerdir, öncülerdir ve de kanaat önderleridir. Böylesi evrensel özlere sahip kimlikler artık kendilerinin değil, toplumun kimlikleridir. Bu kimlikler; topluma ait devrimci ve ilerici ruhlarını ruhsuzlar yüzünden harcayamazlar..
Ne demek, günde 4 paket?!. Bu bir intihardır. Günde 4 sigara içen ben bile sigarayı ara sıra bırakırım diye tehdit ediyorsam, Tarık Akan ve Yılmaz Güney, kapısına dayanmış 4 paket azrail silahlı sigara'yı bırakın tehdit etmeyi, tecrit etmeliydiler..
İkisi de; ille de Tarık Akan çocukluğumuzun penbe dünyasıyla katmerlenmiş gençlik düşlerimizin kahramanları idi. Olgunlluk dönemlerimizin ise, vazgeçilmez düşünselliklerin öncüleri..
Yılmaz Güney, Yaşar Kemal, Tüncel Kurtis, Levent Kırca, Zeki Alasya sonrası, inanın Tarık Akan’ı yazacağım aklıma gelmezdi. Doğrudur; içki ve sigara sağlığa zararlı, fakat bunlardan da zararlısı olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Fakat bu tehlikeyi asla sigara ve içkiyle bastırmayın..
1 Haziran 2013’te Hürriyet’te şunları yazmışım: AKP, alkol ve sigaradan daha fazla zarar veriyor. Elbetteki içki ve sigara insanlar için zararlıdır, fakat insanlara bunlar çok daha zarar vermeye başladılar.
Sigara yasağını doğru yaptılar; abartılı uygulamaları olsa da. Sigarasız alkol da hiç keyif vermiyor. Hiç değilse, sigara içilen, içilmeyen şeklinde mekânları ikiye ayırmaya izin verilmeliydi.
Son olarak da ‘Alkol Yasası ile alkol yasağı getirildi. Bırakın onların sınırlama getirdik demelerine ‘getirilen’ resmen yasaktır. Batı normlarını uygulamışlar, doğrudur, batı normlarını uyguladılar, fakat kendi ideolojik normları da altan-altan dayattılar.
Başbakan yeni ‘Alkol Yasasını’ dini referanslar vererek savunmaya başladı; ‘İki tane ayyaşın yaptığı yasa sizin için muteber oluyor da, inancın emrettiği niçin reddedilmesi gerekiyor.”
Bunun neresi batı normlarına göre Alkol Yasası hazırlamak? Bu resmen karanlık bir ideoloji normlarına göre hazırlanmış bir yasa, çünkü başbakan devam ediyor; “Fatih nesline anlamlı bir yasa armağan eden Meclis’i yürekten kutluyorum.”
Yasa(k)lar, insanlara inanırlığı hissettirmelidir, ideolojiyi hissettiren yasa(k)lar, insanlara zarar verir; onların kimyasını bozar. Her iktidar, böylesi ‘Yasa(k)lar’ ı kendi ideolojisi ile biçimlendirir ise, doğaldır ki, insanları gerilime sokar.
Yapılanlarla zarar verilmesini anladık, fakat söylenenlerle insanlara zarar verir oldular. Kendi ideoloji yanlıları bile böylesi söylemlerle karşı olmaları, hiç düşündürmüyor. Hurşit Güneş “Şeriata göre yasa yapma başlamış demek!”le doğru söylüyor. Kim samimi ve demokrat Allah aşkına...
http://blog.milliyet.com.tr/sigara-mi-zararli-zararli-insan-mi--/Blog/?BlogNo=110443
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@gmail.com
GSM. 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder