10’LAR 10 KASIM’I ANLAMAMAKTA ISRARLILAR!!
Evet; 10’lar; 10 Kasım’ın önemini dünya anlamasına karşın anlamamakta ısrar ediyorlar !!Atatürk için söyleyenler ve söylenenler:
Tekrar ediyorum; “10’lar 10 Kasım’dan şiddetle rahatsızlar.”
İşte kanıtı:
[[Atatürk, ölümünün 80. yıldönümünde, Konya’daki okullarda 10 Kasım günü saat 09:05’te anılmayacak. Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce dün okullara gönderilen yazıda Atatürk’ü Anma Programı’nın 12 Kasım pazartesi gününe ertelendiği bildirildi.
Beni fazla ilgilendirmiyor, çünkü ben sadece 10 Kasımlar’da değil tüm Kasımlarda ve 365 gün 6 saatte gönlümde yaşatıyor ve kutluyorum.
Çünkü; Mustafa Kemel Atatürk; evrensel bir öncü ve önderdir.
Çünkü; Atatürk bir nesil için doğmadığı gibi belli bir devre için de doğmadı. Çünkü; Atatürk ve gibileri Mazlum ve mağdur ülkelere önderlikleriyle rehber olmuş ve de yüzyıllarca böylesi ulusların tarihinde hüküm sürecek insanlardır.
AKP ve Erdoğan’a sıcak bakmayanlar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti su projesi nedeniyle, son KKTC yönetimi sıcak bakmaya başladı ve onların gönlünden geçenleri endirekt yerine getirmeye başladılar bir kısım KKTC yönetimi.
Halbuki bu proje 1960’ların projesi idi. Özellikle Kıbrıs Barış hareketi döneminden sonra 3 kez bu projenin temeli atıldı, fakat kısır koalisyon ortakları olgunun siyasi rant boyutu paylaşım savaş ve kesik Koalisyon dönemleri olguyunun yaşama geçmesini engelledi. AKP iktidarı bile tek başına iktidar olmasına karşın, sürürdüğü pazarlıklar sonrası ancak 9 yıl sonra temelini attı.. Temelini attı, çünkü kendine yakın KKTC iktidarını bekledi..
Bu süreç; 10 Kasım’ın 9 Kasıma çekilme nedenini anlatıyor galiba..
10 Kasım ve Atatürk’ü benimsememeyi, benimseyenlere karşı direkt değil de dolaylı sürdürenlere ayrı fenomenler.
Düşünün sözde bir aydın; “Ezber, hamaset, slogancilik, nekrofili ve kronoloji fetişizminden, Mustafa Kemal'i gündelik siyasetin malzemesi olarak kullanmaktan uzak net bir mesaj..” diyerek, Atatürk’ün 1934’te Çanakkale’de yaşamını yitiren Anzak askerlerine atfen 1934’te söylediği şu ifadelere yer vermiş:
[["Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar, burada dost bir vatanın bağrında bulunuyorsunuz. Huzur ve barış içinde uyuyun. Sizler mehmetçikler ile yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını bu savaşa gönderen analar, gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim çocuklarımız olmuşlardır(18 Mart 1934 – Atatürk). ]].
Bunu okuyan bir başka kişi; “Bu mesajı Anzaklar için yazmıştı sanırım hocam?” diye soruyor. Aydınımız; doğrulayınca da; “Bizim çocuklarımızı şehit eden, "düşman askerlerine di mi?" diye ikinci soruyu sorunca aydınımız yanıt veriyor; “Kitabedeki ifadeler benim değil Atatürk’e aittir.
Ben kendi yaklaşımımı üste yazdım. Konu derin ve hassas. Bu konuda Taha Akyol Bey'in "Hangi Atatürk?" ..adli çalışması okunabilir.. Ve de ben devreye giriyorum; “İfadelere dikkat edin, Şehitliği adeta aşağılıyorsunuz.. Amaç Atatürk'ü aşağılamak ise açık açık yazın.. Taha Akyol gibi, ırkçı ve kafatasçı kültürden gelen potansiyel Atatürk'ü betimleyemez.. Kardeşim, evrensel bir kimliği ölü seviciliği seviyesine indirgemen doğru değil..
Aydı yanıt veriyor; “Özneleri karıştırdınız... Kasıt ölen insanlar üzerinden siyaset yapanlardır.”
Yanıt veriyorum; Kardeşim; Marks, Lenin, zerinden siyaset yapmıyor muyuz?.. Nazım Hikmet kabrini ziyaret edip çiçek bırakmayı nasıl tanımlamalıyız!!??”
İşte ülkemde sözde aydın geçinen, kendilerini ilerici gören kişiler, evrensel kimlik Atatürk’ü ve anmalarına öyle bakıyorlar ki; adeta; ırktan, dinden geçinenlerin diliyle, düşünce üretiyorlar. Ve de bu düşüncelerini ‘katalize etmek için’ Marx, Lenin, Nazım Hikmet felsefesiyle harmanlıyarak kitleleri etkilemeye çalışıyorlar. Çalışırken de Marx, Lenin ve Nazım Hikmet felsefesini kirlettiklerini hiç akıllarına getirmiyorlar..
Bunlar böyle konuşunca, cahil neler dediğini biliyorsunuz.. Aydın, yani konuyu başlatan kişi: Bugün beni yanlış anlamaya çalışıyorsunuz gibi anlıyorum. Abidedeki yazı Mustafa Kemal Atatürk’e ait. Ülkeyi işgale gelen ancak burada ölen insanların annelerine hitaben yazılmış. Ezberlerle siyasetçiler tarafından kullanılan Mustafa Kemal Atatürk’ün bir başka yönüne dikkat çekmek istedim. Söylediklerini yanlış veya doğru bulan olabilir. Üstte yazdığım notta da bir de onu böyle değerlendirin dedim.
Bakın, geçtiğimiz günlerde bir milletvekili, Mustafa Kemal'in eceliyle ölmediğini açıkladı.
Neden acaba?
kimse konunun üzerinde durmak istemedi. Neden?
Çünkü Atatürk üzerinden siyaset yapanlar da, Atatürk’e hakaret edenler de ezberlerini bozmak istemiyor. Mustafa Kemal tarihsel bir kişilik. Sevapları günahları ile tarihe mal olmuştur.
- Siz neden bu doğal olmayan ölüm iddiası üzerinde durmuyorsunuz?
Taha Akyol'a faşist demenizi kınıyorum. Ben kimseye hakaret etmem, hakareti hak edenlere bile..
Bir de Mustafa Kemal Atatürk meselesine değinmek isterim. Sevenleri olduğu kadar, sevmeyenleri de var. Bunun sebeplerine girmiyorum. Ancak ayni toplum içinde yasadığımıza göre herkes birbirine saygı duymalı. Fikirlerine katılmasa da saygı duymali. Bu mayınlı bir alan.. ayrışmaya değil bütünleşmeye ihtiyacımız var. Kimse ezberini bozmak istemiyor.
Şevket Çorbacıoğlu: Kardeşim seni yanlış anlayan biri değilim. Olmadığını sen de biliyorsun. Kişinin bir yanlışını söylemek onu yanlış anlamak için kendisini zorlayan kişi olarak görmek değildir.
Tamam; sen, yanlış yapmadığını söylüyorsun. İyi de, başlangıç tümcendeki; Ezber, hamaset, slogancılık ve kronoloji fetişizmini anlıyorum, anlamasına da; Atatürk’ü savunanları nekrofili olarak görmek ağır olmadı mı? Ben de bazı ezber Atatürk savunucularını, yani siyasi rant adına Atatürkçülük yapanları (Örneğin Recep’in aniden Atatürkçü kesilmesi..), Kemalist kafatasçı olarak tanımlayanlardanım.
Fakat, bir arkadaşın, Kapitalizmin materyale dönüştürdüğü Anzakları evrensel düşman yerine koyup, Atatürk askerlerimizi şehit edenlere methiyeler düzüyor yaklaşımı ile resmen Atatürk düşmanlığına kapı açması ve sizin de ona okey demeniz beni bu duruma getirdi..
Nerde evrensel Barış. Atatürk’ün o sözleri evrensel barışa çağrıdır bence.. Ben Atatürk’ün, Anadolu insanıyla mazlum ülkelere rehber olmuş Kurtuluş felsefesini, ezbere dayalı slogansı savunmalara karşı olan biriyim. Benim yaklaşımım, onun evrensel Kurtuluş Destanı, çağımızın özgün değişim ve gelişimi ile harmanlanarak savunulmasını savunan biriyim..
Eğer olguyu, Çerkez Ethem boyutunda didikler ve duruşunu azınlıklara yapılan zülüm ile örtüştürürsek; Kurtuluş savaşı cephesindeki Lazlara, Çerkezlere, Abazhalara, Gürcülere, Kürt ve Türklere haksızlık yapmış olmaz mıyız!?
Elbet, bir lideri seven de var, sevmeyen de, fakat; Hitler, Musolini gibi değerlendirip aşağılamamız doğru değil.. Selam ve sağlıkla..
Asıl kişi: Beni bu gece üzdüğünüzü söylemek zorundayım. Bana basta "sen Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret mi ediyorsun?" Diye sorabilseydiniz, cevabim, "hayır" olacaktı, " hayır".. Ben tarihe mal olmuş kişilere hakaret edecek kadar salak miyim? Bir düşünün..
Beni rahatsız eden şu: Mustafa Kemal'in politikaya alet edilmesi. Bunu en çok da CHP yöneticileri yapıyor.. Dün adam cıkmış, yok " Mustafa Kemal," dedin,"Atatürk demedin" diye yırtınıyor.
Türkiye'nin sorunu bu mu?
Türkiye’nin bin sorunu var, CHP sorunları çözmek için projeler üreteceğine Atatürk üzerinden politika yapıp, aklınca secime oy devşirmeye çalışıyor. Benim karsı çıktığım bu. Tabi siz de bir CHP'li olarak alınıyorsunuz. Atatürk, CHP'nin mali mi?
Şevket Çorbacioğlu: Sonuncusu; Benim CHP'li olduğumu nereden çıkardınız. Velev ki; CHP'liyim, Atatürk üzerinden oy devşiren, olmadı Türban ve Çarşafı siyasi rant materyaline dönüştüren bugünün CHP'li politikasızlarla ayni kefeye koyman ve kanlı MHP yayın organı Hergün gazetesinden gelen Taha Akyol yakıştırmam için beni kınaman ve de Atatürk'ün annesinin genelevinde çalıştığını ve Atatürk'e piç diyeni tahliye eden Recep politikalarını eleştiren duruşumu eleştirmen de beni üzmedi diyemem..
CHP'nin projesizliklerini, gündemsizliklerini, AKP gündeminin peşinde koşmalarla gideren CHP'yi yazılarımda sürekli işleyen biriyim..Doğru; Atatürk Anadolu insanının ve mazlum ülkeler insanının malıdır, CHP'nin değil. Onun için evrenseldir ve sahip çıkılmalıdır diyorum..
Asıl kişi: Aslında bu yazışmalarımız karakolda bile bitemeyecek çünkü ayrı şehirlerdeyiz... Daldan dala atlıyorsunuz. İnsanları geçmişleriyle yargılıyorsunuz. Konunun Hergun Gazetesi ile alakasını anlamadım. Evet okurdum. Simdi de Yeniçağ, Ortadoğu okurum. Ama Cumhuriyet okumam..
Benim bir cümlemden bu kadar yorumu nasıl çıkartabiliyorsunuz?
Ben bir aydın olarak toplumumuzun kutuplaştırılmasında Atatürk’ün enstrüman olarak kullanılmasına karşı olduğumu belirttim. Siz eski defterleri acıyorsunuz. Bakin, eğer CHP sahiplenilecek bir siyasi parti olsaydı, 12 Eylül’den önceki son genel başkanı rahmetli Ecevit sahiplenir ve DSP'yi kurmazdı, reddi miras yapmazdı..
Şevket Çorbacioğlu: Haydaaa, karakollara kadar taşıdınız..Ne okursanız okuyun, burada bir düşünsel tartışma yaşanıyor ve bu düşünsel tartışmayı karakolda bitiriyorsunuz. Karaolluk olmak için aynı kentte olmak gerekmiyor. Bu olmadı arkadaş.
Bir başka olmayan da, Cumhuriyet'i-ki son 5 yıldır, yazdığım Cumhuriyet'te ne yazıyor, ne de okuyorum-; Ortadoğu ve Yeniçağa tercih etmeniz..Bu beni çok şaşırttı. Eğer, ben her şeyi okurum diyorsanız, aydın insana yakışan budur diyorsanız, evet diyorum.. Yargılamakla, düşün beyan etme farklı şeylerdir.
Daldan dala atlamayı eski defterlere dayandırmanız, düşüncelerin eski düşünceler dayalı olarak tartışıldığını yadsımak değil midir?.. Ben CHP'yi değil, Atatürk'ün felsefesinin günümüz özgünlüğünde daha ileriye taşınmasını savunan biriyim..20 yüzyıl ideolojilerinin eskimiş olduğuna değinerek, 21.yüzyılın kendi ideolojisini yaratacağını söyleyen biri olduğumu da bilmenizi isterim..
Asıl kişi: Şevket Bey, sizi seviyorum ve sevmeye devam etmeyi de istiyorum. Birçok konuda ve noktada anlaşamıyoruz. Bu dostluğumuza engel değil. Ben kimseyi küçümsemedim, küçümsemem. Ülkemiz hassas bir donemden geçiyor. Herkes dolu, patlamaya hazır bomba gibi.. Sürtüşmelerden kaçınmamız ve provokasyona açık davranmamamız gerekiyor. Gićkin k'arta k'arta svas a itkven, ç'amepeşi guri şeni nciri komiğun. Mixarsuvit. Ğormotikti mixarsuvan. K'ai gurkten viz'irat..
Şevket Çorbacioğlu: Yine hayda, biz cahil değiliz ki sevgimiz, 'politikacıları yanlışların ve kendimizin yanlışların tartışırken' güme gitsin. Buna ne senin ne de Şevket'in gücü yeter, çünkü saygın ve aydın yıkılmaz sevgisi bizim sevgimiz..Kayı güriten biciyaten iyaş(her zaman)..Senin ve benim ve çocuklarımız ve de torunlarımızın düşünceleri 21.yüzyıl ideolojisini yaratacaktır, kahrolsun kadim ideolojiler..
Asıl kişi: Şevket bey, konu uzun ve derin.. Facebook silahşorluğu ile bu işi buradan çözmemiz mümkün değil. Bir araya geldiğimizde mutlaka konuşuruz. Sunu bilmenizi isterim ki, çok okudum. Yalnızca Nutuk'u değil, Dr. Ziya Nur'u da, Das kapital'i de, 9 ışığı da, Kadir Mısıroğlu'nu da, Yalçın Küçük'u de, Ismail Besikci'yi de, Dogu Perincek'i de, Cubbeli Ahmet Hoca'yi da, ilber ortayli'yi da okurum, izlerim..
Bakin, neden Tv'ler bu insanları bir araya getirip bu vb. Meseleleri tartıştırmazlar?
Neden? Biliyor musunuz, her iki taraf Atatürk yanlışlığı-karşıtlığı üzerinden birbirlerini yesin isterler. Ve amaçlarına ulaşırlar. BBC, 47 yıl önce hazırladığı bir belgeseli yeniden yayınladı. O da sizin söylediklerini soyluyor. Bu bir ezber. Siz, BBC ile ayni noktada iseniz, bunu sorgulamanız lazım. Petrol bize, kanı size diyen Büyük Britanya’nın BBC'si...
Bakin bugünü anlamanız için geçmişi sorgulamanız lazım. Geçmişi sorgulamak için de tek yanlı bilgi ve belgeleri kullanamazsınız. Bunu yaparsanız bugünkü duruma düşersiniz.
Bandırma vapuru nasıl yola çıktı?
İçinde kimler vardı?
Bu adları biliyor musunuz?
Kongrelere katılanların adlarını biliyor musunuz?
Birinci meclis-ikinci meclis ile kastedilen binalar mi?
Terakkiperver cumhuriyet fırkası ve serbest fırka neydi?
Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ın Sovyet Rusya tarafından işgal edilmesinde Ankara’nın rolü neydi? Büyük Britanya Kralı 8. Edvard'in tavsiyesi ile Mustafa Kemal'in öldürüldüğü iddiaların bir proje çerçevesinde gerçekleştiğini değerlendirebilir miyiz? Kuzey Irak, ya da Misakı Milli meselesini o dönemki dünya politikaları bakımından nerelere koyuyorsunuz?
O dönemin yerli-yabancı paşalarının anılarını okudunuz mu! Dünyadaki gelişmelerin Osmanlı Devletini böldüğünü ve Türkiye’yi şekillendirdiği görmediğiniz için bir kişi üzerinden politika yapanların ekmeğine yağ sürüyor duruma düşüyorsunuz.. Bugünleri anlamak ve anlamlandırmak için slogan ve didişme kültürünü bırakmak lazım.
Şevket Çorbacioğlu: Hadi ben bir şey okumadım, salt oradan buradan duyduklarımı yazıyorum, sen de bana mesaj veya e posta ile bir şeyler, dahası okuduklarını gönder, okuyayım ve aydınlanayım ve de bugünkü durumdan kurtulayım..
Bir insan bu denli bilgiçlik katsayısıyla aşağılanır, pes doğrusu!!!! Örneğin Bandırma vapurunda kimlerin olduğunu vs'leri Recep etrafındaki sözden kulis arkası danışmanlarının ağzı ile Belirlemeniz çok ama çok yanlış..
Nerden biliyoruz?
Nerden bileceğiz, Bandırma vapurunun çarkçısının ve ya kaptan yardımcılarını anılarından. İnsaf be kardeşim insaf, Atatürk'e değil de bunlara inanacağız ha.. Atatürk'ün Anadolu insanıyla yarattığı KURTULUŞ DESTANINI İngiliz entelijans, dahası o zamanın küresel efendisine bağlamak mı doğru yaklaşım?! Helal olsun bize be.. Bu denli mi insan Atatürk'ten nefret eder..
Ne farkımız kalır Receplerden; Bandırma vapuruyla Samsun'a son padişahın altınlarıyla indi, sonra altınları cebe indirdi ve Anadolu'yu kurtardı. Aslında Osmanlı topraklarını kurtarması gerekirdi, ama onlar İngiliz'i dinledi, Atatürk haindir ve Fatih Tezcan meczubunun dediği gibi diktatördür gibi absürt değerlendirmelerde bulunanlardan olmak istemem, cahilliğimi yeğlerim..
Halka zulmeden Padişah değil de onun zulmünden halkı kurtaran Atatürk faşist ha..Hahhahaha… Artvin günleri ön çalışması için Vakfa gidiyorum. Sağlıcakla kal.. Didişmeyelim derken didişmenin zeminini oluşturmayalım..Daldan dala geçiyoruz derken, Ecevit olgusunu gündeme getirmen de dalın dalı olduğunu da..
Asıl kişi: Başarılar dilerim. Bütün güzel insanlara selam..
Asıl kişi: Şevket bey, söylemediklerimden neler çıkartıyorsunuz? Bakin ben resmi tarih aktarıcılığı yapmıyorum. Tek taraflı bakıp, anlayıp öyle ezber bozmadan konuşmuyorum. Ayrıca yazdıklarınızdan anlıyorum ki, gerçeklere ulaşmak için caba harcamıyorsunuz. Türkiye’de demokrasi mi vardı da, padişahların anıları yayınlanabildi?
Benim ne size ne de bir çocuğa cahil demek ne niyetim var ne de haddimedir.. Lütfen resmi tarih aktarıcılığını bırakalım.. Bal gibi CHP çizgisini savunuyorsunuz. Çok şey soyluyor ancak hiçbir şey söylemiyorsunuz.
Gerçeklerin dinle, ideolojiyle ne alakası var.. Bakin sırf Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı yapmak için Atatürk’ün arkasına saklanmayın. Bu bir aydın tavrı gibi gelmiyor bana.. Şevket bey, içinizi dökmek istediğinizi anlıyorum. Ancak bunları benim bir cümlem üzerinden yapmanız hiç de hös değil.
Oldukça da yanlış bir dil kullanıyorsunuz. İşe bir suru de insan karıştırıp punduna getirip onara da vur vesileyle güzelce hakaret ettiniz. Bu da yanlış. İyi ki Ankara'da değilim, iyi ki 1940'larda değiliz..
Şevket Çorbacioğlu: Ne demek “İyi ki Ankara'da değilim”.. Gel veya ben geleyim. Ankara'da olmanızın anlamını bir açın..Tehdit mi, yoksa baş başa tartışma mı? Yemin ediyorum, hemen yanına gelirim..Yanlış dil kullanmak budur cuma..Akıl var mantık var.
"Türkiye de demokrasi mi vardı da Padişahlar gerçekleri anlatsaydı." diyorsun. Şaşkınım ya, bir aydın bunu nasıl savlar. Yurt dışına giden Osmanlıların elini tutan mı vardı, neden yazmadılar yaşadıklarını ve yaşattıklarını. Bırakın tek partili dönemi, 1950 sonrası, 60 sene iktidarda olan Osmanlı bağımlısı sağ iktidar padişahları neden yazmadı, yani sizin gerçek dediğiniz şeyleri? Bunları bırakın; 15 senedir iktidarda olan Erdoğan neden yazdırmadı..
Ben Atatürk'ün arkasına sığınarak Erdoğan muhalefeti yapan biri değilim, aksine Erdoğan elindeki türban eskiyince ve Atatürk gerçeğiyle baş edemeyeceğini anlayınca, Atatürk'ün arkasına saklanma gereksinimi duymaya başladı.."Çok şey söyleyip, hiçbir şey söylememek.." Olmadı, cuma olmadı..Doğru, az şey söyleyip çok şey anlatmak, fakat benden çok yazdığınızı unutmayın..
Asıl kişi: Şu ana kadar, ben sizin tutum, davranış ve söylediklerinize ilişkin hiçbir eleştiri getirmedim. Oysa siz bir tek cümlem üzerinden sade bana değil birçok kişiye de verip veriştirdiniz. Ayrıca Mustafa Kemal'i, Atatürkçülüğü ve Kemalizmi tek kelime eleştirmedim. Hiç kimse eleştiriden kendisini kurtaramaz. Hele devlet ve siyaset adamları.
Siyasi kişiler eleştirilebilir, kendilerine ve ailelilerine yakıştırmalarla hakaret edilmez. Bu yanlış. Kaldı ki, bir sure önce bir paylaşım yapmış ve Mustafa Kemal ve ailesine yapılan çirkin saldırıyı kınamıştım. Bir nüsha da size göndermiştim.......Lütfen sorularıma cevap verin. Yukarıda sorduklarıma ve aşağıda soracaklarıma......1.. 1944 Kesemenli'de yaşanan 146 Azeri olayına ne diyorsunuz?
2...1945 Tan Gazetesi yağmalanmasını nasil değerlendiriyorsunuz? 3. 3 Mayıs 1944 Turancılık Davasına ilişkin yorumunuz nedir?...4.Sabahattin Ali'nin katledilmesinin sorumluları kim?.. 5. Bir 1993' de bir makalesinde Mustafa Kemal'e kefere diyen ancak ben yazmadım montajda başkasının yazısından karışmış diyen Bekaroğlu'nun kontenjandan yüksek mevkie getirilmesine ne diyorsunuz?..........CHP'li değilim diyorsunuz CHP dogmalarını savunuyorsunuz.....Amacım sizi depresyona sevk etmek değil. Lütfen sorularımı cevaplayın.
Şevket Çorbacıoğlu: Toplu yanıt; dediğiniz tüm olumsuz süreçleri yaşatanlar, CHP Tek partisinin içindeki sağ unsurlardır. Onlar 1950 sonrası ülkenin tüm alanlarına yayıldı ve AKP, sağın son türevidir. Sabahattin Ali'yi katlettiren Nihal Atsız ve adamlarıdır. Bunu da mı Atatürk yaptırdı. Kardeşim şu bana CHP yaftası yapıştırmayı haftaya ötele hiç değilse...
Asıl kişi: Şevket Bey, sorularıma cevap alamadım. Bana soru sordunuz, cevabini ayni soruyla benim adıma cevaplıyorsunuz. Bu nasıl metot?
Şevket Çorbacioğlu: Benim adım Hudur, elimden gelen budur..Nihal Atsız diyorum, Nihal Atsız..
Asıl kişi: Reha Oğuz Turkkan'in anılarını mutlaka okumalısınız.. Reha Oğuz Turkkan'in anilarini mutlaka okumalısınız.. Pdf olarak bende mevcut.. İsterseniz gönderebilirim.
Şevket Çorbacıoğlu: Cihat Savaş Fer’i, yani; Ergenekon, Bozkurt ve Gök-Börü dergilerinin editörü, İnönü düşmanı, İnönü’nün toprak reformuna karşı çıkan babanın oğlu ve de Türkçülük yaparken Gürcü olduğu ortaya çıktığı için tüm aydınları güldüren adamı okumamı istiyorsun…Vesselam kısa kelam; ırkçılarla işim olamaz..
Asıl kişi: Önyargı ve ezberin 11 Kasım tezahürü.. Allah milletimizi önyargılardan kurtarsın..
Şevket Çorbacioğlu: Yeter kardeşim, yeter!! Benim üzerimden birilerine mesaj mı veriyorsun!? Ya da bu benim tanıdığım arkadaşım mı?
Asıl kişi:
Şevket bey, bana neden kızıyorsunuz?
Sizi anlamakta zorluk çektiğimi belirtmeme izin verin. Ben sizin Facbook sayfanıza gelip de yazdığınız bir yazıya veya resime yorum mu yaptım da, sizin üzerinizden başkalarına mesaj verdiğimi iddia ederek beni uzuyorsunuz. Mesaj verip, beni üzen ve kalbimi kiran ve de hedef gösteren sizsiniz. Bu işi karsılaştığımızda konuşalım. Pehlivan tefrikasına dondu bu iş.
Şevket Çorbacioğlu: Ben düşüncelerimi hiç bir koşulda sınırlamam, sanal ortamda gerçek ortamda tartışırım. Tekrarlar nedeniyle kızdım, haklısın.Gerçek ortamda tekrarsız tartışmalar dileğiyle..
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder