ABANT CENNETİN EN GÜZEL İZDÜŞÜMÜ
24 Temmuz 2021
Ankaralı kent yorgunları olarak oksijen depolamak ve ruhsal ve de beyinsel dokularımızı varsıllaştırıp bedensel, ruhsal ve beyinsel performanslarımızı artırmak için, yine Safranbolu gibi çok duyduğum ve hiç gitmediğim Abant’a geçmeye karar verdik Safranbolu sonrası.
Çok bilinen fakat bizim bilmediğimiz bu sevilen cennet köşesi Abant; cennetin gezegenimize düşmüş bir parçası adeta. Cennet birilerine göre betimlenemez, günahtır, fakat bu günahı gizem ötesinin gizil gücü fazlasıyla işliyerek gezegenimizde insanı şok eden bir tablo olarak sunmuş.
Evet, daha önce gitmiş olsanız bile tekrar tekrar gitmek isteyeceğiniz bir doğa harikası. Romantik bir hafta sonu geçirmek istiyorsanız ilk düşünmeniz gereken yerlerin başında gelmeli. Her mevsimin cenneti adeta. Bu nedenle Abant’ta olmak ayrı bir mutluluk. Yazın yeşilin her tonuna sahip ağaçlar kışın dalları dizi-dizi gelin gibi sizi karşılar.
24 Temmuz 2021 saat 09:00 İstanbul yolundayız. İstanbul yolu, çeşitli esnaf tabelaları, imalathane ve AVM’lerle dolu. Tüm tabelalar yabancı; mondi-Home tamam da TepeHome ne demek; tepeev denemez miydiler; sözde Türkçe konuştuğumuzu sanıyoruz. İnsanlarımız tabela İngilizcesi öğrenir oldular. Her ne ise ben işlerine fazla karışmayayım, ne konuşurlarsa konuşsunlar..
Tam 49 yıldır Ankara’dayım ve bu süreçte her defasında en mutlu olduğum an Ankara’dan ayrılışım, en mutsuz anımı bilmem söylemem gerek var mı!!
Dörtdivan kavşağını 10:17’de geçtik. ‘ya 50 km, Bolu’ya 40 km kaldı. Bolu’ya 22 km derken saat 10:35’e geldi.. Bir kent ilk kez batı ve doğu diye ikiye ayrılıyor; batı Bolu ve Doğu Bolu. Biz elbet batıdan ilerliyerek Abant kavşağına geldik 10:55’te..
Abant’a 14 km var derken 11:23’te Ahlat ağacı altında bulduk. Evet Toplamda 1197 (11970 dönüm) hektarlık bir alana yayılmış olan Abant Tabiat Parkı, Keremali ve Abant sıradağlarının arasında mükemmel bir konuma sahip Abant’tayız ve doğal şemsiye olmuş Ahlat ağacının altında pikniğimizi başlattık.
Göl karşımızda, atlar ve tek yön park etmiş piknik yapanlar sağımızda. Batımızdaki, kuzey, güney ve doğumuzdaki Mangalcılar coşunca ve de dumanı yoğunlaşınca, piknik yerimizi 2 km ileriye taşıdık. Gül karşımızda dedik, çam ağaçları her yanımızda, oksijen soluyoruz ciğerlerimize, kentte carbon soluyan bizler resmen ciğerlerimizi terapiye aldık.
Egzozların carbon salınımında salınan bizler. Kendimizi ‘Carbon emen ve oksijen salarak atmosferi temizleyen’ çam ağaçlarının gövdesi kadar güçlü hissettik…
Hani deriz ya, “Odun gibi adam”, keşke odun olabilsek, bakın o odun ne yapıyor: odunsu gövdeli bitkiler, yani ağaçlar, karbondioksiti emip, içerisindeki karbonu emdikten sonra kalan oksijeni atmosfere bırtakırlar. 1000 metrekarelik ağaçlık alanın emdiği karbon miktarı, arabanızı 10.000 km kullandığınızda yaydığınız karbondioksit miktarına eşittir. Dahası; 4.000 metrekarelik ağaçlık alan, bir yılda 18 kişiye yetecek kadar oksijen üretir. Odun seni hayata, araban seni evine, işine ulaştırı ama saldığı karbondioksit ile öte dünyaya da taşıyor...
Abant göl çevresini turnike şeklinde dolanabiliyorsunuz. Ayrıca yine tek yön faytonlarla turluyabiliyorsunuz. Büyükada’dan çok fayton var. Yine açık bir alanda Ata binebiliyorsunuz..
Abant cennet kere cennet.. Göl, çam ormanları, kuş sesleri börtü böcün vızzızları derken 15:00’te “Abant Doğal Yaşam Müzesi”’sindeyiz… Abant Doğal Yaşam Müzesi
Bölgenin flora ve faunası hakkında ilginç bilgiler edinebileceğiniz, vahşi yaşamı yakından gözlemleyebileceğiniz Abant Doğal Yaşam Müzesi’ni görmeden Bolu turunuzu sonlandırmamalısınız.
Abant Gölü’nün hemen girişinde yer alan Abant Doğal Yaşam Müzesi’nde bu bölgede yetişen farklı bitki türlerini görebilirsiniz. Müzede Abant çevresinde yaşayan tüm vahşi hayvanların ve yetişen bitki ve çiçeklerin örnekleri bir harika.. Müzedeki her şey müze binası dahil tamamen ahşaptan yapılmış.
Ardından, 14:40’ta “Akkaya Travertenleri”’ine 20 dakika süren bir yolculukla geçtik.. Beğenmedik. Doğa bir yamaca traverten kusmuş… Bolu ili, Mudurnu ilçe sınırında bulunan Akkaya Travertenleri için; “Bolu’nun Pamuk kalesi olarak anılan 250 metre uzunluğunda bir doğa harikası” diyorlar, ben demiyorum; doğa harikası değil fakat ilginç..
Traverten havuzlarında serinlemek bize riskli geldi. Yeşil doğası içerisinde piknik yapmak ve dinlemek amacıyla her yıl çok sayıda kişi buraya akın ettiği belli de mangal dumanı burayı duman altı yapmış.. Biz içmedik ama buradan çıkan maden suyu şişelenerek ziyaretçilere sunuluyormuş.
Belli ki; Traverten ya, hemen Pamukkale traverteni olmak istenmiş, olması olası değil.. Sırtta park, parkın kıyısında Havuzu var. Parkta mangal ve nargileciler parkı dinlenme alanı olmaktan çıkarmışlar. Nargile mangal serbest, fakat rakı yasak. Havuz’un içinde her şey var.. Havuz kadına yasak, bir tabela “Bayanlar bölümü”..
Resmen Sakarya, Akyazı ve çevresinden gelen tesettürlülerle dolu Abant’taki gibi.. Havuz’a giren kesin hastalanmadan çıkamaz, klorlama yok, bayanlar bölümü var, Rakı yasak.. Anlayacağınız bu dünya için önlem yok, öteki dünya için acayip önlem var..
Marmara ve Karadeniz Bölgeleri’nin kesiştiği noktada bulunan ve Bolu’nun Mudurnu İlçesine bağlı, yaklaşık 18 metre derinliğe sahip suyu tatlı ve heyelan set gölü özelliğine sahip Abant gölü deniz seviyesinden 1350 metre yükseklikte bulunan 127 hektar (1270 dönüm) büyüklüğünde.
Yer altında meydana gelen çöküntüler sonucunda büyük taş blokların vadiyi doldurması üzerine oluşmuş. Yani; tektonik kökenli bir fay hattı üzerinde duran göl, dağlardan gelen kar sularından beslenmektedir.
Bölgede yetişen ağaç çeşidi ve endemik bitkiyi bünyesinde bulundurmaktadır. Çam, Karaçam, Sarıçam Köknar, Ardıç, Kuşburnu, Isırgan, Çilek, Dışbudak, Kayın, Meşe, Kavak ve Gürgen ve bunun yanında Ormangülü, Fındık, Çilek, Nane ve endemik bitkiler olan; Çuha çiçeği (Yoğurt çiçeği), Salep (yabani orkide),Siklament (Menekşe),Tıbbı Şakayık (Ayı Gülü), Nilüfer, Çiğdem, Kardelen, Yılbaşı Çiçeği (Çöpleme) Abant’ta büyüleyici bir ambians yaratarak başınızı döndürebiliyor.
Toplam 1196 hektarlık (11960 dönüm) bölümü 1988 yılında koruma altına alınmış olup tabiat parkı olarak adlandırılmıştır. Abant gölünün çevresindeki orman alanı 1150 hektar.
Ormanlarda; Tilki, Çakal, Kurt, Ayı, Domuz, Geyik, Karaca, Tavşan, Sincap, Gelincik, Yaban Kazları, Yaban Ördekleri, Balıkçıl, Sakarmeke, Karabatak, Turna, Şahin, Doğan, Kara Akbaba, Kaya Kartalı, Atmaca, Baykuş, Toygar, Alakabak, Puhu, Gökdoğan, Ağaçkakan, Karatavuk, Bülbül, İspinoz, Saka, Kadife Balık, kırmızı benekli alabalık ve de gölden çıkan ve Abant Alabalığı olarak bilinen, literatüre Salmo trutta abanticus olarak giren, endemik balık, tüm bunlar Abant’ı daha çekici ve de gizemli kılmaktadır....
Abant Parkı adeta tepelerin efendisi, çünkü 1400-1700 yüksekliğe sahip değişen çok sayıda tepeye sahip. Her mevsim giysilerini değiştiren güzeller gibiler.
Neyse; 17:00’de Bolu’ya indik. İzzet Baysal Caddaei araçlara kapalı nefis bir yer.. Mercan 1 diye bir restauranta girdik, tavuk menüleri vardı.. Sadece Yanık dondurmayı beğendik..
O da ne, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın; “Afgan, Suriyeli yabancıların vergilerini 10 kat artıracağım!” bağırmasını duyduk. Yabancıyız ya hemen kaçtık:
Değil elbet; Tamam Tanju Özcan haddini ve evrensel yaşam hakkını hiçe sayan açıklamaları yanlış değil, çok yanlış ve acımasız.
- İyi de CHP’nin göçmen politikalarında ki şikayetine ne demeli?
- Sen sınırda önlem almayan ülkeyi adeta göcmen deposu' dahası AKP'nin oy deposu haline getirmeye çalışanın projeleri en az Tanju Özcan söylemleri kadar tehlikeli bir süreç değil mi!!??
Halka sadece Tanju'yu değil AKP'yi de anlat!!
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder