GALATASARAY OYNAMAZDAN LİDER OLDU
Duymuşsunuzdur; Galatasaray Ankaraspor’u 3- 0 gibi farklı skorla geçerek lider oldu: Galatasaray haftalar sonra ilk kez bir maçı farklı kazandı. Evet, Aslan ligin ilk yarının 8 maçında kükreyerek girdiği lige, haftalar, pardon aylar sonra tekrar kükreyerek müthiş dönüş yaptı. Sahada müthiş bir Galatasaray vardı.
Rijkaard’ın göreceli takım düzeninde bu sefer Arda gerçek yerinde, santrforda da oynatması gereken oyuncuları oynatarak harika bir Galatasaray yaratmıştı. Baros’un ve Jo’nun takıma dönüşü, Elano’nun uyumu, De Santos’un müthiş performansı ve Arda’nın etkileyici çalımları ve futbolu ile (virtüöz diyorlar) takımı yönetmesi ve de federasyonun 3 gol atmasıyla hanesine 3 puan yazdırarak liderliği de yakaladı.. Murat Hacıoğlu Kayseri Galatasaray maçını böylesi bir sitemle anlatmaya başlamıştı; bende o’na öykünerek benzer girişte bulundum... Sevgili Galatasaraylılar kusura bakmasın.
Burada anlatılmak istenen, Galatasaray futbolundan çok, genelde futbolumuzun pek de alkışlanacak durumda olmadığıdır.. “Ankaraspor maçı oynanmadı ki, neden oynanmış gibi yazıyorsun” diyebilirsiniz.. Amacım skoru aylar önce belli olan bir maçı yazan ilk kişi olmaktır. Bana göre skoru belli olan bir maçı yazmanın sakıncalı olduğunu düşünmüyorum. Sakıncalı olan Ankaraspor kahramanlarının futbol oyunu üzerinde oynadıkları oyun.. “ Dalga geçmenin sırası mı? “ sorusunu soranlar hala Rijkaard’a atmaya devam ediyorlar; Rijkard’ın “Galatasaray'ın eski futbolcusu Yalçın rakibine sert giriyor ve bundan gurur duyuyor. Bu utanç verici bir durum. Tamamen Antalyasporlu futbolcunun bu yaptığından dolayı bu durumdayız. Yalçın'ın olayını duydum ve doğru olduğunu düşünüyorum” sözlerini baz alarak.. Aslında doğruluk payı yok değil, gerçekten “Oyuncularını uyarmalıydın, takım kurgunu yapmalıydın..” vs, vs”lerini sıralayarak Rijkaard’a saldıranlar kısmen haklı çıktı, fakat tüm bunları yapmaksızın da bu hafta FB sayesinde lider çıktı. Aslında, Galatasaray lider olmazdan önce eleştirenler, lider olduktan sonra kim bilir neler-neler söyleyecekler?
Neler-neler söylemişlerdi o bilinen kimlikler: Ercan Saatçi, Kayseri ve Antalya maçları sonrası Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil ile söyleşi yapıyor: Saatçi soruyor; “Rijkaard, emin olmadan Antalyasporlu Yalçın’ın Jo’yu bilerek sakatladığını söyledi. Bir teknik adamın böyle konuşması doğru mu?” Uğur Dündar: Televizyondaki spor programlarında açıkça görüldü ki, Rijkaard’ın Yalçın’ı hedef tahtasına oturttuğu pozisyonda bu futbolcu yok! O halde deneyimli teknik adam bu hatayı nasıl yaptı?
Birincisi gözlerinde bir bozukluk vardır, sorun optik müdahale ile çözümlenir. İkinci ve daha vahimi ise Rijkaard’ın pozisyon okumada bir algılama sorunu olduğu ihtimali!.. Teknik direktörler sertlikten, kasti hareketlerden yakınabilirler, ama bu gerçekle uzaktan yakından ilgisi bulunmayan bir oyuncuyu, isim vererek taraftara hedef gösteremez... Rijkaard, Yalçın’dan özür dilemelidir. Yılmaz Özdil: Allah’tan hükümet üyesi değil Rijkaard... Yoksa çıkıp “Balyoz Darbe Planı’nı Antalyasporlu Yalçın Ayhan hazırladı” diyebilirdi! Bu yanıtlardaki üslup hiç de hoş değildi..Özellikle Özdil’in dediklerine katılmamış, sitemle harmanlayarak katıla-katıla gülmüştüm..
Ayni Özdil’in, oynamazdan lider olan Galatasaray için şimdi söyleyeceklerine değil de, durumuna katıla-katıla şimdiden gülüyorum.. Olmuyor beyler sizler kamuya mal olmuş kimlikleriniz, bir grubun sevinçlerine kendinizi endekslemeniz doğru değil.. O alandaki ciddi duruşunuzu örseliyorsunuz.. Alaya aldığınız takımın taraftarları gerçek özgörevinizde sizleri alkışlarken (büyük çoğunluğu) neler duyumsadıkların hiç düşündünüz mü? Kolay-kolay direkt eleştiride bulunmayan Ridvan da farklı bir şekilde Galatasaray üzerine gitmişti. Neymiş, Kayseri maçından sonraki oyunu göstermiş ki Galatasaray lig ikincisi bile olamazmış.
İyi de Diyarbakır karşısındaki Fener ligi kaçıncı bitirir? Bu takım için nedense kuşbakışı kahinliğin göstermedi.. Peki; “Futbol Federasyonu'nda bugün Haluk Ulusoy gitmiş, yerine Mahmut Özgener gelmiş hiç farketmez..” diyerek; Bu hakemler gitmedikten, hele-hele ''Tescilli Galatasaraylı'' Ahmet Güvener, Futbol Federasyonu'ndan gitmedikten sonra Koray Gencerler Diyarbakır maçında penaltıları vermemiş, Mehmet Topuz'u haksız yere oyundan atmış, diğer maçlarda Emre'ye ''Sağa baktın'' diye sarı, ''Sola baktın'' diye kırmızı kart gösterilmiş, Bilica'ya, Lugano'ya ''Uyduruk'' cezalar verilmiş, en küçük bir küfürün dahi edilmediği Saraçoğlu hababam kapatılmış, Galatasaray'ın ve Beşiktaş'ın maçlarını yöneten hakemler ''Çifte standart'' uygulamış, gerçekten farketmez...
Futbolun ''Ergenekon'unun'' patlayacağı güne kadar ya sabır.. Ulusoy-Gillere selam, Fener’i doğramaya devam..” suçlamalarını sıralayan futbol yorumcusuna ne demeli.. Bir de buna bilinen kulüp başkanlarının Galatasaray’a saldırmalarını ekleyin; anlayın Galatasaray’ın nasıl sarmalandığını.
Haldün Üstünel’in şu açıklamalarına hak veriyorum: "G.Saray aleyhinde açıklama yapan başkanlar kervanına Antalya ve Kayseri’den sonra F.Bahçe Kulübü Başkanı'nın da katılması ve O'na eşlik eden medyadaki yandaşları hezeyanla yüklü yazı ve konuşmaları aslında G.Saray'ın ne kadar doğru yolda olduğunun göstergesidir. G.Saray olarak rakiplerimizin icraatlarına hep saygılı olduk... Açıkçası biz bu duruşu sergilerken, rakiplerimizden de aynı saygıyı bekliyoruz...” Eğer biri çıkıp, Federasyon, hakemler ve üç büyük kulüp başkanına verip veriştirirken “Bizim başka güçlerimiz var! Bunu kullanırız.. Önceki yıllarda Fener maçında İstanbul’da birisi bizimle uğraştı. Aleni haksızlık yaptı. Allaha şükür onun düdüğünü, formasını duvara astırdık. Bu çirkinlikler devam ederse, formasını ve düdüğünü duvara astıracağımız çok adam çıkar...” deme cesaretini göstermesi karşısında bir futbol yorumcusu; “Bu açıklamalar açık bir tehdit. Kişi güçleri olduğunu söylüyor. İki şık güç var. Ya siyasi güç ya da mafya yönünden güç...” diyebilmesi, futbolumuzun nereye taşındığını açık bir şekilde gözler önüne sermektedir..
Böylesi ortam, aşağıdaki saha içi konuşmaları kaçınılmaz kılar: Yalçın: Jo'nun işini bitirdik, artık rahat oynarız. (Necati'ye söylüyor.) Caner: Sen ne diyorsun? Nasıl böyle bir şey yaparsın? Yalçın: Konuşma, seni de sakatlarım! GS'li futbolcular: Necati, Yalçın'a bir şey söyleyin ayıp ediyor. Necati: Tamam, merak etmeyin. Yalçın sen de oyununu oyna. Necati kupa maçında futbolcuları değil, Rijkaard’ı sakatladı, hem de her iki yan bağlarını (kanatlarını) parçalayarak. İnşallah Rijkaard erken düzelir, aksi taktirde işimiz zor. Zor çünkü; oynamayarak ele geçirdiğimiz liderliği, BJK maçında kaybeder isek, inanın o birileri bizleri tefe koyar.. Haydi Aslan kükre artık ve bu işi bitir..Bak ne diyor, kendine bakmayıp Galatasaray’ı analiz eden Meslektaşım Nihat Özdemir, “Aman dikkat Galatasaray’dan beter oluruz!!” “Oldunuz da...” demek yakışmaz bana.. Ne Galatasaray, ne Fener asla beter olmaz.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@gmail.com
GSM. 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder