ARTIDEMOKRASİ ŞEHİDİ MUMCU VE ANTİDEMOKRASİ ACİZİ ÖLÜ TASNİFÇİLERİ
Özgür Mumcu; demokrasi şehidi Uğur Mumcu’nun oğlu. Tüm amacı, ülkesine ve demokrasiye iyi şeyler kazandırmaya çalışan Mumcu, iyi bir oğul kazandırmış; kararlı, yürekli ve akıllı. Bugünlerde, benim de bir zamanlar yazdığım, fakat sonradan nedense yazamadığm bir gazetede yazıyor ve son yazısında birilerine yanıt veriyor ve birine “Aciz” bir diğerine “Ölü tasnifçisi” diyebilecek kadar yürekli olduğunu gösterebiliyor.
Sevgili Özgür; ben bunların aciz olanını, demokrasiden geçinen “Sınırsız ve kuralsız demokrasi avcısı” olarak betimlerim. Her dönem güçlüden yana duruş belirlemek için düşüncelerini kiraya verenler, Atatürk’e Beton Mustafa diye seslenenler, Büyük önderi Yorgo Mustafa kimliğine büründürenler, Atatürk’ün Anadolu insanıyla oluşturduğu ‘mazlum ülkelerin örnek aldığı’ evrensel felsefesini faşizm ile özdeşleştirenler, Dünya’da emperyalizme ilk tokat atan Atatürk ve Anadolu insanının “Kurtuluş Savaşı”nı aşağılayanlar ve emperyalist efendilere tapınanlar, Dinden, yoksuldan ve ırktan geçinenleri demokrasi dostu, Dindarla, yoksulla ve farklı kültürlerle geçinmeye çalışanları ise demokrasi düşmanı, Olarak görenlerdir bunlar.
Derin devletin kadrolu bilgi ulaştırıcıları (Arapça muhbir diyorlar), günümüz yağdanlıkları… Dahası, Uğur Mumcu’yu öldürdük zanneden kadrolu teröristlerin yuvasını, Ergenekon sanallığıyla örtmeye çalışan siyasal erkin kadrolu teorisyenleridir… Değindiğin gibi acizdirler, ölü tasnifçisidirler.
Aciz olanın kardeşi değil mi ‘bir çift kadın memesine ülkeyi satabileceğini söyleyen?’ ‘Ölü tasnifçisi’ ise bana göre hiçbir şey değildir. Sarhoştur. Bugünlerde yaşama geçirilmeye çalışan içki yasağından sonra tümüyle bunalıma girmiş bir zavallıdır. Diyorlar ki, Uğur Mumcu MİT, CİA ve KGB ajanı idi. Bir insan ajan olabilir, ama gizli servis koleksiyoncusu olamaz asla. Bu ne güçlü ajanmış ki, tüm gizli servislerde görevi varmış. Şükür ki, MOSAD ajanı değilmiş.
Bilmeyen mi kaldı, birilerini ve ailelerini bilinen gizli örgütün koruduğunu, onlarla Kuzey Irak’ta ortak ihaleler yürüttüklerini? Soruyorum şimdi; “Aciz kardeşim, senin kardeşin, yani öteki kardeşim, bugün hangi gazetede Taraf bir duruş sergiliyor? Bu Taraf duruş sergilediği gazete, CİA görevlisi hangi hatun er kişi tarafından kurulmuştur?
Ergenekon yalanlar senaryosunun bilgileri bu gazeteye kimler tarafından servis ediliyor?” Sakın bana kimse “Uğur Mumcu’ya kim servis ediyor idiyse onlar…” demeyin, bu gazeteye servis edilen belgeler-bilgiler en güçlü gizli servisin elde edemeyeceği, sıradan halkın asla ulaşamayacağı ‘Askeri ve Sivil’ resmi gizli belgelerdir ve çok derin belgelerdir.
Sivil halkın sunduğu belgeler ise, halka açık resmi kurumun veya sivil bir kuruluşun-oluşumun yaptıklarıyla ilgilidir ve de arsızlıkları, yolsuzlukları, ayrımcılıkları, irticayı içerir. En önemlisi, Küresel efendinin Ortadoğu politikaları ve Ortadoğu’daki taşeronunun duruşunu işlerdi Mumcu. Sıradan halkın ulaşma olasılığı yüksek konuları…
Barzani ve Talabani atraksiyonlarını… İşte o bilgiler “Demokrasi şehidi Mumcu’ya” nerden geldiğini çok iyi bilenlerdenim. O bilgiler vurguladığım gibi halktan geliyordu, çünkü çok yakinen tanığım. 12 Eylül beni çalıştığım kurumdan, 12 Eylül’ün korumaya aldığı sağcıların amaçlı ve yanlış bilgileri ile uzaklaştırılmıştım. Çok sonra bir grup belge verildi bana, bu kimliklerin yolsuzluğu ile ilgili.
O dönemde ihalesi yapılmış, hak edişleri ödenmiş kesin kabulü yapılmış köprülerin yerlerinde olmadığını belgeleyen dokümanlardı bunlar. Bu dokümanları Uğur ağabeye götürdüm. Ve bana aynen şunu söyledi “Çok teşekkür ederim Şevket, ben şu ara bir grup belgeyi tarıyorum, doğru olup olmadığını öğrenmek için, bu nedenle seni Erbil’e(Tuşalp) göndereceğim” Söylemek istediğim şu; o belgeler duyarlı halkın getirdiği belgelerdi.
Neden belgeler Mumcu’ya getiriliyordu? Mumcu, ödün vermez bir yürekti. Korku nedir bilmeyen cesur bir kalpaklı. Dürüst ve akılcı, eğriyi doğrudan ayırma yetisine sahip güçlü bir zekâ. Öyle bir doğru idi ki; her doğrunun içinde bir yanlış, her yanlışın içinde bir doğru olduğuna inanan ve bu doğruları doğrularıyla bütünleştirip gerçek doğruyu yakalamaya çalışan halkın öncü yüreği idi. Kalpaklı idi, kaypak(lı) değil.
En önemlisi insanların çok güvendiği bir kimlikti. Ve bu nedenle Halk onunla paylaşmaktan çekinmezdi. Aksine ondan çekinirlerdi. Dincisi, ırkçısı, ayrımcısı, mafyası, hortumcusu. Ve derin korkaklar, çok koktukları Uğur Mumcu gibi kalpaklı yüreği 24 Ocak 1993’te aramızdan aldılar. Ama asla öldüremediler! Öldüremeyecekler de!
- http://blog.milliyet.com.tr/Ugur_Mumcu_gercek_bir__Temiz_eller_savascisi__idi/Blog/?BlogNo=158071
- http://blog.milliyet.com.tr/Ugur_Mumcu__kalpakli_fasittir_/Blog/?BlogNo=88049
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
Teknopolitikalar Platformu
Yorumlar
Yorum Gönder