IMF BORÇ VERDİĞİNİ SÖYLEYENLER UÇUK PROJELERİNE PARA BULAMIYOR
IMF’ye artık borç veriyoruz diyenleri ve yeni ekonomi kâhinini sorgulamaktır amacım; Garanti Bankası Ekonomik Araştırmalar Müdürü Ali İhsan Gelberi 25 Aralık 2012’de bir Tweet atıyor; “Bir 2013 ekonomi kehaneti. Başbakan Obama ile görüştüğü gün notumuz artacak”
Gelberi, aslında birilerine ‘gelin beri, bu oyunlara gelmeyin, her şey AKP iktidarını başarılı göstermeye yönelik kurgu’ demek istediğini düşündüm, fakat birileri zaman kaybetmeksizin Gelberi’yi, Nouriel Roubini’den sonra ikinci kahin ilan etti, çünkü, Rcep, Obama ile görüştüğü gün (16 Mayıs 2013) derecelendirme şirketi Moody’s,Türkiye’nin notunu yükseltti.
Yeni kâhin Gelberi’nin ‘gerçekleri anlatması gerekirken’ bu ilgiden, dahası ikinci kahin ilan edilmesinden dolaya haz duyması, bence talihsizlik.
Gerçek şu; Türkiye, 3. Boğaz köprüsü ve 100 km’lik otoyol, 3. Havalimanı v.b büyük projeler için kaynak yaratmaya yönelik bir derecelendirme (İng.rating). Çünkü var olan bankalarımız böylesi devasa kaynağı bulması olası değil.
Bilindiği gibi; başbakanın son Obama görüşmesinde ‘birini attık’ dediği, derecelendirme şirketlerinin en büyüğü Standart and Poor’s (S&P), cari açık ve borç sorununun ciddi risk olduğunu söylemesi nedeniyle, Türkiye’nin notunu artırmamıştı. “S&P” bu nedenle kovulmuş yerine “Fitch”i alınmıştı, o da Türkiye’ye yatırım yapılabilir puanı vermişti.
Şimdi de, daha önce Türkiye’nin notu uygun değil diyen “Moody’s” adlı derecelendirme şirketi Türkiye’nin notunu artırarak, Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülkeler sınıfına sokmuş. Daha net söylemle; Türkiye'nin uzun vadeli yabancı para birimi cinsinden kredi notunu bir basamak artırarak, "Ba1"den, "Baa3"e yükseltti, görünümünü "durağan" olarak teyit etti.
Buradaki, Türkiye’nin ‘durağan’ not görünümü ile şu anlatılmaya çalışılıyormuş: Derecelendirme kuruluşu Moody’s’un; Türkiye'nin kamu finansmanında temkinli bir şekilde yönetilmeye devam edilmesi zorunluluktur. Eğer, mevcut yapısal, kurumsal reformların sürdürülebilir şekilde uygulanmaya devam edilmek isteniyorsa. Belli ki, hala cari açık ve borçlar riski söz konusu.
Batılı şirketler, dün Türkiye’nin notu yeterli değil diyen, bugün aksini söyleyen , “Fitch” ve “Moond’s”e güvenerek yatırım için Türkiye’ye gelir mi veya yerli ortaklıklar yaparak bu büyük projeleri finanse eder mi? Zannetmiyorum.
Belki ‘serseri mayını gibi dolanan’ 16 Trilyon dolar büyüklüğünde fona sahip Asya ülkelerini ‘ikna ederek’ Türkiye’ye yöneltebilirsin, fakat unutma ki, onları her biri ‘cin’, sen ise, cin olmadan Çin olmaya çalışıyorsun.
İyi de, hani sen ‘dün borç aldığın IMF’ye bugün borç veren ülke olmuştun’, neden dışarıdan para bulmaya çalışıyorsun? Büyük projelerini kendi paralarınla finanse etsene.
IMF’ye 5 milyar dolar borç verme öyküsüne gelince. Bu Anadolu Ajansı’nın amaçlı bir servisidir. Küresel kriz sürecinde krize düşen ülkelere katkı vermek adına, IMF parasal gücünü artırmak istedi ve kendisine üye olan ülkenin (188) 37’sinden, gereksinim duyduğu ana alabilmek için kredi sözü aldı. Bu 37 ülke 456 milyar dolar kredi taahhüdünde bulundu.
ABD ben vermem dedi, Japonya, Almanya, Fransa, İtalya v.b Avrupa ülkeleri ortalama yaklaşık 50 milyar dolar veririz dedi. Bizden çok daha kötü durumda olan İspanya bile 20 Milyar dolar verebileceğini söyledi. Türkiye’de, ne olur olmaz ‘şayet kapımı çalarlar ise’ düşüncesiyle 5 milyar verebileceğini söyledi ve bu parayı daha vermiş değil. Bu ülkemin ekonomi varsılı olduğunun kanıtı değil, A.A’nın kurgusal yalanı.
Düşünce özgürlüğünden, insan haklarından ve de sosyal, kültürel ve ekonomik demokrasiden soyut bir ülke böylesi kurgularla ‘ekonomik bağlamda ne kadar büyüyebilir ki?
Dahası; maliye bakanlığı yandaş finans güçleri yaratmak için ülkesinde birilerini vergi ve kredi konularında kayıracak, karşıtlarının üzerine gidecek, bunları yapabilmek için üst düzey bürokratları görevden alacak-hatta bakanı-, birilerinin telefonlarını dinleyecek, basın ve ifade özgürlüğünü polis devletindeki gibi bastıracak, derecelendirme kuruluşlarını kovacak ve ülke büyüyecek ve sen de ülkemi büyüttü diye alkış tutacaksın, guruldayan karnınla.
- ABD’de, Obama ile ortak basın toplantısında Başbakanın sözüne yer verilmeyen ülke durumuna düşürüldüğümüzü hiç sorguladınız mı?
- Düşünce özgürlüğünden, insan haklarından ve de demokrasiden soyut bir ülke böylesi kurgularla ‘ekonomik bağlamda ne kadar büyüyebilir ki?
ABD’ye İslam’ı anlatmış ve tanıtmış.. Birileri de, bunları anlatıp tanıtsa, dahası ülkemin gerçeklerini anlatsa, ülkemin üzerindeki karanlık örtünün kalkacağına inanıyorum.
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder