GALATASARAY 19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA VE GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI İLE BİRLİKTE 19. ŞAMPİYONLUĞUNU DA KUTLADI
GALATASARAY 19 MAYIS İLE BİRLİKTE 19. ŞAMPİYONLUĞUNU DA KUTLADI
19 Mayıs 2013
Galatasaray, 18 Mayıs 2013 günü, Ali Sami Yen Aslantepe Arena’da Trabzonspor’u Spor Toto Süper Ligi’nin 34. Maçında 2-0 yenerek; 4. Yıldıza doğru uçuşa geçti.
Ve Galatasaray, Süper Lig’in 2012-2013 sezonunu 19. Şampiyonluğuyla sonlandırdı.
Evet, Galatasaray; 34 maç, 21 yengi, 8 beraberlik, 5 yenilgi, attığı 67 gol, yenilen 35 gol, artı 31 averaj ve 71 puan ile 2012-13 Süper Lig sezonunu, Fenerbahçe’nin 10 puan önünde kapadı.
Bence, lig tarihinin en temiz şampiyonluğu(ben değil, herkes bunu söylüyor).
Maçı izlemedim, çünkü Samsundaydım ve Çarşambalılar Lokali’nde; sağımda ve burnumun doğrultusunda büyük ekran TV olmasına karşın, salt Riera’nın golünü ve de birde coşkulu kutlamaları buğulu bir şekilde izledim. İzledim, çünkü 40 yıl öncesinin Samsun 19 Mayıs Lisesi’nin(Ortaokul ve Lise) arkadaşlarımı izlemek, geçmişin hüzünlü mutluluğunu tattıran anı yaşamak, sağlıklı bir Galatasaray taraftarı olarak beni daha da mutlu etti. Evet, Necile Gündüz Çokay, Erkan Eray, İhsan Kalkavan(Ulusal hakemimiz Mete Kalkavan yeğenimizin babası), Ersin Alemdağ, Tahir Vardar, Temel Sönmez, Şaban Öztel, Fehmi Pelit, Mazhar Başoğlu ve sevgili diğer arkadaşlarla beraber olmak, Galatasaray şampiyonluğuyla beraber olmaktan daha da mutlu etti. Bu mutluluğum, Galatasaray mutluluğunu haftalar önce yaşamasaydım da değişmezdi.
Maçı, izlemedim; izleyenleri izledim. İşte o izlenimlerim:
Hakemler: Hüseyin Göçek, Selçuk Kaya, Erdem Bayık
Galatasaray: Muslera 6, Eboue 7, Semih Kaya 6, Dany 6, Riera 7, Hamit Altıntop 7 (Dk. 83 Umut Bulut ?), Selçuk 7, Melo 4 (Dk. 40 Amrabat 5), Emre Çolak 6, Drogba 6 (Dk. 82 Elmander ?), Burak Yılmaz 7
Yedekler: Eray İşçan, Gökhan Zan, Hakan Balta ve Yekta Kurtuluş
Trabzonspor: Tolga 5, Celustka 5, Giray 4 (Dk. 46 Marek Cech 4), Mustafa Yumlu 4, Zeki 5, Aykut 4, Zokora 5, Yasin 5, Adrian 4 (Dk. 46 Olcay 6), Sapara 4 (Dk. 64 Soner Aydoğdu 4), Henrique 5
Yedekler: Zeki Ayvaz, Abdullah, Serkan ve Halil
Goller: Dk. 34 Riera, Dk. 52 Burak Yılmaz (Galatasaray)
Burak Yılmaz 24 gol ile gol kralı oldu.
İkinci kez üst üste gol krallığı sevinci yaşayan Burak Yılmaz, geçen sezon Trabzonspor’da 33 gol ile gol kralı olmuştu. Böylelikle iki ayrı takımda gol kralı olmuş oldu, Tanju Çolak gibi. Galatasaray tarihinde 15. kez gol krallığı yaşayan futbolcu oldu.
Ben, Galatasaray şampiyonluk olgusuna zorunlu bir pencereden bakmak istiyorum:
“Yeter artık, FB’nin Kadiköy’de, GS’a yaptıkları!” sözü yanlış bana göre, doğrusu; “Yeter artık, A.Yıldırım ve o’na yaranmak için Volkan ve Emre’nin Galatasaray üzerinden FB’ye verdikleri zarar!”
Volkan’ın Sabri ile kavgaya tutuşması, fizik görüntüyle tam bir komedi idi. Komedi idi, çünkü devasa bir Volkan, ağza alınmayacak küfürler ediyor ve ardından ulusal takımdan arkadaşı Sabri’nin üzerine ve ardından üzerin gidiyor ve o devasa haliyle örseleniyor..
Emre, faul sonrası özür dilemek için elini uzatan Melo’yu itekliyor, sonrasında çelme takıyor.
Drogba gerilimi düşürmek için araya girerek Volkan’ı uyarıyor, Volkan Drogba’yı itekliyor.
Bitmedi; Mereles denen oyuncu, edepsizliklerine bir yenisini daha eklemek için Sabriy’e edep yerini gösteriyor.
FB taraftarı, Drogba ve Eboue’ye muz gösteriyor, sonradan bir hormonlu görsel basına çıkıp yalvarıyor, beni affedin diye.
V.s,v.s.. İşin üzücü yanı, tüm bunları Cüneyt Çakır’ın seyretmesi.
Drogba’nın, verdiği yanıt gerçekten, en az oyundaki kadar zeka dolu, eleştiri sınırının aşmayan seviyeli bir yanıttı: "Bana maymun diyorsun, çünkü 2008'de Chelsea ile Fenerbahçe’yi elediğimizde ağladın. Bana maymun diyorsun, çünkü ben Şampiyonlar Ligi’ni kazandığımda sen televizyon önünde hoplayıp, zıpladın. Bana maymun diyorsun, çünkü Galatasaray ile şampiyonluk yaşamam seni çıldırttı. En üzücü olanı ise bana maymun diyorsun ama benim "maymun" kardeşim Webo dün 2 gol attığında havalara sıçradığını unuttun."
Devamında; GSTV’ye konuştu. Bu konuşması, gerçekten‘Fair-Play’ ruhunu esas alan bir konuşmaydı. Dahası; ülkemin insanının düşündüren ve futbolumuz egemenlerinin yüzünü kızartması gereken bir konuşma yaptı Drogba: “fair play konusu herkesin bildiği ve futbolda yer alması gereken bir konu. Ama sonuçta futbolun insanlarla oynanan bir oyun olduğu unutulmamalı. Futbol duyguların çok yoğun yaşandığı bir spor. Bazen duyguları kontrol edemeyebiliyorsunuz ve bu bazı futbolcularda ön plana çıkabiliyor. Ama ne olursa olsun futbolun sadece bir spor olduğunu unutmamamız gerekiyor. Saygı çerçevesinde maçların geçmesi gerekiyor.”
Terim’e de ‘arkasından’ hakaretler edildi.
Aslında Terim’e teşekkür etmeleri gerekir. Dünyanın en büyük derbisinde, hangi çalıştırıcı, futbolcularına izin verir ve kampa almaz. Kimse, kızmasın, bu Terim’in, FB’ye kıyağı idi, ama bunu birileri anlamadılar(doğrusu anlamak istemediler), özellikle A.Yıldırım ve Volkan ve Emre . Volkan ve Emre başkanları için yükselttikleri yağdanlık katsayıları hayli fazlaydı.
Bu yapılanları asla FB taraftarlarının tümüne mal edemeyiz, çünkü çoğunluğu onlar gibi düşünmüyor. Semih Kaya’nın dediği gibi; bazı Fener taraftarları, Semih’i ve Selçuk İnan’ı gerçekten alkışladılar.
Birileri çıkıp, “Burak Yıldırım’ı FB forması giydiği için, GS’ linin öldürülmesini niçin gündeme getirmiyorsun?” diyecek. Haklı, bu insanlık dişi bir olay asla üzerinde konuşulmayacak bir cinnet hali. Şu gerçekler; asla bu cinayeti haklı gösterilemez. Bilin ki, en haklı cinayet bile insanlık dışı bir duygu yoksunluğudur. Evet, cinayetin maç alanından 30 km uzakta işleniyor olması, ölen kardeşimizin grup olarak katilin üzerine gitmesi ve hakaretleri, olayı haklı gösteremez.
Aslında, üzücü olmasının ötesinde düşündürücü bir olay da, çünkü, o grubun içinden bir genç, ‘bu kan Aziz Yıldırım’a sıçramıştır’ diyerek, olayı farklı yönlere savurmuştur. Ahmet Çakar bile bu işin içinde başka bir şey var’ diyebildi.
Olan gencecik Buruk Yıldırım’a oldu. İki gün tartışılır, üçüncü gün yine TV ekranlarından sorumsuz demeçler veya yorumlar veya mali kongrelerden tahrik edici söylemlerle, taraftarları kızıştırırız; biz böyleyiz, fakat olmamalıyız.
Olimpiyatlara dayız, Olimpiyatlara…
TFF’nin ve kuruluşlarının duruşu bu süreçte çok önem taşıyor.
Fakat;
TFF başkanı tamamen futbolumuzu eyyamla yönetiyor. Eyyam ne demek? Eyyam; Arapça sözcük ve anlamı da; gün, güç ve iktidar demektir.
Bizde genellikle, futbol düzleminde, ‘özellikle saldırganlık üzerine programlanmış yorumcular tarafından’ hakemlerin yanlış kararlarından sonra ‘Eyyam yapıyor’ demeleriyle gündeme oturmuş bir sözcük. Bana göre kimse anlamını bilmiyor. Bundandır ki, yanlış kullanılıyor. Anlamı; kişinin güçlüden yana duruş değiştirmesi veya yanlış gördüğünü karşı tarafı kırmamak için görmemezlikten gelmesi veya yanlışı doğru, doğruyu yanlış yorumlaması. İşin özeti, hem nalına hem mıhına çekiç sallaması.
Son oynanan FB-GS derbisi olaylarından dolayı verilen cezalar da, böylesi bir eyyamsallıkla(ben de iyi salladım) değerlendirildi.
Tamam, Volkan ve Sabri’ye verilen cezalara karşı değilim. Doğru haklısınız, olayı ağır küfürlerle başlatan ve sürdüren ve de örselenen Volkan, fakat, ne olursa olsun Sabri Volkanı hırpalamayacaktı, TFF eyyam ile kendisini de örseledi. Burada, saha kapama cezasının verilmemesi, Aykut Kocaman’ın derbiye gelinceye de söyledikleri, A. Yıldırım’ın mali kongredeki seyirciyi tetikleyen(ille de Volkan ve Emre’yi) konuşmaları, muzdan duruşla ırkçılığın yapılması dikkate alınması bir yana Mereles’in hiç de ahlaki olmayan Sabri tepkisinin adeta 4 ceza ile ödüllendirilmesi kabul edilir gibi değil. Bu ülkede, 2003’te Fener-BJK derbisinde, Fenerli topçulara aynı hareketi yapan Pascal Nouma 7 ay ceza almadı mı? O günden, bugüne ahlaki anlayışımız ahlaksız çizgide evrim mi geçirdi? Fenere gösterilince ceza 7 ay, Galatasaray’a gösterilince 1 ay. BJK’li veya Galatasaraylı gösterir ise cezası ağır, Fener’e gösterilince cezası hafif. Demek ki Fener, diğer takımlardan 7 kat fazla korkuyor.
Mereles; “sakatlanınca bacağıma bağlanan buz torbasını düzeltiyordum” diyerek, ceza almama alışkanlığını sürdürdü. Belli ki, bizde Buzdan ve Muzdan ceza yasak.
İşin en garip yönü de, derbide kavga eden Volkan ve Sabri’nin Yıldırım Demirören ile Abdullah Avcı tarafından ulusal takımdan veto edilmesi. Yine şükür, Mereles’i ulusal takıma alabilirlerdi.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
sevket-che@hotmail.com.tr
evesbere@mynet.com
GSM: 05066090032
Yorumlar
Yorum Gönder