GOOGLE VE REZA ZARRAB RECEP DEDİ
Makarnacıları belirtmeye gerek yok, çünkü onlar makarnacı.. Şok oldum ve öfkeden delirdim. “Recep” diyenlerden biri de, İran’da hırsızlık ve kara para aklamaktan ortağı idam edilmiş ve Türkiye’de 17 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet soruşturması başaktörü olmuş Reza.. Balık hafızalar için dahası; Yatıyla uğradığı kıyılarımızda kendisine ‘hırsız’ dendi diye yurttaşlarımızı korumalarına dövdürten kişi..
Oy kullanabiliyor ve Mikrofon tutulduğunda, dört devasa koruması arasında: "Ben pusulada bir aday gördüm, başka aday var mıydı?" diyerek ülkemiz siyasi iklimiyle alay edebiliyor..
En fazla da Google şoke etti beni. Çünkü; Google cumhurbaşkanlığı seçimi için logosunu değiştirmiş ve hazırladığı 'doodle/karalama' olarak adlandırılan özel logoya yer vermişti. Özel logo da; geleneksel Google logosundaki “g” harfinin yerine, Rcep’in kutusu okeylenmiş oy pusulalı sandık konmuş.
Google bilindiği gibi internet araması, çevrimiçi (online) bilgi dağıtımı yapan evrensel, çok uluslu Amerikan anonim şirketidir. Fakat değilmiş, Amerikan “Think Tank” kuruluşları gibi taraf olabiliyorlarmış.. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ABD adayı olduğunu söyleyenlere kapak olsun.
Recep’teki bu önlenemez başarı performansı inanın ‘siyaset bilimi adına’ laboratuvarda çok özel incelemeye alınması gerekir. Düşünün, üç günde kurulan bir parti, 33 seçimdir oylarını artırarak kazanıyor.
Bunu tanımlamak çok zor. Fakat saçmalamak çok kolay: Bilmem izlediniz mi?1998 Fransa, İngilter ve ABD ortak yapımı olan “Demir Maskeli Adam” filmini. O filimde, İhtişam ve ümitsizliğin derinden böldüğü Fransız ulusunun yalnızca kendini düşünen kralı XIV. Louis anlatılıyor. XIV. Louis şans eseri krallığa getirilmiş. Kral babasının birbirine çok benzeyen ikizi olur. İleride taht kavgasına girmesinler diye birini feda eder. Saraydan uzaklaştırır ve kimse tanımasın diye de yüzüne demir maske geçirterek hapiste saklar. Böylelikle XIV. Louis tahta geçer.
Halkı açlık çekerken XIV. Louis ve etrafındakiler dünya nimetlerinden zevk almaya başlarlar. Bütün gücün kendisinde olduğuna inanan Louis, kimseden korkmamaktadır, mutlak gücünü sona erdirebilecek bir tek kişi haricinde: Demir maske giydirilerek ömür boyu hapse mahkum edilen ikizi. Kralın bencilliği çok fazla ileri gidince, emekli silahşorlar Athos, Porthos ve Aramis belki de Fransa'nın kurtuluşunun tek ümidi olan gizemli mahkûmu kurtarırlar ve kral yaparlar.
Acaba Recep ikizi var mı, o’nu mu arayalım(Allah götermeye).
Yoksa; CHP, MHP Ve DYP Ekmeleddin’i getiremediği için emekli Athos, Porthos ve Aramisler mi çağıralım.
Şaka bir yana, gerçekten XIV. Louis’i devirmek için dişli politikacılara gereksinimiz var. Eğer durdurulmaz ise, gezegenimiz için de büyük tehlikeler yaratabilir.
Burada, ya küresel efendi bir şekilde Rcep dayatması sunuyor, ya da… Ne söyleyeyim ki, tümünü önceden söyledik, bitti. Çok zorlayınca yeni bir şey olarak şu geldi kapıma: Ya da; küresel efendi, muhalefeti de Recep için kurguladı ve muhalefetsizliği ile Rcep’e payanda yaptı.
Evet; Tayyip TKP ile seçime girse kazanacak kadar ileri gitmeye başladı. İnanın kendisini kutlarım. İnanın muhalefeti, özellikle CHP’nin yöneticilerini şutlarım.
Bugüne dek sürekli destek verdik, köstek olmayalım diyerek. Fakat, hiçbir şey üretmeksizin, üretilmişlerle geçinip milletvekili olmak isteyenler ve de partiye proje ve program değil kendini taşıyanları partiden soyutlamadığınız için halkın ve umutlarına yeşertemediniz.
Ve bana da: “Yetti garı, yapamıyorsunuz. Cepheyi, doğrusu CHP’yi bırakın bizlere” detirttiniz... Haklısın “Gelin alın diyorsunuz” da nasıl alalım. Aynı dergide yazı yazıyoruz, sız genel kurulda genel başkan adayı oluyorsunuz, ben genel kurul salonuna giremiyorum. Sizi sorgulamıyorum, sadece Türkiye’deki siyasi coğrafyanın kimler tarafından iklimlendirdiğini vurguluyorum.
Karşınızda pervasız bir kimlik, hakaret ve küfür ile aşağılayıcı siyaset yapıyor, siz ‘ona proje ve programlarla yanıt vereceğinize’ üslubuyla yarışıyorsunuz ve de sürekli gündemlerin efendisi (Recep Tayyip Erdoğan) ile savaşıyorsunuz. Devamlı yapay gündemlerle oyalıyor sizi. Öyle bir siyası atmosfer oluşturmuş ki adam, adamlarına iktidar olmanın avantajıyla doğru-yanlış bir şeyler ürettiriyor, kendisi muhalefeti aşağılayan gündemlerle, muhalefeti peşine takıp alan boşaltıyor ve o alanlardan sürekli gol atıyor. Bunu görmesi gerekir etrafınızdaki kimliklerin.
En önemli hatanız; sağcı adaylarla, sağın düzleminden oy almaya çalışmanız. Tekrar ediyorum; ülkem siyasi özgünlüğünde sağ asla sola oy vermez(Rcep bunu çok iyi değerlendiriyor). Özel durumlar nedeniyle, dahası ideolojiyi öteleyen özel durumlarda(10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi ve 30 Mart 2014 yerel seçimi) sağ düzlemden alınan zoraki oylar asla sağdan oy alınabilir demek değildir. Bu nedenle, ortalama %80 seçmen katılımın %60’ı sağ, %40’ı sol oylardır. Siz %60 sağ tabana değil, %40 sol ve seçime katılmayan %20 küskün tabana çalışmalısınız ve bu bağlamda projeler üretmelisiniz.
Ben artık Tayyip için olumsuz bir şey yazmayacağım.. Parti Genel Başkanı iken yazdım, milletvekili oldu, milletvekili iken yazdım Başbakan oldu ve Başbakan iken yazdım Cumhurbaşkanı oldu. Korkum, Cumhurbaşkanı iken yazdığımda Halife olması veya ilahi başka şey..
İşin ikinci boyutu; öyle veya böyle yazılarımın tonajı ağırdı da, insan bir kuple olsun Silivri kapısını aralar. Bırak aralamayı soruşturma bile açtırmadı. Demek ki, benim yazdıklarım ona sivrisinek sesi bile vermiyor. İşi gücü muhalefet; onlar da oltaya iyi geliyor. İcraatlarını eleştireceklerine, onun aşağılayıcı duruşunu taklit ediyorlar. Kardeşim proje ve program üret, hakaret değil..
Sucuk ticaretinden devletin zirvesine, olacak iş değil..
Devletin yürütmesinde ne idiyse, daha doğrusu, yürütmenin başında iken, Yasama ve Yargı’yı da yürütme gibi ele geçirip, devlet içinde adeta paralel devlet oluşturan bilinen kişi, Devletin zirvesinde Devlet’ten daha devletçi olacak ve otoriterleşecek gibi.. Örneğin, Cumhurbaşkanın yetkilerini (Yürütmeyi ve bazı bağımsız kurumları biçimlendirme yetkileri) kullanmama temayülünü kesin yaşama geçirecektir. Özellikle Başbakanı adeta, Bakanlar kurulunu sıradan başı gibi kendine bağlayacaktır.
Recep’in Balkon konuşmasını dinlemedim, fakat komşu balkonu dinledim: “Eski bir sol parti üyesiydim, 2002’den sonra özgürlükten ve barıştan yana gördüğüm için o’na oy verdim. 30 Mart 2014 yerel seçiminde vaz geçtim, çünkü ben böylesine halkına zulmeden adam görmedim..Çok tehlikeliymiş..”
İşte, CHP solun %40’ını oluşturan tabandaki ve %20 seçime katılmayan tabandaki böylesi kimlikleri erkenden ikna edecek projeler geliştirmelidir.
Ben karamsar değilim.. Türkiye kötüye gitmiyor, Rcep Tayyip Erdoğan kötüye gidiyor… Hiçbir zirve kurtarmayacaktır.
http://www.devrimgazetesi.com.tr/chpnin-aday-profili-ve-ilkeli-durusu/
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@mynet.com
sevket-che@hotmail.com.tr
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder