THY VE ÜLKEMİN ZENGİN GÖRGÜSÜZLERİN ÜLKESİ OLMASI, TÜRKÇENİN BOZULMASI
Şu teşekkür yazısıdır bana yukardaki başlığı attıran: “Geçen haziran ayında THY ile ilgili bir yakınmama sayfanızda yer vermiştiniz. Sadece olumsuzlukları değil, olumlu yaklaşımları da paylaşmak gerektiğine inandığım için size yeniden yazmak istedim.
Kabin ikram hizmetlerinde bir aksama sonucu kızım (……) için ….tarihli ….. uçuşunda sipariş etmiş olduğum doğum günü pastası verilmemişti. Müşteri hizmetleri bir maille özür diledi ve adres teyidi yaparak bir hediye göndereceklerini bildirdiler. Aradan bir ay geçti..….tarihinde yine …… uçuşunda kızım önceden check-in yaparak kontuara geldiğinde bir sürpriz yapılarak koltuğu upgrade edilmiş ve business uçması sağlanmış.
2.5 saatlik uçuş rüya gibi geçmiş. Bu jest hem beni hem de onu çok mutlu etti, THY’nin sandığım kadar ilgisiz olmadığını gördüm. Gösterilen duyarlılık ve ilgi için teşekkür maili yazdım ve sizinle de paylaşmak istedim.
İyi çalışmalar diliyorum.………………………………………..
Görgüsüzlük boyutu beni ilgilendirmiyor. Ben ilgilendiren THY’ındaki sınıf ayrımcılığı ve Türkçenin okunur olmaktan çıkması. Bu tüm dünya dillerinin genel sorundur.
Yazıdaki şu ifade her şeyi anlatıyor: “.. kızım önceden check-in yaparak kontuara geldiğinde bir sürpriz yapılarak koltuğu upgrade edilmiş ve business uçması sağlanmış..”
Evet; neden Türkçe konuşulmuyor? Dahası; ‘check-in’ yerine ‘bileti kontrol ettirmek’, ‘ kontuar’ yerine ‘işlem bölümü’, ‘upgrade’ yerine ‘düzeltmek’, ‘business’ yerine ‘önemli insanların yeri’ demeyiz de, bu yabancı sözcüklerle Türkçeyi anlaşılır olmaktan çıkarırız. Belli ki yavaş yavaş dilleri öldürüp tek dile akmaya başladık..
İkincisi: THY’ı sınıf ayrımına devam ediyor: Havadaki ekonomik sınıf ayrımı ise genel bir sorun, dahası evrensel sorun, çünkü dünyanın tüm Hava Yollarında bu sınıf ayrımı var. Üç klas oluşturulmuş; Ekonomik, Konfor ve Busıness Class şeklinde. Ve bu klaslar perdelerle kapalı tutuluyor, çünkü önemli insanlar, önemsiz insanlar tarafından rahatsız edilebilir. Yani; klas bölümleri sadece servislerde açılmakta, adeta sınıflar birbirini rahatsız etmesin diye.
Özellikle Busıness Class yolcusunun ayrıcalığı sadece havada değil, yerde de var. Kuyruğun uzunluğu ne olursa olsun, onların işlemleri öne alınıyor. Kuyruktaki rahatsız, hasta umurlarında değil. Bu ekonomik ırkçılık ve de sınıf ayrımcılığı değil de nedir. Bunlara yapılan servisler ve ikramlar da çok zenginmiş. Parayı veren düdük çalmıyor, insan onurunu çalıyor ve aşağılıyor.
İnsana değil, paraya, insanlığa değil paralıya saygıdır böylesi ayrımcılık. Belli mi olur, salt şehirlerarası değil, Belediye otobüs ve yeraltı trenlerinde (metro) de bu klas farkını uygularsak şaşırmayacağım. Gezegenimiz, her geçen gün zenginlerin ve görgüsüzlerin gezegenine dönüşüyor ve benim yoksulum da bunları oy ile besliyor.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@mynet.com
sevket-che@hotmail.com.tr
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder