FETÖ NEDEN YSK DA DERİNLEMESİNE SORGULANMIYOR? YOKSA SEÇİM HİLELERİ, İLLE DE M.GÖKÇEK OLAYI MI ORTAYA ÇIKAR?
Oku Yeter Ki, Beğenmene Gerek Yok.. Ben Yazmaya Devam Edeceğim.. Beğenip De Okuyor Beğen Butonuna Basmiyorsan Senin Sorunun..
FETÖ BİTİRİLDİ AMA, AKP TARAFINDAN MHP İLE YÖNTEMLERİNİ YAŞATAN TEK ADAMLIK GELİYOR
Dünün Fetullah Gülen müritlerinin, kendilerini Erdoğan’a affettirmek için çıkardıkları “Karar” adlı gazete haberi:
“Gümüşhane Vali Yardımcılığı görevine atanan Hüseyin Avcı'nın, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu olduğu ortaya çıktı.. Konya'nın Kulu İlçesi Kaymakamı Hüseyin Avcı, 1 Aralık tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2016/681 sayılı kararname ile Gümüşhane Vali Yardımcılığı'na atandı.. Ancak bugüne kadar göreve başlamayan Hüseyin Avcı'nın, Fethullahcı Terör Örgütü soruşturması kapsamında tutuklandığı öğrenildi(7 Aralık 2016).”
Tam bu noktada bir antrparantez açmak istiyorum. Öyle bir antrparantez açmak ki bazı AKP’nin seçmenle arasını açabilir: “Tüm kurumlarda FETÖ’cu opersayonu ve yargılaması devam ederken neden YSK’da bir sessizlik egemen? Meğer 239 kişi FETÖ’dan yakalanmış. Peki bunlar neden sorgulanmıyor? Neden olacak; 2002 sonrası bütün seçimlerin sorgulanması gündeme gelecek. İlle de Melik Gökçek ve Kadir Topbaş’ın son kazandıkları seçimler..
Gel de bunlara güven. Gel de bunlara; “FETÖ bitirildi ama yöntemleri yaşatılıyor, çünkü kendileri FETÖ’cu ve yakında kendi kendilerini tutuklayacaklar” deme..
Peki, AKP bu, MHP ne?!
MHP resmen AKP’nin kurtarıcı meleği. Bu melek kesin Resmi gazetede yayınlanarak kayde alınıp belgelenmelidir..
Şu yaptıklarına bir bakın: AK Parti'nin MHP'ye sunduğu teklifin içeriğinde neler var? Kulislere bazı bilgiler sızmaya başladı.
AK Parti'nin MHP'ye sunduğu anayasa değişiklik teklifinin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Teklifte, "Başkan" yerine "Cumhurbaşkanı" ifadesi yer alıyor.
15 maddeden oluştuğu belirtilen teklifte, "Türkiye Cumhuriyeti’nin başı, Türkiye Cumhurbaşkanı'dır" ifadesi yer alıyor. Edinilen bilgilere göre, Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı tarafından atanacak.
Cumhurbaşkanı, kabinenin 4'te üçünü, milletvekili olmayan isimlerden oluşturabilecek. Başbakanlık makamanının kaldırılması, yerine Cumhurbaşkanı yardımcısı makamının getirilmesi planlanıyor.
Teklifte, "Bakanlar Kurulu'nu Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı yardımcısı yönetir" ifadesinin yer aldığı belirtiliyor.
Anayasal değişikliğin 13’üncü maddesinde Cumhurbaşkanı’na Olağanüstü Hal ilan etme yetkisi veriliyor. Ayrıca bu maddeyle sıkıyönetim de Anayasa’dan çıkarılıyor. Bu yetki şu ifadelerle tanımlanıyor:
MHP, Cumhurbaşkanı'nın yetki ve sorumluluğu arasında paralellik olmasını talep ediyordu. AK Parti'nin teklifinde, mhp'nin bu hassasiyetini dikkate aldığı belirtiliyor. "Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir."
Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin 5 yılda bir yapılması öneriliyor.
Ve en önemlisi; Başbakanlığın iptali: Çok tartışılan düzenlemelerden biri de metnin 21’inci maddesinde yer buldu. Anayasa’nın 101’inci maddesinde yer alan "Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir" ibaresi düzenleme yayınlandığı tarihte yürürlüğe girmek üzere kaldırıldı.
Yani, referandumdan kabul oyu çıkması durumunda Cumhurbaşkanı’nın isterse bir partiye üye olması ve o partinin genel başkanı olmasının önünde bir engel kalmadı.
Anayasa değişiklik teklifinin ikinci maddesinde 550 milletvekili sayısının 600’e çıkarılması düzenlenirken, seçilme yaşı ise 18’e düşürüldü.
Yapılma istenen değişikliğe göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı gün yapılacak. Süresi bitenler yeniden milletvekili seçilebilecek.
Anayasa değişiklik teklifi ile ara seçimlerin de artık gündemden kalkması öngörülüyor. Bunun yerini Türk siyasi hayatına yeni bir kavram daha girmesi öngörülüyor; Yedek vekillik.
Anayasa’nın 78’inci maddesine "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin düşmesi, düşürülmesi, ölüm ile diğer boşalma hallerinde boşalan üyelikler aynı siyasi partinin yedek milletvekilleriyle doldurulur." ibaresi eklendi.
AK Parti tarafından MHP ile tam uzlaşma ile Meclis’e sunulan anayasa teklifinde daha önce AK Parti, MHP ve CHP arasında çalışma yürütülen yargı alanındaki değişiklikler de yer aldı. Anayasa’daki yargı bağımsızdır ibaresinin yanına “tarafsız” ibaresi de eklendi.
Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemelerin kurulamamasının yanısıra Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapılanması konusunda da değişiklikler önerildi. Kurul’a Meclis’in de üye seçmesinin önü açıldı.
Buna göre 12 üyeden oluşacak ve ikiye ayrılacak HSYK’nın 5 üyesini Cumhurbaşkanı, 3 üyesini Yargıtay üyeleri, 1 üyesini Danıştay üyeleri, 2 üyesini ise Türkiye Büyük Millet Meclisi seçecek.
İçişleri Bakanlığı’na bağlanan Jandarma Genel Komutanı’nın artık Milli Güvenlik Kurulu üyesi olmaması da bu teklifte düzenleniyor.
Bunun adı, tek adamlık diktası, faşizmin dik alası.. Kimseyi de inandıramazsınız. Çok şey beklediğiniz Donald Trump’u bile:
ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın, Amerikan istihbarat teşkilatı CIA’in başına getireceği ismin, Türkiye'deki hain darbe girişiminin ardından çok konuşulacak bir tweet attığı ortaya çıktı.
Trump'ın CIA Direktörlüğü teklifini kabul eden Temsilciler Meclisi üyesi Mike Pompeo, 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olduğunun anlaşılmasından sonra tweet atarak Türk halkını ve hükümetini öven İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'e “Bozacının şahidi şıracı” dercesine şu cevabı vermiş:
"İran da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hükümeti kadar demokratik... Her ikisi de İslamcı totaliter bir diktatörlük."
Pompeo'nun bu tweet'i atarken, mesajına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Twitter hesabını da eklediği görülüyor.
20.11.2016 Pazar
- - Bir dünya savaşındayız ama çok az Amerikalı bunun fakında. (Sayfa 2)
- - Bu (Obama) yönetim, bizi düşmanımızı layıkıyla tanımlamaktan men etti: Bunlar radikal İslamcılar. (Sayfa 3)
- - Kamuoyu önünde bizimle dost olduklarını söyleyen ama düşmanımızla ortak çalışan ülkeler tarafından aptal yerine konulmaya artık tahammülümüz kalmadı. (Sayfa 9)
- -Dünyanın acilen bir İslami Reform’a ihtiyacı var ve buna şiddet karışırsa şaşırmamalıyız. (Sayfa 10)
- - Nasıl kazanacağız? Düşmanımızı destekleyen rejimlerle doğrudan yüzleşip, onları zayıflatıp mümkün olduğunda da devirerek. (Sayfa 113)
BU alıntılar, Donald Trump’ın hafta içi Ulusal Güvenlik Danışmanlığına atadığı Savunma Bakanlığı eski İstihbarat (DIA) Direktörü Mike Flynn’in dört ay önce çıkan kitabı “Savaş Alanı”ndan. Alt başlığı, “Radikal İslam ve onun müttefiklerine karşı süren küresel savaşı nasıl kazanabiliriz”. Amerikan dış politikasının yeni dönemki rehberinden.
Bu kısımlar dışında, Flynn’in Kürtleri övdüğü (sayfa 139)... Mısır’da 2013’te Müslüman Kardeşleri deviren Sisi’ye methiyeler düzdüğü (sayfa 134)... Mısır’ın İsrail ve Ürdün’le birlikte ABD’nin bölgede asıl ortağı olması gerektiğini savunduğu (Sayfa 177)... Putin’in buna yanaşacağını düşünmese de “ABD ve Rusya’nın radikal İslamcılara karşı savaşta ortak bir zemin bulabileceklerine inandığını” söylediği (sayfa 174) bölümler var ki... Trump Yönetimi dış politikasının bölgeye dair yeni parametreleri.
ÇOK katı değil mi?
Şimdiye kadar Obama Yönetimi’nden hiç duymadığımız şeyler... Hatta ondan önce Bush Yönetimi’ndeki neo-conları bile aşan bir söylem. Nitekim neo-conlardan çok farklı, diktatörler ve Rusya gibi Washington yerleşik düzeni için tabu sayılan bir ülkeyle bile işbirliğini öngören yepyeni bir konsept bu.
İşin başka bir çarpıcı yanı, Flynn, yeni şekillenen Trump kabinesinde bu çizgisinde yalnız değil. Ve hafta içi Adalet Bakanlığı’na atanacağı açıklanan Alabama Senatörü Jeff Sessions ile CIA Direktörü olacağı duyurulan Kansas milletvekili Mike Pompeo da aşağı yukarı aynı türden bir söyleme sahip. Pompeo’nun 15 Temmuz darbe girişimi sırasında attığı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı “İslami totaliter bir diktatöre” benzettiği tweet mesajı, Flynn’in diplomatik bir dille yazdığı kitabın Trump kampanyasına uyarlanmış şekli sadece.
Geçen hafta Flynn’den hemen önce Trump Tower’da gördüğüm Sessions’la olan konuşmamızda da aynısını fark ettim. Yeni dönemde Türkiye ile ilişkileri nasıl değerlendirdiğini sordum. On the record sadece şunu söyledi: “Türkiye’nin olduğu yer, dünyanın önemli bir bölgesi. Türkiye’yle tarihsel iyi ilişkilerimizi yola koyup iyileştirmeyi, genişletmeyi dört gözle bekliyoruz.” Yola koymak...
İyileştirmek. Ne demek bu?
Onun cevabı da Sessions’ın, 21 Ağustos tarihinde Fox kanalına söylediği sözlerde: “Türkiye daha İslami bir ideolojiye kayıyor gibi görünüyor. Bu çok tehlikeli ve umarım devam etmez. Bu (Obama) Yönetim, bu kaymayı durdurmak için hiçbir şey yapamadı. Bu da sorun yaratıyor. Türkiye çok büyük bir müttefik ve Türkiye’nin yanlış istikâmette hareket etmesi çok sorunlu. On yıllardır Türkiye’yle olan iyi ilişkimizi devam ettirmeliyiz.”
BU alıntıları şunun için aktardım. Geçen hafta da değindiğim gibi Flynn ve bu ekibin Trump’ın yeni ulusal güvenlik ekibini oluşturması Fetullah Gülen için kötü bir haber. Ama öte yandan, Gülencilerin bu yönetimle yaşayacağı sıkıntının altında yatan bakış açısı, Ankara’nın mevcut politikalarını dikkate alırsanız Türkiye ve ABD arasında da problemli bir dönemin yaşanabileceğinin habercisi.
Erdoğan şimdi Trump’la kuracağı kişisel ilişkiye ağırlık verecekmiş gibi görünüyor. Nitekim Obama’nın Ocak’ta görevi devretmesini beklemeden Trump’la Aralık’ta New York’ta yüz yüze bir görüşme yapmak istediğini öğrendim. Ama Trump’ın vaktinin çoğunu başkanlığın protokol kısmıyla geçireceğini... Mitingler yapmaya devam edeceğini... Ayrıca dış politikayla ilgili hiçbir bilgisi olmadığını düşünecek olursanız... İki lider arasındaki ilişki, aşağıda işi yürütecek, “Radikal İslam”la savaşa hazırlanan ekibin yaklaşımlarına nasıl etki edecek emin değilim. Zira hem Flynn’in hem diğerlerinin ‘terörist’ kabul ettiği Müslüman Kardeşler unsurlarının, Hamas üyelerinin, Ankara için nasıl bir yüke dönüşeceğini öngörmek pek zor değil.
Daha devam edeceğiz tartışmaya. Ama önemli olan, bu yeni ekibi doğru okumak gerek. Her şey Ankara’nın istediği gibiymiş gibi bir görüntü sunmak, Gülencilerin yaşayacağı sıkıntının iki ülke arasında her konuda bir mutabakata dönüşeceği izlenimi vermek doğru değil.
Şahin değiller. Her zaman müdahale yanlısı bir çizgiyi savunmuyorlar çünkü. Irak Savaşı’nı, Libya’da Kaddafi’nin devrilmesini yanlış bulan insanlar bunlar. Ama sertler. Sekiz yıllık Obama Yönetimi’nde dünyaya karşı hükümetin yüzü olmuş kimsenin olmadığı kadar sertler. Çok farklı dinamikler var artık Washington’da. Farklı bir oyun planı, farklı bir ton ve en önemlisi farklı yöntemlerin devreye gireceği yeni bir dönem bu.
15 Temmuz 2016 darbesini unutmak;
Sosyal medya devleri 2016 yılının sonlarına yaklaştığımız şu günlerde, yıl içerisinde yaşanan önemli olaylardan oluşturdukları kolaj videolar yayınlamaya devam ediyor. Nedense; Twitter’dan sonra Facebook da yayınladığı videoda 15 Temmuz’u unutmuş.
Ben unutmadım 15 Temmuz’u..
Evet; 15 Temmuz 2016 darbe kurgusunu unutur muyum?! 15 Temmuz’u duydukça; Yeliz'in; "Yalan Yalan, Yalan, Yalan, Yalan. Gözündeki Ateş, Kalbimi Yakınca Sandım Ki Aşkımız Ömür Boyunca Meğer Bu Bir Oyunmuş..." şarkısının sözleri aklıma geliyor..
Günlerimiz Doğamızı ve Doğanımızı aydınlatsın. Zor olacak ama, günümüz karanlığı kesin aydınlatacak..
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder