İKTİDARIN “TAŞIMALI, PARALI VE DÖNERLİ” NUR TOPU GİBİ 1 MAYIS’I OLDU
Aslında; kutsal emeğin 1 Mayıs’ını “ Taşımalı Yemekli İktidar 1 Mayıs’ı ” ile parçaladılar ve de özelleştirdiler.
Ankara, İstanbul ve diğer illerde; 2 “Bir Mayıs” kutlandı: Birincisi; Halkın emekçinin
{{1 Mayıs’ı}},
İkincisi; ürkek ve kararsız “Türk-İş” ve iktidar organizması “HAK-İş”’in öncülüğündeki; Taşımalı, dönerli ve paralı
{{ 1 Mayıs}}.
Biz; işçiler, aydınlar, baş örtülü-örtüsüz kadınlar ‘aç susuz’ elimizde pankartlar, arka cepte pet şişelerle ve kutsal flamalarla sloganlar atarak kutladık. Öylesi bir kutlama ki; Kurtuluş Parkı Kolej’de başlayan ve Dikimevi’ne dek uzanan, adeta daraltılarak teslim koridoru haline getirilen, Ziya Gökalp caddesinde hınca hınç doluyduk. Tandoğan’dan duyulan haykırışlarla “Taşımalı 1 Mayıs’ı” 4’e katlayan kalabalık coşkuyla kutladık..
Evden Koleje dek yürüdüm. Ahmetler’de, Melik Gökçek’in kamyon ve iş makineleri karşıladı önce. Çünkü yolları kesmişlerdi. Amaç; bizi korumak mı, yoksa korkutmak mı, onun yanıtını siz verin!?
Öylesi bir baskı ki; devasa bariyerlerle Ziya Gökalp caddesi iki taraftan daraltılmış, Ziya Gökalp caddesine inen tüm arterler kapatılmış, sadece, giriş Dikimevi’nden verilmiş.
Oraya dek yürümek için yola çıktım. Önümde bir başörtülü, pardon türbanlı bir bayan elinde 6-7 yaşlarında bir kız çocuğu. Yakınlarında durduğum için konuşmaları dinliyorum. Güzel kız annesine; “Anne, madem işçi bayramı, neden güzel-güzel kutlayamıyorlar. Bu telleri nasıl aşsınlar..”
Anne hemen yanıt veriyor; “Onlar kötü insanlar, ortalığı karıştırıyorlr..” Annesi devam ediyor, fakat ben dinlemek istemiyorum. Bir ara çocukla göz göze geldik. Tebessum etmeme karşın çocuk annesinin eteklerine sarılarak, “Anne kötü adam bana bakıyor..” diyerek annesinin arkasına dolandı..
İşte size; bu cahil kesimin çocuklarını nasıl yetiştirdiklerini; kindar ve dindar..Yazıklar olsun bu cahil kesime..
Vedat Ağca kardeşime rastladım. Anlatarak sinirlerini bozdum. Dikimevi’ne geldik. Arama noktalarından geçtik ve teslim, dahası ölüm koridor mesajı veren koridordan yürümeye başladık. TMMOB ile selamlaştık, biraz da söyleştik. Vedat Mehmet Soğancı’ya yöneldi. Ben yürümeye başladım. Biraz ilerideki refüjde Nuri Kemal Demirel tek başına devrimcilik yapıyordu..
Sevgili Baki Remzi Suiçmez ile karşılaştık. Her zamanki gibi sanatsal fotoğraf makinesi elinde. “Remziciğim; geçen sene çektiğin resmi profil resmi olarak kullanıyorum..” der demez, geri çekildi, sağ eliyle fotoğraf makinesine yön vererek bana tekrar doğrultu ve deklanşöre Ara Güler kadar güzel dokunarak resmimi çekti. Bu senenin profili de Remzi kardeşimden..
Neyse; Ankara Artvin Vakfı ve Ankara Artvin Derneğini aramaya başladım. Önce Kamil Özdemir, ardından Yener Turan, Şinasi Altunkaya ve Vakıf başkan Demir Akın’ı buldum. Grup arkadaymış. Aramaya başladık. Sonunda onları da bulduk. Cengiz Yücel ve sevgili eşi, Süleyman Karadeniz, Güner Yalçın, Rasim Yılmaz derken, epey Artvin’i doğaya ve doğana dost kardeşlerimizle bütünleştik.
Sevgili Babaannem Asiye Çorbacıoğlu’nun köyünden olması nedeniyle, kuzenım dediğim Şehir Plancılar Odası Merkez Yönetim kurulu üyesi Filiz Çelik Hekimoğlu ile karşılaşmak beni mutlandırdı. Artvin Pankartı altında resim çekindik..Pankartlarımız etkili idi ki, sürekli alkış aldık..
Dernek başkanı Sabriye Tuncay hanımın elinde; “Artvin Halkı Hayır der. Cerrattepe geçilmez. ARTVİNLİLER” Ahmet Köroğlu’nun elinde; “Madene HES’lere Çayda kotaya Hayır..Artvinliler” küçük pankartları, büyük pankartı 2 Osman; Osman Nüri Merttürk ve Osman Nüri Fırtına taşıyor; “Artvin’in Talanına Cerattepe’nin İşgaline Hayır!!”..Hepimiz büyük pankartın etrafında kümeleşerek; “Cerrattepe geçilmez Artvin halkı yenilmez” haykırışlarıyla, Dikimevi’nden Koleje geldik..
Daha da güzel yerlere geleceğimiz umuduyla ayrıldık.. Kızılay’a doğru yürümeye başladım. Metro çıkışında ne göreyim! Mustafa Atmaca ve İsmail Bayram kardeşlerim söyleşiyorlar oturmuş vaziyette. Sevindim.
İbrahim Göçet de aramıza katıldık. Hal hatır, eşlerimizi, çocuklarımızı ve torunları (benim yok daha) konuştuk, iyi dilekler diledik. Derken, eski Kurtuluşçular olarak yemeklere karar verdik. Halim Karan organize edecek. ve görüşmek dileğiyle ayrıldık. Bilmem o benim yüzümden okuyabildi mi, ikimizin yüzünde de geçmişteki çekişmelerimizin bizlere bir şeyler kaybettirdiğinin belirtisi yok değildi…
1 Mayıs’ın özelleştirilmesi:
İşçilerin kiralanmasının ve özel istihdam büroları kurulmasının yolunu açan, Özel İstihdam Büroları Yasası ‘2016, 1 Mayıs Kutlamaları’ndan’ 5 gün sonra, yani; 06.05.2016’nın sabahında TBMM’inde AKP tarafından onaylandı:
Bu bir köle pazarının onayıdır; Böylelikle; Kiralık işçi uygulaması özel istihdam büroları vasıtasıyla uygulamaya geçecek. İş ve işçi arayanlar özel istihdam bürolarına başvurabilecek. Özel istihdam büroları da işveren ile işçi kiralama, geçici işçi ile de iş sözleşmesi imzalayacak.
İşçiyi çalıştıracak olan işveren işçi kiralama sözleşmesi karşılığında özel istihdam bürosuna bir bedel ödeyecek. Özel istihdam bürosu bu bedelden kendi komisyonunu aldıktan sonra işçinin ücretini ödeyecek. Geçici işçiyi çalıştıranlar, iş hukuku bakımından işveren olmayacak.
Özel istihdam bürolarının işveren olarak yükümlülüğü işçinin kiralık olarak çalıştığı süreyle sınırlı olacak. İşyerindeki başka işçilerin hamilelik, askerlik, yıllık izin ve hastalık hallerinde, mevsimlik tarım işlerinde ve ev hizmetlerinde kiralık işçilik uygulaması yapılabilecek.
TMMOB diyor ki;
Kiralık İşçilik Yasası güvencesiz çalışmada varılan son noktadır. Bu düzenleme ile; güvencesiz, kuralsız ve esnek çalışma yaygınlaşacak, iş güvencesi tamamen ortadan kalkacak, emekçiler açlık sınırının altında ücretlerle çalışmaya mahkum edilecek, örgütsüz çalışma yaygınlaşacaktır.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği açısından en riskli işçiler yine kiralık işçi statüsünde çalışan emekçiler olacaktır. Ayrıca bu yasadan en olumsuz etkilenecek olanlar kadın işçiler olacak ve kadın işçiler üzerindeki sömürü derinleşecektir.
Kıblesi sermaye olan emekçi düşmanlarına karşı birleşik bir mücadeleyi örmekten ve büyütmekten başka bir yolumuz yoktur.
Üretenlerin yönettiği eşit, özgür, laik ve demokratik bir Türkiye için mühendis, mimar ve şehir plancıları mücadele saflarını sıklaştıracaktır.
Ali Faik kardeşim; her sene olduğu gibi iki 1 Mayıs kutlandı:
Birincisi; iktidarın taşımalı 1 Mayıs'ı
İkincisi; Kutsal emeğin ve Halkın 1Mayıs'ı..
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder