Ana içeriğe atla

PORTEKİZ "GEZ-GÖR-YAZ" ETKİNLİĞİMİZ

İSPANYA ENDÜLÜS SONRASI PORTEKİZ; LİZBON VE PORTO

22 Ağustos 2018

[[Ben yaşamımda özdeksel bağlamda hiç çalmadım, ben gezerek, görerek beyaz kağıda kara kalemimi çaldım, yazdım..]]

Portekiz için de beyaz kağıda kara kalemimizi çaldık; Altı saatlik yolumuzu erken bitirmek için Sevilla'dan 22 Ağustos 2018 günü 08:00’de hareket ettik. Fatih Türkmen kardeşim Kolomb’un bir sözünü tekrar etti. “Güneşin doğduğu yere gidiyoruz.” Biz de güneşin doğduğu yere, doğuya gidenlerin ülkesi Portekiz’e gitmek için batıya, yani güneşin battığı yere gidiyoruz. Ve gerçekten Portekiz’de güneşin battığı yeri göreceğiz, yani dünyaya egemen iken batan Portekiz’i.

İspanya'dan Portekiz'e yolculuk
İspanya-Portekiz sınırı Guadalguıvır nehri ve köprüsü
İspanya-Portekiz sınırı Guadalguıvır nehri ve köprüsü

Latince liman anlamına gelen Portas ve kale anlamına gelen Calle kelimelerinin birleşiminden meydana gelen Portekiz için gerçekten güneş batmış. Düşünün; 15, 16 ve 17.YY’da dünyanın yarısını elinde bulunduracaksın, uzak doğuya hakim olup Japonya ve Doğu Timor’a dahi Portekizce konuşturacaksın -Ki hala konuşuluyor- ve bugün AB üyesi olmana karşın AB’nin değil dünyanın sayılı yoksulu olacaksın.

Yıllık gelir 600 Euro. Doğru bizde 200 Euro. Bazen insan düşüncelerini tutamıyor. Oligarkların cumhuriyeti ve de sosyalizmin yüz karası Rusya çıkmış; “Türkiye Erdoğan’a sahip çıktı. Bu sıkıntılı donemi kesin atlatıyorlar” diyecek ve ben de yiyecek.. Eyy Putin’in sözlerini alkışlayan cahil yağdanlık, anla Rusya’nın sıkıntısının Nükleer santral inşaatlarını kaybetmemek olduğunu!!

Ülkemin kalanını da yemek istediğini algıla! Her ne ise.. Vesselam kısa kelam; Portekiz küçük bir dükkan iken keşiflerle bulunan yeni sömürü alanlarıyla büyüdü-büyüdü-büyüdü süper market oldu, fakat iç çekişmeler, İspanya ile organik ilişkilerdeki yanlışlıklar boyutundaki hanedan evlilikleri, sonrasında İspanya’ya teslimiyet, 17.YY’ da diriliş ve eski sömürgelerini geri almak için silkinişi derken, 18.YY (1715) depreminde yıkılış.. yetmedi Salazar denen Faşist ve bugünkü konum..

Böylesi bir ülke neden AB’ye alındi acaba?!

Deniyor ki komünizm korkusuyla korumaya alındı. İyi de neden TİTO sonrasının Balkan ülkeleri ve Türkiye alınmadı? Bana göre, Portekiz’in AB’ye alınması, geçmişteki görkemli yapısına saygı ve Hıristiyanlık.. Evet, eğer Kominizim korkusuyla alındıysa, AB’nin anti komünist Hıristiyan örgütü olduğudur...

İber adası halkları, farklı kültürlerin-ırkların harmanlandığı melezler adası adeta. Dolayısıyla Portekiz’in Lizbon’u da. Endülüs idaresinde çok kültürlü bir yapıya dönüşen Lizbon kentinde Hıristiyan, Müslüman ve Yahudiler uzun süre refah içinde birlikte yaşadılar.. Kentleri, coğrafyası ve egemen uygarlıkları belirler.

Bu bağlamda düşündüğünüzde Lizbon’u da coğrafyasındaki Tejo (Tagus-Tajo) nehri belirliyor. Kentin iki yakasına yapışmış Tejo nehri adeta doyumsuz tabloya dönüştüren tuvalin fırçası gibidir. Önce tablonun köprülerini inşa etmiş; Avrupa’nın en uzun köprülerinden olan “Vasco da Gama (17 km) köprsünü. Ardından 1966 doğumlu Kırmızı 25 Nisan köprüsünü ve benzerlerini. 25 Nisan köprüsü Salazar’dan kurtuluşunun simgesi.

Halka kendi faşist ideolojisini dayatmak için ekonomik ve psikolojik baskı altında tutan, medyayı susturan, muhalefeti yok eden, oluşturduğu yandaş sermayeye ülkeyi peşkeş çeken, üretmeden üretilen değerleri satan, siyasi ve ekonomik rant adına fabrika yerine rant tesisleri kuran Salazar’a isyan etmiş halk. Halk, demokratik hakki olan direnişle demokratik bir şekilde karşı çıkıyor ve de bu süreci 25 Nisan 1974’te kırmızı karanfillerle simgeleştiriyor.

100 binler ellerindeki kırmızı karanfilleri silahların namlularıma ve tankların üzerine koyarak karanfilli devrim yapıyor, kansız... Bana bu süreç 2 şeyi anımsattı. 1-Gezi Halk hareketini 1- Recep Tayyip Erdoğan’ın bu süreçteki duruşunu. Fas’a gidişini, kral 6. Muhammed’in karşılamamsını ve geri dönüşünü. Dahası, olgu Latin ülkelerinde yaygınlaşma işareti verince pişman olan Küresel efendinin süpürmekten çark etmesi.. Sonrasında FETÖ darbesiyle süreci pekiştirmesi..

Otoban’da ilerliyoruz. Orta refüj zakkum çiçekleriyle süslü. Sağı solu Zeytin ağaçları ve mısır tarlaları.. Bir sure sonra yerini bodur Akdeniz bitkilerine benzeyen ağaççıklar aldı.

Ve yine geçtiğimiz yerleri belirleme moduna girdim. Bana, yemeklerden, kent meydanlarından ve AVM’lerden çok geçtiğim yerler ve birbirine olan uzaklıkları gerekli, ayak tabanımın altındaki yeni coğrafyaları belgelemek adına. Bir daha mı geleceğim buralara ve dünyaya..

Portekiz topraklarına yaklaşıyoruz. Villasaray sapağına geldik. Huelva’ya 31, Portugal topraklarina 79 km kaldı. Nieplaa ve Bonares sapağındayız. Triguerose’teyiz. Mazagon’a geldik. Evler bembeyaz, kerpiç damlar, ağıllar hak getire....

Yol ikiye ayrıldı. Huelva ve Portekize döndük.. Gibraleon 11, Portekiz 55 km. Gibraleon ve Huelva sapağını geçtik. Düz ovada 2 kent de siluetini gösterdi. Saat;09:07. Cartaya 12, Portekiz 37 km kaldı. Cartaya ve Tariguejo sapağını geçtik.

Lepe 11, Portekiz 25 km.. Rio Piedras deresini geçtik. Villablanca sapağı ve Isla Cristina geçiliyor. Ayamonto’ya yaklaşıyoruz.. İspanya ve Portekiz’i ayıran Guadalquivil nehri üzerindeki köprüyü geçiyoruz. Geçtik bile ve Portekiz topraklarına ayağımızı bastık.

İspanya-Portekiz sınırını oluşturan Guadalguıvır nehri ve köprü
Portekiz topraklarındayız

Saat; 09:18. AB üyesi olduğu için sinir geçişimiz serbest. Dünya küreselleşiyor sözde kendince de nerede Balkan ülkeleri, yani ülkemiz de?! Birileri küreselleşiyor, birileri kürekleniyor...

Monto Gorno 13, Tavira 29, Faro 57 ve Lizbon 318 km.. Tavir ve St. Catrina sapağını geçtik. Olhao be Moncarapacho girişi sonrası Fao 20, Loule 25.. Portimao 85, Lizbon (Lisboa) 238 km daha var. Saat; 09:36. Olhao kentini geçtik, havaalanı ve de Loule’yi geçerek Lizbon’a olan mesafeyi azaltmaya çalışıyoruz.

Loule-Centro’dayiz. Guarteria sapağına geldik. Villamoura, Quarton ve Almancil girişindeyiz, Boliqueıme 10. Albuferia 29, Pontimao 51 Lizbon 257, Lagos 64 km. Portekiz topraklarına girince Zeytin yerini Üzüm bağlarına bıraktı. Medronaha 15. Portekiz tarihi eserlerle afet uyarıları ayni renk; kahverengi Almadobar Mertola sapağındayız, saat; 10;20.

İlk İspanya gelişimizde Flamenko ve Fado gösterilerine katıldığımız için burada katılmamaya karar verdik. Gidecek arkadaşların büyüleneceğini söyleyebilirim. İyi de bu denli güzellik bir daha izlenmez mı? Ah para, sen ne güzellikleri öteliyorsun.. Oirgque 24, C.Verde 26, Aljstrl32, Grandola 80 km.. Lizbon 195 km.. Saat; 10:35, Aljustrel’e 40 km kaldı. Aljustrel ve Santiogo sapağını geçtik. Hemen ardından mola verildi.

Portekız Osmanlı Savaşları: Çok savaşmışlar, çook. Karada değil, havada zaten olmaz, denizde elbet. Hatta Piri Reis bu savaşlardan birini kaybettiği için idam edilmiş.. Meşe ağaçları eşlik etmeye başladı. Bu meşe bildiğimiz meşelerden değil, kabuğundan deri yapılan ve deriden de çanta ve çeşitli hediyelik eşyalar yapılan Meşe Palamudu.. Ağacın gövdesinden kabuklar soyuluyor ve dediğim gibi değerlendiriliyor. Genelde kabuk olarak ihraç da ediyormuş. Soyulan ağaç ancak 9 sene sonra giyiniyor, yani kabukları tekrar soymak için 9 sene bekliyorsun..

Saat; 11:41 Alcacer 42, Lizbon 120.. Fatih Türkmen kardeşim düzgün anlatımı ile dinleme kültürünü de aşılıyor insana. Portekiz şaraplarıyla ünlü. Porto şarabini hepimiz biliriz. İşte şarabı ünlü ve şaraba adını veren Porto’yu göreceğiz, onun şarap depolarını (Daha önce benzerini İtalya Toskana’da yaşamıştık).

Özellikle şarap sayesinde İngiltere ile olan ilişkileri yoğun. Porto şarapları oldukça tatlı ve yüksek alkollü. Bunun nedeni fermantasyonun ilk bir kaç gününde içerisine alkol (brendi) ilave edilerek fermantasyonun kesilmesi. Fermantasyon durunca şekerin alkole dönüşümün önleniyor ve böylelikle tatlı bir şarap elde ediliyor.

Neden bunu yapıyorlar?

  1. Birincisi, en büyük müşterileri İngilizlerin sert içkiyi sevmeleri.
  2. İkincisi; Portekizliler büyük kaşifler. Dünyanın öbür ucuna gidip yeni kıtalar keşfeden bu cesur insanların içmemesi düşünülemez.

Şarabın da kendileri gibi keşif yolculuklarına dayanabilmesi için böyle bir yapım tekniği geliştirmişler ve Porto şarabını yaratmışlar... Uzattım; Portekiz adeta İngiltere’nin şarap üreticisi-deposu..

Öylesi yoğun ki şarapçılıkta karşıya (İngiltere) taşımak için şarap taşıma yelkeni bulgulamışlar. Denizci ulus. Öyle sıradan hamsi tutan denizci değil, keşiflerle ülkeler tutan denizci. Evet; Sadece şarap fıçıları taşıyan yelkenliler değil, Okyanusları aşan Karavel Gemisi bulan bir ulus. Bitmedi, keşfedilmemiş, doğrusu ulaşılmamış ülkelere ulaşıp o ülkeleri somurup sömürgeciliği başlatan ulus. Kanyon Gemilerini de onlar buluyor ve Atlas ülkelerini işgal ediyorlar.

Dahası buraları sömürgeleştiriyorlar. Örneğin; Bartolomeu Dias (d.1450-ö.1500) Afrika kıtasının güney ucu olan Ümit Burnu’nu keşfederek Hindistan yolunu açıyor. Yani, doğuya ilk kapıyı o açıyor. (1488). 1487 senesinde Portekiz Kralı Manuel tarafından Hindistan’a deniz yoluyla ulaşmakla görevlendirilen ve Hindistan’a deniz yolu ile giden ilk Avrupalı olan; Vasco Da Gama, yine Portekizli olan, fakat İspanyol İmparatorluğu'nun desteğiyle denize açılan ve de Güney Afrika Ümit Burnu’nu ve kendi adı verilen Macellan boğazını geçerek dünyayı gemiyle ilk dolaşan (1505’te 25 yaşında) Ferdinand Macellan derken (Kaşifler ve keşifler detayı yazı akışında işlenecek) Çin, Japonya.. Vesselam kısa kelam Doğu Timor dahil bu Uzakdoğu ülkelerine dillerini ve dinlerini götürerek dünyanın yarısına egemen oluyorlar.

1498’de Hindistan’ı ele geçiriyor. Keşiflerle doymayan Portekiz Osmanlı’ya bulaşıyor ve dersini alıyor. Şöyle ki; 1515’te Portekiz donanması Aden Hürmüz adasına saldırıyor. İşte bu noktada Portekiz kaybetme sureci başlıyor. Evet; 1143’te; bir derebeylikken başarılarını izleyen Burgonyalı Alfonso, denizci Henrıgue’ye kurduttuğu Portekiz’i, yine Osmanlı ile işbirliğine giren akrabası İspanya tarafından yıkılıyor...

Sines Grandola dönüş noktasındayız.

Fatih anlatmaya devam ediyor: Portekiz Akdeniz ve okyanuslardaki etkinliğini artırınca Osmanlı Topraklarına da göz koyuyor. Sebebi; keşfettikleri Hindistan'a açılan ticaret yolunun kontrolünü elde tutmak istemeleri. Bundandır ki Osmanlı kıyılarına, Kızıldeniz'e ve Aden'e sürekli saldırılar düzenliyorlardı.

Hatta, Portekizliler Süveyş limanını kuşatmış kısa bir süreliğine Aden'i bile ele geçirmişlerdir. Kanuni Sultan Süleyman Osmanlı gemilerine saldıran Portekizlilere karşı başarısız olan, dahası; Portekizlilere karşılık vermeyen Hadım Süleyman Paşa'nın yerine Kaptan-ı deryalığına Piri Reis’i getirmiştir ve Aden’i fethedip Hürmüz Boğazına egemen olmasını emretmiştir. Fakat Adenliler Portekizlilerin yanında yer aldıkları için Portekizlilere haber verirler.

Belirttiğim gibi Aden kısa süreliğine Portekizlilerin eline geçse de Piri Reis savaşı kazanır.

Burada Piri Reis için antrparantez açmak gerek:

[[ Piri Reis, herhangi bir eğitim almadan direk amcası Kemal Reis'in yanında Akdeniz kıyılarından Sicilya, Korsika, Sardunya ve Fransa'daki akınlara katılıp korsanlık yapmıştır. Piri Reis Osmanlı bayrağı altında da İspanya'daki Müslümanların ‘Granada bölümünde işlediğim gibi’ Kuzey Afrika'ya taşınmasına yardımcı olmuştur.

Barbaros Hayrettin Paşa'nın ölümünden sonra Umman Denizi, Kızıl Deniz ve Basra Körfezi'ndeki deniz görevlerinde Mısır Kaptanlığı yapmıştır.. Süreç içinde saray entrikaları, Sadrazam, Vezir ve Valilerin Piri Reis’i çekememesi ve onu bertaraf etmek için Portekizlilerden rüşvet aldığı, ganimetleri İmparatorluğa taşımadı iftiraları yapılmıştır. Fakat 1552'de tamire muhtaç donanmayı Basra'da bırakması ve Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa'nın politik ihtirasları yüzünden hakkında olumsuz rapor verilerek Piri Reis’in Kanuni emriyle o zeka dolu kafası vurulmuştur.

Cenazesi de tüm idam mahkûmları gibi isimsiz bir çukura atılıyor.. Piri Reis çok zeki ve yaratıcı bir denizci olarak dünya tarihinde yeri olan tanınmış bir bilgin denizci idi. O; Akdeniz'de yapmış olduğu seferler sırasında (1495 - 1525) edinmiş olduğu izlenimleri, yaşamış olduğu olayları kitaba (Kitab-ı Bahriye) dönüştürerek dünya denizciliğin ilk kitabının taslak çalışmasını yapmış kimliktir.

En önemlisi; Piri Reis yapmış olduğu seferlerdeki gözlemlerinden ve deneyimlerinden yola çıkarak tarihteki "İlk Dünya Haritası"nı çizen (1513) bir dehadır. Bu harita, Atlas Okyanusu, İber Yarımadası, Afrika'nın batısı ile Amerika'nın doğu kıyılarını gösteren ve elimizde sadece haritanın 3'te 1'inin bulunduğu haritadır.

Harita’nın diğer büyük kısmını kimlerin sahiplendiği meçhuldür.. Pîrî Reis’in büstü, Osmanlı İmparatorluğu’nun diğer büyük deniz komutanlarıyla birlikte İstanbul, Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nin girişinde yerini alıyor. Müzeden aldığım bilgiye göre Pîrî Reis “haksız yere suçlanarak” idam edilmiş. Fakat saray çevresinin sözde tarihçisi, yani; Pîrî Reis ile aynı dönemde yaşayan, fakat asla yanında bulunmamasına karşın olayı kayda alan isimlerden biri olarak gösterilen, dönemin vakanüvisi Koca Nişancı Celâlzade Mustafa Çelebi, “Hürmüz’ün kâfirleri adı geçen kaptana sayılamayacak kadar çok, uçsuz bucaksız servet verdiler.

Bu reis, altın, elmas ve kıymetli mallara doymazlık ederek, sözde bir nedenle Hürmüz kuşatmasını kaldırıp, devletin gemilerini Basra yakınlarına getirip...” gibi iftira dolu satırlara yer verebiliyor. Alınan haraç ve hediyelerin İmparatorluk adına almadığını kim söyleyebilir. Elbet ki Piri Reis’i çekemeyenler.. Düşünün; Görevden alınıp yerine Piri Reis’in geldiği Hadım Süleyman Paşa, 1538 yılında Hindistan’daki Diu’yu Portekizlilerden almayı başaramamasına karşın hiçbir cezaya çarptırılmıyor.

Bir diğer olgu; Piri Reis sonrası göreve gelen Seydi Ali Reis, Piri Reis’in Basra’da bırakmak zorunda kaldığı harap donanmayı Süveyş’e getirmekle görevlendiriliyor. 1554 yılında Basra Körfezi’nden kaçmaya çalışan Osmanlı-Hint Donanması Portekizlilerin elinden kurtulamadı ve dağıldı.

Birçok gemi battı; Seydi Ali Reis elinde kalan 9 parça gemiyle Hindistan’daki Gücerat sultanına sığındı ve 1552’de Süveyş’i terk eden gemiler iki yıl içerisinde böylece eriyip gitti. Geri döndüğünde cezalandırılmadı, aksine ödüllendirildi..Bu işin içinde çekememezlik var gibi: Kitab-ı Bahriye’yi okuyan Damat İbrahim Paşa kitabı Kanuni’ye sunuyor ve büyük övgüler alıyor.

Piri Reis ile olan yolculukları izleyen yıllarda İbrahim Paşa ile Pîrî Reis haritacılık ve denizcilik hakkında sık-sık konuşmalarına karşın Kanuni Piri Reis ile neden hiç konuşmadı? 80 yaşına kadar birçok sefere katılmış büyük bir denizci olan Piri Reis zaten oldukça yüklü bir mal varlığı mevcuttur. Hayli zengin olan Piri Reis’in rüşvet aldığını iddia etmek pekte gerçekçi göremiyorum. Valilerin, özellikle Aden ve Basra valilerinin Piri Reis’ten ganimet payı istedikleri ve P.Reis vermeyince de iftiraya sarıldıkları olasılığı bence az değil..]]

Aden-Hürmüz boğazı savaşından sonra Portekiz kral ölür ve Portekiz kralsız kalır. Portekiz kralı yaşlı ve varisleri olmadığı için ölümü saklanır. Kastilya, Leon ve Aragon krallığıni birleştiren İspanya Portekiz’i de kendi bünyesine katıyor. (1580). Portekiz 1640 yılında tekrar bağımsız oluyor ve de eski sömürgelerini geri almak istiyor. Fakat 1755 depremi Portekiz’i vuruyor. Sömürgelerini geri alamıyor, borç alıyor ve batıyor..

Bu fırsatı değerlendirerek, 1910 sonrası Portekiz’in başına ‘yukarıda da değindiğim gibi’ faşist Salazar geliyor. 1974’te kansız bir şekilde ‘Kırmızı Karanfillerle’ devriliyor. Lizbon’daki 25 Nisan köprüsü karanfil devrim esinlenmesiyle kırmızı inşa ediliyor. Anlaşıldığı gibi; kralların ve sonradan başına gelenlerden çok çeken Portekiz yoksul kalıyor. Günümüzde de yoksulluğu devam eden Portekiz AB üyesi yapılıyor.

25 Nisan köprüsünün ayağının dibinde 130 mt yüksekliğinde Hz. İsa heykeline asansör ile çıkıyorsunuz. Çıkmadık çünkü aha da orası istiyorsan çık dendi ve devam ettik.

Saat; 12:20. Maratace ve Pegoes girişine geldik. Setubal’a 25, Lizbon’a 55 km kaldı. Uzum bağları Zeytin ağaçlarının yerini aldı, Mısır tarlalar da.. Saat; 12:30. Setubal’ı geçtik.

Montijo ve Palmela girişindeyiz. Barreiro 21, Lizbon’a 34 km kaldı. Saat; 12:50 LİZBON’dayiz. Tejo veya Tajo (Tagus) nehri üzerindeki kırmızı 25 Nisan köprü'sunun bağlantı kuleleri göründü. Köprünün solu okyanus, sağında Tejo üzerindeki 17 km uzunluğundaki dünyanın en büyük köprüsü. Köprünün adı soyadı; Vasco Da Gama..

Tejo nehri ve üzerindeki kırmızı devrim köprüsü

Kaşifler Meydanı ve Belem:

Ve; Kaşifler Meydanının olduğu Tarihi Belem bölgesine gidiyoruz. Bu bölge aslında; alışveriş caddesi Baixa (Başa), gece hayatının kalbinin attığı Bairro Alto, eski şehir bölgesi Alfama’dan sonra gelen şehir merkezinden biraz uzakta bulunuyor Belem Mahallesi.

Gezi yazılarımda meydanlardan, tarihinden, doğasından, doğanından ve yol üstündeki yerleşim yerleri ve uzaklıklarından söz ederim fakat tatbilirlik, yani gurmelik yapmam. Kente ve önemli noktalara gelen muhakkak yiyecek bir şey bulur, yeter ki karni acıksın ve cebinde biraz para ve de biraz lisan olsun. Fakat bize genelde rehber arkadaşlar gittiğimiz yerlerin yenecek şeylerinden söz eder.

Fatih kardeşimiz de; Kurutulmuş balığın suda şişirilip yağda ve ızgarada yapılan Morina balığından yapılan Bacalahu yemeğinden, temizlenmeden pişirilen Sardalye ve de Belen turtasından söz etti. Tattıklarımız arasında en güzeli Belen turtası. Lazların yaptığı Gem3ixner tadında.

Pastanelerde kuyruk olduğu için sağ olsun Fatih Kaşifler Meydan gezisi sonrası getirdi ve yedik... Beni, Arhavi-Sidere köyündeki çocukluğumun damak tadına götürdü. Yoksul sofralarımızın zaman-zaman yapılan lüksü idi Gem3ixner’i. Kurutulmuş Morina balığından suda pişirilerek yağda veya ızgarada yapılan Bacalahu adlı yemek aslında Portekizliler tarafında çok farklı yöntemle, mevsim sebzeleri ile yapıyorlar. Bu yöntemle yapılan Bacalahu balık yemeğini de biz Lazların hamsili pilavına benzettim.

Saat; 14:20. İlkin Lizbon Manastırına (Portekizce: Mosteiro dos Jerónimos) gittik. Belem bölgesinin en önemli tarihi yapısı. Ana caddede Deniz kıyısındaki kaşifler anıtının tam karşısında devasa bir katedral ve manastır. 1983 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır. İnşası sırasında her yıl 70 kg. altına mal olmuş ve 70 yılda bitirilmiş.

Manastirin solunda Vasco Da Gama sağda ize Lizbonlu şair; Fenando Pessoa mezarı var. Luis De Camerôes. Lizbon'un Santa Maria de Belém semtinde bulunan tarihi manastırdır. Hemen yakınında ünlü Belem pastanesinden Belen turtası yemeyi unutmayın.

Lizbon Manastırına(Mosteiro dos Jerónimos)
Manastirin solunda Vasco Da Gama  sağda ize Lizbonlu şair; Fenando Pessoa mezarı

Atlantik Okyanusu kıyısında, Tejo Nehri’nin oluşturduğu haliç üzerine kurulu, Portekiz'in başkenti Lizbon'u sevdim.

Portekizli kaşif Vasco de Gama anısına yapılmış Belem Kulesı (Torre De Belem)’ndeyiz. Gotik ve Rönesans tarzın hara-manlanması olan Manuelin tarzında 16. yüzyılın (1505-1515) başlarında inşa edilmiş. Yapım amacı limana hakim olması ve dış saldırları önleme.

1715 depremi kuleyi karaya taşımış, çünkü Tejo nehri yatak değiştirmiş. Lizbon denizcilerin keşifler için yola çıktıkları nokta. Kuleye varmadan devasa uçak maketi karşılıyor sizi. Uçağın özelliği; Brezilya’nın 100.yılında Avrupa’dan ilk Brezilya’ya uçan uçak olması değil ilk kez uçakla okyanusun geçilmesi.

Belem bölgesi
Belem tatlısı
Belem kulesi

Kaşifler Veya Keşifler Meydanındayız. Veee, 15. yüzyılda ülkenin kaşiflerini finanse eden, öncülük eden denizci Henry’nin 500. Ölüm yıl dönümü anısına 1960 yılında Belem bölgesinde inşa edilen Kâşifler anıtı (Padrão dos Descobrimentos) Portekiz’in adeta dünyanın yüzünü değiştiren bir simge alanı...

Dikkat çeken olgu yerdeki dünya haritası. Haritada Portekiz’in sömürge bölgelerini gösteriyor. Portekiz’den kalkıp Doğu Timor’a, Japonya’ya dek ulaştığının haritası. Resmen dünyanın yarısına hakim olmuşlar. Keşifler anıtında da kâşifler, kral kraliçe, din adamları ve halk figürleri islenmiş. Dahası; anıt üzerinde, ülkenin varsıl çağında keşiflere katkı veren otuz kişinin kabartması yer alıyor.

Anıtın doğu cephesinden Denizci Henry, elinde bir gemi ve arkasında Kral Alfonso V, Pedro Alvares Cabral, Vasco Da Gama ve Ferdinand Magellan var. Bilindiği gibi Vasco gama Hindistan’ı, Pedro Alvares ise Brezilya’yı keşfetmiştir. Ferdinand Magellan’da dünya etrafında ilk geziyi yapan kâşif.

Diğer figürler matematikçiler, din adamları, haritacılar ve yine kâşifler. İlginç ve etkileyici olanı; anıta ön cepheden baktığınızda devasa bir kılıç figürünün olması. İsteyen merdivenleri kullanarak yukarı çıkabilir. Çıkıp resimler çekinenlerin resimlerini çektim.

Kaşifler meydanı

Saat;15:21 Lizbon’un eski şehrindeyiz. Rossıo Meydanına Lizbon’nun kalbi deniyor. Burası 1755 depreminde en çok zarar gören bölge. Önce Ticaret Meydanını (Prasa des comercia) gördük. Burada, 1755 Depreminden sağ kurtulan ve kenti yeniden inşa eden Kral 1. Joseph heykeli var.

Lizbon hala 1755 deprem travmasında
 Lizbon meydanları ile ünlü
Lizbon meydanı ve kalesi
Deprem anıtı

Meydan Tejo Nehri’ne kadar uzanıyor. Rossıo meydanı dediğim gibi Lizbon’un kalbi her şeyi. Doğru her şey burada da, bir şey yok; düzen ve temizlik. Lizbon 7 tepeli kent İstanbul gibi. İstanbul’a benzemiyor değil, İstanbul’un ta kendisi. Veya İstanbul Lizbon gibi. Boğazı var her şeyden önce.

Tejo nehri Okyanus sularıyla dolunca olmuş sana İstanbul boğazı. İstanbul boğazı kıyılarıyla kapatılmış, burası ise koruma altında, açık. Yani talan edilmemiş. 1998 yılında Keşiflerin 100.yılında inşa edilmiş dünyanın en büyük köprüsü (17 km) Vasco Da Gama Vasgodogama burada.

Tepelerden ikisi; Alfama Tepesı ve Bayroalte Tepesı. İsteyen asansörle tırmanabilir. Her batı kentinde olduğu gibi burada da meydan çok. Adamlar kent yorgunluğunu bu meydanlarda atıyor, biz biber gazi atıyoruz. Meydanlar kentin parklar gibi nefes alma noktalarıdır, stres atma, demokratik duruş sergileme alanlarıdır. Biz meydanları barikatlarla örüyoruz.

Düşün Ankara Yüksel caddesinde değil barikat polis üssü kurmuşuz. Markaların caddesi Liberta caddesi de fena değil. 1580’den sonra 1 Aralık 1640 ülkenin İspanya’dan kurtuluşusun simgesi Özgürlük caddesi. Her 25 Nisanda insanlar burada kırmızı karanfillerle yürüyormuş.

Cadde sonundaki 7.Edvard Parkı, eh fena görünmüyor. Ve onun önündeki Deprem Anıtı hüzünlü. Park adını deprem sonrası Lizbon’u onaran adamın adını almış. Lizbon bence Pasaklı bir güzel. Bakımsız.. Lizbon bir diğer adı Lısboa; iyi liman anlamında. Tıpkı Portugal gibi. Lizbon İstasyonu harika. İçi tarihin önemli anları seramik tabloya dönüştürülmüş. Burasi Resreason meydani..

Deprem anıtı hüzünlü dedik. Aslında Lizbon ve tüm Portekiz hüzünlü. Portekizli 1755 deprem travmasını hala atlatamamış gibi..

Portekiz Krallığı 1 Kasım 1755 günün sabahında, yerel saatle 09:40'da 8.5 ile 9.0 şiddetinde depremle kent %90 yıkılıyor ve yerle bir oluyor. Oluşan depremin merkez üssü Atlantik okyanusu. Trajedi bununla bitmedi, depremi tsunamiler ve yangınlar izledi. Deprem aslında Portekiz’in diğer kentlerini de vurdu.

Ve Portekiz 100 binin üzerinde insanını kaybetti. Yaşanan bu trajedi uzun vadede Portekiz’e güç kaybettirdi ve de koloni imparatorluğunun yıkılmasına sebebiyet verdi. Dünya tarihinde gerçekleşmiş en ölümcül ve yıkıcı depremlerden olması nedeniyle Portekiz hala 1755 travmasını atlatmadığını vurguladım.

İspanya, Portekiz ve Fas’ı yerler bir eden 1755 deprem korkusuyla Portekiz deprem öncesi ve sonrası önlemler geliştirmiş bu bağlamda uluslararası süreçler işletmiş ülkedir. Bu nedenle deprem ve doğal afetlerle ilgili bilimsel toplantıları odağıdır Portekiz-Lizbon… Portekiz depreme asla “Bina ve zina” mantığıyla bakmamış, dahası Atatürk düşmanı postmodern yobaz Mustafa Armağan gibi; “Lizbon, çılgınlar gibi dans edilen Londra ve Paris’ten daha mı çok günahkârdı ki bu felaketi yaşadı?

Lizbon yıkıntılar içinde can çekişirken Londra ve Paris zevk içinde yüzmekteydi..”, yani “1999’daki Marmara Deprem sonrası, “7.4 yetmedi mi?!” benzeri değerlendirmelerde bulunmadı dindar olan Portekiz halkı ve Avrupa.

Öyle ki; Fransız J.J. Rousseau(1712-78)’nun bundan yüzyıllar önceki bakışı ders niteliğindedir. Evet, JJ.Rousseau deprem hakkında söyledikleri günümüz yobazların günde 3 kez aç kafaya alması gereken bir ilaç niteliğindedir. Rousseau depremi bazı yobazlar gibi Allah’ın günahlara ceza olarak gönderdiği bir olay olarak algılamak yerine daha iyimser bir tavır takınıyor.

Rousseau, adeta günümüz Türkiye’yi anlatırcasına, Lizbon’daki çok katlı binalar yapanları suçlar ve şöyle devam eder; “Eğer, bu büyük şehrin sakinleri daha eşit biçimde dağıtılmış ve daha rahat yerleştirilmiş olsalardı, hasar çok daha az, belki de hiç olmayacaktı.” ..Lizbon depremi ölçüt alınarak yeni tartışmalara, buluşlara ve yeniliklerin kapısını araladı.

Dediğim gibi, depremi depremlerde tartışmadılar, deprem öncesi ve sonrası kalıcı önlemler süreci başlattılar. Örneğin; Goethe, John Wesley, Voltaire, Adorno,hatta; “depremler, sıcak gazla dolu dev yeraltı mağaralarının hareketi yüzünden oluyor” diyerek depremi doğal yollarla açıklamaya çalışan Kant gibi birçok düşünürün söylemleri bu yıkıcı depremden kurtulanların düşüncelerinde çok kalıcı izler bırakacaktı.

Benim ülkem dışında Avrupa ve Lizbon halkı olmak üzere tüm Portekiz’in ve dünyadaki düşünürlerin bu depremi bir ‘ceza’ değil de kalıcı önlemler bağlamında fırsat olarak görülmüştür... Şu bir gerçek; 1755 depremi Avrupa'nın düşünce yapısını derinden etkilemesine karşın benim yobazım; “7.4 yetmedi mi?” pankartı ile dolanmaktadır.

Portekiz’de depremden sonra depremden zarar gören kentler yeniden inşa edilmeye başlanmıştır.Yöneticiler, Lizbon’a zamanın en iyi mühendis ve mimarlarını çağırıp, dayanıklı yapı elemanları ve malzemelerini şart koşup, çağın en güvenilir binalarını inşa ettirmişler.

En önemlisi de; deprem birçok bilimsel çalışmayı başlatmaları. Bu işletilen süreç günümüze depremle ilgili önemli gelişmeleri-buluşları taşımıştır. Kimse bilmez demiyorum, ben bilmiyordum; sismoloji bilimiyle ilgili ilk çalışmalar Lizbon depremi sonrası başlamış. Hayvanların deprem konusunda daha hassas olduğu ve depremi önceden hissettiğine dair fikirler o tarihten sonra öne sürülmüş. Bunun gibi daha birçok şey…

Resreason meydanında antikacıda çektiğim 15yy haritası
Meydanlar herkese açık

Lizbon o zamanın koşullarında 1 yıldan az yıl bir süre içinde tüm enkazdan kurtulmuş ve şehir yeniden inşa edilmiş. Özellikle depremi yaşayan Kral 1. Joseph, deprem öncesi durumu kritize ederek, olası deprem öncesi ve sonrası önlemler açısından Lizbon’u yeniden inşa ederken, eski yanlışları dikkate almıştır.

Söylenceye göre; Lizbon ve diğer kentlerin yeniden yapılanmaları sürecinde “Neden bu kadar geniş yollar yapıyorsunuz?” sorusuna da “Gün gelecek bu yollar Lizbon’a dar gelecek” yanıt vermiş

LİZBON’DA İKİNCİ GÜN..

23 Ağustos 2018

Bu 2. günde Avrupa'nın en batı ülkesi olan Portekiz’in en batı ucu, dahası batı burnu; “Cabo Da Raco (Kayalık Burnu)”’ya gidiyoruz. 16.YY’da yapılan su kemerleri ilk dikkatimizi çekenler..Cascaıs dönemecinden Cascais’e dönmedik. Belli ki ileriden bir yerden dönüş yapacağız...

Monsanto Camlik dönemecini geçtik. Avrupa’nın en bati ucuna 20 dakka kalmış. Alges Belem sapağını da geçiverdik. Antik ve dandik Yunan; Okyanus ötesi yok demiş. Yani dünyayı Okyanus’ta bitirmiş. Denizciler bu nedenle Okyanus’tan korkuyorlarmış. Bir efsanedir anlatılırmış (Siren” sözcüğü de buradan doğma imiş): Gideceğim kayalıklarda, Sirena adli deniz kızı ‘denizcileri korkutan’ tiz ve etkileyici ses çıkarır bu sesi duyan çıldırır kendilerini denize atarmışlar.

Bundandır ki Denizciler korkar Okyanus ötesini bırak kayalıklara yanaşamazlarmış. Kısacası, okyanus ötesine açılamazlarmış. Bu nedenle değil ötelere açılmak bu sesi duymamak için insanlar kulaklarına bal mumu dökerlermiş. Deniz tanrısı Odysseus bal mumsuz kulakla kendini direğe bağlatıyor. Sıena başlıyor günümüz sireni gibi zırlamaya. Odysseus direğe bağlı ya atlamıyor kendini denize. Deniz kızı çatlıyor da patlıyor ve bir daha ötmüyor. Çünkü kendisini fabrikalara ve Ambulanslara, itfaiye arabalarına takiyorlar:).. Ben mitolojik efsanelere hep böyle gülerim..

Bu siren efsanesini; İpek Çalışlar zamanındaki Cumhuriyet Dergi’de “Foça’nın Façasını bozmuşlar” adlı gezi yazımda şöyle anlatmışım:

[[ Siren efsanesini İzmirli şair Homeros’un Odise (Odysseia) destanının kahramanı Odysseus yaşıyor: “Odysseus savaşçı arkadaşlarıyla birlikte gemisiyle Siren kayalıklarına yaklaşırken, Ulu Tanrıça Kirke altın tahtından seslenir ona; “Odysseus ne yapın edin, sirenlerden sakının! Büyüleyen seslerinden, çiçekli çayırlarından sakının.

Bilmeden kim dinlerse sirenleri, yandı, bir daha evinde onu ne karısı karşılar ne çocukları... Durmayın sakın orada, yürüyün! Arkadaşlarının da kulaklarını balmumuyla tıka ki, sirenlerin sesini duymasınlar. Bağlasınlar ayakta seni kollarından bacaklarından orta direğe ve sen dinle o sesleri sadece. Ama dostlarına yalvarır da, dersen ki iplerimi çözün, onlar seni bir kat daha sıkı bağlasınlar direğe.”Tanrıça Kirke’nin söylediklerini anlattım ve uyardım arkadaşlarımı. Bu arada gemimiz, arkamızdan esen rüzgârla sirenlerin adasına varmıştı bile...

Derken rüzgâr düştü, deniz oldu çarşaf gibi. Bir tanrı bütün dalgaları dindirmişti sanki. Yoldaşlarım kalkıp geminin yelkenlerini topladılar, sonra da kürekleriyle döve-döve köpürttüler denizi..Ben tunç kılıcımla parçaladım mum peteğini! Ufak-ufak ezdim güçlü ellerimle mumu ve sürdüm arkadaşlarımın kulaklarına, duymasınlar diye sirenleri. Onlar da bağladılar kollarımdan bacaklarımdan orta direğe beni.

Sonra vurdular kürekleriyle, dövdüler kırçıl denizi...Ama gözlerinden kaçmadı sirenlerin yakından geçen hızlı gemi, çınlayan sesleriyle hemen başladılar söylemeye ezgilerini: “Gel buraya dillere destan Odysseus, Akhaların şanı, şerefi. Durdur gemini de duy bizim sesimizi. Hiçbir zaman bir gemi buradan geçemedi, durup dinlemeden ağzımızdan çıkan tatlı ezgileri! Dinlerler doya doya bizi...

Biliriz biz Troya’da olup bitenleri, daha çok şey öğrenip öyle sürün geminizi ...”..Güzelim sesleriyle onlar böyle diyorlardı ve içimde alıkonulmaz bir istek duyuyordum o tatlı seslerin geldiği kayalıklara doğru gitmeyi. Kaşlarımla işaret verdim arkadaşlara “Çözün”, dedim beni. Ancak adamlarımın kulakları balmumu ile tıkalı olduğundan duymadılar bile beni, bırakmadılar iki büklüm ha bire kürek çekmeyi.. Az sonra epey uzaklaşmıştık sirenlerden, artık duymaz olmuştuk seslerini... Böylece buz gibi kollarından sıyrıldık ve atlattık ölümü!” ]]

Mitolojik donemde gidilemez denen Okyanus ötesine gidildi. Uzay ötesine de.. Ay’a canim.. Ha, bu aya 1969’da inildi. Bilmem ondan sonra inildi mi.. Bana göre inildi inilmedi arası bir durum. Doğru madem inildi, neden su yolu yapılmadı? Gerekçe maliyet ve yaşamın olmadığı gösterilebilir.

Nasa öncülüğünde G-8’ler Ay’ı onarıyor olmasınlar. Dahası kolonyalist hamleyi başlatmak adına. Arkadaşlar, Mitojik cağda Siena’yı yenen insan Okyanusları aşarak kıtaları keşfetti. Günümüzde Atmosfer neden aşılmasın!? Biliyorsunuz, dunun bilim kurgu romanları günümüz gerçekleri oldu. Günümüz bilim kurgu Romanları, neden yârinin gerçekleri olmasın? Yani Atmosferler aşılmasın?..

Nasa ve G-8’lerin böylesi bir süreç içinde olmadıklarını hanginiz iddia edebilirsiniz?

Adamlar yeni gezegene çağın Nuh’un gemisiyle çağın elitlerini aya taşıyacaklar ve sen ulaşamayasın diye nükleer ile seni iptal edecekler ve sen de kıyamet geldi diye aşağıda salavat getireceksin..

Portekiz ve İspanya didişmese, tek güçlü devlet olsalar, balyoz benzeri gövdeleriyle dünyayı değil uzayı da ele geçirirler miydi?!

Acabıdeche 2 km, Vasvais’e 5 km kaldı. Alvidre Cobre dönüşündeyiz. Riodejenaryo ne demekmiş onu da öğrendik: Rio: Nehir, Jenaryo: Ocak..Yani, suların doldurulduğu ocak..Bir şey daha öğrenelim; “Elsalvador” kurtarıcı demekmiş. Eğer Kolomb kara görünmese tayfalarca öldürülecekmiş. Karaya çıkıyor ve gördüğü bu karaya “Kurtarıcı” anlamına gel “Elsalvador” demiş..

Öğrenmeye devam: Kaptan Couk, Avusturalya’yı keşfeden denizci. Dahası; Aborjinlerle işaretle anlaşan ve işaret dilini keşfeden adammış. Ayni zamanda “Kanguru”’yu değil Kanguru adını bulan adam. Bir acayip hayvanı görür. Ne olduğunu sorar, Aborjin, seni anlamıyorum anlamına gelen “Kanguru” der ve o zıplayan acayip hayvana Couk Kanguru demeye başlar..

Malveira Siera’yi geçtik. Tüm güzelim köyleri ve sayfiye noktalarını geçerek Sintina bölgesinin muhteşemliğe sahip Capo do Raco bölgesine girdik. Batının batısının en ucunda olmak için Saat; 10:50’de yavaş- yavaş Capo do Raco’ya iniyoruz.

Madeiradaysanız bu engin ve masmavi nefis manzarayı görün. Cabo do Raco şiirini yazan Lous Fameros, şiirinde; dünya bitti sadece deniz var diyen adem. Bu adem Lizbon Manastırında Vas Do Gama ili karşılıklı yatıyorlar. Kara gözüktüüü! Daha doğrusu; Capo do Raco feneri ve kayalıklar. Büyüleyici olan fener değil, martıların uçuştuğu ve de Okyanus’un maviliklerine görkemli bakan batinin en batısı kayalıklar.

Siena yok, dolayısıyla sesi de.. Cabo da Roca, Batı Sintra’ya18 km, Cascais 15 km, Lizbon 40 km uzaklıkta... Önce deniz feneri, ardından yanı başındaki Rotary klubunun anıtına hoş bulduk demek için yaklaştığımızda uçurumlu kayalıkların vahşiliğini ve vahşi kayalıklara çarparak Okyanus böğürtülerini ve bu vahşilikten hiç de korkmayan martıların çığlıkları ve de tümünün üstünde esen rüzgarın ürküntü veren sesleri, deniz fenerinden önce hoş geldiniz diyor.

Uçurumum kıyıları ahşap çitlerle çevrili. Görselliğin büyüsü aklınızı başınızdan aldığı için tehlikeyi aklınıza getiremiyor, sürekli deklanşörden parmaklarınız.. Okyanus’un derinliklerinde, Balinalar eşliğinde Krıstof Kolomb, Macellan, Kaptan Couk’un ganimet yüklü kalyonları gözüktü. Ganimetlerdeki payımızı beklemeden; Avrupalılar yüzlerce yıl ‘dünyanın sonu’ olarak nitelediği ve de buradan ötede sonsuz deniz olduğuna inandığıCapo do Raco’dan ayrıldık.

Avrupan'nın en batı ucu:“Cabo Da Raco( Kayalık Burnu)”’

Uyarımdır; siz birilerine sigara bıraktırmak istiyorsanız Avrupa’nın en batı ucu olan Okyanusa karşı uçurumlu Capo do Raco’ya bırakın, çünkü; kuzey sonsuzluğuna akan ve 12 ay esen okyanus rüzgarı nedeniyle asla sigarasını yakamaz..

CASCAİS

Saat; 11:19. Sonrasına ağzı açık kayalıklar, yani cehennem ağzı, orijinal Bova Infernodayız. Resimler çekildi demek anlamsız. Önce o güzelim doğaya yalnız poz verdiriyoruz, ardından yan-yana resimler çekiniyoruz. Bu denli iyi davrandığımız doğayı yok ettiğimizin farkında mıyız?

Zamanın 11:44’unde Portekiz'in Rivierası Cascais’e indik.. Varlıklıların mekânı. Yol boyu bisikletliler, koşanlar ve yürüyenler karşıladı bizi. Ve güzelim plajlarını altın sarısı kumsalını ve okyanusun maviliğini imrenmemek için yaşadık.

Sonrasında büyülü Cascais’te dolanmaya başladık. Evleri insanları, harika minik plajları, ufak dükkanları, dar sokakları güzel mi güzel, Onun plajları var güzel mi güzel, okyanusu de var özel mi özel, Bindi mi sörfe gider mi gider.. Maalesef Bodrum’u, Çeşmesi, Kaş’ı yok, Onun için hiç mi hiç şansı yok..

Evet; kısaca Lizbon’a 40 km uzaklıktaki Cascais Kaş, Alaçatı ve Bodrum harmanlaması bir yer. Çarsı pazar senin gez de gez, gör de gör, yaz da yaz.. Hırsıza dikkat demeye gerek yok, çünkü cebimizin hırsızı bizleriz. Zavallı hırlılar nedir hırsızlardan çektiği.. Dedim ya imrenmemek için yaşadık; Cascais’in içindeki Largo Da Praja Da Rainha’da Okyanus’a selam verdik, tokalaştık; o da teşekkür edercesine tenimizi ve yüreğimizi serinletti..

Lizbon Cascais Largo Da Praja Da Rainha Plajı

13:26’da Nazare’ye yol aldık. Alcobaca 30, Nazare 31 km var. Zaman yol gibi akıyor. Nazare’ye 18 km kalmış.. Portekiz adeta bizim gibi petrol baronlarının istemi doğrultusunda karayoluna ağırlık vermiş ve otobanları paralı yapmış.

Ne garip bir dünyada yaşatıyor bizi küresel efendiler; otobüse para ve yola para ver, sana ne veriyor, evine ulaştırıyor; Hade beee!! Ben insan, tarihte her koşulda evine ulaşan biri oldum!!

Ve NAZARE’deyiz. Saat 15:28.. Nazare Okyanus kıyısı plajlarıyla ünlü kasaba. Deniz ürünleri ve gurmeleriyle de.. Ececanla zaman kaybetmeksizin Okyanus’a koştuk, Nazare’nin altın kumsalında.. Nerden bileceğiz<, Avrupa’nın en büyük dalgalarına ev sahipliği yapan bir plaj olduğunu.

Burası yüzmeden çok sörf tutkunlarının vazgeçilmez yeri. Öyle ki yükselen dalgalar Guinness rekorlar kitabına girmiş. Dalgaların büyüklüğünden dolayı okyanusa girmeye cesaret ettik ve inanın o buz gibi okyanus’tan korkmadık. Kan dolaşımımız hızlandı, derimiz dirileşti. (Benim için geçerli).

Bir eksiğimiz; Sitiuo Tepesi’ne çıkıp Nazare ve Okyanus’u görselleyemedik, çünkü hava aniden Doğu Karadeniz dağlarındaki sis bastı ve 18:00’de Obidos İçin Peterneia’ya yöneldik... Nazare belediyesi, Portekiz'in Centro bölgesine bağlı Oeste alt bölgesinin en güzel ve en büyük sahil belediyelerinden biridir.

Şehir üç mahalleden oluşuyor: Praia (sahil boyunca), Sítio (Uçurumlu tepede köy) ve Pederneira (Tepede köy). Praia ve Sítio, bir çeşit demiryolu olan füniküler çıkabilirsiniz.. Nazare, Portekiz'deki en iyi sahil beldelerinden biridir ve tatil için olağanüstü bir yerdir. Kent, altın kumların geniş bir bölümünde yer almaktadır. Biz yemeğe gitmektense, katıkları yanımıza alarak, doğru altın kumları ayağımızın altına alarak okyanus’a koştuk. Şansa bak ve Sítio burnunun gölgesindeki bu yer tarihte balıkçı filolarına teknelerine korumalık yapmasına karşın bizi koruyamıyor.

Rüzgar adeta kum fırtınası, dalgalar tusunamı.. O kadar değilse de ilk 15 dakika bayağı yordu yormasına da biz yine Ececanla Okyanusun buzkere buz suyuna daldık Kadriye’nin uyarı çığlıkları arasında. Ve sonrası altıntozu kumlarda dinlendik ve bir kez daha Okyanusla tokalaşarak Nazare’ye döndük. Alışveriş sonrası Arnavut kaldırımlı, okyanus’a dik inen sokaklarına daldık, görselledik.

Turizm balıkçılığı edilgenleştirmiş fakat yine balık yemekleriyle bu kültürlerini koruyorlar.. Karidesi, yengeci, ahtapotlu pilavı, siyah mürekkepbalığı ve kalamarlı linguini’si. Arkadaşlar beğenmemiş.. Efsane balıkçı evleri şık otellere dönüştürülmüş, pardon pansıyonlara.. Ve yerel geleneksel giysili pansiyon sahibi yaşlı kadınlar cadde üstünde pansiyonlarına müşteri arıyor.

Nazare’nin, Praia do Norte sahilinden kopan devasa dalgalar üzerinde sörfçülere rastlamadık. Bu yürekli sörfçüleri görmek isterdik..

OBIDOS(Kraliçeler köyü):

Guıncho’yu geçtik. Farmacıa’dan Malveri de Serra’ya doğru akıyoruz. Azola köyünü geçtik.. Mısır tarlalarını seyrederek Malveri de Serra ve Abeche’yi da geçtik. Yollar bir evin salonu kadar temiz.

Belediye mi süpürüyor, yoksa Okyanus’un sert rüzgarları mı? Bence yöre insanı temiz ve herkes en azından kapısının önünü süpürüyor. Çam ağaçlar insana yollar kadar huzur ve oksijen veriyor. Abano’yu geçtik. İtalya Padova’da Abano Terme diye rastlamıştık. Sözcük anlamı Yunancada acıyı almakmış.

Çocukluğumda Sidere köyümde duyardım; Abano’ya gideceğiz diye. Bir kerede beni götürmüşlerdi, şifalı suyun ve toprağın olduğu yer. Küğümlere açık mavi toprakları doldururular bacaklarına sürerlerdi; romatizmal ağrılar için. Karadeniz kadını çay tarlasından çıkmaz ıslanır ve de romantizmal sancılar çekerdi..

Campısno sapağını da.. Cascais’in bağlı olduğu gazinolarıyla ünlü Estoril’den Qeijas ve Carias’tan geçtik. Queluze’ye 4 km var. Caengue tünelinden Balas’a ulaştık ve ardından Montemor tüneline…..

İyi de nereye gidiyoruz. Tabii ki Kraliçeler köyü Obidos’a.. Uçsuz bucaksız değil ovaları, uçlu bucaklı küçük-küçük ovalar var. Pirüpak köyleri, bağlar, meyva bahçeleri, okaliptüs ormancıkları, inişli çıkışlı dalgalı tepeler üzerine konuşlandırılmış köyler.

Eskinin işlevini yitirmiş yel değirmenleri, nostaljik görüntüleriyle yol seyrimiz keyiflendiriyor. Malveria 6, Leiria 116, Porto 291 km.. Dünyanın en temiz enerji seçeneği; RES, YANİ Rüzgar Enerji Santralı olan rüzgar türbinlerini yol sıralanmış adeta bize güle-güle der gibi el sallıyor..

Okyanus rüzgarı bunların en hoşlandığı rüzgar.. Vendras, Torres ve Alanguer dönemeci sonrası Bombarral 24 km. Lourınha, Vırerıno ve Ramalha sonrası da Leiria’ya 88 km kaldı.. Campelos, Cadaval, Cambes, Bambapa, Delgada ve Carvalhal dönemeci sonrası Obidos’a 9 km kaldı…

Ve de S.Mamade sonrası, Lizbon’a 85 km mesafedeki Kaliçeler köyü Obidos’a geldik. Neden “Kraliçeler köyü”? Obidos’u; MÖ 308’de Kelt’ler kurmuş. Ardından Roma ve Vizigot dönemleri yaşanmış. 710’larda ise Magribi Arapların eline geçmiş. Araplar da burasını daha güvenli bir hale getirmek için dağın tepesine kale yapmış. 400 yıl sonra, yani 1148’de Portekiz’in ilk kralı I. Afonso Henriques tarafından Araplardan alınıp Portekiz topraklarına katılmış.

Kral Dinis, Aragon’lu Izabel’le burada evlenmiş. (1282). Kraliçe Obidos’u öyle beğenmiş ki, kral düğün hediyesi olarak Obidos’u kraliçeye armağan etmiş. Bu gelenek 1834’e kadar sürmüş… Bu nedenle Obidos için “kraliçelerin köyü” diyorlar.

Görkemli bir kalesi var. Kale 12.yüzyılda, korsanlardan korumak için kraliçeler tarafından yapılmış. 12.YY’dan beri kraliçeler tarafından yöneltilen, 1.5 km’lik surlarını kusursuz şekilde korumayı başarmış, çiçeklerle bezeli Lizbon’un kuzeyindeki Ortaçağ kasabası diyelim. Kimilerine göre Portekiz’in yedi harikasından biri.

Kimilerine göre, vişne likörü ve çikolatasıyla lezzet cenneti. Kraliçelere düğün armağanı olarak verildiğini de söyleyenler var. Fatih Türkmen ve Yasin Düzen ile hemen kaleye tırmandık. Elbet ki Obidos kasabasının tüm kuş bakışı resimlerini ve kuşlar gibi bakan bizlerin resimlerini çektik. Kadiş ve Ecoş o rengarenk sokağının, pardon, 500 metre uzunluğundaki Rua Direita ana caddesinin derinliklerine daldılar.

Evlerin ilk katları dükkan. Ara sokaklar ise büyüleyici Obidos’un kılcal damarları gibi. Ben ana caddeye inen bu renkli sokakları görselliyorum.. Köy veya kasaba içinde beyaz badana üzerinde dekoratif olarak özellikle sarı lacivert renkler kullanılmış. Bu küçük, sevimli dükkanlarda öyle hoş, öyle renkli objeler buluyorsunuz ki sadece Arnavut kaldırımlı, araç girmeyen bir taş caddemsi sokak olan Rua Direita’yı verilen 45 dakikalık serbest zamanda bitirmeniz olası değil.

Hatıralıklar, hediyelikler, şarap ve Rua Direita dükkanlarında küçük çikolata kaplar içinde 1-2 Euro’ya ikram edilen vişne likörü “Ginja do Obidos”, Portekiz horozları, Baharda Festivalinin düzenlendiği Çikolata, renkli seramik ürünler, elişleri kesin hanım efendileri büyülediği için geç kalacağız.

Saat, 19:46 Obidos bitttii, biz de..

PORTO

24 Ağustos 2018

Küçücük ülke olan Portekiz, Güney Amerika’dan Uzak Doğuya uzanan dünyanın en büyük Portekiz imparatorluğunu kurmuşlar. Nasıl mı? Denizin dilini bilmeleri ve onu anlamalarıyla. Bu konuda dünyada bir numara olmalarının nedeni de denizi sevmeleri...

Sabahın sekizinde Porto’ya doğru yola çıktık. Odiveas, Bucelas, Lous geçildi. Porto’ya 304 km kaldı. Montachhıgua girişi sonrası; Vedras’a 13, Leiria 106, Porto’ya 281 km sonra varacağız. Nazare’ye dek, Nazare’ye giderken dün geçtiğimiz yerleşimlere yer vermiyorum. Pataias, Porto, Mos dönüş sonrası Leiria Norte(Kuzey Leiria) ve Leiria Sul( Güney Leiria)’yi geçtik, saat; 09:25..

Porto yolunu yarıladık. Monte Real kasabasını geçtik. Monte Redondo ve Pedrroyao sapağı geçtiğimiz noktada Porto’ya 162 km kala, 09:45’te mola verdik.. Guia 7, Figueira 39 Aveiro’ya 99 km kaldı.. Matmouısca sapağından sonra, Palo’ya 8, Pompal’a 24 km kaldı..

Tekrar ediyorum: Ben gezi yazılarımda kent restoranları ve yemeklerinden çok yol üstü yerleşimleri ve kilometreleri yazarım. İnsanlar kente geldiğinde bir şekilde yeme gereksinimini giderir, fakat geçtiği yerlere büyük olasıkla bir daha gelmez ve unutur.. Midemi değil, beynimi doyurmayı tercih ederim..

Fig-Foz’a 21 km kaldı. Coımbre ve Fig Foz sapağını geçtik. Yani buralara dönmedik.. Artık; Quialos 11, Aveiro 65, Porto 127 km kaldı. Sisle başladığımız yolculuk sisle devam ediyor. Quiaıos sapağını, yani dönüşünü geçtik, Figueıra’yı da..

Tocha 19, Cantanheda 19, Mıra 26, Aveiro 57 ve Porto 118 km.. Hava serin ve puslu. Adeta Sonbahar uyarısı.. Yoksul denen Portekiz’in bile köyleri çok düzenli ve temiz.. Yerleşim yerleri gürültü kirliliği yaşamaması için ses kesici paneller dikkat çekici, yoksul Portekiz’de..

Cantanheda, Tocha sapağını geçtik. Mıra 7, Aveiro 12, Porto 104 km… Mira ve S. Andre dönüşü sonrası; Vagos 10, İlhavo 15 km kaldı..Vagos, Soza ve Palhaça dönüşü Porto’ya 78 km kaldı.. Aveiro 10 km kala güneş yüzündeki sisi çözdü.. Bernerab ve Oliveırınha sapağı sonrası Porto’ya 63 km kaldı. Tarihi Praıas ve Zona sapağından sonre Porto’ya 60 km kaldı.

Angeja ve Saloue sapağına ve saat 11:16’ya geldik ve Poro, Estareja’ya döndük.. Estareja’ya 13 km, Feıra’ya 34 kaldı. Mısır tarlaları ve üzüm bağları yeşilin yoğunluğunu artırdı. Estareja’ya 6 km kalınca Porto da bana ulaşmak için 50 km daha geleceksin uyarısı yapıyor.. Estareja, Murtosa ve Avanca sapağındayız.. Güney Ovar, yani Ovar sul’a 10 km, Porto’ya 45 km kaldı..

Dedik ya üzüm bağları yeşili yoğunlaştırıyor. Bu, Douro nehrinden adını alan Douro vadisini işaret ediyor. Douro Vadisi Portekiz’in şarap vadisi. Vadi UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine alınmış. Douro Nehri İspanya topraklarında doğuyor ve önce kuzeye sonra da güney batıya dönüp 112 km’lik İspanya-Portekiz sınırını oluşturuyor ve Portekiz topraklarında devam edip Atlas Okyanusuna dökülüyor.

Dökülene dek Portekiz’in 79.000 km²’lik alanı suluyor. Bu vadi, dört bir tarafını çeviren dağlar nedeni ile üzüm bağları için elverişli iklim koşullarını sağlıyor. Romalılar bu nedenle Porto’yu ticaret kolonisi olarak kuruyorlar. Dahası Liman olarak kuruyorlar, çünkü Port sözcük anlamı Limandır....

Yelkenlerle şarap fıçıları Porto limanına taşıyorlar. Günümüzde, Portekiz şaraplarının en büyük müşterisi İngiltere.. Portekiz şaraplarını tatlı olmasına neden İngiltere’dir. İngilizler alkolü yüksek içkiyi severler. Biliyorsunuz şarap fermantasyonla, yani şekerin alkole dönüşmesiyle elde edilir sadece. Fakat Portekizliler İngilizlerin istediği şarabı yapmak için şaraba kanyak katarak içkinin alkolünü yükselmeye çalışınca şarapları da tatlı oldu...

Porto’ya 38 km kaldı… Gitmeler devam edince Espinho’ya 12 km, Porto’ya 28 km kaldı..Cortegaça, P.Brandao ve Esmoriz sapağı derken, saatın 11.45’inde Portodayız..

Porto:

Portolular kendilerine Porto’luyuz demezlermiş. Sorduklarında “Tripacı” derlermiş kendilerine. Nedeni, tarihi bir savaşta, doğrusu Fas fethinde tüm etleri askerlere gönderdikleri için, halka sakatat kalmış; yani kelle ve işkembe. Onlarda kalan sakatatlarla yemek çeşnileri geliştirmişler. Örneğin işkembeli kuru fasulyeye “Tripeiros” diyorlar. Buradan da adları Tripacı kalmış..

Porto’nun sözcük anlamı “Liman”, yani Liman olarak kurulduğuna değinmiştik. Portekiz'in kuzeyinde 600 km uzunluğunda Rio Douro nehrinin ağzında, ilk kurulan kent. Sonrasında; Romalılar tarafından güvenlik nedeniyle yaş olarak değil nüfus olarak kendisinden büyük Lizbon’a taşınılıyor. Evet, İçinden Nehir geçen kentlerden biri. Tarihi olaylardan çok, tarihi yapıları çok. Çünkü Porto sert kayaçlı, dahası granit zeminli bir kent olması nedeniyle depremler Porto’yu, ille de 1755 depremi etkilememiş..

Porto Rio Douro nehri ve köprüler
Porto Rio Douro nehri ve köprülerin en görkemlisi Dom Luis I köprüsü
Porto Rio Douro nehri ve köprüler.. İnanın İstanbul boğazından çok daha terbiyeli ve güzel

Nehre tepeden bakan Rıberiaa Semti tarihi yapılarıyla varsıl. Bolsa Sarayı, Santa Vkara Kılisesi, "Se Katedrali (Porto Katedrali)", House Of The Prınce, Sao Bento Tren İstasyonu, Ponte Dom Lous I Köprüsü ve Douro Nehri.. Porto 13.YY yapımı surlarla çevrili. Surlar pek o kadar görkemli değil.. Aslında Porto’ya biz “Gaia” tarafında indik ve yürüyüşe geçtik.

Yani; Grande Porto altbölgesinin belediyelerinden biri olan ve Norte bölgesine bağlı;Vila Nova de Gaia” belediyesi alanındayız. Bölge Rio Douro Nehri'nin güneyinde yer alır. Nehir üzerindeki birçok köprü ile Porto şehrine bağlanmıştır. Bu köprülerin en önemlileri “Dom Luís I Köprüsü”... Bu köprünün korkuluklarında bağıran gençler izleyicilerden para toplamaya çalışıyorlar.

Nedeni; köprüden atlayacaklar. Para yok, show yok.. İyi iş; Portoya yerleşmeye karar verdim, çünkü bu atlayışta ben daha fazla para kazanırım.Yaa; ben araçların geçtiği ve yüksekliği en fazla 8 metre olan ilk kattan değil, raylı sistemin geçtiği en az 45 metre yükseklikten atlarım.. Böyle bir şey yapsam beni sadece Porto değil tüm Portekiz izler..:) .Aslında Mersin-Aydıncık’ta 20 yıl önce benzer atlayış yapmadım değil.

Evet; Kadriye ve Ececan’ın yanındaki hanfendi, benim oraya tırmandığımı görünce; “Geçen sene oradan atlayan adamın bağırsakları pat..” der demez ben kendimi bırakmış, eşim ve kızım korkulu gözlerle beni izlemişler. Evet, bir şey olmadı ki Porto’dayım..

Porto’da Köprler kentin simgesi. Alt geçiş ‘şarap mahzenlerinin olduğu’ nehir kıyısını, üst geçiş şehrin üst bölgelerini birbirine bağlıyor. Paris’te Eiffel kulesinde dinlemiştim. Köprüyü Eiffel’i inşa eden Gustav Eiffel’in öğrencisi yapmış.

Doğru; 1886 yılında tamamlanan 395 metre uzunluğunda devasa çelik konsrtuksiyon Köprüyü; Gustave Eiffel’in yaptığı söylense de aslında Eiffel’in talebelerinden Théophile Seyrig yapmış. Hem de 2 tane. Bizim geçtiğimiz bu köprü kent merkezinde ve en görkemlisi.

Çelikten tasarlanan köprününü adı;Dom Luís I Köprüsü”. Douro Nehri üzerinde 6 köprü var ama en güzeli ve muhteşemi bu ve de Porto'nun simgelerinden biri bu köprü. Tarihi bir köprü ama yaya yürüme yerleri bakımsız durumda. Köprünün güneyinde ve kuzeyindeki köprüleri Dom Luís I Köprüsü’nden görebiliyorsunuz ve en güzeli ile beraber olduğunu anlıyorsunuz.

Saat; 12:29. Önce; Site anlamındaki eski şehir Gaia’daki Porto Katedrali (Portekizce: Sé do Porto)’ne gittik. Avlusunda bir de Pskopos evi var. İnanın yüzüne bile bakmadım katedralin, yıllardır içimiz dışımız kat-kat Katedral oldu. Gör birini anla hepsini, çünkü hepsi aynı mimarı üslupla yapılmış; Romaneski, Gotik, klasik, eski gotik, yeni gotik, eski klasik… Avrupa’nın kendi örgütlediği UNESCO hemen-hemen tüm katedralleri ve kentleri Dünya Kültür Mirası Listesi içine alıyor. Burasını da 1996’da almış.

Porto Katedrali(Sé do Porto)

Kralın kaybolması-ölümünün saklanması ve Osmanlı Portekiz savaşları: Porto Katedral’inin özelliği bir Kardinal (baş piskopos)’in bu katedral’de 2 yıl krallık yapması. Şöyle ki; Osmanlı ile savaşan Portekiz, savaşta kralını kaybetti ve bu ölüm halktan gizlendi.

Çünkü; savaşta ölen Kral Sebastian'ın yerine geçecek bir erkek evladı yoktu. Bu durum Portekiz'de iç karışıklara sebep olabilirdi. Oldu da; bu boşlukta tahta çıkan Kardinal Henry 2 yıl Krallık yaptı. Ölünce, Prens Antonio ve İspanya Kralı İkinci Felipe tahtta hak iddia etti ve Lizbon yakınlarındaki Alcantara Savaşı'nda İkinci Felipe'nin zafer elde etmesiyle Portekiz ve İspanya tahtları Habsburg hanedanı şemsiyesinde birleşti.

Alcantara için antrparantez açmam gerek:

[[ Diyorlar ki; Portekiz'de Müslüman düşmanlığı yayılmıyor, çünkü Avrupa'da Müslümanlara ve İslamiyete karşı en dostane yaklaşımı Portekiz gösteriyormuş. Doğru veya yanlış. Fakat Portekiz’de İslam etkinliği çok az. Düşününü; 711-1249 yılları arası Iber’in güneyi Endülüs’te hüküm süren İslam İmparatorluğu’ndan, Portekiz’de sadece yadigâr bir mahalle var. Boynu bükük, perişan dursa da dursa da hâlâ Berberi ağırlıklı Atlas ülkeleri, yani Fas, Cezayir ve Tunus kültürlerinin, yani Mağrip’in ve de İspanya’nın güney bölgesi Endülüs kültürünün izlerini taşıyan 15 bin nüfuslu Lizbon belediyesine bağlı Alcantra bucağı. Bölgede bir zamanlar bulunan Roma köprüsüne istinaden adı Arapça "köprü" anlamına gelen "el kantara" sözcüğünden gelir. Engizisyonlu Ortaçağ Hıristiyan bağnazlığına, özgürlük ve düşünce serbestliği içinde ışık saçan İslamın o dönem izlerini taşıyor. Biliyorsunuz, İberi aydınlatan İslamiyet, bağnazlığa teslim olunca alimlerin ışığı kaçınca karanlığa gömüldü ve dünya genelinde dinden geçinenler tarafından gömülmeye devam ediyor.. Alcantara’nın renkli, yaşlı iki katlı evleri, Okyanus(Atlantik)’a dökülen Tejo veya Tajo (Tagus) Nehri manzarasıyla müthiş ötesi bir mahalle.]]

Evet; 1578’deki Osmanlıyla Vadiüsseyl (Alkazar)’de yaptığı savaşta Portekiz'in kaderi değişti. Alınan istihbarata göre Portekiz Kralı Sebastian, İspanya’dan aldığı askerî destekle birlikte Ağustos 1578’de İspanya’dan ayrılmış Afrika’ya geçmişti. Osmanlı tahtında Üçüncü Murat vardı.1574'te Tunus'u fethettikten sonra Osmanlı hâkimiyeti Fas'a kadar ilerlemişti.

Fas Kralı Abdülmelik, konumunu güçlendirmek ve bir saldırı ihtimalini önceden engellemek için Fas'ın eski hükümdarı Ebu Abdullah Muhammed Mütevekkil'i ülkeden kovdu. Abdülmelik'in başarılı olmasında Osmanlı İmparatorluğu'nun desteğinin önemi büyüktü. Mütevekkil, Abdülmelik karşısında aldığı yenilgiyi kabullenemedi ve Portekiz Kralı Sebastian'la işbirliği yaptı.

Savaş meydanında ölenler arasında Portekiz Kralı Sebastian ile Mütevekkil de vardı. Fas Kralı Abdülmelik, büyük bir zafer kazanmış olmasına rağmen bunun tadını çıkaramadı. Zira ağır hastaydı ve o da muharebeler devam ederken yatakta can verdi.

Süreç içinde; Portekiz ve İspanya arasındaki birleşme tam bir ilhak değil, aynı kralın şahsında bir İber ortaklığı şeklinde gelişti. Örneğin; İspanya Kralı İkinci Felipe, Portekiz kralı olarak ise Birinci Felipe olarak anılmaktaydı.Gerek İkinci Felipe gerek halefi Üçüncü Felipe, Portekizliler'in haklarına riayet etmiş ve onlara karşı siyasi bir ayrımcılıkta bulunmamışlardı.

Ancak 1621'de başa geçen Dördüncü Felipe (Portekiz kralı olarak Üçüncü Felipe) Portekizli tüccarların vergi yükünü artırmış, Portekizli soyluları devlet kademesinden uzaklaştırmış ve Portekiz'i doğrudan İspanya'nın bir eyaleti haline getirmeye çalışmıştı.

İspanya'nın 30 yıl savaşlarında (1618-1648) olmasından ve Fransa ile savaşmasından faydalanan Portekizliler, Braganza Dükü Dördüncü Juan önderliğinde ayaklanarak İspanya'dan 1640'ta ayrıldılar ve kendi bağımsız krallıklarını yeniden kurdular.

Gaia Bölgesinin karşısında eskiden sakin bir balıkçı köyü olan Cais da Ribeira Caddesi ve sokaklarını, eski çarşıyı geziyoruz. Evlerin dış cepheleri seramik kaplı. 1821’de Brezilya, Portekiz sömürgeciliğinden kurtulunca Brezilyalılar Porto’a akın ediyor.

Ticaretle uğraşıyorlar. Daha zengin olduklarını göstermek için evlerin dış cephelerini seramik kaplatıyorlar. Ardından alış veriş caddesi Çiçekler caddesindeyiz. Orda da evler seramik , fakat kirli. Bu evler şirketlere satılıyormuş, yenileme koşuluyla.. Porto potansiyel bir pasaklı güzel, bakımı yapılırsa yemin ediyorum kraliçe güzelliğini kazanır olur…

Gaia bölgesine köprünün ilk katından tekrar geçtik
Gaia bölgesinde eski şarap taşıyıcısı geleneksel teknelerle (Rabelolar) Doura nehri turu
Riberia bölgesi

Harry Potter serisinin yazarı JK Rowling’in de çok sık uğradığı ve kitapları için esinlendiği bir mekan olan “Livraria Lello (1869)” yani Lello Kitapevinden söz edildi. İyi ki Ececan duymadı. Çocukluğunun unutulmaz idolu Harry Potter kahramanlarının tutkunu Ececan Çorbacıoğlu bizi perişan ederdi.

Eski Pazar yeri, dahası Palacıo Da Bolsa (Menkul Kıymetler Borsası Sarayı)’dayız. Buranın kadim ticaret merkezi olduğunu söylüyor Fatih kardeşimiz. Ve devam ediyor: Neoklasik tarzda on dokuzuncu yüzyılın ortalarında inşa edilmiştir ve şehir merkezinde , St Francis Kilisesi'nin yanında yer almaktadır.. Porto’nun nehre akan eğimli yoldan akarak nehir kıyısına iniyoruz.

Borsa binası bahçesindeki; Portekiz'li prens Henrique ya da bilinen adıyla, Gemici Henry atıyla bizi karşılıyor. Afrika’nın batısı ile Asor ve Maderia Adalarını keşfeden Henrıgue, Okyanus’a akan Doura nehrine, adeta yeni keşifler için hazır gibi...

Prens Henrıgue heykeli ve Palacıoda Bolsa(Borsa) binası

Nehir kenarları eskiden üzüm taşıyan ama günümüzde sadece turistlere hizmet veren geleneksel tekneler yani Rabelolarla dolu. Rio Douro Nehri’nin Gaia ve Ribeira kıyları tam bir insan seli. Öylesine sıradan kalabalık değil. Herkes kıyının o güzel yaşam hareketliliğiyle bütün.

Yerel giysileri ile yöre ezgilerini okuyanlar, Rep Rap Hip-Hop karışımı dans yapan sokak dansçıları, Cafeleri, seyyar satıcıları, köprüden atlayanlar, tekne veya Geleneksel Rabelolar ile nehir turlarını, nehirde akıntıya karşı yüzenleri, Bacalhau (Morina) Balığı yemeğinini yaratıcısı Jose Luıs Gömes De Sa’nın evini, küçük hediyelik eşya satan yerleri, balıkçı Restaurantları ve de yenilemeyi, renklenmeyi bekleyen 19.yüzyıl 4 katlı evleri ve de seramik-çini işlemeli (Azujelo) ev ve kiliseler-ki eğer yenilenirse Venedik, Portofino vb yerleri aratmayacaklardır- Mahalleden mahalleye işleyen teleferikleri yaşayarak veya seyrederek doyumsuz zamanlar yaşayabilirsiniz, yaşadık ..

Riberia'da Doura neri kıyısında Bacalhau(Morina) Balığı yemeğinin yaratıcısı Jose Luıs Gömes De Sa’nın evi (sarı şemsiyeli)

Igreja dos Carmelitas ve Igreja do Carmo adlı yan yana duran iki kilise ilginç öyküye sahipler. Bu kiliselerden bir tanesi rahibelere, bir tanesi ise rahiplere ait. Eskiden birmiş, fakat birbirlerine yaklaşımları, canım yaramazlıkları nedeniyle araya bir başka yapı koymuşlar..

Saat; 12:44. 1900-1916 arası yapımı biten Tren Garı’ndayız. Adı; Sao Bento Tren Garı: Porto'daki Sao Bento Tren Garı’nın, yani dünyanın en etkileyici yapısıyla karşı karşıyayız. Duvarlar Portekiz tarihini betimleyen bir duvar yapıtı. Roman, öykü gibi yapıtlarda ve masallarda geçen olayların, varlıkların anlatımında vazgeçilmez bir yol olan “betimleme” ile adeta Portekiz tarihini öykülendirmişler..

Mavi çininin çeşitli tonlarında kaplı duvar bir tren istasyonundan çok saraya benzemektedir. 20.000 fayans, Portekiz ve İspanya'ya özgü seramik-Fayans bütününde çini çalışması olan Azujelo ressamların en ünlüsü Jorge Colaço tarafından tasarlanmış ve 11 yılda tamamlanabilmiş.. Resmen, Porto tarihi ve Seramik müzesi.. İspanya-Portekiz-Osmanlı- Fas savaşlarından sahneler ve de kırsal yaşantı ile ilgili çini rölyefler, etkileyici ve geçmiş zamana taşıyıcı..

Sao Bento Tren Garı
En son resimler
Havaalanına gidiş
Ve İstanbul

Önündeki meydan harika. Sao Bento bölgesi Porto'da ulaşım yollarının kesişme noktası metro ve tren istasyonlarının kalbi. Trenler gelip giderken, duvar seramik resimlerle Porto tarihinin geçip gitmiş tarihini izliyorsunuz. Şunu belirteyim; bizim Haydarpaşa Garı’ndan güzel ve görkemli değil... Biliyorsunuz bir ara birileri bir şeyler adına yakmışlardı..

Saat: 18:00. Porto’daki zamanımızla birlikte İspanya- Portekiz zamanımızı da tamamladık. Kentleri belirleyen nehirler. Hemen-hemen her kentin içinde bir nehir akar. İnanın her nehir bizim İstanbul Boğazı kadar etkileyici ve büyüleyici. Yalnız bir fark var, onlar daha bakımlı ve korumalı.. Porto’nun Riberia Semti’nden geçerken İstanbul boğazını turluyorum duygusuna kapıldığım anda bu notu alıyorum...

Sosyal, tarihi ve siyasi süreciyle cennetin izdüşümü Türkiye'mize benzettiğim Portekiz’in tarihi sayfalarını bir kez daha çevirelim: M.Ö. 2 ve M.S. 5. yüzyıla kadar Roma İmparatorluğu'nun parçası. Sonrası barbar kavimler ile Vizigotların egemenliğine girme.. Ardından İber Yarımadasına, 711'de Kuzey Afrika yoluyla gelen Müslüman Araplara teslimiyet ile 756-1031 yılları arasında Endülüs Emevi Devleti'nin bir parçası olma..

İşte; Portekiz’in gelişimi ve zenginleşmesi Endülüs Emevi dönemine rastlar… Endülüs Emevi Devleti 11. yüzyılda parçalanması ve sonrasında Müslümanlar 15. yüzyıl sonuna kadar İber Yarımadası'nın güneyine hakim olsalar da bu çok uzun sürmedi. ‘Yeniden fetih’ (Reconquista) idealiyle harekete geçen Hıristiyan krallar, İber Yarımadası'ndaki toprakları tekrar ellerine geçirdiler.

Portekiz Kontu Afonso Henriques, 1139 yılında I. Alfonso adıyla Portekiz Kralı oldu ve bağımsız Portekiz Krallığını ilan etti. I. Alfonso ve kendisinden sonra gelen krallar, Müslümanları İber yarımadasından kovmak için ‘Fransız, İngiliz ve Alman şövalyelerinin desteğini alarak’ güneye doğru ilerlediler ve Lizbon şehrini kuşattılar. Portekiz’in ‘yeniden fethi’ 1249’da Algarve’nin güney kıyılarına ulaşılmasıyla tamamlandı.

Sonra ne oldu?

Ne olacak; taht kavgaları başladı. Evet; Portekiz Krallığı'nda 1383 yılında başlayan taht kavgası, halk ayaklanması nedeniyle İspanya'nın birleşmesinin öncülüğünü yapan Kastilya Krallığı ile savaşı başlattı. Fakat, beklenmedik şekilde savaş1385'te Portekizlilerin zaferiyle sona erdi. Komşu İspanya ile yaşanan bu zafer bağımsızlık mücadelesinin bir sembolü oldu.

Ve de Keşifler ve Kaşifler:

15. yüzyıl sonunda başlayan coğrafi keşifler hem Portekiz’e hem de dünya tarihine yeni bir boyut kazandırdı. Bu çağın başlangıcında büyük rol oynayan Kral I. Joao’nun oğlu Prens Henrique’nin desteklediği Portekizli denizciler keşiflerde öncü oldu. Ülkenin uzun sahil şeridi, çok sayıdaki liman kenti ve nehirleri, Portekizli denizcilerin yetişmesinde büyük avantajdı.

Portekiz filosunun 1415'te, günümüzde; İspanyol anayasasına göre Melilla ile birlikte özerk il statüsünde olan Kuzey Afrika’daki zengin ticaret merkezi Ceuta (Arp; Septe.. Juan Jesús Vivas Lara şehrin hem başbakanı hem de belediye başkanıdır.)’yı ele geçirmesiyle Portekiz İmparatorluğu dönemi başladı.

Bunu, Atlas Okyanusu’ndaki diğer keşifler izledi. Şimdilerde; Atlantik Okyanusu’nun kuzey yarımküredeki bölümünde bulunan özerk yönetimleriyle birlikte Portekiz’in bir parçası; Asorlar ve Madeira takım adalarının egemenliğinin elde edilmesiyle ilk sömürgecilik hareketleri ortaya çıktı.

Fakat Portekiz’in keşif sürecinin, kendisinden daha başarılı olduğunu gören İspanya, Portekiz ile çekişmeye başladığı noktada Tordesillas Antlaşmasını dayattılar. (1494). Bu anlaşmayla, Avrupa’nın haricindeki coğrafya iki ülke arasında iki ayrıcalıklı bölgeye bölündü.

Afrika kıyılarına 500 km uzaklıktaki Cabo Verde Adaları (Senegal karşısındaki Yeşil Burun adaları) başlangıç noktası alınarak sinir saptandı; sınırın doğusu Portekiz’e, batısı İspanya’nın ayrıcalıklı bölgesi oldu. 1580 ile 1640 yılları arasında Portekiz’in İspanya hakimiyeti altına girmesiyle antlaşma anlamsız hale geldi. 1750’de Madrid Antlaşması’nın Portekiz’e Güney Amerika'daki işgal ettiği bölgeleri vermesiyle Tordesillas Antlaşması geçersiz hale getirildi.

Sonrasında; 1498'de Portekizli denizci Vasco da Gama deniz yoluyla Hindistan’a ulaşarak, Portekiz için yeni bir refah döneminin kapısını açtı. 1500 yılında ise Brezilya’ya ayak basan bir başka ünlü denizci Pedro Álvares Cabral da burayı Portekiz topraklarına kattı. Hindistan’daki Goa, Basra Körfezi’ndeki Hürmüz Boğazı, Malezya yeni keşifler arasında katıldı ve Portekiz İmparatorluğu, Hint Okyanusu ve Güney Atlas Okyanusu’ndaki ticaret yollarının egemenliğini eline geçirdi.

Kaşifler:

Diogo Cao (1450-1489?): 1482 tarihinde Afrika'nın batısı ve Kongo nehrinin iç bölgelerini keşfetmiştir.

Bartolomeu Dias (yaklaşık 1450 -29 Mayıs 1500): Afrika kıtasının güney ucu olan Ümit Burnu'nu ilk kez gemiyle dolaşan kişidir: Portekiz'li denizci 1487 tarihinde Batı Afrika boyunca çıktığı yolculuğunda Afrika kıtasının en güney ucu olan Ümit burnunu keşfetmiştir. Dias'ın keşif gezilerinden önceki hayatı tam olarak bilinmemektedir.

Büyük ihtimalle Gil Eanes ile 1434 yılında Kap Bojador'u dolaşan Joao Dias'ın ve tüccar, kâşif olan 1444 yılında Afrika'nın en batı ucunu keşfeden, bugünkü Senegal kıyılarına ulaşan, Terra dos Guineus 'un kâşifi Diniz Dias ile akrabalığı olduğu tahmin edilmektedir.

Vasco da Gama (1469, Sines, Portekiz - ö. 24 Aralık 1524: Avrupa'dan çıkıp doğrudan Hindistan'a giden ilk kişi olarak bilinen, Portekizli denizcidir.Vasco Da Gama: Portekiz'li denizci Afrika kıyılarını dolaşarak Hindistan’a ulaşmış ve Avrupa Hindistan ticaret yolunun açılmasına sebep olmuştur.

Bu keşif Avrupa ile Uzak doğu arasındaki ticareti arttırmıştır. Portekiz kralı I. Manuel'e bağlı olarak, Doğu'nun hazinelerine ve Hristiyanlar için kutsal olduğuna inandıkları Hindistan topraklarına ulaşmakla görevlendirilmiştir. 1497'de, kendisinden önce Bartelemeu Dias'ın keşfettiği ve Afrika'yı dolanan Ümit Burnu'nu kadar uzanan deniz yolunu geliştirerek, Denizci Henri'nin başlattığı Portekiz deniz keşiflerine bir yenisini eklemiştir…

Avrupalıların Hindistan'a deniz yoluyla ulaşabilmeleri, Osmanlı Devleti'nin ve İran'ın ticari alandaki üstünlüklerine son vermiş, deniz ticaretinde Avrupalıların üstünlüğü ele geçirmesini sağlamıştır…

Gittiği yerlerde Müslüman gemilerine karşı, özellikle hacdan gelen zengin gemilere karsı korsanlık yapmış, Calicut, Mombasa, ve Malindi gibi liman şehirlerinde, yerel halkla savaşıp, bu şehirleri topa tutmuştur… 1998 yılında Hindistan hükumeti Gama'nın Hindistan'a ilk geldiği yer olan Calicut'ta özellikle ülkeye ve bölgeye turist çekmek amacıyla bu kutlamaları yapmak ister.

Fakat başta Hindistan Komünist Partisi olmak üzere halk Vasko da Gama'nın gelmesiyle köleleştirme ve emperyalist sömürü döneminin başladığını söyleyerek bu kutlamalara karşı ayaklanır ve gösteriler düzenler. Bundan dolayı da 500. yıl kutlamaları Hindistan'da kutlanmaz ve hükumet geri adım atmak durumunda kalır. Ancak tüm bunlara rağmen Vasco da Gama Portekizlilerin milli kahramanı olduğu için Portekiz'deki kutlamalarda bir değişiklik yapılmaz. Hatta bu kutlamalar daha da büyük bir şekilde Expo 98 kutlamaları ile birleştirilir.

Pedro Álvares Cabral (1467 veya 1468, Belmonte — 1520 veya 1526, Santarém) Brezilya'nın kâşifi (22 Nisan 1500) olarak kabul edilen Portekizli denizci.Pedro Elveres Cabral. 22 Nisan'da karaya ulaştı ve buraya Vera Cruz (Gerçek Haç) Adası adını verdi. Kral Manuel'in sonradan Santa Cruz (Kutsal Haç) olarak adlandırdığı ülkeye, sonunda, burada bulunan bir tür boya ağacı pau-brasilden esinlenerek şimdiki Brezilya adı verildi.

Francisco de Almeida, (d. 1450 - ö. 1 Mart 1510): 1505 tarihinde Hint okyanusunu geçerek Hindistan'ın güneyine ulaşan Portekiz'li denizci Almeida, Sri lanka'yı keşfetmiştir.

Diogo Dias: 1500 tarihinde Madagascar sahillerine ilk ulaşan Portekizli denizci, Diogo Dias olmuştur. Bartolomeu Dias’ın kardeşi.

Gonçalo Coelho (Floransa, 1451 veya 1454 — Sevilla, 1512), Güney Atlas ve Güney Amerika sahillerini (1502'de Brezilya ve daha güneyine deniz yolculuğu) keşfeden Portekizli kâşiftir.

Gaspar Corte-Real (d. 1450 – ö. 1501?): 1500 yılında Portekiz kralı I. Manuel'in emriyle Asya'ya açılan olası kuzeydoğu geçidini aramak üzere sefere çıktı. Grönland'a ulaştı, buranın Asya kıtasının doğu sahilleri olduğunu sandıysa da karaya çıkmadı. Ertesi yıl 1501'de kardeşi Miguel Corte-Real ile birlikte üç gemiyle yola çıktı.

Buzlu ve donmuş deniz kütlesiyle karşılaşınca rotasını güneye çevirdi ve karaya çıktı. Burada 60 yerliyi esir etti ve dönüş yolculuğunda bunlar satıldı. Gaspar daha sonra kardeşi ve iki gemiyi Portekiz'e geri gönderirken kendisi güneye doğru seyahatine devam etti.

Bundan sonra Gaspar Corte-Real'den haber alınamamıştır. Kardeşi Miguel 1502 yılında Gaspar'ı bulmak için yeni bir sefere çıksa da ondan da haber alınamayacaktır.

Ferdinand Macellan (d. 1480 İlkbaharı, Sabrosa, Portekiz – ö. 27 Nisan 1521): İspanyol İmparatorluğu'nun desteğiyle denize açıldı. Hikâyesi, bu seyahate eşlik eden Antonio Pigafetta'nın anılarını yazması sayesinde günümüze ulaşmıştır...

Macellan son yolculuğunu tamamlayamadan Filipinler'deki Mactan Savaşı'nda öldürüldü. Ancak daha önce ziyaret ettiği Baharat Adaları'nın ötesine giderek tüm meridyenlerden geçen ilk insanlardan olmayı başardı. Büyük Okyanus'a seferi esnasında okyanusu çok sakin gördüğü için "pasifik" (sakin) ismini veren, ayrıca Güney Amerika’da keşfettiği boğaza kendi ismi verilen Portekizli denizci Macellan, Büyük Okyanus'u aşan bir araştırma gezisi yapmış ilk insandır…

Dünyayı dolaşmak üzere denize açılan 237 (diğer bir kaynağa göre 270) denizcinin sadece 18'i İspanya'ya dönerek seyahatini tamamlamayı başardı. Bu denizcilere Macellan'ın ölümünden sonra yönetimi devralan Juan Sebastián Elcano adlı İspanyol liderlik etmiştir.

Duarte Barbosa (d. Lizbon, Portekiz - ö. Mayıs 1521, Filipinler). 10 Ağustos 1519'da Sevilla'dan arkadaşı João Serrão ile birlikte Macellan'ın dünyayı dolaşma rotasına yelken açan Barbosa, Macellan'ı kızdırdı. Macellan tarafından tutuklanacakken Filipinler'de çıkan isyanlar sonucu 21 Nisan 1521'de Macellan'ın da öldürüldüğü Mactan Savaşı'nda sağ kalanlardan biri tarafından öldürüldü.

Portekiz'li prens Henrique ya da bilinen adıyla, Gemici Henry (d. 4 Mart 1394, Porto - ö. 13 Kasım 1460),: Viseu dükü küçük Henrique, daha yaygın bilinen adıyla Gemici Henry, 15. yüzyılda Afrika'nın batı kıyılarına ve Madeira Adaları'na yapılan keşif gezilerinin gerçekleşmesi için destek sağlayan Henrique, bu çabalarından dolayı "gemici" ön adını almıştır. "Gemici Henrique", hiçbir zaman keşif amacıyla denize açılmamış olmasına karşın, her zaman denizcileri desteklemiş ve korumuştur.

Juan Rodríguez Cabrillo (d. 13 Mart 1499 – ö. 3 Ocak 1543): İspanyol-Portekizli kâşif. İspanya için Kuzey Amerika'nın batı sahilini keşfetmiştir. Cabrillo, ABD'de bugünkü Kaliforniya'ya giden ilk Avrupalı kâşifti. 23 Kasım 1542'de küçük filosunu onarmak ve kışı atlatmak amacıyla gidilen San Salvador Adası'nda botundan dışarı çıkarken çıkıntılı bir kayada tökezledi ve baldırının ön kısmı parçalandı. İlerleyen haslatığı kangrene dönüşen Cabrillo, 3 Ocak 1543'te öldü.

Nuno Tristão (ö. 1446?): 15. yüzyıl Portekizli kâşif ve köle taciri. Bugünkü Gine-Bissau'da karaya çıkan ilk Avrupalı oldu. Tristão ve Antão Gonçalves, 1441 yılında Portekiz Prensi Gemici Henrique tarafından Batı Afrika sahillerini keşfetmek için gönderildi. 1445'ten itibaren keşfedilen bu kıyılarla Portekiz İmparatorluğu arasında köle ticareti başladı. Sonrasında ülkeye dönen Gonçalves'in aksine yönünü güneye çevirip keşiflerine devam eden Tristão, Senegal ve Yeşil Burun Adaları'nın güneyinde bir köle yağması sırasında öldürüldü.

Fernão Mendes Pinto (1510- 8 Temmuz 1583 ): Maceracı, Portekizli kaşif. Bento de Góis ve Bento de Goës (d.1562- 11 Nisan 1607), Portekizli Cizvit misyoneri Hitay (Kuzey Çin) bölgesi ile Marco Polo 'nun anlattığı eski Hıristiyan topluluğunun araştırılmaya büyük keşiflerden birini üstlendi. Ancak 3 yıllık araştırmayı ele alıştığında Hıristiyan topluluğunda bulamadı. 1605'te Marco Polo'nun Hitayı'nın Matteo Ricci'nin 'nin Çin'i olduğu kanıtlamak için İpek Yolu ' nda yolculuk yaptı ve Pekin civarına alındı. Matteo Ricci'den bir Cizvit, onu ölmek üzereyken buldu.

Portekiz’in bu başarıları akrabası İspanya’yı öfkelendirmesi:

1580'de Portekiz tahtının varisi olmaması sebebiyle İspanya Kralı II. Felipe, taht üzerinde hak iddia ederek ülkenin yönetimine geçti. Portekiz’in bağımsızlığını tehdit eden bu durum, 1640 yılında soyluların desteğiyle çıkan ayaklanmaya kadar devam etti. IV. Joao tahta geçerek Portekiz’in bağımsızlığını yeniden ilan etse de, deniz aşırı topraklarda diğer Avrupa devletleri ile sömürgecilik savaşı başladı. İngiltere ve Hollanda ile yaşanan savaşları kaybeden Portekiz İmparatorluğu çöküşe geçti. Özellikle1822’de Güney Amerika’da Brezilya’nın Portekiz’den bağımsızlığını kazanması bu çöküşü daha da hızlandırdı.

Cumhuriyete geçiş ve sonrasında Faşist Salazar ve de Karanfil devrimi:

5 Ekim 1910’da yaşanan cumhuriyetçi devrim, Portekiz'de monarşiye son verdi. Fakat hemen arkasından başlayan Birinci Dünya Savaşı’nın etkisiyle ülkedeki kargaşa devam etti. 28 Mayıs 1926’daki askeri darbeyle kurulan diktatörlük rejimi ülkeyi 1932’ye kadar yönetti. Ve, ülke faşist Antonio de Oliveira Salazar’ın eline geçti. 'Yeni Devlet' (Estado Novo) veya İkinci Cumhuriyet adı verilen bu yönetim biçimini kurumsallaştırdı.

Dahası; mutlak monarşizmi... Dahası; Muhafazakar, milliyetçi ve otoriter bir devlet sistemi formüle eden Salazar, 1933'te kendisine çok geniş yetkiler tanıyan bir anayasayı yürürlüğe soktu ve Estado Novo(Yeni Devlet)'yu derinlemesine uygulamaya başladı..

Neyi anımsattı size?

Ülkemdeki “Yeni Devlet” söylemlerini değil mi!!... Kullanılıp-kullanılıp hapisler atılan sınırsız ve kuralsız demokrasi avcıları, düşüncelerini kiraya vererek 2000 sonrası ürettikleri 2.Cumhuriyet teorisi ile ne denli örtüştüğünü güzel bir örneği Salazar dönemi. İşte bu Salazar mutlak monarşi ile Portekizi 36 yıl yönetti… İkinci Dünya Savaşı’nın tarafsız ülkesi Portekiz faşizan rejimi, 1961'de Angola’da, 1963'te Portekiz Ginesi’nde ve 1964'te Mozambik’te başlayan bağımsızlık hareketleriyle zayıfladı. 1968 yılında iktidardan ayrılan Salazar’ın yerine Marcelo Caetano geçti.

Marcelo Caetano Estado Novo (Yeni Devlet) politikalarını 1974’e dek sürdürdü. Ve de; 25 Nisan 1974'te 'Karanfil Devrimi' adı verilen kansız bir solcu askeri darbe, ülkede demokratik rejimin kurulmasına öncülük etti. Darbe sonrası ayrıca Portekiz'in Afrika'daki sömürgelerine bağımsızlıkları verildi. Yeni rejimle birlikte siyasi ve ekonomik istikrar yakalayan Portekiz, 1986’da Avrupa Birliği’ne (AB) üye oldu.

Günümüz siyasi yapısı tam bir demokrasi süreci: Portekiz 1976 yılında kabul edilen anayasaya göre demokratik bir cumhuriyettir. 230 sandalyeli 'Assembleia da Republica' ülkenin tek parlamentosudur. Genel seçimler dört yılda bir yapılır. Devletin başını temsil eden ve yürütme yetkisi bulunmayan cumhurbaşkanı ise beş yılda bir doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanı üst üste iki dönem görev yapabilir.

Ülkede cumhurbaşkanlığı görevini, Ocak 2011'deki seçimleri ilk turda kazanan Eski Başbakan;Hukukçu profesör’ Anibal Cavaco Silva yürüttü. Merkez sağcı Silva; 2 dönemi tamamladıktan sonra 2016’da görevini bıraktı. (9 Mart 2006-9 Mart 2016).

Yürütmede ise 2005 yılında iktidara gelen Jose Socrates liderliğindeki Sosyalist Parti hükümeti, 2009 seçimlerinde parlamentodaki çoğunluğunu kaybetti. 2008’de başlayan küresel ekonomik kriz, Sosyalist Parti’yi giderek ağırlaşan tasarruf önlemlerini uygulamak gibi sancılı bir durumla karşı karşıya bırakınca; hükümet önlem paketi hazırladı.

Paket, Mart 2011’de parlamentoda reddedilmesi üzerine Başbakan Jose Socrates istifa etti ve 5 Haziran 2011’de erken seçimler yapıldı. Seçimi; Pedro Passos Coelho liderliğindeki merkez sağ çizgideki Sosyal Demokrat Parti kazandı. Sosyal Demokrat Parti oyların yüzde 38,7'sini, iktidardaki Sosyalist Parti yüzde 28'ini, Halkçı Parti yüzde 11,7'sini, Komünist Parti/Yeşiller ise yüzde 8'ini aldı.

Tek başına iktidar olacak oy oranına ulaşamayan Sosyal Demokrat Parti'nin Halkçı Parti ile kurduğu koalisyon hükümeti, 21 Haziran 2011 tarihinde göreve başladı..

Yoksul denen Portekiz AB’ye girebiliyor; Nasıl?

Portekiz; Avrupa’yı sarsan 2008 mali krizinden Yunanistan, İtalya ve İrlanda ile beraber en çok etkilenen ülke olmuş. Öyle ki; borçları ve işsizlik gibi sorunları nedeniyle son dönemde ciddiyetle izleniyormuş.

Portekiz, resmen AB ve IMF’nin desteğiyle krizden çıkarılmaya çalışılıyor. 1986 yılında AB üyeliğine alınıyor. Ve bu itekleme ile büyük bir kalkınma hamlesi gerçekleştirerek, başta enflasyon, işsizlik gibi kalemler olmak üzere, makro ekonomik göstergelerini hızla düzeltmiş. Fakat yine de bu durum, ülkeyi Euro Bölgesi'ndeki krizden kurtarmaya yetmemiş..

Tasarruf önlemleri ve bütçe kesintilerine rağmen devam eden yüksek bütçe açıkları ve dış borç, uluslararası piyasalarda ülkeye duyulan güveni azaltırken, dış borç faiz oranlarının artmasına ve Portekiz’in Nisan 2011’de yardım talep etmesine yol açtı.

Bu çerçevede, AB ve IMF Portekiz’e 78 milyar Euro tutarında kredi sağlamayı kabul etti. Bu kredi karşılığında ise Lizbon hükümeti, gelecek üç yılda rekabet gücünü artırmayı ve bütçe açığını azaltmayı öngören sıkı bir tasarruf paketini uygulamayı taahhüt etti. Etti etmesine de, parayı petrol baronlarının istemi doğrultusunda Otobanlara harcamış. İki adımda bir Deli Dumrul örneği paralı geçiş noktalar..

Antrparantez;Onları finanse eden AN ve İMF; bizi de Arap sermayesi..Ne kadar örtüşen ekonomi politikası di mi!?... Ulaşım politikaları da örtüşüyor, otobanlar ve köprülerle..

Portekiz’in şansı arkasında AB ülkelerinin olması. Birileri diyor ki AB çökecek, AB çökerken bile gelişme ve büyüme savındakileri çökertir..

Portekiz’in dış ekonomik ilişkilerinde başta İspanya olmak üzere AB ülkeleri öncelikli yere sahip. Ülkenin toplam ihracat ve ithalat hacminin yüzde 75’ini AB ülkeleri oluşturuyor.

Portekiz’e giren yabancı yatırımların büyük çoğunluğu da yine AB kaynaklı. Bu yatırımlarda Almanya, İspanya ve Fransa başı çekiyor. AB dışından ise Brezilya ve İsviçre Portekiz’de yatırım yapan ilk iki sıradaki ülkeler olarak yer alıyor. Portekiz sermayesi ise en çok Lüksemburg, İspanya, Hollanda, Angola ve Brezilya’da yatırım gerçekleştiriyor.

Hep söylerim, hep de söyleyeceğim; Gez-Gör-Yaz” etkinliğimiz yeni coğrafyalar ve yen dostluklar etkinliğidir bizim için. Bir belgedir; onun için ayak tabanımızın altındaki coğrafya’yı yazmak tutkudur bizim için..

26 yıldır GEZ-GÖR-YAZ için yollardayız. Yeni coğrafyalar ve yen arkadaşlar edndik. O denli çok ki, parti kursak en az 5 milletvekili çıkarırız. Fakat bu son “İspanya-Portekiz” gezisi, nedendir bilinmez biraz kaynaşmadan, selamlaşmadan, arkadaşlıklardan uzak geçti.

Belki de nedeni; ülkenin siyasi yapılanmanın yarattığı travma ve dolar semptomları idi. İnsanlarımız kent yorgunluklarını atmak için yeni yerlere yelken açarlar, fakat bu gezide insanlarımızı daha yorgun ve yaşama kuşku dolu gözlerle baktıklarını gözlemledim.

Fakat yine de güzeldi ve yine de tükenmemiş güzel insanlar vardı: Elbet ki rehberimiz Fatih Türkmen- Özge Parsın, Tüğçe Pasin kardeşler- Ülkü Mercan hanfendi- Batuhan Yurdakul ve Anne Ayşen Yurdakul, Baba Güner Yurdakul- Mustafa Gür, Ayşe Gür, Sueda Gür, Sümeyye Gür-Halit Nurlu Çavuşoğlu, Arda Çavuşoğlu- Ahmet Çavuşoğlu-Yasin Düzen-Levent Arıer, Pınar Arıer- Umut Togay,Özlem Togay, Burcu Togay-Üzeyir Kara, Banu Kara Ve gez-gör-yaz ve aş etkinliği burada bitti..

Unutmayın “Gez-Gör- Yaz” etkinliğimiz ölene dek sürecek... Belki yollarda bitecek ve bilmediğimiz, ama bizi gezegenimizin topraklarında üzerimizde çiçekler ve çimenler, varsa Selvi bitecek-Ki ben onu istiyorum.

GEZ-GÖR-YAZ
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32

Yorumlar

Konular-Yazılar

18 Mart Çanakkale zaferi2 19 Mayıs17 19 Mayıs çocuklarının Sakarya zaferi1 19 MAYIS TURNUVALARI SAMSUNSPOR1 1977 katliamı5 2 Temmuz 19931 20. yüzyıl ideolojileri metal yorgunu1 2002 seçim1 2018 seçim vaatleri1 2023 Seçim1 21 Temmuz 20041 21.YY KEMDİ İDEOLOJİSİNİ YARATMALI1 22 Ağustos 20101 23 Ekim 20111 23 Nisan12 27 Mayıs devrimi41 27 Nisan1 27 Nisan e-muhtırası10 27-28-29 Temmuz 2021 yangınları5 28 ŞUBAT1 29 Ekim2 3 BÜYÜKLER 4.SEZON KİM ŞAMPİYON?!1 3 büyükler operasyonu1 3 BÜYÜKLER; 3 KÜÇÜKLERE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR MU?1 3 ÇOCUK1 3 fidan1 3 KEZ KALEMİZE GELEBİLEN B.MUNİH 3 GOL ATTI VE DE BURUK’UN TEK HATASI ULUSLARARASI DENEYİMİ OLAN ANGELİYO’YU DEĞİL DE DENEYİMSİZ KAZIM’I OYNATMASIYDI1 3 SEZONDUR SIRAYA KONAN ŞAMPİYONLUKLAR1 3. Havalimanı3 30 Ağustos7 30 Mart seçimleri1 4 MEVSİMİ BOZANLARA ŞİİR1 4+4+411 40 MİLYAR1 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu1 6 GOL1 6 YAŞINDAKİ KIZ ÇOCUĞUNU EVLENDİRENLER1 65 yaş üstü corona1 696 sayılı KHK1 7.7 DEPREM DEĞİL BU KIYAMET TİR CEHENNEMDİR BUNU SEN YARATTIN ÜLKEYİ İNŞAAT SEKTÖRÜ İLE KALKINDIRACAĞIM DİYEREK1 75 ve 100.Yılında kim şampiyon oldu!!??1 8 Mart Dünya kadınlar günü2 A.O.Ç.2 Abant gezisi1 ABD 6.FİOSUNU KIBLE YAPANLAR VE ABD'Yİ SAVUNANLAR ŞİMDİ ABD DÜŞMANI OLDU AMA ABD'NİN ORTASINDA GÖKDELENİ VAR1 ABD politika1 ABD-TÜRKİYE gerilimi1 Abdulhamit torunu1 Abdulkadir Selvi1 Abdullah Gül3 ABDÜLKADİR SELVİ ABDÜLKADİR SELVİ ABDÜLKADİR SELVİ1 Ad verme töreni1 ADANA BABAMIN İLK GURBETİ1 ADANA DEMİRSPOR DARBESİ1 Adana gezisi1 Adana yangını2 ADANA'NIN YOLLARI TAŞTAN1 ADANA'YA GİDEK Mİ1 ADI DUYULUNCA RAKİPLERİ KORKAN OKAN1 ADI ICARDI SÜREKLİ GOL ATARDI GALATASARAY DURUDURULMAZ GİBİ1 Adnan Kahveci2 Adnan Menderes72 Afad1 Afganlar29 Afrikalı Aydın John Kenyatta1 Agora Meyhanesi1 Ağustos böceği hikayesi1 AHA1 Ahfeş'in keçisi1 AHMET ÇALIK1 Ahmet Davutoğlu56 Ahmet Hakan Coşkun3 Ahmet Özal2 Akil insanlar1 Akkuyu nükleer santral13 AKP1 AKP ilkesi1 AKP YANLIŞ ADAY GÖSTERDİ1 akp'LİLER EFSUNLU MU1 Akrabalarım-dostlarım1 alamet-i farika nedir?1 Alanya1 Alev Alatlı1 Ali Ağaoğlu1 Ali Semerkandî1 Allah ile aldatmak2 Allahını seven üzerime toprak atsın1 Almanya1 ALT LİGİN EN ALTINDAKİNE ELENEN ASLAN GALATASARAY1 Altın direnişi1 ALTINBOYNUZ'U BOYNUZLAMIŞLAR1 Altınova gezisi4 ALTIPARMAK1 ama kim?!1 Amentü1 Amiraller2 Anacığım1 Anarşist olmak3 Anarşist olmamak1 Anasına babasına bakmaz ite bakar1 Anayasa1 Anayasa değişikliği1 ANAYASA İNAŞSINDA MÜHENDİS VE MİMAR YANINDA DÜZ İŞÇİ VE KALİFİYE USTA DA GEREKLİ1 Anayasa Tarihi1 Anıtkabir1 Ankara17 Ankara beton cangılı2 Ankara bilim kurgu kenti1 Ankara derelerin ıslahı10 Ankara dolmuş sorunu1 Ankara Manifestosu1 Ankara Papazın Bağı1 Ankara saldırısı2 Ankara su sorunu1 Ankara trafik sorunu1 Ankara-Ulus1 Ankaralılık1 Ankaranın en uzun sokağı1 Anneler33 Anneler günü11 Annem62 Anonim şirket1 Anzak askerlerine atfen1 aptallık vergisi1 araba modern silah1 Arabayı at gibi sürmek1 Araf Suresi’nin 7/1791 Araplar2 Archimets2 ARDA TURAN1 ArdaTuran1 Arhavi65 Arhavi köyleri1 Arhavi projelerim1 ARHAVİ VE DÜNYA1 Arhavi ve Laz gerçeği1 Arhavide sel3 Arhavili lazlar1 Arhavispor1 ARHAVİSPOR ŞAMPİYONLUĞU HAK ETTİ2 Arhaviye aşık eden kişiler1 Arhavli olmak1 Arşiment2 Artvin3 Artvin berta köprüsü1 Artvin Kalkınma ve Eğitim Vakfı15 Artvin kurtuluş1 Artvin Tanıtım Günleri3 Artvin-Arhavi sorunları1 Artvin-Cerattepe10 Asal sayı3 ASELSAN9 ASLAN KARTAL'IN KANATLARINI1 ASLI BAYKAL HAKLI MI? ATAÇ BAYKAL1 ASLI BAYKAL SİYASET OYUNLARINA GELMEMELİ1 ASLI BAYKAL'IN CHP'DEN İSTİFASINI NASIL OKUMALI1 Astroloji4 Aşı mitingi1 Atasözleri2 Atatürk42 ATATÜRK ARMASI1 ATATÜRK DEVRİMLERİNİ ANLATIRKEN ATATÜRK'Ü ANMAMAK1 Atatürk evrensel değerleri2 Atatürk Havalimanı7 Atatürk İnkılapları1 Atatürk Orman Çiftliği1 Atatürk ve Cumhuriyet1 Atatürk'ün "Evrensel Kurtuluş Felsefesi"ni yok sayamazsınız!!!2 Atatürk'ün veciz duruşu karşısındaki aciz duruşlar1 Atın sırtından attığı1 Atilla Kart6 Atilla Taş1 Atma Rcep1 Atmosfer kirliliği2 AVCI FIRTIN VAR DEDİ FIRTINAYA YAKALANDI1 Avrupa başarısı1 Avrupa durduramıyor GS yi çünkü TFF ve MHK'leri yok1 AVRUPA KUPALARİNDA EN ÇOK PUAN TOPLAYAN 10 TÜRK TAKIMI ARASINDA 34 PUANLA 6.OLAN ATATÜRK ARMALI VE DE BALKAN ŞAMPİYONU SAMSUNSPOR'UN YAKASINDA NEDEN AY YILDIZ YOK!!!???1 Avrupa parlamentosu10 Avukatlar günü1 Avusturya1 Ayağı kesik güvercin1 Ayasofya25 Ayazmend gezisi1 Aydın Muratoğlu1 Aydınlar dilekçesi2 Ayet-el Kürsi1 Ayetlere tersine mühendislik1 Ayır1 Ayni hakemin Galatasaray'ı da katletmesi1 Ayşe Kulin1 Ayşen Gruda1 Ayvalık1 Aziz Nesin32 Aziz Sancar1 Aziz Yıldırım93 Baba Vanga kehanetleri1 Babaannem2 Babalar günü1 Babam2 Bacasız Endüstri1 Bakara makara1 Balat1 BALKON TARIMI1 Balyoz57 Bana yapılanlar1 Barajlar genel bilgi1 BARCELONA GALATASARAY1 BARCELONA VE GALATASARAY1 Basımevi1 Basın metni1 Baş ağrısı1 Başakşehir1 Başarısızlıklardan öğrenme1 Başçavuş sokak16 Başı yerden kalkmayan insanlar1 Başıbozuk paşası1 BAŞKAN YÜKSEL YILDIRIM1 Başkanlık sistemi71 Başkent amblem1 BAŞKOMUTAN1 BATAN FUTBOLUN MALLARI BURADA GEL SEN DE AL1 Batı Anadolu Fay Hattı1 Batıkent4 Batıkent Botanik Bahçesi2 BATIKENT: "BOTANİK KENT" OLABİLİRDİ1 Batılılar-Afrika1 BAZEN DE YILDIZLARININ OYUNUYLA…1 Bedri Baykam2 Beka sorunu2 Ben ne yaptım?1 BEN SÖYLEYİNCE DARBE SEN SÖYLEYİNCE DEMOKRASİ1 BENCE MESSİ MARADONA DAN DAHA BAŞARILI1 Benim haykırışım14 Beraber yürüdük biz bu yollarda1 Beritan aşireti5 Berkin Elvan9 Beşar Esat21 Beşiktaş10 Beyazıt Öztürk1 Beyin kanaması1 Biat kültürü-Aleaddin Şenel1 Bilgi paylaşımı3 Binali Yıldırım1 Bir çift kadın memesi4 BİR GOMİS YETER Mİ? GALATASARAY SALT GOMİS İLE OLMAZ GALATASARAY DA KATILMALI GOLLERE...1 Bir Lale Orta düştü futbolumuzun ortasına1 BİRİNCİ KANAL İSTANBUL RİSKLERİ1 Biz bu boku niye yedik?1 BJK2 Blog yazma işi1 Bloglara yorumlarım1 BOEY FAYDASIZ DİYENLERE KAPAK OLSUN1 Bor1 Boyun ağrısı1 Bozkurt sel felaketi1 Böl-yönet1 Bölünmüş yol15 Bu görüntü siyasi rantın seçim versiyonu..1 BU MAÇ BUNU GÖSTERDİ!!1 BU ÜLKENİN EZENLERİ VE EZİLENLERİ..1 Bulaşıcı hastalıklar2 Burak Elmas2 Burçak Çubukçu2 Burçlar6 Bursaspor1 Bülent Arınç43 Bülent Ecevit46 Büyü ve sihir1 Büyükada7 Can Dündar22 Cansel Malatyalı1 CEHENNEMLERDE YANASIN..1 Celal Şengör1 Cem Uzan1 CEMAAT1 CENNET ÜLKE'Mİ CEHENNEME ÇEVİRENLER1 Cennetin izdüşümü1 Cerablus4 Cerattepe mücadelesi24 CESARET1 Cesur Yeni Dünya1 Ceviz ağacı3 Che Guevara5 CHP66 CHP mitingler1 CHP neden suskun1 CHP olağan kurultayı1 CHP ÖZELEŞTİRİSİ ÜVEY ELEŞTİRİ VE KARALAMA ASLA DEĞİLDİR1 CHP ÖZELEŞTİRİSİ YIKICI DEĞİL YAPICIDIR1 CHP'yi bitirme süreci1 CHP'yi yazmak1 CIA ajanı1 Confidential3 Corona günleri1 Corona virüs11 Covid delta varyantı1 Covid savları13 Covid-19 Delta1 Covid-19 için öneriler2 COVİD-19 TÜCCARLARI1 COVİD-19 VE FUTBOL1 Covid-19 Virüs6 Cumhur ittifakı8 Cumhuriyet Bayramı1 Cumhuriyet gazetesi2 Cumhuriyetimizin 501 CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILINDA GALATASARAT ŞAMPİYON1 Cumhuriyetin ilanı1 Cyborg3 Çağcıl kent nasıl olmalıdır?1 Çalışan gazeteciler günü1 Çanakkale şehitleri1 Çay1 Çay nasıl demlenir1 Çay neden önemli1 Çaykur Rizespor1 ÇED54 Çevre duyarlılığı1 Çevre temizliği1 Çeyrek akıl Eyüp1 Çığlık1 Çığlıklarım2 Çılgın projeler6 Çocuk Milletvekili1 Çocukları kör karanlıkta okula göndertmek neyin eğitimi?! İçimizdeki 4 mevsimi bozduğumuz noktada kendimizin ve kentimizin de iklimini bozduk!1 çok derin futbol1 Çukur dizisi1 Çukur ormanı1 ÇÜRÜK BİNALAR DEĞİL ÇÜRÜK YAPI YAPANLARIN GÜÇLENDİRİLMESİ..DEPREM MANİFESTOSU1 çürük binaları değil çürük binaları yapanları güçlendiriyoruz..1 D&R1 Dadybra1 Dani Rodrik3 Darbe3 Darbe hazırlıkları1 Darbe kurgucusu Hande Fırat1 Darbe kurgusu1 Darbe Mısır1 Davranışsal ekonomi1 DED1 Demokrasi3 Demokrasi manifestosu1 Demokratik açılım1 Demokratik devlet1 Deneme yanılma1 Deniz Baykal31 Deniz feneri16 Deniz Gezmiş16 Deniz Som1 Deprem17 DEPREM ALANINA SEÇİM KÜRSÜSÜ1 Deprem manifestosu9 Deprem manifestosu önemi1 Deprem önlemleri1 Deprem programında ne demeli? Çok yaşa padişahım1 DEPREM TARTIŞMALARINDA KANAL İSTANBUL1 DEPREM TOPLANMA ALANI DOLAR TOPLAMA ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ1 Deprem vergileri nerede harcandı?1 DEPREMİ DEPREMLERDE TARTIŞANLAR1 Depremi unutmama ve doğal afet günü1 DEPREMİN DEPİVERMESİNİ RANTA DÖNÜŞTÜRENLER1 Depremleri sadece depremlerde değil sürekli gündemde tut1 DERE TAŞKINLARI1 Ders notlarım1 Dever nedir?11 Dever olgusu2 Devlet bahçeli1 Devlet Bahçeli bile mahir ünal'in densizliğine çıldırdı1 Devlet ihale yasası2 Devlet yönetimi12 Devleti batırma projesi1 DİE1 Dikey yapılaşma6 Diktatör nasıl olunur?1 Dilipak2 DİN VE IRK SENTEZİ..1 Dinler ve dinleyenler1 DİPLOMA ÇADIR 350 BİN KONUT VE MUHARREM İNCE İNTİHARI1 Diyanet34 Dizayn42 Diziler1 DNS amacı nedir?1 DOĞA GÜCÜ YAPAY İNSAN GÜCÜ1 Doğa konseyi1 DOĞA VE DOĞAN1 DOĞA VE DOLAR1 Doğal afet29 Doğal Hayatı Koruma Vakfı1 Doğal yalan-doğalgaz gazı vermek1 Doğanın dengesi1 Doğanın yok oluşu1 DOĞAYA VE DOĞANA SAYGI1 Doğu Anadolu Fay Hattı1 Doğu Karadeniz Gerçeklerin 27 yıl önceki Gez Gör Yaz öyküsü1 Doğu Perinçek2 Dokunan yanar1 Dolar yeşili1 Domuz gribi2 Dostlar buluşmalar1 Doyum döner1 DÖNEKLİK İLE UZLAŞIYI KARIŞTIRMAMAK GEREK1 Dönüş vanası1 DÖNÜŞLERİN DE ASALETİ VARDIR BUNU BOZMAK DÖNEKLİKTİR VE 2002 SONRASI KURUMSALLAŞMIŞTIR1 Dövize endeksli hesap DEH1 Dries Mertens1 Dua1 Duvara konuşmak1 Duygu Asena1 DÜĞÜN2 DÜNYA DEVİ VE DÜNYA MARKASI KARŞI KARŞIYA1 DÜNYA FUTBOLU PETROL BARONLARININ VE OLIGARKLARIN ELİNDE1 Dünyanın merkezi İstanbul1 DÜŞÜNCE DEĞİŞİKLİĞİNDEKİ KESKİN VIRAJ KİMLİKLERİ UÇURUMA SAVURUR1 Düşünenler-peşinden koşanlar1 Düzce10 Düzce su felaketi1 Düzensiz göç1 E-ret1 ECECAN-BURAK2 ECEVİT DEPREM BÖLGESİNE GİTMEMİŞ..CEVİZOĞLU'NUN KIRDIĞI CEVİZ BİNİ AŞTI..DEPREM BÖLGESİNE GİTMEDEN GEÇECEKLERİ GÜZERGAHLARI ASFALTLATANLAR..1 EGOSANTRİK TERİM VE OYUNCULAR1 Eğitim sistemi8 Ekonomik kriz kitabı1 Ekrem İmamoğlu35 Ekrem İmamoğlu yasağını nasıl okumak gerek1 Ekrem İmamoğlu'na önerim2 EKREM İMAMOĞLU'NUN EKMEĞİNE OY SÜRDÜ1 Elazığ depremi1 ELEKTRİĞE %5 ZAM POSTMODERN BİR TEKAFİL-İ MİLLİYE'DİR1 Elektrik kayıp-kaçak oranı3 elektronik genel kurul1 Ellerde ağrı1 Elmadan değirmenlerim1 Emre Belözoğlu39 EN GÜZEL HEDİYE HEDİYE ALMAKTIR..1 ENERJİ ALANLARI2 Enerji yatırımları yeterli enerji üretir projeleri midir?1 ENFLASYON1 Engin Arık1 Entegre havza yönetim planları1 ERBAKAN1 ERBAKAN EV HAPSİNE ÇARPTIRILDI!!1 ERBAKAN VE ERDOĞAN 28 ŞUBAT'IN NERESİNDE İDİ ŞİMDİ NEREDELER!?..28 ŞUBAT DAVALARIYLA SÖZDE ERBAKAN'IN İTİBARI KURTARILACAKTI..1 Erdal İnönü15 Erdem Gül4 ERDOĞAN2 Erdoğan mı Bay Kemal mı1 Ergenekon64 Ergenekon başlangıç noktası1 ERKAN BAŞ KAZAK GİYEMEZ1 Erman Toroğlu73 ERMAN TOROĞLU SAHTEKAR VURGUSU1 Ermeni meselesi4 Ertuğrul Günay16 Ertuğrul Özkök2 Esin kaynağı1 Eşek1 Evlilik töreni1 Evrensel Atatürk ve felsefesi3 Evrensel birleştirici kimlik1 Evrensel değerler42 Evrensel kimlik1 Evrensel kurtuluş felsefesi47 Eymir gölü5 Fadıl Akgündüz2 Faiz caiz mi?1 Fal1 Falcılık1 Farkındalık1 Fas1 Fatih Altaylı1 Fatih Terim4 FATİH TERİM1 Fatih'in tablosunu saraydan kaçırma1 Fatma Betül Sayan Kaya1 Faydasız1 Fecr1 FEM1 Fen liseleri1 Fenerbahçe15 FENERBAHÇE NEREYE KOŞTURULUYORLAR?1 FENERBAHÇE VE LALE ORTA ORTASI1 FENERBAHÇE'NİN HAYALİ YILDIZ AVCILIĞI1 Fenike gezisi1 Ferguson1 Fethi Sekin1 FETÖ eylemleri3 Fetö tehditleri1 Fetullah Gülen64 Fetullah Gülen savaşı1 Fetullah Gülen terör örgütü1 FIFA SIRALASI SONUNCUSU FAROE ADALARI VE ULUSAL TAKIMIMIZ1 Fırsat maliyeti2 Fidel Castro3 FİKRET ÇORBACIOĞLU1 Fikri Sağlar2 FİLENİN SULTANLARINA KAFİR DE! VAKIF TECAVÜZLERİNE SES ÇIKARMA1 First Lady Bettina Wulff1 Fitch3 FİYAT BELİRLEMELERİ1 Foreign Policy dergisi1 Fransa1 FRANSIZ KALMAMAK İÇİN "BİR LİSAN BİR İNSAN"1 Fransızca öğrenme kolaylığı1 Fransızca ve İspanyolca öğrenelim hep beraber..1 Fredrik Midtsjö1 Fuat Avni9 FUAT ÇAPA'NIN ÇABASINA ALKIŞ1 FUTBOL1 FUTBOL BU; BAZAN TAKIM OYUNUYLA KAZANDIRIR1 FUTBOL FUTBOL OLMAKTAN VE ÇİLEDEN ÇIKTI1 Futbol simsarları2 FUTBOL YATAĞINA DOLAN İNSANAT ARTIKLARI FUTBOLU KİRLETİYOR1 FUTBOLDA OLİGARŞİ1 FUTBOLUN YENİ EFENDİLERİ SAMSUNSPOR'UN AMBLEMİNDEN RAHATSIZ1 GALATASAR VE ZANİOLO VE İLKLERİN TAKIMI OLDUĞUNUN KANITI YENİLMEZLİK REKOR1 GALATASARAIN SAHA İÇİNDEKİ OYUNU SAHA DIŞINDAKİ OYUNLA ENGELLENİYOR1 Galatasaray364 GALATASARAY BARCELONA AŞKIN KARTAL'I YENDİ1 GALATASARAY BAŞARILI FUTBOLUYLA VEDA EDEREK UEFA AVRUPA LİGİ'NE HAREKET ETTİ1 GALATASARAY BAŞKAN ADAYI1 GALATASARAY BU SAATTEN SONRA DURDURULAMAZ1 GALATASARAY DURDURULAMIYOR FAKAAAAT....1 GALATASARAY DURMUYOR..SACHA BOEY GOL DA ATMAYA BAŞLADI1 GALATASARAY EFORUNU BAYERN MAÇINDA BIRAKMIŞ HATAY'A GETİREMEDİ1 GALATASARAY GÜMRÜĞE TAKILDI BİRİLERİNİ GEÇEMEDİĞİ İÇİN1 Galatasaray Güneş'i kararttı1 Galatasaray hakeme karşın Trabzonspor'u Icardi ile yendi1 GALATASARAY HATA MAÇINDA HATA YAPMADI FAKAT ALİ KOÇ HATA ÜSTÜNE HATA YAPIYOR1 GALATASARAY İNİŞE GEÇER DİYENLERİ UMUTSUZLUĞA İTTİ..1 GALATASARAY KORKUSU1 GALATASARAY KUPADA DA LİG'DE DE GOMİS İLE VAR!! İYİ DEĞİLKEN DE KAZANIRSAN ŞAMPİYON OLURSUN!1 GALATASARAY LAZİO1 GALATASARAY MARSİLYA'DA TESLİM OLMADI1 GALATASARAY OPERASYONU DEĞİL FUTBOLU SEVER1 GALATASARAY PALABİYİK PALASI İLE DOĞRANDI1 GALATASARAY ŞAMPİYONLUK ŞARKILARINI SÖYLETMEYE BAŞLADI1 Galatasaray UEFA Şampiyonlar Ligine koşuyor1 Galatasaray ve Lale Orta1 GALATASARAY YENİ YILA LİDER GİRDİ1 GALATASARAY'DA OKAN BURUK1 GALATASARAY'DAN HAYLİ KORKUYORLAR1 GALATASARAY'I DURDURAMIYORLAR1 Galatasaray'ı eleştirmesi sevgisinin isyanı idi..1 GALATASARAY'I İHRAÇ EDİN BU KADAR YORMAYIN KENDİNİZİ1 GALATASARAY'I NE HAKEMLER NE DE DİREKLER DURDURABİLİYOR1 GALATASARAY’IN 2-0'DAN GERİ DÖNÜŞÜ GRUPTAN ÇIKACAĞININ İŞARETİ1 GALATASARAY'IN AVRUPA HAFIZASI BAŞARI GETİRİYOR DA BUNU AVRUPA HAZMEDEMİYOR GİBİ1 Galatasaray'in Okan sesleri1 GALATASARAYIN CORONA VİRÜSÜ İLE UĞRAŞMASI VE FUTBOL VİRÜSÜ1 Gandhi Kemal1 GDO2 Geleneksel tıraş1 GENÇLERBİRLİĞ VE KONYASPOR1 genel kurul1 Geniş aile1 Geniş aile bireylerim2 George Bernard Shaw1 GES1 Getto55 Gez-gör-yaz15 GEZDİM GÖRDÜM YAZDIM5 Gezegenimizi hangisi ele geçirir?1 GEZERİM GÖRÜRÜM YAZARIM1 Gezi eylemcileri6 Gezi parkı halk hareketi62 Gezi şifresi1 Gezilerimiz2 Gırgır dergi2 GOMİS VE DİĞERLERİ1 GOMİS VE GALATASARAY ADANA DEMİRSPOR1 Göçmen politikası1 Gökçeada7 GÖKHAN ZAN VE ÜNAL KARAMAN'IN SİYASETE TRANSFERLERİ1 GÖRSEL KİRLİLİK1 Gösteri namazı1 Graham Fuller1 Greenpeace5 Greenwich2 Gtech2 Guggenheim Etkisi1 Guus Hiddink2 Güldüşümlerim7 Güldüşün çorbası9 Günaydın1 Gündemlerin efendisi30 Güngör Uras3 Gürsel Tekin15 Gürültü kirliliği29 HABİTLARA SAYGI1 Hagi92 Haiti depremi1 HAK EMEN HAKEM ÖRGÜTÜ TFF1 hak emen hakemler1 Hak emenler iş başında..1 Hakan Şükür1 HAKEMLERİ KORUYACAKLAR YA BU SEFER TOPU YAYINCI KURULUŞA ATTILAR1 Haliçte yaşayan simonlar1 Halifelik5 Hamza Yiğit Akman1 Hanefi Avcı4 Harem1 Harf devrimi4 Haris Seferovic1 Hasan Cemal1 Hasan Sıtkı Özkazanç1 Hava kirliliği7 Haydarpaşa Manhattan1 Haydarpaşa tren garı2 Haymana Kaplıcası1 Hayrünnisa Gül1 Hedef 2023 sloganı1 HER BAŞARISIZLIK SONRASININ RUTİN KAOS TEKRARLARI1 HES3 HES izin1 Hes-savar doğa projeleri2 HESLER21 HESLER SALDIRGANLARI BESLER1 Hıncal Uluç33 Hıncal Uluç da ışıklara yol aldı1 Hızlı tren kazası5 Hicr1 Hidrolik enerji4 Higgs bozonu1 HİJYEN ERDOGAN VE PANDEMİ1 Hilafet2 HİLAFET MI DEDİN!? HADE BE ORADAN!!!1 Hint varyantı1 Hitit güneşi5 Hitler Almanyası6 Hollanda4 Hopa fekaleti1 HOŞGÖRÜ EVRENSEL BARIŞIN KATALİZORUDUR1 HOŞGÖRÜ VE İNSAN OLMANIN ERDEMİ1 HURDA ÇELİK HURDA EV1 Hülle nedir?1 Hülya Koçyiğit6 Hürrem1 HÜSEYİN EROĞLU HÜSEYİN KALPAR BAŞARISINI YAKALAR MI?1 Hüseyin İnan11 Hüseyin Sağ1 Icardı1 ICARDI2 ICARDI BU ELBET YIKARDI1 ICARDI MUSLERA BARDAKÇI TORERİA NELSON KEREM YUNUS OLIVERA VE OKAN BURUK VE DE DURSUN ÖZBEK YÖNETİMİ1 ICARDI YIKARDI VE DE YIKTI...GALATASARAY SAHADA DEĞİL DE SAHA DIŞINDA BİTİRMEYE ÇALIŞILACAK GİBİ1 ICARDİ ASİST KRALI DA OLACAK GİBİ çünkü ADAM ATAMAYINCA ATTIRIYOR!!1 Ilımlı İslam projesi1 IMF1 Irkçılık1 Isınmada tasarruf yöntemi1 Işıklara yolculuk1 IŞİD1 İBO ŞOV VE CELAL KILIÇDAROĞLU1 İbrahim Müteferrika1 İbrahim Özden Kaboğlu1 İbrahim Tatlıses2 iç savaşa hazırlık1 İçerik çalmama uyarısı1 İçerik üreticisi1 İdam1 İdeolojiye endekslemek1 İKİNCİ KANAL İSTANBUL1 İKTİDAR A PLANI DIŞINDA B VE C PLANINI DEKLARE EDERKEN MUHALEFETİN A PLANI BİLE TARTIŞILIR..1 İktisat bilimi2 İlber Ortaylı1 İlhan Selçuk'u aramızdan ayrıldı1 İlk alan çalışmam1 İlk deprem manifestosu1 İlk Tarım Kredi Kooperatifi1 İlker Başbuğ26 İltizam-Mültezim1 İMAM2 İmam-ı Azam1 İmamoğlu yasağı Erdoğan ın minareli süngülü yasağı ile örtüştürmek yanlışlığı1 İMPARATÖR DERKEN1 İmrahor vadisi1 İNCE İNCE GİDİNCE1 İnfaz yetkisi1 İnsana dokun-yüreğine dokun-kalbine dokun1 İnternet1 İnternet nedir?1 İRTİCA1 İslam burjuvazisi1 İslam yeşili1 İsmet Berkan1 İsmet İnönü2 İsmet Özsoylu1 İspanya gezisi2 İspanyol gribi3 İsrail3 İstanbul gezisi3 İstanbul Havalimanı2 İSTANBUL HÜZNÜ AZALTILIYOR1 İstanbul silüeti61 İSTANBUL-ÇATALCA RESİMLERİ1 İSTANBUL'DA DOĞAYA VE DOĞANA SAYGI1 İstifa kurumu1 İstihdam yalanı1 İstiklal Marşı1 İSTİNAT DUVARLI ANROŞMAN1 İstismar1 İsviçre1 İş hukuku1 İşsizlik16 İtalya4 İttifak dışı partiler1 İzmir-Karaburun gezisi1 Jeo Biden2 JES1 JET EGZOZLU ARAÇLAR1 Juan Mata1 Kabahatler kanunu1 Kabahatli kentli2 Kaçak elektrik3 Kaddafi nasıl öldü?1 Kader değiştirmek1 Kadir Mısıroğlu1 KAFATASI1 Kafkas usulü çay1 Kahrolsun deprem alanına giren muhalefet mı diyelim..1 Kalıcı önlemler18 KALLEŞ ÖLÜM1 Kamilet Vadisi12 Kanal İstanbul18 Kanal İstanbul-Musilaj2 Kanunî Sultan Süleyman1 Kaostan beslenenler1 Kapisre deresi7 Kapkara1 KAR BEYAZI ŞİİR1 KARA BEYAZI HAYATLAR İÇİN ŞİİR1 KARA PARA1 Karadeniz yollar1 Karagümrük maçında MHK Galatasaray ın ağzına bir parmak bal çalmış olmasın1 KARAMSALLIK TESLİMİYETTİR1 KARAMSARLIK KÖTÜYE ALAN AÇMAKTIR..1 karar organı1 karar yeter sayıları1 Karargâh rahatsız1 Karbondioksit-oksijen eşitliği1 Karl Marx5 Karşı duruş33 Karz-ı hasen1 Kaset komplosu3 KASTAMONUSPOR GALATASARAY MAÇINDA 25 DAKİKA DİRENÇ GÖSTEREBİLDİ1 KATAR FUTBOLA NE KATAR1 Katolik nikahı1 Kaya gazı1 KAYSERİ MAÇINDA GALATASARAY'İN 1 PENALTISI 1 DE GOLÜ VERİLMEDİ 3 PUAN RAKİBİNE VERİLDİ1 Kazım Koyuncu2 Kazımcan Karataş1 Kazuistik anayasa1 Kebabçı1 Kehanetlerim1 Kemal Kılıçdaroğlu28 KEMAL KILIÇDAROĞLU NUN SİYASİ ANATOMİSİ1 Kemalpaşa1 Kenevir1 KENT TARIMI1 KENT-KOOP3 Kentini dinle1 Kentsel dönüşüm37 KEREM2 KEREM AKTÜRKOĞLU1 KEREM KINIK VE 12 ŞİRKETİ VE DE DFB'NİN KURULMASI1 KHGM1 KILIÇDAROĞLU GÜNDEMSİZ DİYENLER1 Kılıçdaroğlu Manifestosu4 KINA2 Kırık sandalye2 Kırılma noktası19 Kıtlık bilimi1 KIYAMETİN YAŞANDIĞI DEPREM BÖLGESİNDE MESCİT Mİ ÖNEMLİ ÇOCUK BEZİ VE MAMASI MI?1 Kızılay1 Kızılderililerin atasözü2 Kilo problemi1 KİM FETÖCÜ ÖCÜ???!!!1 Kişisel görüşlerin dinleştirilmesi1 Kitaba yazacaklarım2 Kitabım1 Kitaplar1 Kitapyurdu1 Klasik tıraş1 Kloz1 Koalisyon1 Komplo teorisi17 Konfüçyüs2 KONYASPOR1 korkmuyorum6 Korku imparatorluğu21 Korona1 KÖHES4 KÖPRÜ1 Kötek2 Kötü uygulama1 Kötülük1 Köy enstitüleri10 KÖYÜM SİDERE DERESİNDEKİ BU TAŞ DÜŞSÜN KAFANIZA KAFASIZLAR..1 Kriz raporu2 Kriz-pandemi93 kronik subdural hematom2 KSH1 Kuğulu park3 Kur'an şifreleri1 Kurgu6 Kurtlar vadisi karakterleri1 Kurtuluş destanı26 KUŞAKLARLA KUŞAK GEÇMEK1 Kuşkularım2 KUTLARIM1 KUTSAL RİTÜEL EVLİLİK1 Kuzey Anadolu Fay Hattı1 Kuzey Marmara otoyolu9 Küba13 KÜÇÜCÜK ZORBAY KÜÇÜK1 Küresel efendiler5 Küresel ısınma11 Küresel sömürü denklemi: “AB+ABD=ARBD”16 Küreselleşme aldatmacası4 Kürtler65 Kütahya-Simav depremi1 Laik devlet6 Laiklik1 Larry Diamond1 Laz dilbilgisi1 LAZ LOBİSİ NEDEN YOK!?1 Lazca1 Lazlar13 Le Figaro1 Leo Dubois1 Levent Üzümcü1 LİDER ÇIKAR İNŞALLAH1 LİGDE TRABZON'A 5 ATAN ALANYA ELENDİ1 Lizbon1 Lokomativ Moskova1 LÖSANTE1 Lösemili Çocuklar Vakfı1 LÖSEV1 Lucas Torreira1 LÜTFÜ SAVAŞ VE HATAY LÜTFÜ SAVAŞ VE HATAY1 M.Akif Ersoy1 Macaristan1 Maça bombalı saldırı1 MADEN İŞÇİSİ MAHPUS1 MADENCİ SERBEST1 MADENLER1 Madımak10 Madımak-Auschwitz-Reistag1 Mahir Çayan1 Makarnacılar10 Malazgirt savaşı7 Manavgat8 MANCHESTER UNİTED GALATASARAY’I HAŞAT EDER DİYEN E.TOROĞLU’NU DA DEVİRDİ!!!1 Manisa-Soma2 Mansur Yavaş21 Maraba kültürü ve ağa17 Marcao olayı1 Marduk8 marka spor ayakkabı1 Market zincirler1 Marsilya1 MATA HATAYSPOR'U MAT ETTİ1 matbaanın geç gelmesi2 Matematik nedir?1 Mathias Ross1 Matthıas Ross1 Maval okumak12 Maya takvimi kıyamet1 Mayasızlar1 Mayınlı alanlar8 MECZUP1 Medyan nedir?1 Mehmet Barlas4 Mehmet Özhaseki1 Melih Gökçek30 Meral Akşener11 MERAL AKŞENER TARİH YAZMADI TARİHTEN SİLDİ KENDİSİNİ İYİ GELEN AKŞENER GERİ DÖNDÜ1 Merkez Bankası1 Merkezkaç kuvveti8 Mersin Gazi çiftliği1 Mersin gezisi1 Mersin-Alata1 MERT İNSAN MERTENS'İN HARİKA GOLÜ1 MERTENS MEST ETTİ MERTENS ALANYA'YI BİTİRDİ1 Mesleki sorumluluk sigortası5 MESSİ MEST ETTİ ARJANTİNLİLERİ1 Mesut Yılmaz15 Metal yorgunluğu3 METE YARAR KİME YARAR!!??1 Metin Oktay3 MHK1 Mılot Rashıca1 Milenyum kupası1 MİLENYUM KUPASI VE GALATASARAY1 Millet ittifakı6 MİLLET İTTİFAKI NEDİR NE DEĞİLDİR..1 Milletimizle alay etmeyin!1 Milletvekili dokunulmazlığı13 MİLLETVEKİLLİĞİ Mİ MİLLETİN VEKİLLİĞİ Mİ!?1 Milli Piyango şaibe3 Milliyetblog yazılarım2 MİT54 Mod nedir?1 Modern kölelik2 Modern tıraş aletleri1 Moğollar4 Monaco35 Montrö sözleşmesi2 Motorlu kuryeler1 MPİ Genel Müdürü İhya Balak3 Muammer Kaddafi5 Muaviye-Küfeli-Hz. Ali1 Mucur1 Muhalif duruş2 MUHARREM İNCE7 MUHARREM İNCE KALIN OYNUYOR OY OY DİYE İNLEYENE KATKI VERMEK ADINA1 Muhsin Yazıcıoğlu1 Muhteşem Yüzyıl dizisi10 Murat Bardakçı7 Murat Karayalçın34 Muru3xi1 Musilaj1 MUSLER SAKATLANDI1 MUSLERA1 Mustafa Balbay31 Mustafa cengiz1 Muvazzaf5 Mümtaz İdil1 Müslüm Gürses1 Nabi Avcı1 Naci Görür2 Nagehan Alçı2 Nasıl Galatasaraylı oldum?1 National Geographic3 Nazım Hikmet26 Nazlı Ilıcak17 Ne düşünüyorsun?1 Ne istediniz de vermedik1 Ne oldu?1 Necdet Hoşcan1 NEDEN SÜPER KUPA SAMSUN'DA DEĞİL DE ARABİSTAN ÇÖLLERİNDE1 Negatif bilgi1 Negatif uzmanlık1 New York Times10 NİCE NİTEL BAYRAMLARA1 NİCELERİ AKADEMİLİ1 Nicolae Ceaușescu1 NİKAH1 NİYE BİR ALANYASPOR OLMASIN!!??1 NOBEL BENİM HAKKIM HAKKI!!1 Nuh tufanı10 Nur Suresi 30-31. ayetler3 Nuray Mert12 Nurettin Veren2 Nurettin Yıldız3 Nuri Asan1 Nush ile uslanmayanı etmeli tekrir-tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir1 Nükleer1 Nükleer enerji1 Nükleer santral46 Nükleer tehlike1 OFLU HOCALAR OKUMASIN OFSPOR'U1 Ofspor1 OFSPOR NEREDE İSE GALATASARAY'I ELİYORDU1 OGG1 OKAN BURUK İLE GALATASARAY ARTIK KORKUTUYOR1 OKAN BURUK1 Okan Buruk 5 kez üst üste maç kazanarak Galatasaray'ı 17.kez Şampiyonlar Ligi'nde1 OKAN BURUK ANTALYASPOR'A BURUKLUK YAŞATTI..FUTBOLUMUZU OLİGARKLAR VE 7 BÖLGELİ LİG ÖNERİSİ1 OKAN BURUK REKORLARA DOYMUYOR1 OKAN BURUK VE ÖĞRENCİLERİ İLLE DE ICARDI SÜPER LİG'İ YIKARDI VE DE YIKTI DA!! FB'Yİ GS'İN DEPLASMANDA 3-0 YENMESİ AYRİ BİR HARİKA1 Okan Buruk'u istemeyenlere kötü haber1 Okan Emre'yi 7 bitirdi1 Okan içerde sinmiş Danimarkalıları üzdü1 Oktay Ekinci4 Okumak1 Ola1 Oligark15 One Munite6 OnPunto1 Opsiyon1 Orantısız yağdanlıklar1 ORDAN BURDAN PARDON MARDON..1 Orduspor1 Orhan Gencebay1 ORHAN PAMUK MU YOKSA ATATÜRK MU AĞIR GELİR1 Osama1 Osmanlı11 Osmanlı yönetimi6 Oturarak çalışmak1 Oturuş ergonomi1 Oy depoları1 OYUN VE KOYUN1 OZAN KABAK1 Öğrenilmiş çaresizlik1 Öğretmen27 Ölüm4 ÖLÜM GERÇEKTEN ADIN KALLEŞ1 Ömer Çelakıl2 Ömer Dinçer2 Önerim var15 ÖSO1 Öteki dünya önlemleri1 ÖYLE BİR KALECİ Kİ ICARDİ'YE BİLE GOL ATTIRMADI1 Özel istihdam büroları1 Özelleştirme40 Özer Akdemir1 Özgün çalışma11 Özgür düşünce53 ÖZGÜR ÖZEL SİYASET OYUNLARINI BİLENLERİN SİYASİ TİMSAHLARIN OLDUĞU HAVUZA İTİLENDİR1 Özhan Canaydın1 PageRank1 Papazın bağı nereden geliyor?1 PARTİLİ CUMHURBAŞKANI SÖZÜ DOĞRU DEĞİL1 Patalojik sorun1 PDY5 Pearl Harbor3 Pedofili1 PEHLİVANLARA ÖDÜL FİLENİN SOLTANLARINA LGBT1 PELE1 Pelikan1 Pelin Çift1 Pers1 Petek ısınma sorunu1 PETROL VE FUTBOL1 Peygamberler1 Pherma-sharp1 Pınar Selek1 Pierre Loti1 Pierre Webo1 Pisa Kulesi1 Pisagor4 Piyangolar1 Plansız yapılaşma1 Polo Dayı1 POLONEZKÖY1 Portekiz gezi1 Portekiz gezisi8 Porto1 Poşet meselesi4 PROF. ATAÇ BAYKAL1 Prof.Dr. Bülent Arı2 Prof.Dr. Ioanna Kuçuradi1 PROJE1 Pukiya1 Rant14 Rantsal dönüşüm5 Raşa1 Recep Yazıcıoğlu1 Referandum9 Reglaj ayarı1 Reina saldırısı1 Rejim1 Rektör Melih Bulu1 Reptilian1 RES16 Reşat Nuri Güntekin1 Reyting kaygısı2 Rıdvan Dilmen14 Rıza Sarraf6 Ribery1 Richard Feynmann1 RİZE ARTVİN HAVAALANI ARTVİN İÇİN HAVA RİZE İÇİN ALAN1 Rize felaketi3 Rizespor katledildi1 ROK2 Romantik bir hafta sonu1 Rothschild1 Rus bakışı1 Rus büyükelçisi vuruldu2 Rus uçağı düşürülmesi1 Rüyam1 SABRIN SABRINI TAŞIRAN SABIR SABIR OLMAKTAN ÇIKAR TESLİMİYETE DÖNÜŞÜR1 SACHA BOEY1 Safranbolu gezisi1 Sağlıksız kent politikaları1 SAHA İÇİNDE KAZANAN GALATASARAY SAHA DIŞINDAKİ OYUNLARA ASLA KULAK VERMEMELİ1 Sahte fatura1 Salgın hastalıklar1 Salgınlar2 Sami Karaören3 Samsun 19 Mayıs Lisesi29 SAMSUN ŞAMPİYONLUĞU HAK EDEN BİR KENT1 Samsun'un tarihi 19 mayıs 19191 Samsunspor157 SAMSUNSPOR AMBLEMİ1 SAMSUNSPOR BAŞKANI TAKIM YERİNE FUTBOLCU ALMALI!!!1 SAMSUNSPOR İYİ GİDİYOR HÜSEYİN EROĞLU İLE1 Samsunspor morard1 SAMSUNSPOR SEMT İ KUTSAL EYÜP TAKIMI EYÜPSPOR U PERİŞAN ETTİ. SAMSUNSPOR UN ÇALIŞTIRICIS HÜSEYİN EROĞLU1 SAMSUNSPOR SİVAS'TA İYİ BAŞLADI1 Samsunspor'u birileri aşağı çekiyor1 SAMSUNSPOR'UN 14 MAÇI1 Samsunspor'un armasına saldırmak1 SANIK SANDALYESİNE OTURTULMASI GEREKEN 20 YIL İKTİDARDA OLAN MUKTEDİRDİR1 Sansür16 Sapadere kanyonu1 SAPANCA CENNETTİN İZDÜŞÜMÜ1 Sapıklıkla suçlamak1 Saray darbesi1 SARAYDAN TABLO KAÇIRMAK1 Sarı inek2 sarı saçından güç alan Icardi attı üç puan geldi1 Sarp1 Sayısal Oyunlar4 Seçim hile1 SEÇİM HİLELERİNİN ANATOMİSİ1 Seçimlerde hile24 SEÇİN YAZMACA BUNLAR1 Seçmen profili1 SEÇSİS1 SED1 Sedat Peker11 SEFEROVİÇ1 Selahattin Demirtaş1 Selin Sayek Böke3 SEO-SERP1 SERGEN YALÇIN1 Sergio Oliveira1 Serhıy Perkhun1 SERİ FARKLI YENİLGİLER1 Seslendiklerim1 Sevgililer günü2 sevr anlaşması1 Seyduna21531 Seyit onbaşı1 Sezen Aksu8 Sırt ağrısı1 side1 SİDERAYEPE3 Sidere29 SİDERE DERE ISLAHI İÇİN ANROŞMAN ÖNERİSİ1 SİDERE NİN ALTINI ÜSTÜNE GETİRMEK Mİ İSTENİYOR? SİDERE'DE ALTIN1 Sidere vadisi8 SİDERENİN DOĞASINA VE DOĞANINA DOKUNMA!1 SİHA2 Sincan1 Siyanür4 Siyaset meydanı2 Siyaset yapmayın2 Siyaseten katl2 Siyasetin helalleşmesi1 SİYASİ DEPREMDEN YIKIM BEKLEYENLER YIKILDI1 SİYASİ KARAKTER YOK İSE..1 Siyasi rant aracı23 siyasi rant otomobilleri1 Siyasi suikast13 Siyasi üstünlük1 Sneijder185 Sol argüman2 SOL SOL İLLEDE TEK ÇATI SOL1 Solcu musun sağcı mı yoksa yağcı mı?! Sol yanlarımızı acıtanlar!!1 SOLDA CHP TEK ÇATI OLMALI1 SOLMAK VE EVRENSEL OLMAK İSTİYORSAN SOL!!!1 Solun tasfiyesi1 Soma katliamı3 Son viraj3 Son yazım-11 Son yazım-21 Son Yazım-31 Soner Yalçın5 Sorumsuz Hayvansever2 Soruyorum163 Sosyal hukuk devleti4 Sosyal patlama risk haritası5 Soytarı31 Spor eleştiri1 Srebrenica katliamı1 Stephen Hawking4 Stratejik önem8 Stres ve alkol3 Su akar Türkler bakar1 Su akar yatağını bulur1 Su debi ayarı1 SU SAVAŞLARI5 Suçlamalara karşı gerçekler1 Sultan Ahmet4 SUPER KUPA DURUŞU SÜPER SOPA İSTİYOR..FENERBAHÇE DEĞİL DE ALİ KOÇ NE YAPMAK İSTİYOR1 Suriye18 Süleymanşah Türbesi2 Sümela manastırı1 SÜPER LİG'E KOŞAN SAMSUNSPORU TUTANA AŞKOLSUN1 Süper loto4 Sürdürülebilirlik3 Sütyen Tarihi1 Şafak Sezer2 Şangay beşlisi1 Şans Oyunları1 Şans Topu3 ŞENOL GÜNEŞ2 ŞEREFSİZ SENSİN1 Şeriat1 Şevket1 ŞEYH BEDRETTİN DESTANINI YAZAN NAZIM HİKMET1 Şeyh Said isyanı1 Şeyhler16 Şiir2 ŞİİR VE ERDOGAN1 Şike101 Şike kronolojisi1 Şili depremi18 Şirince3 şirket yönetimi1 ŞUTBOL2 ŞUTLUYORUM-Futbol706 ŞÜKRİYE TUTKUN TUTUŞU1 Tahir Kıran1 TAKLACAI MERT YANDAŞ'IA ÖVGÜ ICARDI'YA SÖVGÜ HADE BE ORDAN1 Taksim meydan savaşı2 Taliban6 Taliban erkeklerinin bazıları neden yüzünü saklıyor? Makyaj1 Taliban yöneticisi1 TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE DİYEN DENİZLER IŞIKLARA GÖNDERİLİNCE TAM BAĞIMLI TÜRKİYE OLDUK1 Tanju Özcan1 TARAFLILIK CIVIK YAĞDANLIĞA DÖNÜŞTÜ1 Tarık Akan6 Tarifeli uçuş nedir?1 Tarih tekerrürden ibarettir1 Taşeron sistem1 Taşeronluk sözleşmeleri1 Taşımalı eğitim1 Taşımalı siyaset1 Taşkınlar54 TAŞKINLARI FIRSAT BİLEN RANTÇILARIN TAŞKINLIKLARI1 Tekâlif-i milliye nedir?1 TEKBİR DEĞİL YARDIM GETİR1 Tekel1 Tekel işçileri17 Televole kültürü31 Televole yangını1 Tema vakfı5 Tembellik yok üretmek var1 Temel Fransızca4 Temel İspanyolca6 Terim2 TERİM İLE GALATASARAY RESMİ1 Terör9 tevâfuk1 Tevfik Fikret1 TFF4 tff ve mhk1 TFF VE MHK ALİ PALABİYİK'A ASLAN'I DOĞRATTI MI DİYELİM??!!1 TFF VE MHK OLMAYINCA FUTBOL GÜZEL1 TFF-İBB- FUTBOLDAN GEÇİNENLER1 THY1 Tıraş keyfi1 Ticaret-Siyaset-savaş1 Timsah1 Timsah gözyaşları2 TL sembol1 TMMOB72 TOGG1 TOKİ2 TOKİ MOKİ...YOL1 TOPÇU VE VEFAKAR SEYİRCİYİ KUTLARIM..1 Toprak ağası1 Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Yasası1 Torba yasa7 Toryum10 Trabzon Ayasofya1 Trabzonspor10 TRT4 TRT TARİHİ DİZİLERDEN FIRLAMA TUHAF SAÇLI YENİ OSMANLI TİMİ1 TRT VE YANDAŞ KANALLAR SÖZDE İKTİDARIN İCRAATLARINI ANLATAN DİZİLERDE YARIŞIYOR1 TRT=trt1 TSK1 Tuncay Özkan7 Tuncel Kurtiz1 Turgut Özal2 Turist Ömer1 Tutsak lümpen gençler1 Tuzun kokması15 TÜİK2 TÜM ULUSUN YENİ YILINI KUTLARIM1 Tünaydın1 Türban12 Türbanlı polis1 Türbanlı zabıta1 Türk nasıl olunur?1 Türk-kürt faşizmi1 Türkan Saylan3 Türkçe dışındaki dillerde içerik üretmek1 Türkçe Fransızca İspanyolca sözlük1 TÜRKEVİ1 Türkiye başarısızlığı1 Tütün1 Tüzük Kurultayı Manifestom1 Uçurtma aşkı1 Uğur Mumcu23 Ulusal gereklilikler1 ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞININ KAHRAMANLARINI İDEOLOJİLERİNE ENDEKSLEYENLER1 ULUSAL TAKIM1 Ulusal varlık fonu1 Uluslararası iktidar alanı1 UNESCO29 UNESCO dünya mirası listesi1 UnutMADIMAKlımda1 UYARIMDIR5 Uzatmalı Covid1 UZLAŞI DA BARIŞ VARDIR DÖNEKLİKTE İNKAR VE İHANET..1 Uzun covid nedir?1 Üç fidan4 ÜKEM FUTBOLU KAFASINDA PATLAYAN SOPA1 Ülkenin ticarethane gibi yönetilmesi1 Ümit kocasakal1 Ümit Öztürk1 Üniter devlet1 Ürdünlü Ebu Musab Zerkavi1 ÜRKENLER1 Üzerih Garih1 Vedat Dalokay1 Vefat1 Venedik tacirliği1 Viyana1 VPN nedir?1 Washington Post1 Wikileaks2 YA SEV YA TERK ET ANLAYIŞI1 Yaban1 Yabancı durmak1 Yakup Kadri Karaosmanoğlu1 Yalçın Bayer18 Yalnız Kurt1 Yangın1 Yangından önce abant1 YANLIŞLAR İNSANI YALNIZ BIRAKIR1 Yap-işlet modeli1 YAPI DENETİMİ1 YAPI SINIFI1 Yapısal reform1 Yarbay Thomas Edward Lawrence1 Yarı başkanlık1 Yasaklanmış öğrenme fırsatları1 Yaşadıklarım1 YAŞAMDAN KOPRIANLAR YARALILAR DEĞİL YAŞAMDAN KOPARAN HURDA EVLERİN SAYILMASI VE YENİ TALAN YALAN SÜRECİ1 Yaşar Büyükanıt5 Yaşar Nuri Öztürk3 Yaşınılabilir kentler1 Yaşlılık sendromu1 Yatay yapılaşma2 Yatırım fonları1 YAZAN MÜHENDİS YAZIYOR1 YAZAN MÜHENDİS'İN BİRİKEN YAZILARI1 YAZSAN NE OLUYOR Kİ YİNE" BENİM OĞLUM OKUR DÖNER DÖNER OKUR"1 YEBİ YIL YENİ İDEOLOJİ1 Yemeksepeti1 Yeni dünya düzeni12 YENİ MORİNHO MONTELLO MU?1 Yeni proje-Fatih Terim1 YENİ YIL1 YENİ YIL YİNELİKLER DEĞİL YENİLİKLER GETİRSİN1 Yeni yollarda kazalar neden olur?1 Yere Batan Sarnıcı-Milyon taşı1 Yerel yönetimde aday1 YERİN ALTI MADEN EMEKÇİSİNİN YERİN ÜSTÜ MADENCİNİN1 yerli otomobil1 Yeşil sermaye1 Yetenek kazanmak1 Yeter be!1 Yeter söz milletindir1 YGS şifre1 YHT1 Yiğit Bulut1 yok böyle Icardi ve Kerem1 Youtube tüccarları1 Yörükler1 Yumuşak karın1 YUNUS1 YUNUS AKGÜN1 YUNUS AKGÜN VE TERİM1 Yusuf Aslan10 Yusuf Demir1 YÜKSEL ÇORBACIOĞLU CHP ADAY ADAYI1 YÜKSEL YILDIRIM2 Yürüyen virüsler1 Zeki Alasya6 Zeki olmayan ahlaksız1 Zigana Yaylaları1 Zirveye giden yol1 Ziya Gökalp1 Zorba1 Zorbay1 zorunlu organlar1 Zülfü Livaneli6
Daha fazla göster

1829 Adet Yazı Arşivi

Daha fazla göster

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *