KAZLARIN SOL UÇUŞU, SOLUN SON UÇUSU
Kazların “V” duruşu bir şeyler anlatırken, Sırtlanların sürü halinde Aslan’ı bile avladıklarını unutmayalım. Bilindiği gibi her ne kadar ‘Kaz kafalı’ yakıştırmasıyla Aptal vurgusu için kullanılan Kazlar; göç ederken “V” formatında uçuşlarıyla birlikterliğin, dayanışmanın evrensel özelliklerini çok güzel bir şekilde sunarlar. Bunu izlediğinizde kazların hiç de aptal bir kuş olmadığını görürsünüz.
Bu coğrafya sürüler coğrafyasıdır. Sürülerin hep bir çobanı vardır. Sırtlanlar, kurtlar, Aslanlar ve benzerleri hep sürüler halinde yaşarlar hepsinin bir başı vardır. Ama kazların ki öyle değil. Uçan her kaz, kanat çırptığında arkasındaki kazı kaldıran bir hava akımı oluşturuyor.
V şeklindeki formasyonla uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışlarındaki hava akımını kullanarak, uçuş menzillerini yüzde 75 oranında uzatıyorlar. Aksine insanlar tek başına kanat çırpmayı tercih ettiklerini söyleyebiliriz.
Bir kaz kaldıraçlı hava akımının dışına çıktığı anda formasyona hemen dönüyor ve “V” nin gücünü kullanmaya başlıyor. Biz insanlar yeni formasyon arayışı inadıyla mevcüt formasyonu reddetmekten çekinmeyen bir yapıya sahibiz.
En önemlisi; Başta giden V lideri yorulduğunda en arkaya geçmesi ve hemen arkasındaki kazın lider konumunu geçmesidir. Çünkü bu yaptıkları işe büyük bir ivme kazandırıyor. Biz insanlar liderliği bir kez kapmayalım. Asla ve asla o’nu kimseyle paylaşmayı kabul edemeyiz.
Gerideki kuşlar öndekileri daha hızlı gitmek üzere bağırarak uyarıyor. Bizde; lideri sıkıysa eleştir.. Formasyondaki bir kuş hastalanırsa veya bir avcı tarafından vurulur da uçamayacak hale gelirse... Düşen kuşa yardım etmek üzere iki kaz ayrılıyor ve korumak için yanına gidiyor.
Tekrar uçabilene kadar -veya ölümüne kadar- onunla beraber kalıyorlar. Sonra bir V formasyonuna katılıp kendi gruplarına ulaşıncaya kadar beraber uçuyorlar. Biz insanlar da bu olası mı?! İnsanlık tarihi kazların yararlılıklarına da tanık olmuştur. “Capitolium’un Kazları en popüler olanıdır. M.Ö. 387'de (390 diyenler de var) Galyalılar, Romaya saldırı düzenlemişlerdir. Efsaneye göre; İuon’ya adanan ve Galyalılar, bir gece sessiz sedasız Capitoline tepelerindeki (Kampidolyo) kapatıldıkları tapınaktan kazlar Galyalıların yaklaştıklarını duyarak ve kaçışarak kaz seslerini çıkartırlar.
Kaz seslerini duyan Roma'lılar, tehlikenin farkına varırlar ve şehirlerini Galyalılara karşı savunurlar. Şehir, Galyalılardan kurtarıldıktan sonra da kaz kutsal bir hayvan olarak ilan edilir. Roma’yı kurtaran Capitolium’un kazlarının biz insanları kurtarmaları olası mı!? Yıllardır Kapitalizm tarafından kapatılmış İnsanlarımızın sessizliği ile birlikte; Kazların sessizliğini en iyi oynayan kazlar ve de Kaz gibi yolmak deyimleri aklıma geldi.
Kazlarla ilgili anektod’lardan en ilginç olanı “Kaz kafalı” deyimidir. Uzmanların belirlediğine göre; bir kaz yavrusunu yumurtadan çıktıktan hemen sonra ailesinden ve diğer hayvanlardan ayırır da, birkaç gün boyunca yalnız sizinle kalmasını sağlarsanız, artık peşinizden ayrılmadığını görebilirsiniz! böyle bir hayvan artık anasını tanımaz kendi türdeşine”Örü billah” ilgi göstermeyebilir.
Özellikle ülkemiz özgünlüğündeki siyasetlerde “Lider erkine tapınan” ‘Siyasi yağdanlıkların’ ruh halini bununla özdeşleştirebiliriz. Çünkü içinden çıktığı halkın saflarını terk ettikten sonra, bir insana çıkarsal duyguları lider bellediği kişiyi izlemesini, onun peşinden ayrılmamasını fısıldar. Bu olgu bireyin siyasi yaşamı algılamaya başladığında dayanışma içinde olması gereken halkının yerine lidere barılanması/bağlanması olarak tanımlanabilir.
Kaz Özlü sözlere de esin kaynağıdır. Örneğin; Agopun kazı gibi bakmak (Hiçbir şey anlamadan aval aval bakmak)
-Agopun kazı gibi yutmak (Aptallığı yüzünden hileli işlere doğruymuş gibi kanmak) -Kazın ayağı öyle değil (Bir durumun, sorunun hiç de dıştan göründüğü gibi olmadığın belirtmek için kullanılır).
- …… Kazlar iyi ve güzele esin kaynağı olduğu gibi kötüyü simgeleyenlere de esin kaynağı olmuştur.
Evet; Nazi askerlerinin tören geçidinde dizlerini kırmadan attıkları adımların benzetilmesi nedeniyle ‘Kaz’ kötüleri de sembolize etmiştir.
Kısacası Ülkemiz siyasetçilerinin kazlardan alacağı çok şey var. Özellikle yeni siyasi sol oluşumlar için Kaz kafalığı bırakıp Kazların “V” formatına gerçekten büyük bir gereksinmemiz var. 10 Aralık Hareketi bir bağlamda böylesi bir süreci işletmek için başlatılmış ki Kazların “V” formatlı uçuşlarının vurgulu dia gösterisini sundular. Herkese açık bu sürece belli ki yine bilinen isimler, yani potansiyel siyaset yapıcılar çağrılmış. Ben bu çağrılanlardan biri tarafından çağrıldım.
Belli ki katılanlar önceden belirlendiği için benim ‘Ankara Buluşması’ kimliğim elle yazıldı. Sayın Burhan Şenatalar’ı dinlemek gerçekten insana umut aşılamıyor değil. Bilim ve Siyaset harmanlamasında belirmiş karizmatik bir lider vardı sanki karşımda.
Güçlü ve etkileyici bir söylem. Gerçi siradan bir sol söylemcisinin bile çok güzel şeyler söylediğin herkes biliyor. Önemli olan bu söylemlerin yaşama geçişi konusundaki güvenirliği verebilmek. Sayın Şenatar’da bu gerekli mesajlar yok değildi.
Özellikle; ‘Çoğulcu siyasete evet, çoğunluklu siyasete hayır!’
Yaşanan süreç; Kazların sol uçuşu ve solun son uçusudur.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@gmail.com
GSM. 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder