İşte demokrasinin dayanılmaz ağırlığını kanıtlayan bir haber:
- - Başbakan Tayyip Erdoğan’ın rektörlerle buluşmasını protesto etmek için İstanbul’a giden öğrencilerden Ankara’ya dönenler polisin orantısız güç uygulamasını protesto ettiler. Ankara’da Yüksel Caddesi’nde toplanıp Sakarya Caddesi’ne kadar yürüyen öğrenciler burada bir basın açıklaması yaptı. Çamlıca gişelerinde durdurulan ve otobüsten inmek isteyen arkadaşlarına biber gazı sıkan polisleri, “Amerika’nın Vietnam’da kullandığı portakal gazı arkadaşlarımıza sıkıldı” diye suçlayan öğrenciler, gözaltı öncesi ve sonrası fotoğraflarını gazetecilere dağıttılar. Polisin gözaltına aldığı bir arkadaşlarının daha sonra burnu kırılmış haldeki fotoğraflarını gösteren öğrenciler “Arkadaşlarımız gözaltına sağlıklı girdi, şiddete uğrayarak çıktı” dediler.
- - Bu ilk haber değil arkadaşlar, alışıla gelmiş bir hareketin haberi de değil; alıştırılmaya çalışılan ve adım-adım polis devletine gidişin habercisi haber. Öyle ki sivil faşizmin ta kendisi. İnsanları öylesi çaresizliğe itiyorlar ki, klasik postal faşizmini aratır oldular birilerine. Ey sınırsız ve kuralsız demokrasi avcısı, dünün devrimci, bugünün dervişçi kimlikleri; ‘sizler değil misiniz, demokrasi savaşı vermeliyiz, demokrasizliğin simgesi 12 Eylül Faşistleri yargılanmalıdır’ diyen? 12 Eylül’de yaşananları anlatan ve oradaki materyallerden yola çıkarak netekimlerin yargılanmasını isteyen ‘Sınırsız ve Kuralsız Demokrasi Avcıları’ bunlar karşısındaki duruşunuz nedir? Netekimi yargılatabildiniz mi? Çoğunuz bunun için ‘Halkı oyuna getiren Halkoylaması’nda “Evet” dediniz ve “Hayır”cıları kadrolu faşist ilan ettiniz. Atatürk’ün Anadolu insanıyla kurumsallaştırdığı ulusal değerler bütünündeki, mazlum ülkelere örnek evrensel felsefesini aşağılayarak, okyanus ötesi karanlığın gülen yüzüne övgüler yazdınız. Hiç içinizden ‘Biz ne yapıyoruz? diyebildiniz mi? “Bu duruşumuzla farkında olmayarak, 12 Eylül’ün beslemesi kimlikleri demokrasi savaşçısı ilan ederek, sivil faşizmi mi tetikledik?’ diyerek kendinizi sorguladınız mı? Veya yaşananları 12 Eylül ile karşılaştırıp günümüz demokrasi anlayışını test ettiniz mi? Sizler bu ülkeyi ne hale getirdiğinizi görmek istiyorsanız; hiç değiştirmeksizin yer verdiğimi aşağıdaki iki yorumu yorumlayın.
- 1- Demokrasimiz türbandan ibaret.. nedense turban gosterilerinde bunlar olmaz.. Ne zaman hak hukuk için yürünür polis kendinden geçer... Rezillik.. Demokrasi ise türban da olmalı öğrencilerin diğer hakları da.. Devlet tek taraflı olmamalı. Allahtan, üniversite gençliği varda biraz ses çıkıyor, yoksa yakın bir zamanda hep bir ağızdan padişahım sen çok yaşa diyeceğiz (Yorumcunun ismini vermiyorum; çünkü “Ne olur olmaz!”ların korku imparatörlüğü krizi yaşar oldu insanlar).
- 2- saçma hayır ya neden herşeyi akp ye bağlıyorsunuz? AKP mi demiş polislere git bunların ağzını burnunu dağıt diye? (Bunun ismini de vermiyorum, çünkü bu da yağdanlık katsayısı krizine girebilir) Gördün mü ülkeyi ne hale getirdiğini ? Ben bu olguları akp’ye bağlamıyorum, sana bağlıyorum, çünkü seni birileri çok iyi bağlamış (kendine canım). Senin umurunda değil. Umurunda olan bir çift meme, çünkü bunlar için memleketi satabileceğini söyleyebiliyorsun. Evet, kutlarımı seni; kanıtladın ‘Demokrasinin sağlığa zararlı olduğunu’ Devam et; durmak yok ileri demokrasi için, vurmak zamanıdır.
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder