GALATASARAY KUPA’DA ANTEPE YENİLDİ, LİGDE ESKİŞEHİR’İ YENDİ
Şunu belirtmekte fayda var, Galatasaray iyi oynatılmıyor. Ne zamandan beri mi? Ben söyliyim 4 yıl, sen söyle Fatih’ten sonra.
Senin söylediğin mantıklı geldi bana.
O zaman Galatasaray futbolunu; F.Ö ve F.S diye ikiyi ayırmak gerekir.
“F.Ö-F.S” ne demek mi? Fatihten önce, Fatihten sonra demek.
Doğrudur, Fatihten sonra gelen Fatih Terim’de Cimbom’u oynatamadı. Aksine 6-0 FB hezimeti ile taraftarlar oynattı.
F.S Terim’de oynatamadıysa, o zaman dümdüz mantıkla bakarak, “Galatasaray’ın başarısını hazmedemeyenler, Galatasaray’ı sürekli ötelediler, örselediler.” diyeceğiz.
En doğru açılım bence Faruk’tan önce ve Faruk’tan sonra olmalı, çünkü gerçekten Faruk Süren’den sonra bu takımın iki yakası bir araya gelmedi.
Diyor ki Aziz Yıldırım’ın kankası sayın Adnan Polat;
“Sanki talimat almış gibiler. Galatasaray’ın lehine penaltı verilemiyor. Bize kolaylıkla çıkardıkları kartları, rakiplere çıkaramıyorlar, ya da çıkarmıyorlar. Artık yeter, savaş çıkaracağım…Kim birinci, kim ikinci, kim üçüncü olacak bunlar karar veriyor. Ne hakları var buna. Görünen o ki bir plan yapılmış ve o uygulanıyor. Biz kazanmak için hakemi de yenmeye mecbur muyuz...”
Ve Hak emenlerin yedikleri hakların kronolojisini çıkarmış sayın başkan:
1. HAFTA: Sivas-G.Saray 2-1
Emre Çolak, ceza sahasında sert bir faulle yere indirildi. Hakem Mustafa Kamil Abitoğlu ve yardımcıları, maç sonrası hata yaptıklarını itiraf etmişti.
2. HAFTA: G.Saray-Bursa 0-2
Bursaspor 1-0 önde iken, sarı karı kartı olan Volkan Şen, 27. dakikada topa elle müdahale etti. Hakem Abdullah Yılmaz, ikinci sarı kartı göstermedi. Maç sonu Volkan gidip hakeme teşekkür etti.
7. HAFTA: Karabük-G.Saray 2-1
Maçın 42. saniyesinde Emenike, ceza alanında yere düştü. Hakem Aytekin Durmaz’ın penaltı düdüğü çaldığı bu pozisyonda, Lucas Neill’ın rakibe değil topa müdahale ettiği anlaşıldı.
8. HAFTA: G.Saray-A.Gücü 2-4
Faul atışı kullanan A.Gücülü Zewlakow, top durmadan ve G.Saraylı futbolcular hakemle konuşurken atışı kullandı. Topla buluşan Metin Akan, golü attı. Maç sonrası Rijkaard’ın görevine son verildi.
12. HAFTA: G.Saray-Manisa 0-2
8. dakikada Kewell’ın ceza sahası içerisine gönderdiği top Manisasporlu Isaac,’ın eline çarptı. Sarı kırmızılı futbolcular penaltı beklerken, hakem Fırat Aydınus pozisyonu devam ettirdi.
13. HAFTA: Kayseri-G.Saray 0-0
20. dakikada Elano ceza sahasında düştü. Hakem Barış Şimşek ‘devam’ dedi. 75. dakikada Zalayeta topu elle kesti. G.Saraylılar yine penaltı bekledi, ancak hakem herhangi bir düdük çalmadı.
16. HAFTA: G.Saray-G.Birliği 0-2
Maçın 47. dakikasında, sarı kartı olan Gençlerbirliği Kaptanı Orhan Şam, taca giden topa elle müdahale etti. Hakem Yunus Yıldırım, ikinci sarı kartı göstermedi, pozisyonu devam ettirdi.
19. HAFTA: Bursa-G.Saray 2-0
36. dakikada, skor 0-0 iken Batalla’nın ortasında ceza alanında ofsayt durumda olan Miller, kafayı vurdu. Kaleci Ufuk’tan seken top Miller’ın eline çarpıp önüne düştü ve gol oldu.
İnsanın aklına ister istemez “Daha önceleri nerelerdeydiniz?” şarkısı geliyor.
Faruk Süren ve Alp Yalman’ın dışında tüm kalburüstü Galatasaraylılar Polat’ı haksız buldu. Demek ki sevenleri çok az(?).
Sadece Polat değil, sanki Galatasaray taraftarı imişler gibi Çakar ve Toroğlu da öfke yayıyordu;
Yorumculardan eski FİFA Kokartlı hakem Ahmet Çakar, Fenerbahçe- Trabzonspor maçının hakeminin pazartesi günü saat 16.00 itibariyle aniden değiştiğini iddia etti. Çakar, "Bu maçta düdük çalacak hakem Bünyamin Gezer değildi. Bunu kendisi de çok iyi biliyordu. Karşılaşmanın esas hakemi Bülent Yıldırım'dı. Ne olduysa hakem birden değişti ve maça Gezer atandı. Bülent'i de Bursaspor- Galatasaray karşılaşmasına verdiler" dedi.
Bünyamin Gezer'in performansını değerlendiren Çakar şöyle konuştu: "Skandal bir maç yönetti. Bünyamin Gezer hafta içerisinde çok ilginç şeyler yaşamış olmalı. Karşılaşmaya bir türlü hakim olamadı. Verdiği birçok kararda bana göre büyük hatalar yaptı".
Telegol'ün diğer hakem kökenli yorumcusu Erman Toroğlu ise derbiye ilginç bir yönden baktı. Toroğlu, Fenerbahçe başkanının stratejisinin çok iyi işlediğini belirterek "Helal olsun Aziz Yıldırım'a. Uyguladığı plan tamamen tuttu. Aykut Kocaman'ı tam zamanında konuşturdu. Trabzonspor bu savaşın stresini kaldıramadı. Maçım hakemi Bünyamin Gezer ise eski tip bir hakem gibi karşılaşmayı yönetti. Hatalı kararlar verdi" şeklimde ifadeler kullandı.
Galatasaray kupa maçında Gaziantepspor deplasmanındaydı.
Galatasaray bu maçta iyi idi, ama Gaziantep daha iyi idi; o halde Galatasaray sahanın kötüsü idi.
Hacı ile olur, Hagi ile olmaz. Ne mi olmaz? Teknikdirektör.
Yekte iyi değildi, Kewell harikaydı. Eğer süreklilik kazanırsa, belki kupa…Culio vasat idi, Sabri her zamanki gibi rutinliğini tekrar etti. Baros 24 dakika hiçbir şey oynamadı. Stancu mu? Galatasaray7ın son yıllarda aldığı en büyük topçu.
Hagi nedense Colin Kazim-Kazim’ın yerine o’nu oynatarak tur garantisini yok etti. Turu değil, Galatasaray turu geçer de, BJK’yi geçer mi bilemem.
Kalede Zapata var. Ufuk ve Aykut’tan iyi, ama beklenmedik anlarda gol yeme becerisine sahip olduğunu gördük. Uzaktan gelen tngır mıngır topu nasıl Gaziantep hanesine sayıya dönüştürdü, inanın beceri bu olsa gerek.
Cenk Tosun diye bir tosuncuk bulmuş Antep, Galatasaray’ı resmen Çukurvadaki hallaç pamuğu gibi attı.
Galatasar maçı Kazim-Kazim ve Stancu’nun golleriyle maçı 3-2 verdi.
Lig maçına gelince, Galatasaray coştu adeta. Peki Eskişehirspor’un suçu neydi?
Topçuların tümü müthişti.
Eskişerin’in karşısında Galatasara yoktu, sanki Barcelano vardı ilk yari.
Maçı 10 sn sonra izledim, büyük bir zaman kaybı değil, Galatasaray’ın kaybettirdiği zamanların yanında.
“Oyuncular bir yerlerden zılgıtı yemişler” demek yanlış bir cümle, çünkü hiçbir futbolcu zılgıt sonrası oynamaz. Belli ki Galatasaray topçuları kendi kendilerine düşünmeye başlamışlar “Biz ne yapıyoruz ?’ diye. Bir da Cem Yılmaz’ın dediği gibi “Mekan oynatıyor abi”. Gerçekten böylesi güzel bir zemin makanında 22 oyuncu da güzel oynuyor. Fakat Kazim-Kazim bir harika. Stancu, Cana ve ille de Cluio(Her yerde var; batıda, doğuda, kuzeyde, güneyde, yani sahanın her yerinde), Sabri, Serkan, Servet, Kewell, Hakan, Neil, canım hepsi.
Dakika 10, Sabri topu içeri vuruyor ve müthiş bir zeka örneği gösterircesine Arnavut Cana topu filelere yönlendiriyor; 1-0. 13:10’da Kazim sağdan getirdi Romen Stancu maçı 2-0’a götürdü.
Neymiş efendim, Stancu sezon başında Mersin’e önerilmiş 300 TL’ye beğenilmemiş ama, bu oyuncuyu GS 12 milyon dolara almış. İnsaf be, varsa böyle bir şey Galatasaray değil, futbol kirlenir, kardeşim, futbol.
Soldan Hakan getirdi, Kewell 3-0 yaptı.
Aklıma Arsenal-Wolhaptoen maçı geldi dürkü, Arsenal 4-0 öndeyken maç 4-4 bitmişti.
İkinic yarıya gidiyorum.
Gitmez olaydım; Barcelano yerine sahaya Galatasaray’i çıkarmış Hagi. Şaka-şaka. İkinci yarı da güzel futbol vardı. Bu sefer Barcelano işlevini ES-ES üstlendi. Burhan ofsayttan durumu 3-1, Ümit Karan’da Ala Sami Yen Aslantepe Arena’da i tarihe geçen ilk frikik golü ile durumu 3-2 yaptı. 80:50’de de Milan Baros ligdeki gol sayısın 7’ye çıkararak durumu 4-2’ye getirdi ve maç bitti.
Son yılların en güzel maçı oldu. Tebrikler Aslan, tebrikle ES-ES.
Lig acayip bir kurgu içine sokuldu.
Bir BJK kaybediyor, Bir Galatasaray. Bu sefer Galatasar kazandı.
Birileri bu iki takımı sildi galiba. Acaba ıslık sonrası sokağa inip birilerini ıslattıkları için mi?
Dün hakem resmen BJK’nin golünü yedi. Daha doğrusu 2 puanının aldı götürdü, belki bu 2 puan Kartalı bir yerlere götürecekti.
BJK, Galatasaray gibi değil; eğer durudurulmaz ise, alır başını gider ve kimse de durduramaz. Bunun için belli periyodlarda Kartalın yükselişi duruduruluyor.
Bakın FB nasıl takır -takır maçlarını alıyor ve tıkır- tıkır oyunlar işliyor. Alanya’dan AKP’den Belediye başkan adayı olan Kuddusi Müftüoğlu, FB’ye verdi, Manisa’ya vermedi. Neyi mi? Penaltıyı canım. Sonuç; Trabsonspor Antalya’ya 2 puan verdi, FB Manisa deplasmanından 3 puan alınca, kaldı 2 puan fark. Belli ki, Haftaya Kayseri maçı sonrası da lider.
Bilmem başka ne yazılabilir ki?
Bu yıl lig çok kötü karışacak gibi. Ortaya çıkacağını düşünüyorum, futbol oyunu üzerinde oynanan oyunların dayanılmaz hafifliğini.
Ülkemde oynanan oyunları eleştiremezsiniz, futbol baronlarını eleştiremezsiniz, dinden ve futboldan geçinenleri eleştiremezsiniz, futbolcunun emeğini çalanları eleştiremezsiniz; eğer ki eleştirdiniz, işte o zaman oyuncu iseniz takım, çalıştırıcı iseniz yine takım bulamazsınız. Erdoğan Arıca, Kemalettin Şentirk, özellikle Metin Kurt ve benzerleri yıllardır takım bulabiliyor mu? Asla yorumcu olamazsınız. Metin Kurt’a, Kelamelettin’e kimsi yorumculuk yaptırıyor um?
Ülkemde, futbol oldu şutbol.
Biraz düşünelim ve gülelim:
Fenerliler, Ali Sami Yen Aslantepe çekimleriyle alay ediyorlarmış.
Bence şaka ediyorlar.
Ben de şaka edeceğim;
“Onlar Hala 6-0'dalar. Kupa finalinde galatasaray'ın fenere taktığı 5'i 1'liği ve 7 kişilik Galatasaray’ın 7 çektiğini nasıl unuturlar ki?
En Büyük fener başka küçük yok.
Elano Brezilya’da coştu;
Brezilya Paulista Ligi'nde Santos evinde Sao Paulo'yu 2-0 yenerken, ev sahibi ekibin gollerinden birini Elano Blumer kaydetti.
Galatasaray’dan gitti Elano durdurulamıyor. Belli ki GS’da o’nu birileri durduruyordu.
Ne zaman GS yenilse, Abdullah Avcı'nın karşısına Barca çıksa yeniyor.
BJK şansızlığı. Sen çık İBBS’nin karşısına, pardon Avcı’nın karşısına çık dikil, anında avlandı, yani yıkılıverdi(a 2-1).
Diyorum ki; üç vakte kadar Avcı Galatasaray ormanına dalacak mı, acep? Komplo fantezisi canım...
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@gmail.com
Yorumlar
Yorum Gönder