Aktüel Dergisi’nin “Sosyal Patlama Risk Haritası” çalışması hoşuma gitti. Aktüel çalışma öncesi şunları ikram ediyor okuyucusuna.
İmlasına hiç dokunmadığım ikram: “Aktüel dergisi son günlerde bir salgına dönüştü. Çıktığı ilk birkaç günde tükenen haber dergisi Aktüel, son sayısında ayrıntılı bir çalışmaya imza attı… Bugünlerde fazlasıyla çalkantılı olan Dünya ülkelerindeki halkların hangisinin ayaklanmaya ne kadar yakın olduğunu araştırdı. İşte Aktüel dergisi araştırmasına göre ülkelerdeki “isyan” katsayısı…
Dünya Sosyal Toplumsal Patlamalar Kuzey Afrika'da Su Yüzüne Çıktı Ama Dünyanın Başka Pek Çok Ülkesinde Aynı Potansiyel Mevcut. Aktüel, Sebepleri Ve İhtimalleriyle Bölge Bölge, Ülke Ülke ‘Sosyal Patlama Riski Haritası’ hazırladı… Son dönemlerde dünya fazlasıyla çalkantılı Toplumsal ayaklanmanın biri bitmeden biri başlıyor.
Yunanistan'da ve Fransa'da ortalığı kasıp kavuran kitle isyanlarının, Karadeniz'in üstlerinde çok ses getiren Turuncu ve Kadife devrimlerinse dumanı henüz sönmüş değil. Son haftalarda Mağrip ülkelerinde başlayarak bütün Kuzey Afrika ülkelerindeki diktatör yönetimleri sallayan, başını gençlerin çektiği isyan kalkışmaları ise Tunus'tan, Mısır'a kadar yayıldı.
Hatta diğer Arap ülkelerini kıvılcımlandırma riski dahi taşıyor. Ancak tüm kalkışmalar, isyanlar, çatışmalar, sürtüşmeler bunlardan ibaret değil. Eski İtalya Başbakanı Giuliano Amato'nun "Yaşlı nesiller, genç nesillerin geleceğini yediler" sözleriyle ifade ettiği bir genç nesil huzursuzluğu Avrupa ülkelerinin de her an bu durumla karşı karşıya kalabileceğinin sinyallerini veriyor…”
Yıllarca okuduğum, fakat yıllardır okumadığım Aktüel Dergisi’nin çalışmasını bir solukta bitirdim. Bitirir bitirmez de soluğum kesildi, çünkü; "Sosyal Patlama Riski Haritası”nda; ABD, Meksika, Çin, Almanya, Fransa, Belçika. Yunanistan, Brezilya, Kolombiya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Hindistan, Pakistan, İran, Irak, Yemen, Sudan, Afganistan, İsrail-Filistin, Nijerya ve Ortadoğu vardı Türkiye yoktu.
Haberi hazırlayan şunları sıralamış: “İşsizlik, Siyasi Baskılar, Geleceksizlik. Genç nesil huzursuzluğu Avrupa ülkelerinin de her an bu durumla karşı karşıya kalabileceğinin sinyallerini veriyor. Dünyada Pek Çok Ülke ‘Patlama’ Alarmı Veriyor” Kendi kendime; “İyi de İşsizlik, Siyasi Baskılar, Geleceksizlik, genç neslin huzursuzluğu ülkem de yok da, ben var mı biliyorum? Birileri beni kandırıyor mu?” şeklinde mırıldanmaya başladım.
Aktüel dergisini tarama gereksinimi duydum. Taramaz olaydım, şok oldum! Benim Aktüel Dergim de bazı değerler gibi değişmiş, ‘Yeni Kara Seyahat’ gibi adını değiştirmiş ‘Yeni Aktüel’ olmuş meğer. Ben, benim Aktüel Dergimi değil, birilerinin Aktüel’ini okumuşum.
Belli ki resmen uyuyorum. Haklılar dünya’dan bihaberim ben. Devasa ABD’nin, Almanya’nın ve de Fransa’nın çökmekte olduğunu görmeyen Aktüel Dergisi’nin mi çöktüğünü görecekti. Yeni Aktüel’de haberi yapan kişi dikkatimi çekti.
Kişi; “Bir Liderin doğuşu: R.Tayyip Erdoğan” kitabının yazılış hikayesini anlatan kişi. O’na göre; Olay yaratan kitap, Başbakan’ın perde gerisinde kalmış hayatını, gerçek Erdoğan kimliğini en mahrem şahitlerin dilinden aktarıyormuş. Kitap o kadar tartışmaya yol açmış ki, daha ilk haftasında bulabilmek mümkün olmamış. Dergide yazan bir başka isim de dikkatimi çekti, o da genç biri SBF mezunu. Okuldayken dinci bir dergi çıkarmış.
Okul sonrası dinci gazetelerde yazmış. Şu an pıtrak gibi biten ve çoğunda gençlerin program yaptığı TV kanallarından ‘Haber bilmem kaçta’ program yapıyor. Durum netlik kazanmaya başladı. Anladım ki; kendime fazla haksızlık yapmışım. Çalışma resmen seçim öncesinin taraf bir çalışması. İki yıl önceki George Fridman’ın çalışmaları aklıma geldi.
Geldi çünkü, Yeni Aktüel çalışması, Fridman’ın güdümlü uçuk çalışmalarıyla örtüşüyor büyük boyutta. Özellikle 2050’de Türkiye Haritası çalışması. İşte o çalışma; ABD'de 'Gölge CIA' olarak bilinen Stratfor düşünce kuruluşunun başındaki George Friedman, "Önümüzdeki 100 yıl" adını verdiği kitabında Türkiye'yi geleceğin süper güçleri arasında saydı. Türkiye ile Japonya'nın liderlik yapacağı ülkelerin ABD ile savaşacağını, yüzyılın sonlarında Çin ve Rusya gibi ülkelerin gerileyip yerlerini Türkiye, Japonya, Meksika ve Polonya gibi yeni dünya güçlerine bırakacağını öne sürdü. Rusça veya Çince'yi bırakın, Türkçe, Japonca, Polonya ve Meksika dillerini öğrenmeye bakın.
Türkiye'nin dünyadaki siyasi etkisi 2050 yılında Neo-Osmanlılık boyutundaki Osmanlı haritasını andıran bir görüntü oluşturacak. Çünkü; Yüzyılın sonlarına doğru ABD ile Türkiye-Japonya ittifakı arasında bir çatışma yaşanacak. Bu savaş bugüne kadar var olan klasik silahlarla yapılan savaşlardan tamamen farklı olacak. Yani bugünden bir tür bilim kurgu gibi görünen bir savaş yaşanacak. 21'inci yüzyılın gidişatını bu savaşın sonucu belirleyecek (28/01/2009)."
Sakın bana birileri çıkıp; “ Doğrudur, Türkiye’de sosyal patlama riski yooook” demesin, gözünün üstüne patlatırlar adamın. Şunu diyebilirler “ille dünya sosyal patlama riski Haritası’nda Türkiye de olsun istiyor musun?” “Asla! Senin olduğu kadar benim de ülkem. Ben üstelik gurur duyuyorum Türkiye’de yaşamaktan. Aksine olmaması için var olanı yadsıyan ve olası daha kötüsünü olduran siyasal erkin gitmesini istiyorum ”
Durum, Yeni Aktüel’in ve George Friedman’ın dediği gibiyse ve birileri inanıyorsa buna; Türkiye, gizem ötesi bir güç kaynağı, yani evrensel enerji /güç merkezi. Dünyanın en yakışıklı coğrafyasına sahip Türkiye’mizi; ‘ yıllardır Avrupa ve Asya arasındaki kültür köprüsü diye tanımlıyorduk, meğer dünyaya enerji dağıtan olası evrensel dönüştürücü (Fr. Trafo) imiş de haberimiz yokmuş.
Osmanlılar döneminde öyle idi, ama bu dönüştürücü güç-Trafo ‘Muhteşem Yüzyıl’daki benzer tertemiz saray yaşam yüklemeleriyle patlamış ve tümden yok olmaktan Atatürk kurtarmıştı’ biliyorduk. Öyle değilmiş, Tayyip bey neo-Osmanlılık projesiyle Atatürk’ün ilki 20 Eylül 1908’de olmak üzere iki kez gittiği Libya’da başlattığı ve Can Dündar’ın dediği gibi, ilk kez uyguladığı ‘Düşmana en güçlü yerinden saldır’ savaş yöntemini kullanmasına karşın geri alamadığı tüm Osmanlı topraklarını geri alacakmış.
George Friedman’a göre biz göremeyeceğiz, ama geri alınacak bu topraklar (Belli mi olur, görürüz da, II.Babaannem 112’de öldü) ve bu ana neo- dönüşüm/trafo ile dünyaya enerji saçacak. Eeee, buna bir de evimizin önündeki çayları kurutan HES’leri de ekledik mi… Utanmadan HES’sizlik için savaş verdiğim için kendimden ‘HES’sizce’ utanıyorum.
Bakmayın siz; Ürünü değer bulmayan çiftçiye “Ananı da al git” denmesine, saçlarından yerlerde sürünen kadınlara, karnındaki bebeği tekmelenen kızlara, Ankara’nın dondurucu soğunda Abdi İpekçi parkındaki havuza dökülen Tekel işçilerine, Güneydoğu’da 50 bin insanımızın katledildiğine, İnsanların açlık sınırında yaşadığına, işsizliğin artığına, halkın sırtından inmeyenlere, varoşları ve gecekondu insanları oy-oy diye inlerken, oy için kömür ve gıda yardımlarıyla kandıranlara, enflasyonu köpek maması ve cam yünü ile düşük gösterip halkı aldatanlara; ülkemiz asla risk altında değildir.
Haddine mi senin; bizleri postal faşizminden kurtaranları postfaşistlikle suçlamak. Kısacası; ülkenin refah toplumu olduğunu gösteren George Friedman’ın taşeronlarına göre; bu ülke “dünya sosyal patlama risk Haritası’nda” asla bulunmaması gerekir. Küresel efendi daha önce yarattığı Arap ülkelerindeki diktaları günümüz koşullarında yenileyecektir ve sömürüsünü yineleyecektir. Ben böylesi bir abartılı kurgu görmedim. Öyle ki ABD’de birileri Amerika’yı aşağılayarak, Reter ve grubu için halkı inandırmanın savaşı içinde sanki. Buna bal gibi; tüm Arap vb Ortadoğu ülkelerini Türkiye’yi örnek göstererek yeniden biçimlendirme kurgusu denir.
Lütfen halkım bu kurgular bal zannedip yeme, çünkü yenen sensin. Kim istemez, gelecekte Türkiye’nin süper güç ve evrensel istikrar abidesi olmasını. Yeni Aktüel ve George Friedman söylediklerine inanmak, kendini Süpermen sanıp gökdelenden aşağıya atmaya benzer. Olanıyla yetinelim demiyorum, ülkemin ulusal kaynaklarını ve değerlerin yücelterek dünyanın dönüşümüne katkı verecek gücü yakalayalım, fakat düşler denizinde boğularak olanı da kaybetmeyelim.
Söylenenlere dümdüz mantıkla baktığınızda; “İlahi güçler karar verdi, ABD’ye verilen güç, Amerika tarafından orantısız kullanıldığı için bu güç merkezi yanlışlığı düzeltilip Türkiye’ye verilecek…Bırakın 2012’deki kıyamet savlarını, resmen yalan bunlar; Türkiye ve Reter gerekirse gelecekte kıyameti durduracak gücü elde edecektir.” yaklaşımında bulunmanız gerekir… Deminden beri söylediklerimin yüzde onu yaşam bulmak için kendini göstersin, Araplar gibi ben de onun resmini duvarıma asmaz isem namerdim.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLUTeknopolitikalar Platformu
Yorumlar
Yorum Gönder