ÖZEL PAŞA DA E-MUHTIRA VERDİ3 Mayıs 2012
İşte, nur topu gibi dünyaya getirilen ‘e-muhtıramız’ ile ilgili haber:
“ ‘Genelkurmay Başkanlığı; ‘Bazı yazar, konuşmacı ve meslek kuruluşu temsilcilerinin; basın ve ifade özgürlüğünü istismar ederek, başta Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tarihe mal olmuş asker kişilerin de şerefle taşıdıkları askeri unvanlarını bile seviyesizce alay konusu yapmaları, astlık-üstlük münasebetlerini ve dünyanın en disiplinli ordusu olarak gösterilen ordumuzda disiplin anlayışını zedelemeye yönelik söz ve yazılarla Türk Silahlı Kuvvetlerini ve onun değerli mensuplarını tahrik etmeye çalışmaları, talihsizliktir’ değerlendirmesinde bulundu(3 Mayıs 2012).”
Ne değerlendirmesi; bu resmen birilerine muhtıra kardeşim, hem de “2. e-muhtıra!”
Eğer bu siyasal erke yapılsa idi, zaman kaybedilmeksizin, tutuklamalar ve Silivri yolculukları başlardı. Unuttunuz mu; bir cazgırın;’bana suikast yapılacaktı’ demesinden sonra ortalığın karışmasını ve ardından tutuklulukların başladığını.
Sanal darbeciler, Özel paşanızı tutuklayıp neden Silivri’ye göndermiyorsunuz?
Bu, çıkış muhtıra değil mi?
Bu, darbenin ön çıkışı değil mi?
Bu, özgür düşünceye müdahale değil mi?
Bu, bireyin özgür istencine gem vurmak değil mi?
Bu, demokrasiye darbe değil mi?
Bu, demokratik kitle örgütlerine baskı değil mi?
Bu, sivil sesleri kısmak değil mi?
Bu, iktidar ve asker dayanışmasında kendini gösteren ortak baskı değil mi?
Bu, insanların evrensel hakkı olan siyaset yapma yöntemlerine sınır koymak değil mi?
Bu, askeri vesayet değil mi?
Bu, Laik demokratik Kemalist duruş değil mi?
Bu, askerin ‘ülkeyi kollama ve koruma’ görevinin dışına çıkması değil mi?
Bu, Laik demokratik Cumhuriyet’in ‘ var olan yapısının(Fr.statüko) ’ kronik askeri bekçiliği değil mi?
Bu, faşist cunta duruşu değil mi?
İyi de;
Bu, ne şimdi?
Özel paşası ile ‘olağanüstü bir süreç olan’ 3 saat konuşmanın ürünü mü yoksa?
Sen, Atatürk’e ve onun askeri kişiliğine ve de Ordu’ya olmadık hakaretler edeni es geçeceksin, ama; “Biz zannettik ki Cumhuriyet barolarda korunur. Biz zannettik ki günde 5 vakit laiklikten söz ederek laiklik korunur. Biz zannettik ki ordumuz var. O güçlü ordu bizi korur. Artık TSK vesaire yerine Türk silahsız kuvvetleri var. Siz Türk silahsız kuvvetlerisiniz. Bu yüzden durmadan çalışacağız” ve “Peki şu omuzunda parlayan ne?.Tasmam..Ne işe yarar?..Sahibim beni yönettiğine göre bu lazım... Nereye çekerse oraya..Ya onun istediğini yapmak istemezsem?..Karşılığında yapacaksın... Onca şey veriyor yani...” şeklindeki asla uygun bulmadığım bu sözleri nedeniyle kükreyeceksiniz.
O sesini çıkarmadıkların neler demediler ki;
Örneğin, küresel efendi beslemeli, eskinin ülkücü tosuncuğu; Atatürkçü olmayı hakaret saymadı mı? Ordu’yu, fesat yuvası olarak görüp, III. Selim’in kurduttuğu Nizam-i Cedit ordusu ile gerçekleştirilen "vak'a-yı hayriyye" (hayırlı olay) benzeri yöntemiyle katletmeyi düşlemedi mi? Darbe ile suçlanan askerler için, kanını bile içerim demedi mi? Atatürk dönemini Müsolini faşizmiyle eş tutmadı mı? “Akşamcısı Atatürk'ü beyaz leblebi ve keçi peyniriyle rakısını yudumlayarak, arabesk dinleyerek yad etsin. Alevi'si ayin-i cemde niyaza dahil etsin. Öbürü mevlit okutsun, dua etsin. Sadece Anıtkabir'e gidip çaput bağlamasına karşıyım" demedi mi?
Ve bu tosuncuğu, bu siyasal erk ‘Atatürk kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’ üyesi yapmadı mı?
Sıkışınca da, Ebedi Başkomutan diye tanımladığınınız büyük önder Atatürk için: “Çok başarılı. Çok kalıcı. Çok etkileyici. Bir kere tartışmasız büyük bir siyasi deha. Bir strateji dehası. Machiavelli'nin tarif ettiği hükümdar gibi: Tilki kadar kurnaz. Aslan kadar güçlü. Ben en çok zamanlama konusunda içgüdüsel bir yeteneği olduğunu düşünüyorum.” Demedi mi?
Ya, bu koca-karı çiftine (evet benim için bunlar kocakarı, çünkü doğar doğmaz beyinleri yaşlanan ve sınırlanan iki görsel medya Güleni) ne dersiniz: “ Atatürk diktatördü, Askerler Atatürk’ün dikta anlayışını hala hafızalarında silemediler “ diyen bunlar değil mi?
Ve en önemlisi; bu ülkenin başındaki kimliğin, irtica tehlikesinden söz eden paşalara, MGK toplantılarında; “Kes ulan, otur yerine” diyerek azarlamadı mı?
Ya diğerlerinin dedikleri…
Hangisini yazayım Özel paşa, size yol gösteriyorlar. 3.5 saat süren toplantınızda size ne anlatıldığı anlaşılıyor. Aman, Özel paşam, dikkat !!.Bil ki o yol, yol değil, karanlığa çıkıyor.
Anla, anlasınlar ve anlatın; İran bize koşarken, ülkem insanının İran’a koşturulduğunu.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
Teknopolitikalar Platformu
evesbere@mynet.com
GSM:05066090032
Yorumlar
Yorum Gönder