Metin Kurt anısına
GALATASAR’IN ASLANLARI 1000.GALİBİYETİNİ TİMSAHLARIN YARDIMIYLA ALDI
Galatasaray sahaya; “Muslera- Eboue, Semih, Dany, Hakan- Hamit, Selçuk, Melo, Emre(DK62 Ambramat)- Elmander(dk 55 Burak Yılmaz) ve Umut(76’da Aydın Yılmaz)” şeklinde çıktı.
Urfaluji sakat, 3-4 ay yok. Dany eğer, bireysel hata yapmaz ise ve bu başarısına süreklilik kazandırır ise, Urfalıya futbolu bıraktırır, çünkü Urfaluji futbolu bu yıl bırakmaya düşünüyordu. Zannedersem Urfaluji futbolu birakmayacak.
Bursa’nın Twente’ye 4-1 yenilmesi hepimizi üzdü. Sen kendi sahanda 3-1 maçı al, orda 4-1 ile perişan ol olacak iş değil…
Engin Baytar Cüneyt Çakır’ı tartaklamaktan 11 maç ceza aldığı için, yok. Necati Ateş Es-Es’e verildi. Bence cimbom Ateş’i arar. İkincisi, geçen yıl şampiyonlukta büyük katkısı olan Ateş’e vefasızlık yapıldı.
Eski Galatasaraylı Ömer Erdoğan Bursa’nın, Hakan Balta da GS’ın takım kaptanı olarak sahaya çıktılar.
Eskiden Topçuların formaları 1,2,3…11 şeklinde sıralanırdı. Günümüzde(zannedersem ülkemde), her topçu memleketinin plaka numarasını forma numarası olarak kullanıyor. Örneğin, Emre Çolak 52(Ordu), Galatasaray’ın Altay’dan büyük umutlarla aldığı ve sonra Bursa’ya sattığı Musa Çağıran 35(İzmir), Bugün maçta olmayan Sabri Sarıoğlu’nun 55(Samsun), Hakan Balta 22(Edirne), Selçuk İnan 8(Artvinli mi acaba?), Semih Kaya 26(Eskişehir), Hamit Altıntop 4(Ağrı), Burak Yılmaz 17(Çanakkale), Umut Bulut 19 (Çorum) numaralı formalar giyiyorlar. Doğru, “Melo 10 numara giyiyor, Balıkesirli mi?” diyeceksiniz, hayır ben Türk topçularından söz ediyorum ve onun için “ülkeme özgü mu acaba?” diyorum.
19 nolu forma giyen Umut Bulut, Hakan Aslantaş’ın kalecisine gönderdiği topu filelere göndererek 24. Dakikada GS’yi 1-0 öne geçirdi ve Metin Oktay’dan sonra ağları delen futbolcu oldu, ama elle…
Galatasaray Terim kurgusuyla hayli başarılı idi, ilk yarı. Ertuğrul Sağlam ise takımını önde oynattı, Aslan’ı yaklaştırmamak için, fakat golü yedi, geri yaslandı.
Bir ara, GS ceza sahasında, öyle bir karambol oldu ki, topa tam 15 kere vuruldu, gol olmadı. Çamur içinde lastik topa defalarca salaparta topa vurduğumuz çocukluğumu anımsadım.
Müthiş bir ikinci yarı izledik. Marcus Merkel7in dediği gibi, çılgın bir maçtı. İki takım da çılgınca oynadılar.
Bursa, ikinci yarı atak oynamaya başladı ve maç güzelleşmeye başladı. Çünkü ilk yarı sadece GS oynuyordu.
Ve Musa Çağıran, hani o Galatasaray’ın sattığı Musa 51.’de durumu 1-1 yaptı. İşte bu Musa Çağıran, tam 21 dakika sonra Galatasaray’dan özür diledi ve kendi kalesine attığı gol ile GS’yi 2-1 öne geçirdi. Yani hem nalına, hem mıhına gitti Musa. Bu Musa’yı GS verdiğine çok pişman olacak, çünkü harika oynuyor. Musa, yerini 81’de geçen yıl Samsunspor’un başarılı oyuncusu Murat Yıldırım’a bıraktı. 55 forma numaralı M.Yıldırım’da Samsunspor’u çok pişman edecek. Eğer şansı olsa bugün atacağı 2 gol ile Bursa’nın galip gelmesini sağlayabilirdi. Yani, en az Musa kadar başarılı bir M.Yıldırım izledik.
79.Dakikada Burak Yılmaz, Süper Lig’deki GS’da ilk golünü attı. Durum 3-1 oldu.
Burak Yılmaz, Aydın Yılmaz ve Ambabat’ın oyuna girmesi, bir ara duraksayan Aslan’ı canlandırdı.
Ömer Erdoğan durumu 3-2 yaparak 85’te skoru belirledi.
GS bu sonuçla defansı S.O.S vermiyor değil. Geçen senen en iyi 1. Bölgesi defans, en kötüsü durumda.
Şu bir gerçek, GS; ne yaptığını bilen, nasıl oynaması gerektiğini düşünen bir şampiyon gibi oynadı. Terim, bu takıma müthiş güven yüklemiş. Melo kendine geliyor. Emre ve Selçuk az bi az sırıttılar. Hakan da… Ambabat, Aydın Yılmaz, Burak Yılmaz, Her an 11’i kapabilirler. Umut Bulut gol makinesi olarak çalıştı ve attı, Elmander biraz yattı, Dany baktı, GS lig tepesine çaktı armasını.
Hamit çok kötü oynuyor. Korkum, “Bu Altıntopların Halil’i Trabzon’da ne yaptı ki, Hamiti GS’da bir şeyler yapsın” demiştim, dediğim çıkacak, çünkü 3-2 biten maçta, he iki gol de Hamit’in top kayıplarından oldu.
Top benim için, 22 canlı. Sahadaki 22 futbolcu canlarını topa vermişler ve en çok da onu yoruyorlar. Fakat o asla durmuyor. Gönül ister ki, oyuncular da onun kadar yorulsa ve durmasalar. Hakemin düdüğüyle başlıyor koşmaya, son düdüğüyle bitiriyor koşusunu. Benim için başarılı topçu da, hakem düdüğüyle başladığı hareketliliğini, hakemin son düdüğü ile sonlandırandır.
Bugün özelliği yansıtan Emre Çolak bugün iyi değildi. Neden acaba? Birileri aklını çelmesin. Aman dikkat!!
Bazı güdümlü bilgiçler ‘çok efektifti’ diyorlar, yani Türkçesi verimli. Bana göre hırsı artmış bir dağınıklık içinde hiç de verimli değildi. Ha ileride düzelir mi, bilemem. Bugün daha çok Bursa için efektifti, pardon verimli idi.
Kaleci Muslera’nın Bursa kalecisi Carson’un müthiş kurtarışın alkışlaması, Elmanderi’in ceza sahasında kendini yere atmayışı ve ayakta durması ve topa vurması, alkışlanacak ve de birileri tarafından örnek alınması gereken hareketlerdi.
Galatasaray, 2012-13 sezonundaki yenilgisizliğini sürdürürken, 1000. Galibiyete ulaşması, bu yıl kolay-kolay durdurulamayacağının göstergesi.
Hani derler ya, “ İleride bu kayıp puanları çok arayacak”, GS da ileride bu zorlu üç puanlara çok sevinecek.
Bursa olayı ise; 120 dakika Avrupa maçı oynamasına karşın gösterdiği bu üstün performansıyla ayakta alkışlanması gereken bir olay. Alkışlıyorum.
Hakem Özgür Yankaya, bugün hiç tartışılmayacak
bir hakem performansı sergiledi.…
Metin Kurt için anma biraz geç oldu gibi. Keşke
hayatta iken Kurt’u onore etselerdi.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@gmail.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder