YENİ BÜYÜKŞEHİR YASASI NE GETİRİYOR NE GÖTÜRÜYOR?
“On üç ilde büyükşehir belediyesi ve yirmi altı ilçe kurulması ile bazı kanun (5216 BŞB Kanunu) ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair 12/11/2012 tarih ve 6360 sayılı yasadır söz konusu olan. Ve bu yasa, 30 Mart 2014’te yapılacak yerel seçimler sonrası yürürlüğe girecektir.”
Deniyor ki; “Avrupa Konseyi, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın 5. Maddesi aynen şöyledir: “Yerel yönetimlerin sınırlarında, mevzuatın elverdiği durumlarda ve mümkünse bir referandum yoluyla ilgili yerel topluluklara önceden danışılmadan değişiklik yapılamaz.. Görüldüğü gibi AYYÖŞ yerel yönetimlerin sınır değişikliklerinde zorunlu bir referandumu değil, yürürlükteki mevzuatı ve mümkünse ibaresini kullanarak da mevzuatın elverdiği imkanları işaret etmektedir.“
Bu değerlendirmeyi yapma gereksinimini duymasını anlamak zor. Biliniyor ki; Özerk yerel yönetim kavramı, Avrupa Yerel Yönetimler Özerlik Şartı’nda (AYYÖŞ) yer alan bir ifadedir. AYYÖŞ, Avrupa Konseyi’nce kabul edilen ve 1985 yılında üyelerin imzasına sunulan bir metindir. Türkiye bu metni 1988 yılında imzalamıştır.
Federalizm, ne Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartında ne de özerklik tanımında yer almaktadır. Bu bağlamda bu kavramlar ile özerk yerel yönetim/özerklik arasındaki bağın kurulabilmesi için federalizmi açıklamak gerekmektedir. Federalizm, bir çeşit kuvvetler ayrılığıdır. Kuvvetler ayrılığı; yasama, yürütme ve yargı erkinin tek bir merkezde toplanmaması anlamına gelir. Yasama, yargı ve yürütme bağlamında kuvvetler fonksiyonel temelde birbirinden ayrılır.
Burada düşündürücü yan; AYYÖŞ’nin 4. Maddesinin 1. Bendindeki, Özerk Yerel Yönetimin Kapsamı; “Yerel yönetimlerin temel yetki ve sorumlulukları anayasa ya da kanun ile belirlenecektir. Bununla beraber, bu hüküm yerel yönetimlere kanuna uygun olarak belirli amaçlar için yetki ve sorumluluklar verilmesine engel teşkil etmeyecektir.”
İşte bu noktada hazırlanacak Anayasa’ya dikkat edilmelidir ve de kanunların içeriğine bakmak gerekmektedir. Yeni Büyükşehir Yasası (6360) bu konuda iyi irdelenmesi gerekir, uzmanlarca, eğer belirleyici bu yasa olacaksa.
Yasanın özündeki amaç; ‘1982 Anayasası’nda yer verilen, fakat yeterince uygulanmayan’ yerel yönetimler ve benzeri kamu hizmetlerinin “Yerinden Yönetim(Adem-i Merkeziyet’ /Desantralizasyon’” ilkelerini, “Yerindenlik” ilkeleriyle genişleterek merkezden soyut bölgeselleşme ilkesini yapılandırmaktır. Ve de, Yerel Özerklik bütünündeki eyalet sistemi yapılanmasıyla olası Başkanlık sistemine düzlem oluşturmaktır.
Bundandır ki, kırsal alanlara nüfus eden büyük kentler yaratmak adına, yönetim, planlama ve koordinasyon bağlamında, 6360 ile Belediye sınırları, İl ve İlçe yönetim sınırlarına, yanı mülki sınırlara kadar genişletilmiştir.
Sözde, böylelikle; etkin hizmetle, düzen ve uyum (Eşgüdüm) sağlanarak ‘daha az bir kaynakla’ hizmette ve ürünlerde verimlilik ve de kalite yakalanacaktır.
Bir diğer boyutuyla, böylesi yapılanmayla, Türkiye’nin de imzası bulunan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı(AYYÖŞ)’na bağlı kalınmış olunacaktır. Böylelikle, Yerindenlik kurallarıyla, kamu hizmetleri halka yakınlaştırılmış olacaktır. Çünkü; güç dağılım ilkesine dayanan Yerindenlik (Yerellik-Subsidiarity) ilkesi, ekonomik etkinliği kaybetmeden yönetim faaliyetlerinin mekansal dağılımını en geniş biçimde yaygınlaştırmayı amaçlamaktadır.
Bunları kimse yadsımıyor, fakat şu gerçekleri de göz ardı edemeyiz: 12 Kasım 2012 doğumlu 6360 ile ‘sadece’ 29’a ulaşan Büyükşehir Belediyesi’nde “Merkezin yerel üzerindeki denetim yetkisi kalkarak, ‘Yönetsel Yetki’ geliyor. Yani Arapçası; İdari Vesayet kalkıyor.
İdari Vesayet ne demek? İdari Vesayet; “özellikle merkezi idarenin üstünlüğüne dayalı tek bir birim (Üniter) olarak yönetilen devlet’lerde, merkezi genel idare ile yerinden yönetim alanı arasında yönetsel açıdan bütünlük sağlamaya yarayan denetim düzeneğidir. Daha net anlatımla, genel yönetim sınıfı içerisinde yer alan merkezi yönetim ile taşra teşkilatı arasında ilişki kuran ‘ işleyiş sırasıdır (Fr.hiyerarşi)’.” Bu kural, 12 Eylül Anayasası ile getirilmiştir. Ve bu kuralın, İdare hukukunda önemli yeri vardır. İdare hukukunda; farklı kamu tüzel kişilikleri arasında (Devlet tüzel kişiliğinin, kamu tüzel kişilikleri üzerinde) denetimi sağlayan yöntem olarak tanımlanır.
Örnek olarak bakanlıkların belediyeler üzerindeki denetimi. Somut örnek olarak, İmar yetkisinin ‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmesini gösterebiliriz. Bunun yanı sıra, her ne kadar özerk olduğu söylense de, Vali’nin belirleyici olması nedeniyle ‘İl Özel İdareleri’ni bir şekilde İçişleri Bakanlığına bağlı olarak görebiliriz.
Şöyle ki, il özel idareleri “Yerinden Yönetim” esasına göre özerk kamu kurumudur, fakat; yukarıda değindiğim gibi, İl özel idarelerine Valilerin başkanlık etmesi dolaylı olarak İl Özel İdareleri’ni adeta İçişleri Bakanlığına bağlı kılmaktadır. Bu da “Yerinden Yönetim” esasının resmen edilgenleştirildiğinin göstergesidir.
Çünkü; böylesi idari yaklaşım, İl Özel İdareleri’ni, görevleri bakımından merkezi yönetim ile belediye ve köyler arasında "ara düzey" niteliğe sahip ‘özerk tüzel kişiliği olan’ Kamu kuruluşu olmaktan çıkarmaktadır. Her ne kadar, özerk bir kuruluş olarak; “Vali--İl genel meclisi ve İl daimi encümeni” organlarına sahipse de, Vali’nin İçişleri Bakanlığına bağlı olması özerklik işlevini temelden kaldırmaktadır. Bu da, merkezin yerel üzerindeki yönetsel denetiminin (Arapçası, idari vesayet) somut bir kanıtıdır.
Bir yandan, “6360 ile yerindenlik(yerellik) süreci işletilip, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na bağlı kalınarak kamu hizmetleri halka yakınlaştırılmış olacaktır.” diyeceksin, diğer yandan; Büyükşehir dışındaki kentlerde İl Özel İdareleri’nin özerkliğini ortadan kaldıracaksın,
Büyükşehir dahil tüm illerde ise; kamu arazileri üzerinde her ölçekte imar planını bir yana parselasyon planı yetkisini dahi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkisine vereceksin, Yetmedi, yine aynı bakanlığa bağlı TOKİ’yi ülke genelindeki kentsel dönüşüm yetkisi vereceksin. Bu merkezileşme, yönetsel yetki (İdari vesayet) değil de nedir?
Bu noktada, Yerindenlik ile Yerinden Yönetim (Adem-i Merkeziyet/Desantralizasyon) arasındaki farkıyla, yapılmak isteneni iyi algılamak gerekir:
‘Yerindenlik ilkesi’nin uygulanabilirliğinin sınırını genellikle ülkelerin anayasalarında tanımlanan idari işbölümü belirler. Anayasamızda ‘yerinden yönetim ilkesi‘ yer almakla birlikte (yukarıda berttiğim gibi) uygulanmamaktadır. Bunun yerine geçecek genişletilmiş yetki, yani; hizmetin, kural olarak vatandaşa en yakın idari birim tarafından sunulmasını ve ancak bu birim tarafından etkin olarak sunulamayan hizmetlerin bir üst birim tarafından üstlenilmesini gerektirir içerikteki Yerindenlik ilkesinin ‘Yerinden Yönetim’in yerine geçemeyeceği için, yeni anayasa çalışmalarında “Yerindenlik İlkesine” yer vererek; yerel yönetimlerin “genel yetkili”, merkezi yönetimin ise “özel yetkili” kılınmasına çalışılacaktır.
Bilindiği gibi; “Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri Ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun”un 2004’te veto edilmesinin gerekçelerinden biri yerel yönetimi genel, merkezi yönetimi ise özel yetkili olarak tanımladığı ve bunun Anayasa’da öngörülen tekil devlet (Üniter) yapısına, “idarenin bütünlüğü”, “yetki genişliği” ve “idari vesayet” ilkelerine ve kamu yararına uygun düşmediği savlanmıştı..
Tekrar ediyorum; “Yerinden Yönetim ilkesiyle belediye ve il özel idaresi kanunlarında hizmetlerin vatandaşa en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulacağı ifade edilmiş olsa da, yerindenlik ilkesinin yukarıda ifade edildiği gibi anlaşılacak şekilde ‘yeni anayasa çalışmalarında’ anayasal bir hüküm olarak konmaya çalışılacaktır.
“Bu da şunu göstermektedir: Yerindenlik ile Yerinden yönetim, yetki genişliği bağlamında farklılıklar göstermektedir. Kısacası; Yerindenlik, bir bağlamda yerele genel, merkeze özel yetki verilmesi ve bunun salt büyükşehir belediyelerinde değil, tüm kent belediyelerinde yaygınlaştırarak; özerklik ve eyalet sistemi nin önü açılacak ve de ‘Başkanlık sisteminin’ düzlemi oluşturulacaktır.
Kesinlikle katılıyorum, Türkiye’de 1982 Anayasası’nda var olan ‘Yerinden Yönetim’ ilkesi asla uygulanmamıştır.
Örneğin; Büyükşehir Belediyesi dışında kalan diğer illerimiz (52 il), ‘İl Özel İdaresi’ne merkezden aktarılan kent hizmet paraları Valinin başkanlığında belirlenen önceliklere harcanıyor. Belediye Başkanı ve Belediye Meclis üyelerinin burada hiç etkinliği yok, etkin olan İl Özel İdaresi’nin organları; Vali--İl genel meclisi ve İl daimi encümenidir. İşte bunun adı; “Merkezi yönetimlerin yerel yönetimler üzerindeki vesayeti” dır. Bu vesayeti siz; Büyükşehirlerin dışında kalan 52 ilde tüzel kişilikleri devam eden özel idarelerde encümen üyelerinin sayısını, atanmış ve seçilmiş üyeleri 2’şer azaltıp,11’den 7’ye düşürmekle ortadan kaldıramazsınız.
“Artık, 6360 ile bu vesayet kalkıyor; kente gönderilen paralar bundan sonra ‘Belediye Meclisleri (bir bağlamda kent parlamentoları) öncelikler sırasına göre harcanacak. Bundan sonra Vali’nin işlevi, yatırımları izlemek olacak, daha doğrusu “Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanı” olarak, görevini sürdürecek.” Söylemleri samimi söylemler değil bana göre.
6360 ile Büyükşehirlerde “Merkezi yönetimlerin yerel yönetimler üzerindeki vesayeti” kalkıyor mu? Asla. Dediğim gibi, Merkez, gerek imar planları, gerekse kentsel dönüşümler konusundaki yetkilerini kullanarak, vesayetini sürdürüyor. 6360 ile yaptığı yapmak istediği, kentlerin hizmet alanlarını ve güçlerini artırarak, başkanlık sistemini, Türkiye’ye özgü, Merkez yönetim+yerel yönetim harmanlamasında, merkezin başındaki kimliğin yetkileri elinde bulundurduğu bir başkanlık sistemi oluşturmaktır.
İşletilen bu süreç, siyaset bilimiyle birlikte kent bilimin ve politikaların evrenselliğine ters, ülkemiz özgünlüğündeki bir yerellikten başka bir şey değildir.
Şunu da belirtmek zorundayız; “Kötü yasa yoktur, kötü uygulama vardır”. Evet, sizin elinizden ne kadar kötü yasa olursa olsun, o’nu kötü kullanmaz iseniz, iyi sonuç alırsınız. Bunun tersi de söz konusu, eğer siz, iyi bir yasayı kötü kullanırsanız, sonuçları da kötü olur.”
http://blog.milliyet.com.tr/chp-li-belediyeler-kapatilmalidir-yok--yok--chp-kapatilmalidir-/Blog/?BlogNo=401195
Yorumlar
Yorum Gönder