Evet, adam milletvekili, tutuyor başka adam yokmuş gibi belediye başkan adayı oluyor veya Belediye başkanı, Genel Müdür veya işadamı Milletvekili olmak istiyor. Bu süreç demokratik bir süreç değil, benmerkezci (her şeyi kendine yontma) süreçtir ve zararlıdır.
Evet, evet; her düzlemde onlar var; ticarette, bürokraside ve siyasette: Sanki gökten vahiy inmişçesine, siyasette ön saflarda görüyorsunuz, olabilir diyorsunuz, fakat ayni kişiye bir bakıyorsunuz bu sefer ticarette de ön safta, yetmedi bürokraside de ön saflarda karşınıza çıkıyor.
Genellikle sağ iktidarlar da yaşıyorsunuz bunları, fakat 1990’lar sonrası CHP’de de yaşamaya başladınız. Kim bunlar? Bunlar Tanrı’nın özel kulları mı? Yooo, sizin ve benim gibi ademler olduğunu, senden üstün yanlarının asla olmadığını biliyorsunuz.
Bundandır ki, 2002 iktidarı sonrası merkezi yapıdaki ve yerel yapıdaki, özellikle Ankara ve İstanbul düzlemindeki çıkara özdeş, yapılaşmaları kıramıyoruz. Bu nedenle buradaki Büyükkşehir Belediye başkanları, merkezi yapının korumasında almış başını gidiyor. İşte bu yapıyı yok etme şansını Ankara ve İstanbul’daki adaylarla “CHP” yakalama şansını 30 Mart’ta elde etmişken yukarıda değindiğim sağcı parti benzeşme mantığıyla bunu da ortadan kaldırdık.
Evet, Büyük kentlerdeki katkıları katlı kavşaklarla ölçülen ve katlı kavşak mantığıyla kent içi ulaşımını çözmeye çalışan bu kimliklerin, çocukları veya yakınları ticarette, bürokraside ve siyaset’te bu işin uzmanlarıyla atbaşı gidiyorlar, holdingler yönetiyorlar-ki yaşıtları daha okul kredi borçlarını ödeyememişler, onlar ise yalılar da satın alabiliyorlar.
Ayni kimlikler futbol otoriteleri ve baronlarıyla yarışıyorlar ve en önemlisi, kendilerine futbol takımı satın alınabiliyor babaları tarafından, yetmedi TV kanallarının başına getiriliyorlar; eğer çocuk birkaç tane ise, o birkaç tane bürokraside konuşlanabiliyor, siyasete uzanabiliyor. Siz, bunlardan az mı yeteneklisiniz ki, ticaret, siyaset ve bürokrasi düzleminin birinde bile yoksunuz. Evet, evet her yerde olanları destekleyen siz halkım nerelerdesin? Neden yoksun, sürünüyorsun ve bu örgütlü şebekeyi besliyorsun..
CHP’nin benzer duruştan kendini soyutlaması için, sağcı partilerdeki benzer yapılanmadan uzak durması gerekir. Asıl sözüm seçmenedir: Sen eğer yerini bilmez isen, dahası seni salt oy otomatı olarak görüp seni bu düzlemlerden uzak tutan bu dinden ve yoksuldan geçinenler ve onlara benzemeye çalışanlar senin dinini ve yoksulluğunu da daha çok sağarlar.
Türkiye’mde birkaç kişinin kazanması ne denli kolay ise, birçok kişi için de kazanmak o denli zor, yani; yaşam birkaç kişi için çok kolay, birçok kişi için de o denli zor.
Lütfen kendin için yaşamı zorlaştırıp, onlar için kolaylaştıran duruşunu bir gözden geçir; hiç değilse önümüzdeki seçimlerde bu bağlamda bir silkin, kendine gel, kentine gel; senin de ‘kendini ve kentini’ yaşamaya hakkın var, bunun için, milli iradeni çalanların adi bölüşüme hayır diyerek, evrensel adil bölüşüme düzlem oluştur.
Aksi taktirde, yavuz hırsız ev sahibini bastırır özdeyişi misali; yaşam kolaylığını yakalamış olan bu kimlikler hiç çekinmeden; "Kardeşlerim, bu ülkede milli iradeyi her zaman bunlar çaldılar. Yetmedi, bu ülkenin kaynaklarını, bu ülkenin enerjisini bunlar hortumladılar.. Son haftalarda Türkiye'nin büyümesini baskı altına almak ve faiz oranlarının artışından çıkar sağlamaya çalışmaktadırlar" şeklinde yalanlar sıralayıp, başkalarını suçlayacaklar ve seni yine inandırmaya çalışacaklardır.
En önemlisi, senin kafanı karıştırarak malı götürmeleridir. Örneğin; 29 yaşındaki İranlı Reza Zarrab, 17 Aralık 2013 yolsuzluk/rüşvet operasyonunda Bakanlarla organik ilişkide olduğu ortaya çıkıyor ve Bakan çocuklarıyla birlikte tutuklanıyor, rüşvet vermek, İran üzerinden katrilyonlar aklamak ve parayla vatandaşlık hakkı satma suçlamalarıyla..
Ve Zarrab ve diğer tutuklular için iktidar alarma geçiyor, bakanları görevinden almak zorunda kalıyor, yargı tümden değişiyor, emniyet tümden değişiyor ve, ve, ve…. sonrasında Bakanlar hakkında saklanan ve gizli tutulmaya çalışılan fezlekeler internete düşüyor:
“Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: 28 kez toplam 52 milyon dolar rüşvet almak. Suç işlemek için örgüt kurmak, sahte belgelerle ihracat, Kaçakçılık Yasası’na muhalefet.
Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler: 10 kez toplam 10 milyon dolarlık rüşvet almak, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, nüfuz suiistimali, suçluları kayırmak. Eski AB Bakanı Egemen Bağış: 3 kez 1.5 milyon dolarlık rüşvet almak. Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar: İnşaat şirketi sahipleri olan ünlü işadamlarına kolaylıklar sağladığına yönelik ithamlar var.” Tüm bunlardan sonra sen hala bunlara oy veriyor isen ben sana ne söyleyebilirim ki.
Sen acaba ileride ben de malı götürebilirim umudu mu taşıyorsun. Köprü başını egemenler tutmuş sana izin vermezler, fakat ben yine de sana ‘malı götürme’ konusunda yol bilgisi aktarayım. Bakalım, rcep ile beraber yürüyebilecek misin, yoksa her zamanki gibi şarampolden kurtulmak için çırpınacak mısın?
Mali götürmek yol bilgisi: Önce; doğaldır ki siyasal erki kafalayacaksınız ve yurt dışında bir inşaat ihalesi alacaksınız. Ve de, başlayacaksınız faturalandırmada oynamalara başlayacaksınız. Bu sahtekarlıkları, ancak Dubai üzerinden yapabilirsiniz.
Aldığınız projeler için, işi aldığınız ülkeye inşaat malzemeleri yollayın. Malzemeler için Türkiye’deki malzeme firmalarla Dubai’de kurduğunuz şirket üzerinden anlaşma yapın. Diyelim, Dubai’deki firmaya Türkiye’deki firmaya tonu 10$’dan ayva satıyor. Ayvayı taşıyan kamyonlar İran’a girerken gümrüğe bu fiyat belgelerini veriyor.
Gümrükten geçince, kamyonlar İran’da bir yerde durdur ve gerçek faturaları, Dubai’deki firmanın abartılı sahte faturalarla değiştir. Ve direkt iş aldığın ülkeye malzemeleri sahte faturalarla götür ve iş aldığın ülkenin gümrüğüne, ayvanın tonunu 100$’a, iş aldığın ülkeye satıldığını gösteren belgeleri ver ve vurgununu tamamlamış ol.
Para akışı iş aldığın ülkedeki şirketler ödemeleri Avrupa’da, örneğin Almanya’da Deutsche Bank üzerinden yaptır ve havaleyi teslim alıp parayı daha sonra temlik verdiğin isimler üzerine dağıt ve Zarrab örneği, vergiden kaçırılmış, rüşvet olarak da kullanılmaya uygun yasadışı para, küresel piyasaya entegre et, Türkiye’deki firman aracılığıyla.
İran’ın Zarrab aracılığıyla Türkiye’de yaşanan 17 Aralık 2013 rüşvet ve yolsuzluk süreciyle kesin organik ilişkisi gözüküyor. Türkiye’de ve İran’da devlet ve hükümet zirvesindekilerin işi çok-çok zor, hapishaneler gözüküyor.. Bu iş o denli kolay değil.. Berkin’imizin misketlerini tehlikeli görenler, 30 Mart’ta %45 alsalar da böylesi tehlikeleri ne kadar es geçebilecekler..
http://blog.milliyet.com.tr/Yeni_yila_ve_yola_yolsuzluk_savaslariyla_girmek/Blog/?BlogNo=442750
http://www.yusufbulut.com/index.php/makale/784-yeni-2014
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
sevket-che@hotmail.com.tr
evesbere@mynet.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder