YAPI DENETİM VE İHALE YASASI İNŞAAT SEKTÖRÜ MAŞASI MI?
23 Nisan 2014
Çalışanların Yüzde 20'si İnşaat Sektöründe olması, yani Türkiye'de ortalama her 5 kişiden birinin inşaat sektöründe çalışması bu sektörün ekonomimizin lokomotif sektörü olduğunu gösteren temel özelliktir.
Bunun yanı sıra sektörler içinde getirisi en çok olan bir sektör olduğu için. Ekonomik ve Siyasi getiri aracı olarak değerlendirilmektedir. İşte bundandır ki, inşaat sektörü üzerinde yasa ve yönetmeliklerle sürekli oynanmaktadır. Böylesi süreç de en çok 2002 sonrası işletilmiştir.
Bu duruş, her şeyi özelleştiren iktidarın özelleştirmediği TOKİ aracılığıyla siyası ve ekonomik getiri (Fr.rant) sektörü haline gelen inşaat sektörü çıkarsal boyutta sürekli biçimlendirilmektedir. Aslında evrensel bir sektör olan inşa sektörü ile plân, fen, sanat, sağlık, çevre şartlarına ve standartlara uygun yapı inşa etmek istiyorsanız, inşaat sektörünü yönlendiren göreceli yasalara değil kalıcı yasalara gereksiniminiz var demektir.
Ekonomi sektörünün itici ve çekici gücü olan İnşaat Sektörü getirisi en fazla olan sektör olduğunu söylemiştik. Eğer paranız ve siyasi bir gücünüz varsa, bu sektörde para kazanabilirsiniz, Fakat, ekonomiyi varsıl tutan görece de olsa ekonomiyi büyüten, istihdamı dengeleyen bir sektör olsa da, ülkemizin yaşadığı ekonomik krizleri de besleyebilir.
Örneğin, özel sektör projelerine “Hazine garantisi” uygulaması. Bu uygulamayı 2002 sonrasının iktidarı çok kullandı. Ülkemin ekonomik krizlerinin nedenlerinden olan, mali disiplini bozan uygulamalar yeniden başlatılıyor. Özellikle yerel seçim zaferinden sonra Başbakan bu uygulamanın tekrar önünü açarak, yandaş yüklenicilere çok daha rahat kredi olanağı yaratıyor.
Bankalar, “yükleniciye verdiğim kredinin zaten hazine garantisi var” diyerek, yüklenicilere kredi yağdırdı ve hesapsız harcamaların önü açıldı. Sonunda iktidar yakını belediyelerde olduğu gibi özel sektörün borcu Hazine’nin borcu oluyor. Yükleniciler de aldıkları kredileri ödemezse Hazine ödüyor. Aslında hazine değil, özel sektörün parasal borcunu halk ödemiş oluyor.
Anlaşılacağı gibi, inşaat sektörü gerek finans kolaylığı, gerekse sürekli yasa değişiklikleriyle adeta yandaş şirketlerin getiri düzlemine dönüştürülüyor.
İnşaat Sektörü ile ilgili yasalarla sürekli oynandığına bir örnek vermek istiyorum: Örneğin; 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 28. maddesi dayandırılarak; Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlanan ve 16.12.2010 tarih ve 27787 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliği sürecine bir bakalım: “Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yönetmelik” ile 01 Ocak 2012 tarihinden itibaren yapı müteahhitlerinin yetki belgesi numarası almaları ve ustaların ise yetki belgesi alması zorunluluğu getirerek 4 Haziran 2013’te aşağıdaki süreci işlettiler:
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın son Yapı Denetim Kanun Taslağına (Ki son olacağını zannetmiyorum) göre, sorumlu sayısını artırdı(demek ki, bakanlık olarak kendisinin hiç hatası yok).
Bu sorumluluğun süresi yapı kullanma izninin alındığı tarihten itibaren, yapının taşıyıcı sisteminden dolayı 15 yıl, taşıyıcı olmayan diğer kısımlarda ise 2 yıl olacak.
Dernek tüzüğünde veya vakıf senedinde inşaat yapabileceklerine veya yaptırabileceklerine dair açık hüküm bulunan kamu yararına görev yapan derneklerle vakıflar, ticari amaç gütmemek, tüzükte veya senette belirtilenlerle sınırlı kalmak ve yetki belgesi almak koşuluyla, kendilerine ya da kamuya ait alanlarda dini tesis, sağlık, eğitim ve yurt yapıları gibi teknik, sosyal ve kültürel altyapı tesisleri inşa edebilecek.
Görülüyor ki; devletin işlevi resmen dernek ve vakıflara devrediliyor. Bu anlamda, 100 milyon dolar bağış alan Bilal Erdoğan’ın TURGEV Vakfı size neyi çağrıştırdı ve örnek gösterilebilir mi?.
Kamu yapılarıyla toplam inşaat alanı 500 metrekareyi veya bir bodrum kat ve çatı arası hariç iki katı geçen yapılarda şantiye şefi bulundurulması zorunlu olacak. Entegre tesis niteliğinde olmayan tarım ve hayvancılık amaçlı yapılarda şantiye şefi aranmayacak. Müteahhitlerin yapı kullanma izin belgesi alınmış olsa dahi neden olduğu mevzuata aykırılığı gidermesi zorunlu olacak.
Son derece denetimsizlik içerecek bir sürecin yasal dayanağı oluşturuluyor. Ne demek; “Entegre tesis niteliğinde olmayan tarım ve hayvancılık amaçlı yapılarda şantiye şefi aranmayacak”. Mühendislikten disiplininden soyut bir inşa süreci, adeta ilkel ahır inşa etmek. Doğrusu, Yandaş Müteahhitten sonra yandaş taşeron yaratma süreci.
18 Nisan 2014 günü sürecin yeniden işlendiğine dair bir haberle karşılaştım.
Elbette ki okuduğum haber, bir yıl önceki haberin genişletilmişiydi ve Yapı Denetim Kanun Taslağına daha farklı yaptırımlar getiriyordu: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, binlerce müteahhit ve inşaat ustasına binalarla ilgili “sorumluluk süresi” getirmeye hazırlanıyor.. Yapılacak düzenlemeyle bir müteahhit, taşeron ve usta, inşaatın kritik önem taşıyan taşıyıcı sistemindeki kusur, hata veya eksikten 15 yıl süreyle sorumlu olacak. Söz konusu sorumluluk inşaatın diğer sistemleri için 2 yıl olarak uygulanacak. Bakanlığın hazırlıklarına devam ettiği Yapı Denetim Kanun Taslağı ile binanın taşıyıcı sistemi ve doğal afetlere karşı güvenli inşa edilip edilmediğini teknik müşavirlik kuruluşları üstlenecek. Meclis’e gönderilmesi yılan hikayesine dönen düzenleme, teknik müşavirlik kuruluşları için ilginç kurallar getiriyor.
Gerekli bir yaptırım. Fakat içinde bir tümce var ki, yaptırım maddesini tümden öldürüyor. İşte o tümce; “Bakanlığın hazırlıklarına devam ettiği Yapı Denetim Kanun Taslağı ile binanın taşıyıcı sistemi ve doğal afetlere karşı güvenli inşa edilip edilmediğini teknik müşavirlik kuruluşları üstlenecek. “Buna şiddetle karşıyım. Biliyorum, inşa sektörüne getiri (rant) boyutunda bakan bazı İnşaat Mühendisi meslektaşlarım da bana karşı çıkacak ve yine de ‘Mandıra Profesörü’ gibi “Ben denetimin teknik müşavirlik şirketine verilmesine karşıyım”.
Nerede, TMMOB ve ona bağlık Meslek Odaları?
Siz Ticaret ve Sanayi Odalarına, Mali Müşavirlik şirketlerini daha denetleme yetkisi vereceksiniz, Ticari ve Sanayi işletmeleri yetkisi vereceksiniz, Mühendislik ve Mimarlık hizmetlerinde Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ni dışlayacaksınız, hade be ordan!
Evet, anladığınız gibi; Özellikle 2002 sonrasının iktidar(AKP İktidarı), on dakikada bir Yasa çıkarmakta, ya da var olan yasayı yenilemektedir. Bu süreci işletirken asla, ilgili sivil toplum örgütlerine örneğin, TMMOB ve bağlı Odalarına danışmamakta veya danışmaları oynamaktadır. Siz eğer, Mühendislik ve Mimarlık hizmetleriyle ilgili yasalaşmalarda, dünyanın saygın kuruluşu Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB)’ne ve ona bağlık ilgili Meslek Odaları’na baş vurmuyorsanız veya başvuruyorları oynayarak dikkate almıyorsanız. Bu duruşunuzla, amaçlı bir şekilde bu işin içinde bir yanlışlığı kurumsallaştırıyorsunuz demektir. Ve böylesi kurumsallaşma sağlıksız bir inşa sürecini, sağlıksız inşa süreci de mal ve can kayıplarını beraberinde getirmektedir.
İşte küçük bir örneği: Biliyorsunuz, "Konya'da yoldan çıkan araç, karşı yola girdi ve 10 kişi yaşamını yitirdi.." En belirgin hata teknik bağlamdaki mühendislik hatasıdır. Evet, yol inşaatlarında yatay kurplar (viraj) ve düşey kurplar (kasisler) son derece sağlıksız yapılmaktadır, biliyorsunuz var olan yola koşut(paralel) yol inşasıyla duble yol inşa edilmektedir, yatay kurplar da eski kurpa uyarlanmaktadır. Bu uygulamada, yani yatay kurplarda merkezkaç kuvvetini engellemek için dever inşa edilmek zorundadır, bunun yapımında milimetrik hata yapma lüksünüz yoktur, çünkü hızla yatay kurpa (viraj) girince araçlar yoldan çıkmakta ve ölümcül kazalara neden olmaktadır. Anlayacağınız, yeni yolun deveri de eski yolun deverine uyarlanarak hatalı yapılmaktadır ve araçlar savrulmaktadır.
İkincisi, düz yolda direksiyon hakimiyetini kaybettiren düşey kurplardır(yani kasisler), bunların çoğu hatalı inşa edilmektedir ve bu kasise hızla giren araçla karşı yola geçerek ölümcül kazalara neden olmaktadır..teknik hatalar teknik yetersizliklerden meydana gelir..bunların üst düzey yöneticisine bir gün "kurplar hatalı, özellikle yatay kurp'ta(viraj) deverler mühendislik disiplininden uzak inşa ediliyor, bunlara dikkat edin" deyince, bana sonradan yalnız kalınca "söz arasında deve meve dediniz o ne?"sorusu sormaz mı, evet, deveri bilmeyen bir üst düzey karayolları görevlisi..düşünün, sgb'lığında 2 yıl mektupla öğretim almış kişi inşaat daire başkanı..yakındır medrese mezunlarını t.c.k genel müdür yapmaları..
http://blog.milliyet.com.tr/curuk-binalari-degil--curuk-bina-yapanlari-guclendiriyoruz/Blog/?BlogNo=332798
http://www.radikal.com.tr/yorum/iyi_yasa_saglam_bina-601666
http://blog.milliyet.com.tr/tmmob-den-intikam-mi-alinmak-isteniyor/Blog/?BlogNo=422787
………………………………
http://blog.milliyet.com.tr/firsatlari-ulkesi-turkiye-ve-insaat-sektoru/Blog/?BlogNo=406680
http://blog.milliyet.com.tr/kamu-ihale-kurumu-kik---ile--devlet-ihale-kanunu-dik---nun-son-durumu/Blog/?BlogNo=356998
http://blog.milliyet.com.tr/kamu-ihale-kurumu-kik--ve-devlet-ihale-kanunu-dik--nu-anlamak/Blog/?BlogNo=355039
http://blog.milliyet.com.tr/curuk-binalari-degil--curuk-bina-yapanlari-guclendiriyoruz/Blog/?BlogNo=332798
9 kez değiştirilen KİK ve http://blog.milliyet.com.tr/muteahhit-in-teknikeri-vurmasi-ve-kik/Blog/?BlogNo=179992
http://blog.milliyet.com.tr/insaat-sektoru--toki-ve-muhendislerin-durumu--1/Blog/?BlogNo=109723
http://blog.milliyet.com.tr/insaat-sektoru--toki-ve-muhendisler-2/Blog/?BlogNo=109922
Not: Bunların, İhale Yasası ve Yapı Denetim Yasası bütünündeki Yasa düzenlemelerine ve ilgili yönetmeliklere değinmeye gerek yok, çünkü sayfalar yetmez böylesi tekrarlara; sadece önceki yazılarımın linklerini vereceğim ve isteyen arkadaşlar, AKP iktidarının bu konularda ne denli samimi olduğun görsün.
Şevket ÇORBACIOĞLU
Önceki Türk Mühendisler Birliği Derneği
Genel Başkanı ve TMMOB-İMO
önceki Genel Teknopolitikalar Platformu
evesbere@gmail.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder