GÖKÇEK’İN SULU GÜRÜLTÜSÜNE GÖRE KIZILIRMAK SUYUNU İZMİR KULLANDI VE AZİZ NESİN’İN NOBEL ŞANSIZLIĞI
Aylardır, Ankara’da bir “su” kavgasıdır gidiyor. Bir yanda, CHP Milletvekilleri, bir yandan ilgili Meslek Odalar ve her yanda İsmail M. Gökçek.. Her yanda diyorum, çünkü her olayda o var, her şeyi biliyor, her şeyi kovalıyor, ta ki R.T.Erdoğan’a toslayıncaya dek. Orada, duruyor. Durup ara vermese, değil Ankara halkını, ailesini bile bıktıracak. R.T.Erdoğan ve yeraltı dünyasının dışında yerüstünde kimseden korkusu yok..
Bir katlı kavşak sendromudur yaşıyor Ankara’mız. İsmail, Biliyorsunuz; Başkent’te su kavgasını Büyükşehir Meclisine de taşıdı.. Dahası, kavga Büyükşehir Belediye Meclisi’ne de sıçradı. Gökçek, suyun temiz olduğunu kanıtlamak için deney yaparken CHP sıralarından gelen, “Siyasi şov yapmayın” eleştirisine, “Dam başında saksağan, bahçelerde maydanoz, gel bize bazı bazı” sözüyle yanıt vermesi beni kendisine hayli güldürdü. Kendince espri yaptı yapmasına da; T.C Başkentinin Belediye Başkanını böylesi ifade basitleştirdi.
Tartışmanın konusu; Ankara şebeke suyunun, dahası halkın bir kısmının içtiği musluk suyunun ‘koktuğu’, ‘ishale neden olduğu’ iddiası.
Bu yaşananların başaktörü; İsmail M. Gökçek. Şimdi çıkmış yandaş medyada bu konuyla ilgili basın açıklamaları yapacağını söylüyor. Kiminle; “Geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla şebeke suyundaki ishala neden sülfat oranı 5 misli artmış diyen ASKİ’nin Genel Müdürü ile. 17 Eylül 2014, saat 23:00’teki Basın toplantısında, kendilerine “Sülfat nedir?” sorusu sordurarak sülfatla birlikte kendilerini de aklamaya çalışacaklar.
Özellikle billboardlardaki devasa afişlerle tanıtım yapması ve de kendi kanalı Beyaz TV’de program yapmaya karar vermesi bir yana, gazete ilanlarında kullandığı bazı ifadeler gerçekten trajikomik ifadeler:
“Ankara’da ishal yalanı (Kimse böyle yaygınlıktan söz etmedi, olabilir dendi)
- —Sülfat nedir (Sülfat; organik olmayan Kimya’da sülfürik asit ‘in bir tuzudur ve İshala neden olur)?
- —İshal vakaları Ankara’da mı çoğaldı İzmirde mi? (Konuyla İzmir’in ilgisi ne? İyi de, neden İstanbul değil de, İzmir, çünkü İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP’nin), Şebeke suyunu biz hiç kullanmadık, hatta yemeklerde bile. Kullanan aileleri yıllardır sürekli uyardık. Geçenlerde birini aradım.. “İçmeyi 5 sene önce bıraktık, artık yemeklerde de kullanmayacağız, çok pis akıyor ve kokuyor zaman-zaman.” dediler.
Belli ki, halk tedirgin. Zehirli kimyasallar içeren su ve yiyecekler, anında olumsuz etki vermez, süreç içinde ölümcül hastalıkları tetiklerler.
Biliyorsunuz; Ukrayna'daki Çernobil nükleer santral patlamasından (26 Nisan 1986) sonra radyasyondan Karadeniz Bölgesi dolayısıyla çay ve fındık etkilenmişti. Dönemin Sanayi Bakanı Cahit Aral, halka "içiniz rahat olsun" mesajı vermek için kamera önünde çay içmişti (8 Aralık 1986). Hatta, başbakan Turgut Özal ise az radyoaktif çayın daha lezzetli hatta sağlık açısından faydalı olduğunu söyleyerek destek çıkmıştı.
Ve şimdi de Melih Gökçek, canlı yayında su içerek "Suyumuz temiz..Ankara'daki su tartışmasının arkasında su arıtma cihazı satanlar var.. Yahu benim içtiğim suyun üzerinde ne yazıyor: ASKİ. Yani bu ne suyu şebeke suyu. İşte CHP budur ya, bu kadar cahil..” benzeri, komedi sahnelerini aratmayacak açıklamalarda bulundu. Tanırsınız kendisini. Damacana suyunu şebekeye bağlamadığını söyleyemezsiniz.
Gökçek’in suyun sağlıklı olduğunu savunurken açıkladığı raporların Ağustos değil, Temmuz ayı raporları olduğunu söylüyor yetkililer.
Peki Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun şu çelişkili açıklamasına ne demeli; “Ama bu sürede kokusu, rengi dışında Ankara suyunda sorun yok… Ben çeşme suyu tüketmiyorum. Damacana suyu tüketiyorum..”
Ve sonunda anlaşıldı ki; Kızılırmak suyunu, gizlice İzmir Büyükşehir’in kullandığı; yetkililerce açıklandı; “İzmir’deki bağırsak enfeksiyonları Ankara’ya göre son 15 günde daha yüksek. Mevsimlere bağlı olarak son 15 gündür üst solunum enfeksiyonlarında olağan bir artış var."
Tüm bunlar, gülmece malzemeleri. İnanın, Aziz Nesin zamansız öldü. Gerçekten çok şansız. Nesin, malzeme bulmakta hiç zorlanmaksızın, sayısız gülmece yapıtları hazırlar ve bir değil, birkaç kez Nobel alırdı.
İnanın; Kızılırmak’a onlarca kentin atık suları arıtılmadan veriliyor. Ankaralılara şu anda diğer kentlerde yaşayan insanların atık suları, içme sularına karıştırılmaya başlanmış durumda. Mogan’da ölen balıkların nedeni de bu.
Lütfen, doğayı ve doğanı, kentimizi ve kendimizi öldürtmeyelim.
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder