KURTLAR VADİSİ PUSU VE IŞİD’İN ELİNDEKİ 49 REHİNE
IŞİD tarafından Irak'ın Musul kentinde rehin alınan konsolosluk çalışanları serbest bırakıldı (20 Eylül 2014).
101 gündür IŞİD denen İslami terör örgütünün elinde rehin bulunan 49 insanımızın (3’ü Iraklıymış) serbest kalması ve ailelerine kavuşması, en az aileleri kadar beni de sevindirdi; geçmiş olsun diyor vatan topraklarına hoş geldiniz diyorum.
Sevincimiz büyük. Ulus olarak üzerimizden kalkan bu gerilim sonrası ayrıntıya girebiliriz.
Şu soruları herkes soruyor.
Kurtarıldı mı, yoksa serbest mi bırakıldı?
Cumhurbaşkanına göre kurtarıldı, Başbakana göre serbest bırakıldı. Cumhurbaşkanlığı yapan R.T.Erdoğan: “Irak’ta bir süredir alıkonulan Musul Başkonsolosumuz, ailesi ve Başkonsolosluğumuzda bulunan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, yapılan başarılı bir operasyonla kurtarılmıştır”
62. T.C. Hükümetinde başbakanlık yapan Ah. Davutoğlu: “Bu gece sabaha karşı yarım sularında ilk temaslarımız yoğunlaştı ve sabah 05.00'de de ülkemize geldiler.”
62. T.C. Hükümetinde Dışişleri Bakanlığı yapan Mevlut Çavuşoğlu; “Aracılar vasıtasıyla daha önce yapılan temaslarda rehinelerin bırakılacağı sözlerinin verildi. Ancak bu tarihlerde sözlerin yerine getirilmedi. En son verilen tarih 20 Eylül’dü. Dolayısıyla verilen bu tarihte de gereken yapıldı”
T.C TBMM’inde milletin vekilliğini değil, Gaziantep AKP Milletvekilliği işi yapan Şamil Tayyare, özür dilerim Tayyar: “Türkiye’ye getirilen diplomatlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum, hepimizin gözü aydın..IŞİD operasyonuna Türkiye’nin katılmama gerekçelerinden biri rehinelerdi. Bu kritik süreçte serbest bırakılması CİA’nın bir hamlesidir. Türkiye ile IŞİD arasında irtibat kuran geri zekalılar herhalde yeni oyunu farketmiştir.”
Terör yapan ve kafa kesen IŞİD’in yayın organları ise;bir haftadır yaşanan pazarlıklar sonucu gerçekleştiğini söylüyor.
T.C’inde yurttaşlık yapan Şevket Çorbacıoğlu: “Ben, her ne kadar birileri, birilerine ‘siasi rant adına’ Polat Alemdar rolü yüklese de, Tayyar’a, Çavuşoğlu’na ve Davutoğlu’na güveniyorum ve rehinelerin “ Kurtlar Vadisi Pusu” senaryolarındaki gibi kurtarıldığını düşünmüyorum. Bu gizemli gücüm olsa ben Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi kullanır ve siyasi ranta tahvil ederdim. Bu bir pazarlık sonrası serbest bırakmadır ve insanlarımızın yaşamı noktasında başarıdır. Burada sorgulanması gereken pazarlık ve IŞİD ilişkiler kuşkularıdır. R.T.Erdoğa’nın açıklamaları 2015 seçim yatırımından öte bir anlam taşımamaktadır. 46 insanımız üzerinden, böylesi bir kurgusal söyleme gitmek hiç de ethik değildir.
Gelelim ‘Kurtlar Vadisi Pusu’ dizisine. Seyrediyorum. Seyretmemin nedeni, dizideki ‘Muro’ karakteri idi. Muro, milliyetçi ve bölücü terörist kimliğin, sosyalizmle harmanlanmış traji komik karakteri idi. Bu karakter, toplu ölüm ritüeline kurban gidince de diziyi seyretmeye başladım, çünkü bazen beni absürt komediler de izlerken dinlendirebiliyor Evet; komplo teorileri ve oportünist bir söyleme dayalı senaryolarla derin devleti aklamak için eli kanlı tetikçileri besleyen bir dizi olmasına karşın, başrol oyuncusunun yeteneksizliğini ve konuların abartısı beni güldürüyordu.
Gün gelecek, Yeşilçam’ın aşk filmlerini, “Arabesk” gibi trajikomik senaryoya dönüştüren Gani Müjde, “Kurtlar Vadisi Pusu” dizilerini de senaryolaştıracaktır ve yönetmen Ertem Eğilmez de filmini yapacaktır veya ben..Fakat bu düşüncemden vazgeçmiş, çünkü bu derin devlet dizisine bu haliyle de gülebiliyordum, ta ki 3 sene öncesine dek.
Film nedense son senelerde güldüren yanını yağdanlığa ve yandaşlığa endeksleyerek, salt makarnacıyı inandıran R.T.Erdoğan sanal duruşlarına bağlayan senaryolarla yazılmaya başladı. Gündemlerin efendisi Rcep, gündem mi değiştirdi, anında Polat Alemdar’da gündemini değiştirerek, Irak’a, Suriye’ye, kısacası Orta Doğu’da at üstünde değil Hulya Avşar’ın Hummer Jip’leriye cirit atıyor.
Polat Alemdar, mafyayı çökerterek dünya baronlarının karşısına çıkarken gerçekten gülüyor ve eğleniyordum. Bu senenin ilk ölümünü belki düzelmiştir diyerek seyretmeye başladım. O da ne!!?? Kurtlar Vadisi Pusu şiddet kültürü üzerinden beslenerek, izleyici ararken; popüler politik figür Rcep icraatları üzerinden prim yapmaya çalışıp, diziyi Rcep’in modern propaganda ürününe dönüştürmeye başladı.
Duyduk ki, dizinin senaryoları, RÇT.Erdoğan’ın köşke taşıdığı danışmanı Yiğit Bulut ve diğer danışmalar Rcep icraatlarına göre biçimlendiriyorlarmış. Yani, AKP, iç plitik veya diplomatik bir icraat mı yaptı, ertesi gün hemen senaryolaştırılıp K.Vadisi Pusu’ya yapıştırılıyor. Örneğin; Gezi Halk Hareketi, 17 Eylül Yolsuzluk operasyonu, Suriye, Irak bütünündeki Orta Doğu Politikası, Batı ile ilişkiler mi yaşandı, anında Kurtlar Vadisi Pusu aracılığıyla ekranda.
Efsane, önce Gezi Eylemcilerini ve onu besleyen faiz lobisini halletti, ardından Paralelcileri halletti. (Biliyorsunuz, Paralelciler, yani cemaatçılar Ergenekon ve Balyoz operasyonlar yaparlarken, Tayyip ve onların yanında, askerlerin karşısındaydı, şimdi senaryosunu değiştirdi ve askerlerin yanında yer aldı, meğer Cemaat askerler kumpas yapmış:)). Bir ara, Esad’ı dövüyordu ve şimdi IŞİD’ı hallediyor, adeta R.T. Erdoğan söylemleriyle.
Ve dünyanın en acımasız efendisine(Para babası Rothschcild hanedanlığın), yani paraya baş kaldırmaya karar verdi. Evet;Düşman koltuğunda bu defa, bu coğrafyaya hakim olmak isteyen uluslararası güçlerin oluşturduğu ve dünyanın en zengin ailelerinin idaresindeki “küresel çete” oturtmuş, fragmana göre. Polat ve ekibi, yani R.T.Erdoğan ve ekibi dünyaya hükmetmek için Avrasya’yı yönetmeye kalkanlarla mücadele etmeye başladı.
İşin özü, Kurtlar Vadisi Pusu beni güldürmüyor artık, sinirlerimi bozuyor, seyretmeyeceğim. Ama, 49 rehineyi Operasyonla IŞİD’in elinden kurtardık denmesi beni hayli güldürdü, seyredeceğim.
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder