SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ DE ŞEHİRLERARASI OTOBÜSLERE SİNMİŞ PERSONEL KİMLİKLİ EŞKİYALAR TARAFINDA ENGELLENMEYE BAŞLANDI
Evet; seyahat özgürlüğümüz de şehirlerarası otobüslere sinmiş personel kimlikli eşkıyalar tarafında engellenmeye başlandı:
Daha önce yaşanan bazı olumsuzlukları gözlemlediğim için; “ Kamil Koç Turizm Otobüsleri(KK)” ile yolculuk yapmamaya karar vermiştim. Fakat; 28 Nisan 2017 günü, acilen İstanbul’a gitmem ve de aynı günün gecesi geri dönmem gerektiğinden, gidiş dönüş bileti Kamil Koç Turizm Otobüs firmasında bulunabilmişti.
Ankara, AŞTİ’den 09:30’da hareket edilerek, 16:00 sularında İstanbul Asya yakasındaki Ataşehir terminaline indik. Servis araçları geç gelip geç kalkacağını öğrenen yolcular terminal personelleri ile tartışmaya başladılar. İstasyon personelleri hayli agresif duruş sergileyince, araya girip her 2 kesimi yatıştırdım. Personelin birbirine hitabeti de hiç etik değildi. Çünkü bazı konularında birbirini suçluyordu..
İstanbul’daki toplantım 23:00’te bitmiş ve gece 0:30’da Ankara’ya dönmek için, Kadıköy Rıhtım caddesindeki Yazıhanesi’nde beklemeye başladım. Kadıköy’deki yazıhanesine erken gittiğim için; yaşananları gözlemleme olanağım oldu.
Birincisi; servis araçları geç ve yetersiz gelince yolcular ve personel arasında yine tartışmalar yaşanmaya başladı. Sonunda zar-zor olsa da otobüsün kalkacağı terminale vardık. Ve, 00:30’da kalkması gerekirken, tam yarım saat sonra, gecenin 01:00'inde, yani 29 Nisan'ın ilk saatinde hareket edebildik.
16 KK 548 plakalı yolcu otobüsünün sürücüsü ve Host diye tanımlanan personel, özellikle Host formasız ve de rahat ilgisiz bir personel izlenimi veriyordu. Otobüsün içinde bir nevi külhani.. İlk servisini yaptı, insanlar ikramlarını bitirmeden çöp torbasını gezdirerek çöpleri topladı. İkramları bitiren bizler öndeki koltuğun arkasındaki filelere tıkıştırdık, çünkü KK’nın personeli rahatsız bir kişi idi..
İkincisi, KK sürücüsü ve personeli sürekli sesli konuşuyor ve yolcular rahatsız oluyordu. Yolculuk anında uyumadığım için seslerini dinliyor, yaptıkların görüyordum. KK sürücüsü, sürekli sigara içmeye başladı. Sigarayı bırakınca sürekli telefonla konuşur oldu. Öylesi konuşma ki, eli yoruluyor, telefonu diğer eline veriyor ve tek eliyle otobüsü kullanmaya devam ediyordu.
04:00 sularında mola verildi. Terli olmam nedeniyle dışarı çıkmadım. Mola bitti su servisi yapılmaya başlandı. Loş ışıkta su servisi yapıyor Host. Yolcular göremiyor servisi nasıl yaptığnı net olarak göremiyor. Host’un elinde eldiven yo, iç içe geçmiş plastik bardakları kirli parmakları çıkarıyor ve suyu veriyor.
Bana gelince, eldiven neden takmadığını soruyorum, tersliyor. Olguyu hakaret boyutuna getirmeye başladı ve kendi-kendine; “Dur sen, şimdi görürsün” diyerek. Elindekileri fırlatarak, şoföre koşmaya başladı. KK sürcüsü durdu. Host bana dönerek; “Gel ulan, in aşağı” diye bağırmaya başladı. Ne oluyor diye yerimden fırladım, yolcular araya girdi. KK sürücüsü kerhen müdahale etti.
Host hala bağırıyor ve tehdit ediyor. Yolcular korkudan sinmiş olayı izliyorlar. KK Host’u, KK sürücüsüne; “Ulan bu yolcular acayip şekil. Adam parmağımı soktum diye içmiyor, sanki şey..soktum “diyerek, plastik bardağı kırıştırıp KK sürücüsünün direksiyonuna fırlatıyor. Bana dönüp, “Ulan, o zaman başka otobüse bin..” tehdidinde bulanarak bağırmaya devam etti. Ne yolculardan, ne de sürücüden” gereken tepki yok, birkaç cılız sözden başka..
155’i aradım, tüketici ve satıcı ilişkisi denerek 175’e havale etti. Orası da, KDGM(Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü)’nü önerdi. KDGM’de sözlü şikayet almıyoruz diye geri çevirdi. Sadece 153 şikayetimi dinledi ve gereğini yapacaklarını söyledi.
Nasıl bir ülke olduk!?
Bu ülkede resmen güvende değiliz. Bırakın seyahat özgürlüğünü, yaşam hakkımız yok? Yaşam garantimiz yok. Sizi tehdit ediyorlar, dövmek için seyir haldeki otobüsü bile durdurabiliyor ve de seyahat özgürlüğünüzü yok edebiliyorlar. Fakat şikayet merci bulamıyorsunuz. Hakarete uğrayanlar da bunlar gibi eşkıyalık mı yapsın? Hayır! İyi de o zaman beni koru, benim özgürlüğüm ile oynatanlara yaptırım uygula, adaleti sağla, kişiliğimi, kimliğimi örseleyenlere değil bana sahip çık, hakkıma tecavüz edenleri engelle!!!
Benim hakkımı sen koru; ben korumak zorunda kalmayayım ve de kaosa neden olmayayım.
Toplum yoksa ‘birileri tarafından’ kaosa mı sürükleniyor?
Neden o birileri, bu kaosun içinde kendilerinin de boğulacağının farkında değil!?
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder