FAİR PLAY’IN EFENDİSİ CANAYDIN’I KAYBETMEDİK
Her insanın yaşadığı ve yaşayacağı kaçınılmaz gizemli kural karşısında “Kaybettik!” sözcüğünü kullanırız. Şu bir gerçek ki; olguyu bize yaşatan yakınlarımızı, tanıdıklarımızı, eş-dostu, mahallede, yolumuzda ve tüm ortak çevrede sürekli rastladığımız kişileri bir daha görmeyeceğiz.
Bu bir kaybetmek midir? Eğer biz o kişinin yaşattıklarını yaşatabilirsek, kaybedildiğini değil de, zamansız veya zamanlı aramızdan ayrıldığını düşünenlerdenim.. Hoşgörülü ve onurlu duruşuyla gönüllerde yer edinmiş Canaydın beyefendi, elbetti ki bir daha karşımıza çıkmayacak, fakat o erdemli duruşu hep gönlümüzde yaşayacaktır…
O futbolun, Galatasaray’ın, erdemin, hoşgörünün, kararlılığın, üretkenliğin, güvenin, dürüstlüğün, cesaretin ve de Fair Play’ın efendisi beyefendi bir insandı Salt Galatasaray değil, futbol değil, tüm güzel şeyler söylendiğinde Özhan Canay’dın akıllara gelecektir. Böylesi yaşayan bir kimliğin kaybından söz edemeyiz, yaşarken kaybettiğimiz kimliklerin olduğu dünyada.. Evet, sayın Canaydın; güle, güle. .
Seni kaybetmedik, sadece zamansız ve erken aramızdan ayrıldın. Yaşattıkların bizde yaşayacaktır.. Tüm yakınlarının acısını paylaşır, Allah'tan rahmet diliyorum… Tekrar güle, güle.. Eğer birileri, hoşgörü bir sanat derse, ‘bu sanatı, ülkemde değil, gezegenimizde en iyi icra eden kişi Canaydın derim’.. Ne diyor sayın Başkan ailesi ile yaptığı son görüşmelerde "Beni fazla dolaştırmayın, kulübe veya Galatasaray Lisesi'ne götürmenize gerek yok, direk işyerimin yanındaki Organize Sanayii Bölgesi Camii'ne götürün" Kendisiyle ilgili çok yazı yazdım.
Bir yazı var ki, zaman-zaman okurum. 17/05/2008 günkü yazımın başlığı “Özhan Canaydın’ın Kalli Zamanlaması” Şunları yazmışım:
Bazı gerçekler vardır ki, gerçeklere ulaşma adına zamanlamasının çok iyi yapılıp gündeme getirilmesi gerekir. Özhan bey hep bunu yaptı. Yani; neyi ne zaman söyleyecekleri konusunda dikkatli davrandı. Ve birilerinin kabullenemediği, fakat küçümsemekten de geri kalmadığı başarıların altında böylesi bir duruş yatmaktadır.
Galatasaraylılığın bu bağlamdaki hassasiyetini hep takdir etmişimidir. Çünkü böylesi bir duruş Galatasaray’ın zor koşullarda bile başarılı olabileceğini göstermiştir kamuoyuna... Eğer bir takım son 10 yılda, en zorlaştırılmış koşullarda bile 6 kez şampiyon oluyorsa, Canaydın duruşlarını GS’da ne denli güçlü bir ilke olduğunun kanıtı olarak karşımıza çıkarmaktadır.. Zamanı, zamanında değerlendiremeyenler, zamansızlığın kurbanı olmuşlardır hep..
Bu nedenle; kimse çıkıp, neden Kalli ve Hakan Şükür gerçeğini dün değil de, bugün gündeme getirdi demesin ve de bu doğrultuda yanlış değerlendirmede bulunmasın. Zamanlaması yerinde idi ve söylediklerinin tümüne katılıyorum: -İpler kopunca Kalli ile muhatap bile olmadım. 5-1´lik Leverkusen yenilgisi sonrası hiç bir şey yokmuş gibi karısıyla gülüp eğleniyordu....
- - Kalli konusunda tüm yetki Adnan Polat’taydı. Günahları da sevapları da ona aittir. Ancak Kalli’nin 6 hafta kala kaçıp gitmesi, Polat’a karşı bir ihanettir
- - Polat oyuncularla ondan habersiz konuştuğu için gitmiş. Galatasaray Başkanı istediği zaman takımla toplantı yapar. Ben hastayken, çocuklara ziyaret izni vermemiş
- - Kendi kampa gelmezdi. Hakan kızını, Lincoln kuzenini getirdi diye kadro dışı bıraktı. Lincoln’ü hiç istemedi; Sabri, Şaş ve Şükür’ün gönderilmesini istedi, göndermedik
- - Başkan olduğum yıl, TMSF, Galatasaray’a el koymak üzereydi. Tıpkı İstanbulspor gibi. Yeni çıkan kanunla borcun yarısını nakit ödedik ve kaosu bitirdik
- - 2008 seçimlerine girseydim, oyları silme alırdım. Camianın ileri gelenleri, devletin makamları, Kulüpler Birliği ‘bırakma’ dedi. Ama ben zirvedeyken bıraktım
- - Galatasaray’a bir borcum vardı, ödedim. Şimdi bu şerefi yeni jenerasyona bıraktım. Hakan Şükür’ün yerinde olsam, benim gibi yapardım, zirvedeyken bırakırdım
- - Sami Yen’e bir kez gelmeyenlerin yazdıkları beni üzdü. Ama görev yaptığım her günden keyif aldım. Çünkü Galatasaray, Türk spor tarihinin bir numaralı markasıdır
- - Şimdi Altınoluk’tayım. Çok mutluyum.Sarı-Kırmızı çiçekler dikiyor, bisikletle turluyorum. Aynaya baktığımda estetik ameliyat olmuş gibi hissediyorum”
- - Başkanım, siz estetik ameliyatı olmadınız, Galatasaray’ı gelecek adına estetize ettiniz. Bu da yapay bir süreç yaratmadı, Galatasaray natürelliğini daha da güçlendirdi. Kutluyorum sizi. Siz iyi bir zaman hocasısınız. Tam zamanında yerinize iyi bir zaman hocası bıraktınız. Adı Adnan polat… Ben güveniyorum o’na.. Her şeyi zaman faktörü ile çözüp GS’yi varsıllaştıracağına inanıyorum. İsterim ki bazıları da sizin gibi zamanında karar verme duruşu gösterir ve Galatasaray zamanlarını daha da varsıllaştırır.. Güle-güle Büyük Başkan...
ŞUTLUYORUM
Yorumlar
Yorum Gönder