HALK OYLAMASINDAKİ 58 İLE 42 ARASINDAKİ FARKI 16 SANANLAR
Halkoylamasındaki %58 ile %42 oranı bir uyarıcıdır ve bu uyarıcıyı birileri yanlış algılıyor. Yani yanılsama içindeler. Bir başka söylemle, düşü gerçek gibi görüyorlar. Bu iki rakam arasındaki farkı 16 olarak düşüenler, CHP’nin %42’deki etkinliğini dikkate almayıp, 16 yanılsamasını CHP’ye malederek CHP’nin bölünme sürecine girdiğini söylüyorlar.
Hayir beyler; 58 ile 42 arasındaki fark 8’dir ve bu “Hayir” ile “Evet” arasındaki farktır. Abartılacak bir fark değildir. Hemen-hemen yarı-yarıya “Hayır ve Evet” değerleri çıkıyor karşımıza. Eğer CHP kendine olan güveninin artırır ise, aradaki bu farkı tersine çevirerek AKP’yi bölünme sürecine sokabilir.
Evet; bölünme sürecine giren CHP değil, AKP dir.. Bölünme ‘Başkanlık’ tartışmalarıyla zirvede başladı gibi. Yani sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında. Bilmem bu sefer de uzlaşabilirler mi? Bana göre bu sefer uzlaşma olasılığı çok düşük. Çünkü aralarında düşünsel farklılıklar var. Burada; sayın Gürsel Tekin’in “Köşkü Emine Erdoğan’da Protestö ediyor” değerlendirmesini yabana atmamak gerekir.
Çankaya’da başkan olarak otursanız daha mı farklı olacak?
1982 Anayasası güçlü bir Cumhurbaşkanlığı sistemine dayanıyor. Daha fazla yetki neden isteniyor? Sorusu karşısında, sayın Cumhurbaşkanı şunları söylüyor: “ Tek cümlelik cümleler yanıltıcı olur. Şakası da yok. Başkanlık sisteminin kongresi, yetkileri, seçim sistemi, kontrol dengeleme sistemi farklıdır. Sadece yasa değil onun ötesinde farklılık olur.
Milletvekillerinin seçim şekli farklı olur. Tarihimize baktığımızda biz Türklere sempatik gelebilir. Ama buradan da hakanlık sultanlık anlayışı çıkmamalı. Başkanlık sisteminin her ülkede farklı uygulamaları var. Parlamenter sistemin de avantajları var. Onun ya da başka sistemin lehine bir şey söylemek istemiyorum. Zamanı gelince tartışılır. Öyle bir gün gelir ki, görüşümü çok açık söylerim. Açıklarım…”
Söylenedikleri, özellikle “Öyle bir gün gelir ki, görüşümü çok açık söylerim. Açıklarım…” cümlesi bölünmenin olası işaret fişeği gibi geldi bana.. Konda araştırma şirketinin sahibi Tarhan Erdem’, yine CHP’ye kondurdu: “… ‘Evet’i savunanlar kazanmış, ‘Hayır’ı savunanlar kaybetmiştir. Ben bu sonucun mutluluk getireceğine inanıyorum..
CHP’nin oy kazandığının ya da kaybettiğini açık değil .. AKP geçen yıl yerel seçimlerdeki oyunu arttırmıştır… Bölünmenin olacağı yanlıştır, büyük parti kavramının öldüğü de, Ak Partinin oylarının değişmeyeceği de, gerçek değildir...” Konda araştırma şirketinin sahibi, yerel seçimlerdeki tahminleri çıkmadı ve sonrasında sesi de…Yani geri çekildi..Fakat, halk oylamasında tahminleri tutunca, sesi yükseldi ve CHP’ye atıp tutmaya başladı…
Kesinlikle, i”Evet ve Basket” yazımda belirttiğim gibi CHP’nin, oyları en az % 30’lardadır. Erdem bey bunu söyleyemiyor. Ancak “CHP’nin oy kazandığının ya da kaybettiğini açık değil..” diyebilmektedir.. Bir insan; bu denli CHP karşıtı olabilir..İnsaf!!! Bir zamanlar bu partinin genel sekreteri idi.. Ayrıldıktan sonra CHP düşmanı kesildi ve Kondasi ile sürekli kasıldı..
Kendisi varken CHP iyi, yokken CHP kötü.. Kim inanır ?! Çünkü CHP yönetiminde iken, CHP’nin oyları daha da geriledi. Ve şimdi çıkmış CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu başarısız göstermenin zorlu ve gizemli savaşını veriyor “CHP Politikalarıyla söylem tarz ve içeriğini tamamen değiştirir, kurulu düzene karşı ve insan haklarından yana politikalar oluşturmalıdır, ancak o zaman AKP ile yarışabilir..” diyerek.. Belli ki, yeni lider, yeni kadro arayışında..
Sayın Baykal söylediklerini, sayın Kılıçdaroğlu için de sıralamaya başladı.. Sayın Erdem; belli ki, “İlle de biz, diğerlerini istemeyiz” modundan kendini kurtarmaya niyeti yok. İki polis memuru Ankara- Kurtuluş Parkı’nda el ele dolaşan, bank ve çimlerde oturan genç çiftleri “uygunsuz oturuyorsunuz” diyerek uyarıp kimlik kontrolü yapması ve “hakkınızda tutanak tuttuk, haydi gidin şimdi” diyerek gözdağı vermeleri.
Kültür Başkenti İstanbul Tophane’de sanat galerilerinin ‘basılması ve Açılış kokteyline gidenler sokakta içki içtikleri gerekçesiyle kalabalık bir grubun taşlı, sopalı, biber gazlı saldırısına uğraması asla artıdemokrasi yanlılarını ürkütmeyecektir ve ülkemi kamplara bölemiyecektir.. Ülkemin düşünce bazında bölündüğü falan yok. Görünen süreç görecelidir.
Her an siyasal yapı değişebilir; yeter ki oy üzerindeki birtakım gizemli oyunlar kaldırılabilsin.. Bu gerçekleşir, fakat, cebi ve beyni projelerle dolu kimlikler değil de; cebi beyin dolarlarla dolu kimlikler siyasette egemen olur ise değişen bir şey olmayacaktır; denenmişler geri dönecek ve yine birkaç kişi siyaset-ticaret yapacak, birkaç kişi düşünecek ve birçok kişi peşinden koşarak yutkunacak..
Kimler %58’e neden oldu?
AKP’nin, nakdi ve ayni yardımlarla oluşmuş her an değişebilir sanal tabanı. % 10 seviyelerine dayanmış Saadet Partisi tabanı ve Muhsin Yazıcıoğlu karizması.. İstemeye-istemeye evet diyen, değişebilir Muhafazakâr ve Liberaller. AKP’nin, sanal yeni Muhafazakâr ideolojisine gerçekten inananlar, fakat öyle olmadığını gördüğünde değişme olasılığı yüksek kesim.
AKP’nin gizdeki gerçek ideolojisine inananlar. AKP’nin siyasal İslami yaklaşımına, ekonomik ve siyasi rant için benimsiyor gözükenler.. Recep beyin “Kasımpaşalı” karizmasıyla bütün AKP duruşunu sevenler.. Bu Anayasa değişikliğinin gerçekten demokrasi getireceğine inanan siyasetten soyut kimlikler.. Güçlüden yana, düşüncelerini değiştiren (çünkü bu grup DSP-MHP ortaklığında, MHP’nin yükselişinde, AKP için söylediklerini MHP için söylüyorlardı) sınırsız ve kuralsız demokrasi avcısı sol eskilerin etkilediği gruplar..
CHP’de yerini kaybedenlerin etkilediği kesim.. Deniz Baykal’a yapılan haksızlık karşısında, partinin edilgen duruş sergilediğine halkı inandırmaya çalışanlar ve inanalar. CHP’de politika şansı yakalayamayan aydınların özeleştirisinden etkilenenler. Baskıdan korkan, hormonlu ve renkli yazılı- görsel basının yönlendirdiği kitleler.. Hala 12 Eylül 1980 travmasını atlatamayan ve darbecilerin yargılanmasını umutla bekleyenler (ki bunların içinde bildiğim CHP üyeleri bile var).
Anlamsız bir şekilde, Önder Sav’a tepki duyanlar.. Dinlenceden dönmeyerek oy kullanmayanlar. Boykot olgusuyla, halka oy kullandırmayarak, AKP’nin o yöredeki oylarını öne çıkaranlar ve az da olsa Hayır oylarının önüne geçenler. Güneydoğu’da AKP’nin ve güvenlik güçlerinin duruşundan etkilenenler Sandığa gitmeyerek oy kullanmayanlar. (%25 kitle).
Ekonomik rant adına, kerhen evet diyen, sanatçı ve sporcuların etkilediği kitle.. Tüm bunlar, % 58’in yaratıcılardır ve bu yaratıcıların, genel seçimlerde AKP’yi yeniden yaratacaklarına, ülkeyi de kutuplaştıracağına inanmıyorum, çünkü bunlar oynak zeminin oyuncularıdır.. Bence, CHP’nin iktidar olasılığı yüksek.. Yo, yo, asla; ‘aç tavuk kendisini buğday ambarında sanırmış’ değil benim vargım, çünkü Tarhan Erdem bey bile ‘CHP’nin oyları konusunda kesin değerlendirme yapamıyor.
Bu konuda olumsuz bir veri yakalasa, CHP’nin kesin kapatılmasını isterdi. Düşünün; hukukçu olmayan Anayasa Mahkemesi Başkanı, CHP’yi karalamak adına adeta siyasi erkin sözcülüğünü üstleniyor; bazı anketçiler AKP’yi yüzde 50’lerde gösteriyor;
Soruyorum: “Kardeşim muhalefet başka ne yapsın? Doluya koyuyor olmuyor, boşa koyuyor olmuyor, öyle diyor olmuyor, böyle diyor olmuyor. Fakat bunlar nereye koyarlar koysunlar, ne derlerse desinler oluyor. Yok kardeşim! Bana göre bir şeyler konuyor, bir şeyler oluyor. Çünkü 10 kişiden 7'si 'ben AKP'ye oy vermedim 'diyor. Peki bu oylar AKP’ye, bu vahlar ve ahlar muhalefete nereden geliyor? Siyaset bilimcileri bunu nasıl açıklayacaklar?”
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder