YETENEĞİ OKURSAN KAZANIRSIN, BİRİLERİNE SIRTINI VEREREK DEĞİL
Evet, ne konuşma yeteneğiniz var, ne diksiyonunuz var, ne ilginç bir profiliniz… Sanata uzaktan yakından yatkınlığınız yok, yani yeteneğinız yok. Doğrusu yaptığınız program gibi yeteneksizsiniz. Fakat “Yeteneksizliğinizle, kitleyi çılgınlar gibi peşinden koşturuyorsunuz….
Öylesi programlar yapıyor ki, ülkenin gündemine oturuyor. Öylesi program yapıyor ki, kitleleri esir ediyor. Öylesi program yapıyor ki, lümpenliği tetikliyor.
Öylesi program yapıyor ki, ‘doğrusu yaptırılıyor ki’ insanları ülke sorunlarından soyutluyor, kendinden, kentinden soyutluyor. Eleştiriyorum, fakat zaman-zaman ben bile soyutlanıyorum. Öylesine şımarıklık, öylesine, popülizm avcılığı yapıyor ve hedef gösterilen kitleyi etkiliyor ki, inanın ‘bu yapay yeteneği o’na kim veriyor, niçin veriyor?’ gibi benzeri aptal soruları sormak zorunda kalıyorum. Bu yapay yeteneği verenler bal gibi belli…
Kapitalizmin ‘Biraz doyur, ucu ucuna kadar değil, bazı uçlara ulaşabilecek geçim kolaylığı sağla ve bir şeyler tüketecek düzeye getirerek, tüketiciliğini tetikle. O’nu sorunlarından ve sorunlardan soyutlayacak, o’nu oyalayacak oyunları asla önünde eksik etme.
Devamlı onunla oyalansın ve benim yaptıklarımı anlamısın. Anlamasın ki, biz de işimize bakalım’ felsefesidir bu oyunların, bu kimliklerin kurgulayıcısı. Ve, aydın denecek kitle bile, ağzı açık ayran budalası modunda bunları izler. Aslında, onun hedef kitlesi aydın kitle değil, vurguladığım gibi; birilerinin güçlendiğini söylediği orta tabaka. Bu kitleyi oyalamanın ötesinde, özdeki amacı, bu kitleye verdiği 2 kuruşun, 1 kuruşunu geri almak. Orta tabaka güçlendi deyince aklıma geldi. Belli ki Türkiye’m sınıflara bölünmüş.
Üst, Orta ve Alt sınıf diye. Üst, kendisini çoktan kurtarmış, orta da güçleniyormuş; o halde a altta kalanın canı çıksın! İşte asıl, hedef kitle bu Orta sınıf. Üst sınıf zaten kendisini rahatsız etmiyor; umurunda mı alt sınıf? İlle de orta sınıf. Güçlendirdi ya o’nu, onun gücünü sağmaktır amacı, yeteneğiyle. Bizi bizden ç-alan, salt yetenek sizsiniz değil ki; televole kültürü ile yaşam bulan ‘bir grup azınlığın’ magazinsel yaşamı ile ilgili, görselle ve yazınsal haberler program ve oyunlar da bizi bizden koparıyor ve onlara teslim ediyor…
Adamın birinin biri Almanya’da, diğeri Türkiye’de 2 kadını var… Adamın biri, adamanı birinin sevgilisini ayarttı… Adam kaçamağı kadına bir yazlak, bir kışlık araba aldı (var mı böyle bir şey)… Adam kadınını aldattı… Kadın bir başka kadının sevgilisini çaldı… Kadın adamı kandırdı. kadın kadın…vs, vs’ler de, bizi kendi zamanımızdan alıp, onların zamanına konuşlandırıyor.
Bu oyunları izleyen Orta sınıfın kazancı ne? Televole kültürünün aktörlerini öğrenince veya yarışmalarda birinci, ikinci, üçüncü olanlar; eve götürebildiği ekmeğin sayısını mı, ayda tükettiği etin kilosunu mu artırıyor?
Yoksa TOKİ’den taksitle aldığı evin taksitleri mi azaltıyor? Yooo! Aksine, indiriyor, bindiriyor, bizimkisi kendisi için oynanan oyunu çılgınlar gibi alkışlıyor. Gerçekten, ‘Yetenek Sizsiniz’i ve Televoleyi anlamayacak kadar yeteneksiz, algısız ve duyarsızlar. Ve de, tüm bu insanları kendinden ç-alan ve yeteneneğinden soyutlayan yetenek-sizsiniz, yeteneksiz sanal rant yeteneği…
Bak, o kadın ve o adam sayende dizilerde daha çok oynamaya başladı, yarışmada birinci olan oğlan-Kız, dizilerde oynamaya başladı. Program yapmaya başladı. Paraya para demiyorlar. Ama o hala, kendisine verilen tüketim kültürüyle yarattığı taksitli kredi borçlarını ve kredi kartının borcunu nasıl ödeyeceğini düşünüyor. Ve de, bu haliyle de, her mesai bitiminde nefes nefese ‘Yetenek-sizsiniz’e yetişmeye çalışıyor, reklamlarda ise, gazetenin magazin sayfasını okuyor. O’na iyi seyirler ve iyi okumalar…
ŞEVKET ÇORBACIOĞLUTeknopolitikalar Platformu
Yorumlar
Yorum Gönder