GALATASARAY GAZİANTEP MAÇINDA 2 GOL ATTI 1 PUAN ALDI(5 CUMA MAÇINDA 5 ALDI 10 VERDİ)
“2 gol atan takım nasıl olur da 1 puan alır?”demeyin. Futbol bu; 2’de atsa, 4’te atsa 1 puan alınır. Nasıl mı? Her iki kaleye de eşit sayıda gol atarsanız, dediğim sonucu alırsınız.
Galatasaray; Ali Sami Yen Aslantepe Arena’daki, Spor Toto Süper Lig'nin 14. Haftanın ilk maçında(30 Kasım 2012) böyle bir sonuç aldı. Yani; bir kendi kalesine, bir de Antep kalesine 2 gol attı ve 1 puan aldı.
Hakemler: Suat Arslanboğa, Muhittin Gürses, Nihat Mızrak
Galatasaray: Muslera, Eboue, Semih, Dany, Riera, Hamit Altıntop(Dk. 73 Emre Çolak), Melo, Selçuk, AmrabatDk. 46 Elmander), Umut Bulut(Dk. 46 Engin Baytar), Burak Yılmaz
Gaziantepspor: Mahmut Bezgin, Serdar Kurtuluş, Kecojevic, Binya, Ekrem Dağ, Bekir Ozan Has, Orhan Gülle, Medunjanin, İbricic (Dk. 81 Sosa), Serdar Özbayraktar (Dk. 55 Şenol Can), Cenk Tosun (Dk. 80 Taşkın Çalış)
Goller: Dk. 68 İbricic (Gaziantepspor), Dk. 79 Burak Yılmaz (Galatasaray)
Kırmızı kart: Dk. 82 Melo Galatasaray)
Maça, Gaziantep atağıyla başlandı. Gaziantep, ilk yarı ancak ceza sahasının önüne kadar gelebildi ve oradaki duvardan geri döndüler. İnanın, GS en az 15 kez ceza sahasına indi ve kaleye vurdu, Gaziantep, zannedersem 1 kez kafa şutu attı. Durum böyle olmasına karşın, doğrusu, ilk yarı Galatasaray’ın üstünlüğüyle geçmesine karşın golsüz bitti.
Terim ikinci yarı bu kadroyu değiştirir, çünkü birinci yarı, gol bağlamında bir şey yapamadılar. Bilgiç ağzıyla, kreatif topçu yoktu(kardeşim buna yaratıcı desen, karizman mı aşınır? İlle de İngilizce Creative demen gerekmiyor). Zannedersem, Ambrabat ve Selçuk’u alır. Diğerlerinden de büyük olasılık Umut’u alır. Çünkü, bu topçuların bugün yaratıcılıkları üzerinde değil.
Rieare yine takımın en başarılısı idi. Melo düzelme modunu sürdürüyor. Mesafe kat edici en az 5 top attı, yani 40-50 metrelik paslar verdi, alan olmadı.
Terim GS’ın başında 250. Maçına çıkmış. 162’sini almış, 30’un vermiş, 58’inde berabere kalmış. Burak bu maçta da gol atarsa, bir sezonda, üst üste, 5 maçta gol atan Hakan Şükür’ü geçecek. Burak’ın 8, Umut’un bu sezon 9 golü var. Burak gol sayısında da, Umut’u geçebilir.
İkinci yarı büyük kısmını izleyemeyeceğim. Olur a, G.Antep Süpriz De Yapabilir.
Yaptı da!
Antep çalıştırıcısı Hikmet Karaman ; ‘antrenörlüğü bırakacağım’ diyor, Antep Başkanı İbrahim Kızıl; ‘Gaziantep’te kişiliksiz insanlar var diyor”. Kısacası;
3 gün önce topçularına para ödemediği için karışan Gaziantep, nasıl olduysa toparlanmış ve GS’ın karşısına çıkmıştı. Öyle ki, Galatasaray’dan daha ataktı. Sanki sorunlu olan Antep değil de Aslandı.
Maçı, ikinci yarının bitimine 16 dakika kala izlemeye başladım. O da ne, Antep 1-0 önde!! Neyse kalanıyla, yetinip seyretmeye başladım. Galatasaray’ın da kalanıyla yetindiğini görmek isterdim, yani en az iki gol atıp 3 puan almasını. Ne yazık ki, 2 gol attı, f 1 puan aldı, çünkü birini kendi kalesine, diğerini karşı kaleye atarak, maçı 1-1 bitirdi.
Galatasaray ikinci yarıda da, atak oynadı. Birinci yarıdaki gibi, en az 15 atak yaptı, yani kaleye indi, sonuç alamadı.
Şu bir gerçek ki, Galatasaray’da büyük bir şansızlık var. Nasıl olmasın ki? Antep ikinci ceza sahasına girişinde, İbricic topa öylesine vuruyor ve önündeki eski Gaziantepli, şimdinin Galatasaraylısı Dany’ye çarpıp, Muslera’yı yanıltıyor ve de Muslera’nın yan bağlarını yırtarak, tıngır mıngır kaleye giriyor.
Hakem Aslanboğa, Aslan’ın ceza sahasında faul almasını elinden geldiğince engelledi. Eee, dedik ya TFF onlardan, MHK’si onlardan, bu yıl şampiyonluk onlarda, yani BJK’de. Aslanboğa, geçen haftanın panteri Melo’yu da 80. Dakikada parçaladı(kırmız kartla oyundan attı). Aslanboğa başka ne yapsın ki? Her şeyi yapınca, Galatasaray’a da yapacak bir şey kalmadı.
Diyorlar ki, Galatasaray, herkesin vazgeçtiği, çift forvet oynamak için 4-4-2 oynuyor, bunu bilen rakipleri de 4-6 oynayarak, yani, defansa 4, orta sahaya da 6 adam koyarak, Galatasaray’ı durduruyor ve kontratak için pusuya yatıyor. İyi de kardeşim, Galatasaray geçen yıl çift forvetle oynayarak şampiyon olmadı mı? Galatasaray oyun kurgusunu değiştirip tek forvete dönünce rakipleri bunu görmeyecek mi? Her hafta oyun kurgusu değiştirip, topçuların kimyasını mı bozsun.
Bir başka eleştirileri de; oyuna yoğunlaşma(Fr.konsantrasyon) ve harekete geçirecek güç(Fr.motivasyon) üstüne. Galatasaray’ın oyuncuları harekete geçirecek gücü vermesi, onların oyuna yoğunlaşmasını yükseltmesi önemli değilmiş, uyum önemliymiş. O zaman çok zayıf takıma hareket gücü verirseniz ve topçuları oyuna yoğunlaştırırsanız tüm maçları alırmış. Bu bana göre dümdüz bir mantık. Takımda oyuncuları harekete geçirmek ve oyuna yoğunlaşmasını sağlamak zorunluluktur. Harekete geçirecek güç de, oyuna yoğunluk da ve de uyum da önemli. Özellikle kalitesi yüksek oyuncularda, oyuna yoğunlaşma ve harekete geçiren güç kendini gösterir; bunu gerçekleştiren oyuncular uyumu ve kalitelerini yakalarlar. Takımlarını da galibiyete taşırlar. Eboue’deki oyuna yoğunlaşamama takıma ‘bana göre’ 10 puan kaybettirdi, en az.
Elmander düzeleceğinin sinyalini verdi. Elmander çok yönlü, hem orta saha, hem ileride oynayabilen bir karakter abidesi de. Karakter abidesi çünkü, daha bir kez hakemle tartıştığını görmedim. Aksine arkadaşlarını sakinleştirmeye çalışan ve uyaran bir kimlik. Melo ve Engin patlamaya hazır pimi çekilmiş bomba gibiler. En doğrusu, serseri mayını gibiler. Birisinin uyarması gerekir. O birisi de Terim.
Hamit iyi idi. Terim’in onu çıkarması hataydı. Birkaç kez maçı anlatan sunucudan dinledik; “Hamit şut, Mahmut” tümcelerini. Açılımı şu, Hamit’in şutunu Mahmut kurtardı. İki şutunu kurtaran ve Selçuk İnan’ın frikiğini köşeden çıkaran Mahmut çok başarılıydı. “Orduspor (D 0-2), Gençlerbirliği(D 3-3), İBB (D 3-1)
Karabükspor(1-3) ve Gaziantepspor(1-1) maçları Cuma günü oynandı, Cuma GS’ya iyi gelmiyor” söylemleri, saçmalık. Bir takım için oynayacağı gün değil, kendisini oynatan yoğunlaşma ve harekete geçiren güç önemlidir.
Galatasaray, şansızlığını ve bazı oyuncuların yoğunlaşamamalarını kırması için harekete geçirecek güç verilmesi gerekir.
Terim’in bunu en iyi şekilde yapacağına inanıyorum, inanmasına da, bazen onun da oyuna yoğunlaşması aksayabiliyor.
Hocam; geçen hafta Melo ile Yekta’yı birlikte oynattın ve Elazığ maçını Yekta sayesinde aldın. Kusura bakma da; niçin Antep maçında Yekta yoktu? Niçin, tek şut atan topçun Hamit’i çıkardın? Selçuk’un derdi nedir, niçin oyuna tam anlamıyla yoğunlaşamıyor? Neden onu harekete geçirecek gücü vermiyorsun?
Hareket gücü ve oyuna yoğunlaşması yüksek bir Selçuk, Mahmut’un kurtardığı topu ampul gibi Antep kalesine asardı.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder