Ana içeriğe atla

DAĞDAKİ EFES(ŞİRİNCE)-2 VE KENTLERİN BABASI EFES


DAĞDAKİ EFES(ŞİRİNCE)-2
23 Aralık 2012
Şirince, Selçuk, Efes Ve İkinci Kez Turladığımız Urla-2:
Dağdaki Efes(Şirince) Ve Meryemana
Bildiğiniz gibi; Mayalar ve bazı mayasızlar yüzünden Şirin ilçemiz Şirince büyük travma atlattı.
Atlattı, çünkü; bazı Mandalar, Maya Takvim’inin 21 Aralık günü sonlanacağı ve Marduk gezegeninin çarpmasıyla, gezegenimizin iptal olunacağı, yalnız Şirince’de olanların ilahi bir güç tarafından başka bir gezegene taşınacağı söylentileri nedeniyle, Şirince kaldıramayacağı  bir yükün altına sokuldu.
“Gez-Gör-Yaz” etkinliği olan bu yazımda; Şirince’nin, Hz. İsa ve Hz. Meryem söylenceleriyle bezeli, dünyanın ötesindeki görülmeyenin bilinci olan  mistik yanının gizemini de işlemeye çalışacağım.
Bilindiği gibi mistizm, bir diğer tanımı gizemciliktir. Yani; gizem ötesi güce( Allaha) ve yaşamın anlamına akıl, mantık, bilim,.. yerine duygu, sezgi vs ile ulaşılabilineceğini savlayan ve duyularla kavranamayan varlıkları  konu edinen ve de varligin mutlak bilgisine erişmeyi amaçlayan bütünsel düşünce bicimi  metafizik ile haşır neşir olan öğreti alanı, felsefi olgu olduğunu unutmayalım.
Şu notu anımsatmak isterim: “Dinimizde(İslamiyet)  insanın akıl yoluyla erişemediği ilahî hakikatlere ve yine İslam inanışına göre görünmez anlaşılmaz yani akıl ve 5 duyu ile algılanamaz(Gayb) âlemine ait hakikatlere sezgiyle   ulaşma yoludur, “Tasavvuf” diyoruz. İşte bu Müslümanların mistik geleneğidir. Yazıda, bu boyuta da değinmeye çalışacağım.
Ve günlerden Pazartesi. Saat sabahın  08.30’u; “Gez-Gör-Yaz”  etkinliği başladı. Evet, Efes, Meryemana ve Şirince’ye bizi ulaştıracak olan ‘“Gez-Gör-Yaz” yolu üzerinde seyretmeye başladık. Eee gezi başlayınca, doğaldır ki yazı da başladı. Elimdeki Sevgili Murat Kahraman’ın çalıştığı firma ‘Hemakim’’ın küçük cep defterine, Kimin kim, neyin ne  olduğu notlarını düşmeye başladım. Bir yandan da amatör görsel aktivitem için fotoğraf makinesinin deklanşörüne, güzel bir görüntü rast gelsin gelmesin, sürekli ve rastgele basmaya çalışıyorum, Nasıl olsa bir güzel görüntü yakalarım düşüncesiyle onlarca makara bitiriyorum. Elbette ki bu kadar deklanşör saldırısında boşalan makara sonrası   bir güzel resim yakalıyorum. İşte ben öyle bir fotğraf sanatçısıyım. Haaaa, “Gez-Gör-Yaz” etkinlik yazılarıma asla laf etmem, ettirmem de!
İnce-ince  gidince karşınıza Çıkıyor Şirince:
İlk durağımız; eski adı Kırkınca ve Çirkince olan Şirince olacak. Öyküsüne sonra geleceğiz. Önce kendimize(Çünkü çok sıcak), sonra kentimize, yani Şirincemize bir gelelim.
İzmir Güzelbahçe’den geçiyoruz. Düz alanları bırak, o güzelim tepecikler de yapılaşmaya açılmış. Bir anda , karıncaların inanılmaz işçiliğinde inşa edilen Afrika’daki Termit alanları içinde hissettim kendimi. Servis sürücüsü Aydın Gürakan yöre insanı. Urla’lı. Babacan ve sevecen bir görüntüsü var. O’na dönerek, tepelerdeki yapılaşmayı terennüm etmeye çalıştım. Aldığım yanıt beni gerçekten şaşırttı ama sevindirdi. Çünkü: “Kayalıklara değil de, şu güzelim tarım alanları mı yapılaşmaya açılsaydı!” şeklindeki tepkisi, Türkiye’mizde Çevre bilinci içinde Doğa duyarlısı insanlarımızın olduğunun bir göstergesiydi. Aydın beyin yanıtı sonrası Çevreye şöyle bir baktım, gerçekten o küçük alanda, tarım  alanları; üzerindeki yeşil, sarı ve kahve desenleriyle tamamen özgür idi. Evet, bereketli topraklar; Tek bir Zeytin ağacıyla Hür, Şeftali, Zeytin, Dut ağaçları, Üzüm bağları ve pamuk tarlalarıyla da Kardeşçesine alabildiğine mutlu idi. İşte bu beni sevindirdi ve yaygınlaşması adına da umutlandırdı.
Saat 09.10. Narlıdere’deyiz. Solumuz denizin mavisi, sağımızda, Yeşil, sarı ve Kahve renginde biçim alan renklerin kardeşliği anlatılması zor bir Doğa görselliği sunuyor insana.. İşte burada salt Narlıdere düzlüklerine değil, Çatalkaya dağlarına da tırmanmış bir yapı sürüsü ile karşı-karşıyayız. Bu noktada Doğa’nın renk kardeşliği, üzülerek belirteyim, betonun soğuk gri tonları tarafından bozuluyor. Balçova ve Narlıdere’deki o devasa blokları siz istediğiniz kadar doğanın o can alıcı güzel renkleriyle boyayın, betonun o soğuk gri tonlarındaki bloklara yine de pek sıcak bakamıyorsunuz. Sıcak deyince Balçova’daki sıcak su kaynaklarına değinmek geldi aklıma. Balçova’nın belli kısmı termal sıcak su kaynaklarıyla ısıtılıyor. Bu yörenin, dahası tüm yöremizin ne denli zengin doğa ve doğal kaynaklara sahip olduğunun göstergesidir bana göre. Ama bu varsıllığı yoksulluğa dönüştürmenin savaşımı içinde olduğumuzu da göz ardı etmememiz gereken evrensel bir eksiğimiz olduğunu söylemek zorundayız.
Limontepeye tırmanıyoruz. Burası da Narlıdere ve Balçova örneğinde olduğu gibi doğanın dokusu beton dokusuna dönüştürülmüş. Kısacası Limontepeye betonla limon sıkmışlar. İyi de; beton karşıtlığı bir bağlamda konut karşıtlığıdır, dolayısıyla insanların barınma sorununa karşı çıkmaktır diyebilirsiniz. Hayır, ben betonlaşmanın doğayı tahrip eden boyutuna karşıyım. Elbette ki konutun temel malzemesi betondur. Betonu tarıma elverişiz alanlarda yoğunlaştırmaya karşı değilim.
Saat 09.30. Karabağlar ve Buca’dayız. İzmir’le birleşmişler adeta. Buca otobanında Kemalpaşa’yı çevreleyen Rif dağlarını izlerken, tarıma elverişli düzlüklerde; kısa boylu evlerin arasında adeta Rif dağlarıyla yarışan devasa beton blokların yükseldiğini izliyoruz. Otobanlar petrole bağımlılığın tescilli şeritleri gibi, bereketli tarım topraklarında alabildiğine uzanıyor. Beli aralıklarda ‘çağımızın Deli Dumrul noktaları diye adlandırabileceğimiz’ KGS(Kartlı Geçiş Sistemi) gişelerinden geçiyoruz. Tace Tıcket(Bilet alınız) ve Telle Collectıon(Para ödeme) uyarı levhaları, Deli Dumrul’un çağ atladığını kanıtlayan objeler olarak karşınıza çıkıyor. Aslında tüm görüntüler, Petrol imparatoru küresel efendilerin Doğaya ve Doğana saygısızlığın ifadesi bana göre.
Sürücü hız tahdidine uyarak ilerliyor. Takometrenin 89’u geçmesi Aydın’ı rahatsız ediyor. Otobanda bu sınırlamanın 100 km’ye çıkarılmasını istiyor. Kimse bu hız sınırlamasına uymuyor. Devasa kamyonlar vızır-vızır geçiyor bizi. Küçük arabalar ise ışık hızıyla. 35 T 2212 plakalı kamyon bizi önce soldan, sonra sağımızdan geçerek hızla Gaziemir sapağına daldı. Evet Trafik canavarı yolda dans ederek ilerliyor.
Saat 09.45 Torbalı’ya 25 km var. Ovanın başat ürünü Pamuk. Zeytin fidanlıkları dikkatimi çekiyor. Sebze bahçeleriyle bezeli  bu ova’nın solunda Ayrancılar yerleşim alanının blokları yükseliyor. Sağında dünyanın en güzel ve asil varlıkları At’lar özgür duruşlarıyla, kent tutsaklarını kıskandırıyor. Ovayı renklerin çılgın çığlıklarıyla içinde geçiyoruz. Torbalı’nın bir adı da Tepeköy imiş. Selçuk’a 35 km var. Saat 09.58. Karşımıza kat-kat dağlar, çok katlı dağlar izlenimi veriyor. Selçuk’a 18 km kala ova’yı tükettik ve dağların ilk katına dayandık. Zirvede bir kale göründü. Adı Eşek kalesi imiş. Dağların adı Selahattin. “Tarihte Selahattin’in hangi eşekleri  bu kaleyi yaptırmış?!” diye aklımdan soru geçmedi değil. Selçuk-Efes-Aydın otoyolundayız. 12 km kaldı. Yandım Çavuş levhası ayran içmeye, çöp şiş yemeye davet ediyor bizi. Karadenizli buraya da konuşlanmış, Zigana dinlenme tesisleriyle. Geniş bir vadiden geçiyoruz. Sağdaki yükselen dağlar çorak, soldakiler çam ağaçlarıyla kaplı. Şeftali ve mandalina tarlalarını geçerken, hızla pamuk işçilerini taşıyan kamyonet yanımızdan geçti.
Ve, Selahattın dağlarına sırtını dayamış Selçuk’tayız. Deli Dumrul gişesinin adı bu sefer KGS değil, OGS(Otomatik Geçiş Sistemi). 25.000 bin nüfuslu Selçuk’ta bizi 12 km önce uyaran Yandım Çavuş karşılıyor. Palmiyeli caddeden geçerken, Selçuklu eserleri kentin tarihsel zenginliklerini adetai şaret ediyor. Durduk ve gazetelerimizi aldık.
Ve, Şirince’ye 8 km kaldı. Evet Dağdaki Efes diye tanımlanan şirince’ye…Karadeniz’de dağ tırmanışındayız sanki. O kadar yeşil ki, Joh Ford’un filmini yaptığı  “Vadim O kadar Yeşildi ki(1941) ”’nin  yazarı Rıchard Llewellyn’i romanının adını sanki buradan almış. Zeytin, dut ve Şeftali ağaçları ve uzum bağlarını izleyerek tırmanıyoruz. Bizi ilk karşılayan tepedeki metruk kilise. Şirincedeyiz artık. Müthiş bir yer. Tarifi olanaksız. Ancak gidip görmeniz gereken bir doğa güzelliği diyebilirim. Midibüsten indik, herkes Arnavut taşlarıyla döşeli şirince sokaklarından tırmanırken, ben Turizm Bakanlığının tanıtım levhasında durmuş notlarımı alıyorum: “ Eski adı Tepedeki Efes olduğu belirtilen köyün Aydınoğulları zamanında kurulduğu söylenmektedir (?) Gelin Şirince’yi, Şirincelilerden öğrenelim:
Köy; Beylik, Kartal, kayser ve Eleman dağlarıyla çevrili; yeşilin, gökyüzü maviliğiyle oluşturduğu görsellik, doğanın zirvede oluşturduğu doyumsuz bir tablo gibi karşınızda. Eski muhtar Ahmet Dereli ve bir grup arkadaşıyla Şeftali ve üzüm tezgahının başında konuşuyorum. Selim bana işletmelerin yabancılar tarafından (özellikle Ermeni ve Rumlar) yapıldığını söylemişti. Eski muhtar aksini söylüyor. Bir yabancının olduğunu, o’nun da 15 yıldır pansiyon işlettiğini, adının da Sevan Nişanyan olduğunu söylüyor. Bu Ermeni dışındaki tüm işletmelerin köy halkının ve dışarıdan gelen Anadolu insanımızın  olduğunu gözlemliyorum. Ayrıca en iyi Zeytin Yağının köylerinde yapıldığını, Üzüm, Şeftali dışında, bir de gözlemesinin meşhur olduğunu ‘özellikle’ vurguluyorlar. Gözleme bana göre ticari meta olarak sonradan girdiğini düşünüyorum. Çünkü, gözlediğim gözlemenin bildiğimiz gözlemeden bir farkı olmadığını söyleyebilirim.
Otantik tarihi evlerin biri dikkatimi çekti. CHP ilçe binası. İlçe binası, Köyün en güzel kır kahvesinin bitişiğinde. Daha doğrusu kapalı çarşı girişinde. Evet bir de tarihi kapalı çarşısı var. İlçe binasının üzerindeki levha dikkatimi çekiyor. Hemen not almaya başlıyorum: “ Tarihte ilk kez emperyalist savaş bu topraklarda başarıya ulaştı ve dünyadaki mazlum uluslara örnek olan Anadolu İhtilali bu ülkede gerçekleşti. Ulusal bağımsızlığına kavuşmaya kararlı halkına önderlik yapan Mustafa Kemal Atatürk bu savaşın öncüsü Kuva-i Milliye örgütünü arkadaşlarıyla birlikte 9 Eylül 1923 günü CHP’ye dönüştürdü. Kurtuluş savaşının yıkıntıları üzerinde çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran CHP insan hakları ve hukuk devletinin öncüsü oldu.
Dünya’nın en eski ve köklü partilerinden olan ve Ülkenin her yerine yayılan CHP İzmir ili, Selçuk ilçe, Şirince köyündeki bu binasını 1957 yılında Melek ve Kazım Şar bağışlamıştır” Bu beni hayli düşündürdü ve duygulandırdı, CHP’nin bugünkü durumunu çağrıştırdığı için. Emperyalizme karşı halkla savaş vermiş felsefenin ürünü CHP’nin bugünkü yeri, herkesi rahatsız ediyordur, kanaatımca.
Ülkemizin her köşesi; doğası ve doğanıyla insanı büyüleyen bir güzelliğe sahip. Evet, ayak tabanımızın altındaki en küçük Anadolu coğrafyası şirinlikler sunuyor insana. Ama Şirince bir başka şirinlik, bir başka hoşluk veriyor Anadolu tatları içinde. Ege’nin Selçuk ilçesine bağlı bu küçük yerleşim alanı ; Anadolu’nun binlerce yıl taşıdığı uygarlıkların boyundan büyük kültürlerini yüzyıllardır omuzladığını kanıtlarcasına dimdik ayakta, tarihin canlı sayfası gibi karşınıza çıkıyor. Doğanın yeşil damarından zirveye süzülerek, cennettin yüreğine düşüyorsunuz aniden. Ve sizi geçmiş uygarlığın nişanı gibi karşılıyor tepedeki kilise. Eski kaynaklardaki  ‘Dağdaki Efes’ adı,  köklü tarihini anlatıyor gibi size.
İzmir’den 75, Efes’ten 12 ve Selçuk’tan 7 km uzaklıkta, denizden 350 km yükseklikte, bülbül dağının eteğine konuşlanmış cennet Şirince’ye ulaşım  tamamen asfalt yoldan yapılmaktadır. Zeytin ve çam ağaçlarıyla örtülü bu vadiye düşen, şaşkınlığını attığında, buranın cennetin bir yansıması olduğunu fark eder ancak.
Tarihe düşen kayıtlara baktığınızda; tipik bir ege köyü olan eski adı da kırkınca olan Şirince’nin; Ephesos(efes)’teki çeşitli zulümlerden kaçan ilk Hıristiyanlar tarafından kurulduğunu öğreniyorsunuz. Yöre halkı; Meryemana’nın son günlerini Kudüs’te geçirdiğini savunan Ortodoks kilisesine bağlı olmalarına karşın, bülbül dağındaki Meryemana’nın evinin varlığına inanıp, köyden 17 km uzaklıktaki bu yeri, Meryemana’nın ölüm tarihi olan her 15 ağustos’ta, beş saat yürüyerek ziyaret etmeleri düşündürücü geldi bana. Düşündürücü gelen bir başka konu; Zeus’un kızı Artemis ile Meryemana söylencelerinin(efsane) örtüşmesi. aslında mitolojik söylenceler; kendi gücüne güvenmeyerek, kendisinden güçlü gizemli yaratıcısını arayan insanın evrensel ütopyası gibi gelir bana. tarih’in ilk ölümsüzlük destanı Gılgamiş Destanı’ndan, tanriça iştar’a, tanrı’nın insanlığa verdiği ilk mesaj olan eski ahit’ten Tevrat’a, Zebur’a, İncil’e ve Kuran’a geçişlerdeki örtüşmeler bize bu evrensel ütopya’nın benzeşen yansımalarını sunar bize. Tarihe düşmüş  böylesi kayıtlar, başa düşen kaya kadar etkiliyor insanı. şöyle ki: “Kırkınca yakınlarında Kenkriyos denen bir su vardır. Zeus’tan hamile kalan Leto, Hera’nın hışmından kurtulmak için, Kenkriyos adlı suyun aktığı ortyga denilen koruluğa sığınır. doğum sancıları artar ve sırtını bir zeytin ağacına dayayarak Artemis’i doğurur. bunun üzerine o koru tanrı buyruğuyla kutsallaşır. burası eski adı Solmissos olan şimdiki bülbül dağı’nın kuzeyinde, Arvalia vadisindeki Meryemana evi’nin olduğu cennet köşesidir. Kenkriyos suyu da Meryemana’nın kutsal suyu… eski adetlerini sürdüren ve evlerinde şarap yapan şirince halkı için ve Hristiyanlar için  zeytin ağacı ve kenkriyos, yani meryemana suyu hala kutsaldır. mitolojik bu söylencelere göre Anadolu’nun ana tanrıçası Kybele’dir. Efes’li Artemis’in de  simgesidir.. Dönüştüğü en belerli tanrı kişiliği ise Meryemana’dır.. tüm bunları; insanların düşünselliklerinde ve gönüllerinde etken olan, kendilerinden güçlü, hatta yaratıcıları olduğuna inandırdığı gizemli bir gerçeğe duyduğu doğallığın yansımaları olarak görebilir miyiz?!  Tarih öncesinin aydınlanabilen en gerilerine dek gidildiğinde, Akdeniz çevresinde,kuzey ülkelerinde, Asya içlerindeki tüm kültür ve uygarlıklarda çeşitli isimlerle anılan ancak hep aynı öze indirgenebilen bir ana tanrıça ile karşılaşılır.uzun zamandır yapılmakta olan arkeolojik çalışmalar sonucu ana tanrıça dininin kaynağının Anadolu olduğu kesinlik kazanmıştır.hacılar ve Çatalhöyük'te yapılan çalışmalar ana tanrıça motifinin M.Ö.6500-7000'lere kadar uzandığını ortaya koymaktadır.ana tanrıça ayakta,oturmuş, ya da uzanmış olarak tasvir edilir. ana tanrıçanın bu özellikleri Kybele'den Artemis'e kadar bütün ana tanrıça imgelerinde, yani hayallerinde vardır.Heykellerin bir bölümünde doğum yaparken gösterilir.Bazen göğsünün üzerinde, kollarında bir erkek çocuğu taşır. Meryemana tasvirlerinde de benzer örtüşmeler karşımıza çıkmıyor mu? İsa’yı kollarında imge tıpkı küçük Horus’u kucağında taşıyan Mısırlı tanrıça Issis gibi değil midir!? Firavun’un inançlı karısı Asiye’yi çağrıştırması yanında; Meryemana’yı tıpkı Yunan mitolojisindeki tarım ve bereket tanrıçası Demeter gibi ızdıraplı bir anne olduğunu görüyoruz. ‘Aslında; evrendeki bizlere farklı zamanları tek zaman gibi yaşatan ve zaman algısızlığı nedenleriyle farklı zamanları değil de, salt yaşadığımız zamanı algılatan bir beyinsel yetmezlik içindeyiz’ gibi paranoyak bir düşünsellik belirmiyor değil kafamda. Mitolojik söylenceler; tüm bu zamanların gizemli kurgulayıcısını aramanın evrensel imgeleri olsa gerek.
Efes’liler, geçmişten gelen inançlarını koruyarak, Meryem diye karşılarına çıkarılan tanrısal varlığa Artemis’in zamanla tüm niteliklerini aktarmaları ve o’nu yüceltmeleri ve o’nu tanrısal nitelikleriyle dünyaya gelmiş büyük bir varlık olarak benimsemeleri söylediklerimle bütünleşen nedenler olarak gösterilemez mi?.Kısacası mitolojiye göre; ayni zamanları farklı formatta ve inanç değerleriyle farklı zamanlarda yaşadığımızı söyleyebilir miyiz!?
Biz tekrar zamanımıza dönelim:
Şirince’nin şirin insanlarının toplandığı meydandaki; ‘Çınaraltı çay bahçesi’ndeyiz. Şirince’nin şirin ihtiyarlarıyla konuşuyoruz, çaylarımızı yudumlarken. Hemen sağımızdaki Muhtarlık binası gözüme çarptı. Şirince’de -sürekli tekrar ettim ama bir kez daha söyleyeceğim- her şey şirin. Muhtarlık binası bile.
Soluğu muhtarlıkta aldım. Muhtar Ali Vurmazdere’nin bir yakını karşıladı. Ali bey 1999’dan beri muhtar. Köy insanı o’nun çalışmalarını başarılı buluyor. Eski muhtar’ın da büyük katkıları olmuş, fakat Ali Vurmazdere’nın katkıları daha fazla kabul görüyor “Dağdaki Efes” adlı bir kitapçık sundular. O’da şirin bir şey. Kısacası Şirinlerin anlattığına göre, köy 1500 yıllık(M.S.V yy) bir tarihe sahip. Küçük Menderes Nehri’nin getirdiği Alüvyon ve taşkınlar nedeniyle yaşanmaz hale gelen bölgeyi  terk eden bir grup insan; Beylik, Kartal, kayser ve Eleman dağlarıyla çevrili bu cennet vadiye yerleşmiş. Bir başka kaynakta ise köyün kuruluşu Beylikler dönemine rastlandığı savlanır. Rivayet o ki; Derebeyin yanında çalışan köylülerden bir grup azat edilmelerini ve kendilerine bugünkü Şirince köyü çevresinin verilmesini isterler. “Yerleşeceğiniz yer güzel mi” diye soran Beylerine “Çirkincedir.” diye yanıt verince, bey bu sefer “Öyleyse köyünüzün adı Çirkince olsun” der.
XIX. yy. Osmanlı İmparatorluğu yönetimi altında 1800 haneli bir Rum köyüdür, fakat dili Türkçe’dir. Hükümete vergi ödeseler de; oluşturdukları kendilerine özgü düzenle kapalı köy yönetimi izlenimi vermekteydiler.
1910 sonrası sakin özgür yaşamları, bazı Yunanistan sürgünü göçmenlerin kışkırtmalarıyla hareketlenir olmuş. Özellikle Balkan Savaşı sırasında Osmanlılara karşı direniş göstermeye başlarlar. Birinci Dünya savaşı tüm şiddetiyle Anadolu da kendini gösterince, Osmanlı hükümeti köyün gençlerini amele taburlarına kaydeder. Özel çalışma birlikleri olan bu taburdan kaçanların bir kısmı dağlarda çetelere katılır, bir kısmı da Yunanistan’a geçerek Osmanlıya karşı direnişe geçerler. 1918 yılında, Osmanlı, yapılan anlaşmayla Kırkıncalıları affeder ve tekrar köylerine dönüş izni verir. Fakat; 15 Mayıs 1919 yılında Yunanlıların İzmir’e çıkarma yapması karşısında, Osmanlı uyruğunda olmalarına karşın, Rum Kırkıncalılar tekrar gönüllü Yunan ordusuna katılarak ‘Çirkince’ işlere girişirler..Urla, Kokluca, Bornova ve Kuşadası’ndan gelen gönüllülerin başına verilen subaylar aracılığıyla bağımsız alaylar kuracak kadar, Osmanlı karşıtlığını yoğunlaştırırlar. Amaç diğer müttefikleriyle birlikte Anadolu’yu paylaşmaktı. Ve Sevr Antlaşması en büyük güvenceleri idi. Kırkıncalılar artık emperyalistlerin maşası olmuşlardı. Bu amaçları, büyük önder Atatürk ve Anadolu insanının Emperyalizme karşı kazandığı yengiyle, yani Misak-i Milli sınırlarını(Anadolu) belirleyen; Kuva-i Milliye ruhunda yaşam bulan Kurtuluş Savaşı ile hüsranla sonuçlanır ve Rum Kırkıncalılar’ın çoğu Yunanistan’a göçer. Şirince böylelikle; 1924 göçmen mübadelesiyle(Değiş Tokuş) Yunanistan’ın Selanik, Provasta, Kavala ve benzer yerlerinden  gelenlerle eski canlılığına kavuşur.
Şirince öyküsü bu. İşte bu şirin köyün en güzel yani Restore edilmiş, otantik Rum evlerinde dinlenmek. Köyün mimari yapısı diğer köylerden farklı olup, tüm evler kagir, çok pencereli ve pencere ebatları ayni oranda yapılmış iki katlıdır. Balkonlar asma balkon olarak yapılmış, bodrum kat kiler ve mutfak olarak kullanılmıştır. Evlerin pencere kenarları ve saçaklar resim ve kuş motifleriyle süslenmiştir. İşte bu otantik Rum evlerinin bir çoğu Pansiyon’a ve benzer işletmelere dönüştürülmüş. Buralarda; dağ havasını soluyarak, gözlemesini, kendi ürünü Zeytinyağı yemeklerini ve en güzeli, yörenin tüm tatlarını damakta bırakan şarabını içebilirsiniz. Yunanlı yazar Dido Sotiriyu’nun dediği gibi “O cennetin bir parçası olsa gerek”. ben de diyorum ki: “Dağdaki Efes-Şirince; Cennetin gezegenimizdeki izdüşümüdür(Bu tümceyi yıllardır birçok yöremiz için kullanıyorum. Hepsi de hak ediyor çünkü)” İnsanlar, gizemli cennet arayıp,erinç( huzur) adına kendisini gereceğine, coğrafyamızdaki, yani Dünya’nın en yakışıklı coğrafyası olan Anadolu’muzun cennet köşelerine sahip çıkarak erince ulaşabilir.l.
Bilindiği gibi Anadolu, şarapçılığın evrensel düzlemi gibidir. Şirince’nin Ülkemiz genelinde tanınan “Artemis şarap Fabrikası” 1999 yılında köyün ürünlerini işlemek üzere dünya’nın tanınmış kırmızı  şarap uzmanı(Önoloj) Alman Helmut Kraus tarafından kurulmuş. Fabrika Şirince’nin ev şaraplarının da tanınmasında da etkin oldu. Şirince yöresi ürünlerinden yapılan şarapları : “Kayser marka; ünlü Bordo renkli  hafif tatlı Karadut Şarabı, Koyu kırmızı renkli hafif tatlı Vişne şarabı, Vin Cent marka; Altın sarısı tatlı Şeftali ve Açık sarı renkli yarı tatlı Elma şarapları” şeklinde sıralayabiliriz. Asmalıbağ, Beylik, yağhane, Kırkınca, Mahzen, Orıent, Eren mahzen adlı otantik ve de Akberg şarap evlerinde ayrıca, Yine Vin Cent marka; lacivert renkli tatlı Yabanmersini ve Açık kırmızı tatlı Çilek şaraplarını ve de Akberg marka; koyu renkli ve güçlü aromasıyla Öküzgözü ve Boğazkere şaraplarını da tadabilirsiniz. Bunun yanı sıra Grek Cafe Restaurant’ta Akdeniz mutfağının tüm tatlarını  bulabilirsiniz. İlle de; geleneksel olarak taş değirmenlerde sıkılarak elde edilen katıksız ‘Sızma Zeytinyağı’nın, yani natürel(doğal) zeytinyağının yemeklerde kullanılmasının yanında, Şirince bağlarında yetişen, konik yeşil sarı Osmanca üzümlerinden yapılmış geleneksel, yani natürel ‘Şirince Şarabı’ ile ünlü Doğa restaurant yanında, Ege’nin Sofrası, Can, Sedir, Yasemen, Le Jardin ve Ünal Pide   Restaurant’larda; Natürel(Doğal) Zeytinyağlı köy yemekleriyle birlikte Akdeniz mutfağının seçkin tatlarını sevgi ve saygı katkılarıyla daha da leziz hale getirdiklerini göreceksiniz. Pervin Teyze’nin ve Çeşmebaşı gözleme evlerini es geçmek doğru olmaz, diyorum ve yazıya devam ediyorum derken, her yıl kutlanan “Şirince’nin Bağ Bozumu Şenlikleri” ni es geçmenin; Uygarlıkların izleriyle taçlanmış, şarabın otantik tatlarıyla bezenmiş atmosferi yadsımak olacağı aklıma geldi, tekrar durdum….
Şirince’yi çevreleyen salt dağları mı!? Dağların eteklerine ve zirvelerine ve de bereketli düzlüklerine konuşlanmış binlerce yıllık uygarlıkların tarihsel marketler zinciri ile çevrilmiş adeta. Ayasuluk Kalesi, Meryem Ana Evi, St.Jean Kilisesi, Celsus kitaplığı, İsabey Camii, yedi Uyuyanlar mağarası, Büyük Tiyatro, yamaç Evler ve Hadrianus tapınağı bunlardan birkaçı..
Şirince’nin, Arnavut Taşlı sokaklarını adımlarken veya Otantik Rum evlerinde ve şarapevlerinde, şirin insanlarıyla birlikte şarabınızı yudumlarken; Doğaya ve Doğana ‘binlerce yıldır yarattıkları bu büyüleyici atmosferlerinden dolayı’ sarılmak geliyor içinizden, aniden koynunda olduğunuz aklınıza geliyor ve büyük bir mutlulukla zihninizi dinlendirmeye bırakıyorsunuz..

Ovadaki Efes Ve  Meryemana Evi
Ve 12’de ayrılıyoruz Dağdaki Efes’ten. Çam ve Zeytin ağaçlarından süzülerek, ova’daki Kentlerin Babası; dört binlik Efes’e  iniyoruz. Romalılar yok ama, uygarlık tarihine kazıdıkları eserleri bizi selamlayarak karşılıyorlar. Biz yine de Efes’i geçerek tekrar Çam ve Zeytin ağaçlarının eşliğinde ‘Meryemana Evi’ne doğru ‘Bülbül Dağında’ tırmanışa geçiyoruz. “O doğa katliamcıları burayı da yakar mı?!” endişesi taşımıyor değilim. Aydın beyden, muhteşem Selçuk ovası ve Efes’i görüntülemek için rica ediyorum. İnişte daha güzel görüntüler yakalarız diyerek teklifimi öteliyor.
Rakım 425. Saatimin rakımı 12.32. Nabzım ise 42. Gerçekten heyecanlıyım, çünkü, ‘söylenceye göre’ Meryemana’nın son yıllarını yaşadığı yerdeyim.
Kutsal kitaplara geçmiş kanıtlar:
1-İncile göre; Hz. İsa Dünyadan ayrılmadan önce: “Oğlum işte anan…” diyerek anasını, Asya Havarisi olan aziz Yahya’ya(St.Jean) emanet etmişti.
2-“ Havarilerin işleri” adlı kitap, Hz. İsa’nın göğe çıkışından sonra Kudüs’te işkencenin nasıl yapıldığını aziz Stefanos’un 37, aziz Yakub’unda 42 yıllarında nasıl öldürüldüklerini yazar.
Durum böyle iken, aziz Sen Jean’ın kendisine emanet edilmiş Meryemana’yı, Kudüs’te bırakıp da Efes’e gelmesi düşünülemez. Bundan ötürü Efes’e birlikte geldikleri ileri sürülmektedir.
Mitolojik öykünün özeti şu. “1.yy’ın ilk yarısında Kudüs’te ilk Hıristiyanlara karşı korkunç işkenceler yapılmakta ve artmaktaydı. Bu zulüm, İ.S.36 yılında havarilerin şakirtlerinden(Öğrenci-çırak) Stephanos’un taşlanarak öldürülmesi ile başlar ve bunu diğer olaylar izler.
İ.S.41 yıllarında krallığını ilan eden I.Agriba(Herodes), taraftarları arasında saygınlığını artırması üzere St.Jean(Hz. Yahya)’nın kardeşi Yakub’u(Jakob) öldürtür. Ve St. Petros’u hapsettirir. Bu olaylar Hristiyanlar arasında büyük karışıklığa yol açar ve bunun üzerine Juda(batı) ve Samiriye(Filistin de bir kent) dağılmaya başlar.
St.Jean, incilini Efesliler için yazdığı savlanmaktadır. Onlara göre ‘İncil’; Efesli Hıristiyanların sorunlarıyla birlikte St.Jean’a sorulan sorular ve yanıtlar içeriğindedir. Yazılarında Meryem Ana'nın Efes'e gelişinden açıkça bahsetmez, üstü kapalı değinmeler vardır. Yine uzmanlara göre, günümüze kadar süren araştırmalara karşın, Meryem Ana'nın hayatı ile ilgili ayrıntıları gün ışığına çıkarmak mümkün olmamıştır. Daha doğrusu bunun yorumundan kaçınılmıştır. Çünkü; İsa'nın ve öğretilerinin tanıtılması ve yayılması işini Havarilere bırakan Meryemana’nın, yaşantısındaki gizliliğe  önem veren kutsal bir yanı vardır.
Geçtiğimiz günlerde yazılı ve görsel basında Meryem Ana'nın mezarının bulunması ile ilgili  programlar yer aldı anımsarsanız. Programlarda; daha önce oralarda yaşamış yöre halkından bir bürokrat ve Meryem Ana'nın mezarını rüyasında gören bir bekçi tarafından, söz konusu Bülbül dağında ‘9 Papaz Kilisesi’nin bulunduğu yerde mezar tespit edildiği ileri sürüldü. Bir şekilde de olsa tüm dünyayı ilgilendiren bir soruna açıklık getirildi denebilir.
Meryemana’nın Kuran’daki yerine gelince:
"Ey Meryem! Şüphesiz, Allah sana seçkin bir hususiyet verdi. Seni kötülüklerden temizledi ve alemlerin kadınlarına seni mümtaz kıldı(Ali İmran/42). "Rabbi Meryem’i iyi bir şekilde kabul buyurdu ve Onu güzel bir nebat gibi büyüttü. Zekeriya'yı da Ona bakmaya memur etti. Zekeriya Onun odasına her girişte yanında bir yiyecek bulurdu. -Meryem bu sana nereden geliyor?- dediğinde Meryem, Allah tarafından geldi, Allah dilediğine sayısız rızık verir dedi(Nisa/156)” Hz. Meryem alelade bir insan değil, Allah’ın seçkin kullarından. Çok az sayıda olan ‘kadın evliyalardan’ biri.
Hıristiyanlıkta olduğu gibi İslam dininde de bir namus simgesi olarak kabul edilen Hz.Meryem hakkında Rasûlullah (s.a.v) "Kendi dönemindeki kadınların en iyisi, İmran kızı Meryem" derken, bir başka hadiste ise "kadınların arasında en yüce mertebeye, Firavun'un inançlı karısı Asiye ile İmran  kızı Meryem'in eriştiklerini" belirtir.
Yazıyı kaleme almazdan önce ‘Meyremana” ile ilgili, gelişen İiginç bir habere yer vereceğim:
Ve ö muhteşem Bülbül dağını yaktılar ve oturup da bir güzel haber yaptılar(Hurriyet-23/08/2006. İhsan yılmaz). Hem de Meryem Ana efsanesiyle bütünleştirerek: Meryemana'nın mezarını arayanlar esrarengiz bir şekilde ölmüştü, evi de ilahi bir mucize ile yangından kurtuldu.
Kısa bir süre önce yazdığı romanı Tımarhane Adası'nda Meryemana'nın mezar yeriyle ilgili ilginç iddialar ortaya atan Mehmet Coral yangının beş yerde birden çıkmasının ve eve 1.5 metre kala durmasının tesadüf olamayacağını söylüyor.
Bülbül Dağı'nda çıkan yangının Meryemana Evi'ne 1.5 metre kala durmasının ilahi bir mucize olarak yorumlanması, Mehmet Coral'ın "Tımarhane Adası" romanında ortaya attığı iddiaları yeniden gündeme getirdi.
Papa'nın Ziyareti;
Meryemana'nın İsa'nın çarmıha gerilişinden sonra Kudüs'te kalmayıp Efes'e geldiği ve yaşamının geri kalan kısmını burada geçirdiği biliniyor. Bugün yerli ve yabancı, Müslüman ya da Hıristiyan pek çok insan, Bülbül Dağı'ndaki Meryemana Evi'ni bu yüzden ziyaret ediyor. Ancak bilinmeyen, gizemini koruyan bir konu var, o da Meryemana'nın mezarının nerede olduğu.
Mehmet Coral'ın romanı "Tımarhane Adası"nda, annesinin vasiyetini yerine getirmek için Meryemana'nın mezarını arayan bir arkeologun başından geçenler anlatılıyor.
Kitabın ana karakteri Meryemana Mezarı'nın ararken yaşamını yitiren bir arkeologdan esinlenerek yaratılmıştı ve mezar yeriyle ilgilenen üç kişi daha tuhaf bir şekilde yaşamlarını yitirmişlerdi ve hepsi de gerçek kişilerdi.
Kitapta, 1979'da Papa II. Jean Paul'ün Türkiye'ye gizli bir ziyaret yaptığından tutun da, Meryemana'nın kabrinin yeriyle ilgili olarak Mevlana'dan tebliğler aldığına kadar birçok esrarengiz iddia aktarılıyor. Ayrıca tıpkı Dan Brown'ın Da Vinci Şifresi kitabındaki gibi, her iddianın mantıklı bir açıklaması yapılıyor. Coral da, kitabında anlattığı her şeyin arkasında. Hatta yazdığı konuyu daha kimseye anlatmamışken, Meryemana'nın mezarıyla ilgilenmemesi için tehdit telefonları aldığını bile söylemişti Coral.
Romanda anlatıcının arkadaşları olarak adı geçenlerden biri de gazeteci Yaşar Aksoy. O da uzun yıllar Meryemana'nın mezarı hakkında araştırmalar yapmış. Romanda bahsedilen ve Papa II. Jean Paul'ün 1979'daki resmi Türkiye ziyaretinden bir gün önce gizlice gelip bazı kişilerle görüşmeler yaptığı iddiasına şöyle cevap veriyor: "Bu görüşmenin yapıldığı odanın içinde değildim ama nerede, ne zaman yapıldığını biliyorum. Papa'nın görüştüğü kişiler de Sabahat Akşiray ve dönemin Selçuk Belediye Başkanı Cahit Tanman'dı."
İddiaya göre, Papa'nın görüştüğü kişiler Meryemana'nın mezarının yerini biliyordu ve Papa onlarla bunu öğrenmek için buluştu.
Halen İzmir'de özellikle spastik çocuklara yönelik yaptığı yardımlarla tanınan ve  faaliyette bulunan İnsan Dost İhsan Vakfı'nın başkanı Sabahat Akşiray kitapta, Mevlana'nın eli, Sultan Garib olarak geçiyor. Mevlana'dan aldığı tebliğleri ilettiğini savunan, bu sayede Meryemana'nın mezar yerini onun ağzından tarif eden bir grubun lideri olarak tanıtılıyor. Gerçekten Papa ile görüşüp görüşmediğini sorduğumda, Papa ile buluştuğunu kabul ediyor ama genel değerlerden, inançlardan söz ettiklerini söylüyor. Daha sonra yakın geçmişte iki kez Vatikan'a davet edildiğini ve orada konuşma yaptığını da ekliyor.
Ya Meryemana'nın mezarının yerini bilip bilmediği konusu? Bunun Mevlana tarafından kendisine tebliğ edildiğini, ancak söyleme yetkisinin olmadığını iddia ederek geçiştiriyor.
Papa II. Jean Paul, 1979'da Kasım ayının son haftasında, Türkiye'ye yaptığı resmi ziyarete gizlice bir gün erken geldi. Ankara'ya geçmeden önce İzmir'e indi ve gizli bir görüşme yaptı. Sonradan vakfa dönüşecek olan mistik, ezoterik bir grupla yaptığı toplantı, Meryemana'nın mezarının yeriyle ilgiliydi.
Papa'nın Türkiye ziyaretinden sonra, İsviçre Basel merkezli Ephesus Foundation adlı vakfın yöneticisi Karl Geschwind, Selçuk Belediye Başkanı Dr. Cahit Tanman'a işbirliği teklif eden bir mektup yazdı. Geschwind, mektubunda Meryemana'nın mezarıyla ilgili araştırmalarda çok ilginç sonuçlara ulaştığını anlatıyordu.
Bu mektubun ardından Dr. Cahit Tanman ve Papa'nın görüştüğü grubun önderlerinden Feridun Bey, çok ilginç bir şekilde arka arkaya öldüler. Bunun üzerine grup, Meryemana'nın mezarıyla ilgili ruhsal çalışmalarını tatil etti ve kısa süre sonra vakfa dönüştü.
Meryemana hakkında araştırmalar yapan Cüneyt L. Münevveroğlu'nun ölümü de, bu olaylar zincirinin bir parçası. Münevveroğlu garip bir figür. Aliağa Rafinerisi'nde iş güvenliği memuru. Daha sonra boyacılıkla uğraşıyor. Bir taraftan da sürekli Hz. Meryem'le ilgili araştırmalar yapıyor. Sonunda çalışmalarını kendi imkanlarıyla "Hz. Meryemana ve Ejderler Ülkesi Anadolu" adı altında kitaplaştırıyor. Ancak kitabı, daha basım halindeyken İzmir'deki bazı konsolosların eline geçiyor. Münevveroğlu da kitabın basımından bir süre sonra aniden ölüveriyor. Kitap da piyasaya çıkmadan ortadan kayboluyor.

Başka bir ilginç ölüm de, Ege Üniversitesi öğretim üyelerinden arkeolog Erol Atalay'ınki. Atalay, uzun süre Bülbül Dağı civarında mağara ve tünellerde araştırmalar yapıyor. Senelerce Meryemana'nın mezarıyla ilgili ipuçları arıyor. Ancak bulgularını yazıya dökemeden, genç yaşta o da aniden ölüyor.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Selçuk'ta meydana gelen orman yangınının Meryemana Evi'ne beş metre kala durmasının "mucize" olarak değerlendirilmesine, "Dinlerin ve yüce yaratıcının varlığını, böyle basit olaylarla ilişkilendirmek yanlıştır" sözleriyle tepki verdi. Bardakoğlu, şunları söyledi: "Tabii hadiselerin sebep-sonuç ilişkisi içinde incelenmesi gerekir. Bunlardan hemen mucize çıkarmak, mucize değerlendirmesi yapmak doğru değildir. Hıristiyanlar için önemli bir dini merkezin yangından kurtarılmış olması çok sevindirici bir olaydır.

Ovadaki Efes Ve Yedi Uyuyanlar
Anadolu tarih öncesi çağlardan, yaşadığımız döneme dek çeşitli uygarlıkların filizlendiği, evren’in en kutsal topraklarıdır benim için. Uygarlıkların geçiş köprüsü da denebilir. Hitit, Frig, Grek, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıkları neden buralarda yoğunlaştı? Böylesi devasa uygarlıkların harmanladığı Anadolu; dünyanın özgün gelişim ve değişimi içinde yeni evrensel kültürün  filizlenmesine tekrar ev sahipliği niçin yapmasın!?
Evet bir yanda mitolojik tanrıçalar Kibele, Artemis ve  Asiye, bir tarafta Meryemana, Hıristiyan düşünürü St. Jean, St. Paul, St. Basil, diğer tarafta, İslam düşünürü Mevlan’a, Yunus ve Hacı Bektaş-ı Veli ile binlerce yıl uygarlıkların anası Anadolu, yeni bir evrensel uygarlığa niçin Ana’lık yapmasın!?
Saat 13.30 Meryemana’dan ayrılıyoruz. İnişte Aydın, Selçuk’u panoramik görüntüsünü almamı sağlayacak yerde durdu.
Efes’ten önce ‘Yedi Uyuyanlar’’a geçeceğiz. yıllardır Yedi Uyuyunlar diye halkı uyutanların belirlediği yerdeyiz. Selim, yedi uyuyanların asıl Tarsus’ta olduğunu söylüyor. Dahası oradakinin daha inandırıcı, yani daha uyutanı olduğunu söylüyor. Biz yine de buradakinin tarihsel öyküsünü; Turizm Bakanlığının pas tutmuş tabelalarından okumaya devam edelim: “M.Ö. 3. yy’lara tarihlenebilen bu rivayet Dercius’un putlara tapmayan Hıristiyanlara karşı acımasızca davranmasıyla başlar. Önceleri St.Paulus’un vaazlarına bile aldırmayan, bu güçlü hatibin şehre ikinci kez gelmesi, St. Jean’ın İsa’nın anası olarak tanıttığı bir kadıncağızla Efes’e gelmesi, o’nu Lysimakhos surlarının ötesinde yemyeşil bir dağ eteğine getirişi ve ardından kilisesinin kuruluşu ve tanrı analarına alışık Efesli’ler için yeni bir umut kaynağı olmuştu..”
Eee bu kadarından sonra ‘Yedi Uyuyanlar’’da yakışır hani: “Rivayet’e göre yoksulların koruyucusu İsa’dan yana olan ve bunu açıkça belli edemeyen “7” genç arkadaş, Efes’ten kaçarak-Her nedense daha uzağa gitmemiş, Efes’in dibine sığınmışlar- Panayır Dağı’nın içlerine doğru inen bir mağara bulup oraya sığınırlar…Bir çoban mağaranın ağzındaki kayayı oynatınca içeri ışık sızar ve Maksimianos, Malkhos, Markianos, İonannes, Dionisios, serapion, Konstantinos ve köpekleri Kıtmır uyanır. Aç olduklarından içlerinden biri fırından ekmek almak için gönderilir. Caddelerde haç motiflerini görünce şaşırır. Çünkü Hıristiyanlık serbest din olmuş, yaygınlaşmıştır. elindeki Decius dönemine ait sıkkeyi fırıncıya uzatınca her şey anlaşılır…Tutuklanarak St. Jean kilisesinde sorgulanırlar…Başpapaz hemen bir fetva çıkarır ve bunun kutsal Ruh’un bir mucizesi olduğunu belirtir.” hatta efsaneye göre Bizans İmparatoru II. Theodosius bile olay nedeniyle Efes’e gelir.
Anlaşılıyor ki; insanları çok etkileyen “Yedi Uyuyanlar” olayı ve benzerleri ile mucizelere önem veren Semavi dinler(Başta Hıristiyanlık) öğretisindeki ‘Öldükten sonra yeniden diriliş’ olgusudur. Bilmem belki de çok daha eski bir tarihten nakledilmiştir. Çünkü benzer efsane Kuranda da anlatılmaktadır : “Güneşin, doğduğunda mağaraların sağ tarafa meylettiğini, battığında, sol tarafa gittiğini gördük. Onlar mağaranın geniş bir yerinde idiler. Onlar uykuda oldukları halde uyanık sanırdın. Biz onları sağa, sola döndürdük. Köpekleri kapı ağzına dirseklerini dayamıştı. Onları görseydin geri döner kaçardın. İçin korku ile dolardı.. böylece biz onları uyandırdık ki, onlar orada ne kadar kaldıklarını birbirlerine sorsunlar. Onlar mağaralarda 309 yıl kaldı derler. De ki ne kadar vakit geçirdiklerini sadece Rabbim bilir(Kef Süresi)” Kutsal Kitap Kuran olguya biraz daha rasyonel, yani akılcı yaklaşıyor, çünkü olgunun bir efsane haline getirilmesine ve abartılmasına karşı. Gerçekten olguda bir abartı olduğunu Roma İmparatoru Decius(M.S.249-251) ile, yine efsanede adı geçen Bizans İmparatoru II.Theodosius(M.S. 408-458)  arasında 159 yıl farkı vardır. Ölümleri arasında ise 201..Bu efsanede uyku süresinin 309 yıl kabul edilmesinin abartı olduğunu gösteriyor bize.
İşte söylediğimi gibi Kutsal belgeler olarak günümüze gelen değerlerin, çok eski tarihten süreli yayın gibi nakledildiğini, her nakledişte de, daha mantıklı ve rasyonel değişimleri uğratıldığını söylemekte haklıyım gibime geliyor. Çünkü Kutsal kitapların ilki Tevrat ile sonuncusu Kuran arasında büyük benzerlikler yanında, büyük değişimlerin ve akılcı mantığın egemen olduğunu görüyoruz. Böylesi söylenceler ne kadar gerçek, gerçekler ne kadar söylencelere konu olursa olsun olgunun tek tanığı; Efes güneşinin altında hala mis gibi kokarak ballı meyveleriyle sallanan o söylencelerin en gizemlisi, Tanrı’nın ilk yarattığı, antik uygarlıkların verimlilik sembolü incir ağaçları konuşmadığı müddetçe söylencelerin gerçek olup olmadığını öğrenmemiz olası değildir.
Yedi Uyuyanlar sonrası uykumuz gelmedi değil. Hemen altındaki Otantik Kır Lokantasına attık kendimizi. Ececan ve Kadiş Mantı yiyecekler. Saat 14.30. mantı zor geldi. beğenmediler. Gerçekten Mantı mantıksız geldi bana. Ben gözleme yedim. Karpuz da, Ayran ve Kola. Geziye 28 kişi katılmış. Herkes öylesine aç idi ki, her şeye saldırıldı. Dolayısı ile ağır düşüldü. Hepsi uykulara kafa atmakla meşgul. Bir uyunsa ‘28 uyurlar’ diye kesin yeni bir efsane doğar, Yedi Uyurların ayak ucunda..
Eveeeet, Efes’teyiz.
“Mitolojik tarihin babası Heredot ise,  tüm zamanlardaki kentlerin babası da antik Efes’tir” diyorum. Salt bireyi değil, toplumları değil, evrenin tüm zamanlarını büyüleyen bir Roma ilk çağ kenti Efes. Bir liman kenti olan Efes; Küçük Menderes nehrinin sularını boşaltığı körfezin tarıma elverişli toprakları ve doğuya açılan büyük ticaret yolu üzerinde, antik yazarlara göre İ.Ö. 3000 yılında  kurulmuş. Putpereslik ve Hıristiyanlık döneminde önemli dini merkezlerindendir. İlim ve sanat dünyasında da etkin olmuş bir kent. Örneğin rüya yorumcusu Artemidorus, şair Callinos ve hipponax, filozof herakleitos, ressam Parrhasius, gramer bilgini Zenaodotos, ilk akla gelen isimlerdir. Efes isminin nerden geldiği bilinmemektedir. İlk çağ yazarlarından Strabon ve Pausanies’ın verdiği bilgilere göre kent Amazonlar tarafından kurulmuştur.
Efes kentinin çağlar boyu deprem, yangın ve Küçük Menderes nehrinin taşıdığı alüvyonlarla bataklık halini alması gibi doğal afetler yüzünden, sık-sık yer değiştirip, yeniden inşa edilmesine karşın; Efes değil Anadolu’nun, bence dünya’nın en iyi korunmuş ve alt-üst yapılarıyla planlanmış kentidir. Tüm zamanlara örnek olacak bir şehircilik anlayışı ve zengin bir mimari üslubuyla, ‘antik ve modern’ kentlerin babasıdır diyebiliriz. Özellikle kent planlaması günümüz kıyı kentlerin planlamasıyla karşılaştırıldığında utanılası izlenimler almamız gerektiğini düşünüyorum.
-500 metre uzunluğunda ve 11 metre genişliğindeki, bir adı da Liman Caddesi olan ve Ünlü kral yolunun denizle bağlantısını sağlayan, iki yanında galeri ve dükkanlarıyla Arkadıane(İmparator Arkadius) caddesi…
- Panayır dağının etrafını çevreleyen, yaya platformlarına(Günümüz tretüvarı) sahip arabalar için yapılmış ve altında bir insanın girebileceği büyüklükte kentin atık suyunu taşıyan, gelişmiş kanalizasyon sistemine sahip; Mermer Cadde diye anılan( günümüz çevre yolu diyebileceğimiz) Kutsal yol…
-Yine kentin en büyük kanalizasyon sistemine sahip,  iki
yanındaki sütunların gerisinde dükkanlar yer alan ve kentin idaresinde önemli rol oynayan Kuretler adına inşa edilmiş, mermerlerle kaplı Kuretler caddesi….
-Tabandan ısıtmalı iki veya çok katlı olarak kentin üst yöneticileri için inşa edilmiş Yamaç evler…
-Kentin kutsal yeri olarak da  kullanılan, Belediye Sarayı..
-Bülbül dağı üzerinde, yüksekliği 10 m. uzunluğu 9 kilometre olan surların limana doğru uzantısında yer alan St. Paul Hapishanesi..
-Panayır dağının eteğinde yer alan, 18 m. yüksekliğinde üç katlı sahne binasına sahip 25.000 kişi kapasiteli ve zaman-zaman gladyatör dövüşlerinin de yapıldığı Büyük Tiyatro..
-Yan duvarlarında nişler içinde kitap rulolarının saklandığı, aslında anıt mezar olarak inşa edilen iki katlı Celsus Kütüphanesi..
-Tiyatro sanatçılarının eğitimi için yapılmış olan Tiyatro Gymnasıonu…
-Yalnız konser ve tiyatro gösterilerine değil,ayni zamanda Belediye Meclisi toplantılarına ve konferanslara da tahsis edilen, üst kısmı kapalı 1400 kişilik Odeon yapısı..
-Devletin kontrolündeki büyük ticari işlerin ve alışverişin yürütüldüğü, aynı zamanda siyasi ve dini toplantıların yapıldığı, bazilika’dan(Romalılar’da mahkeme yapısı) dört basamakla inilen ve devlet agorası da(Kent alanı) denilen 160 m. uzunluğunda, 73 metre genişliğinde Yukarı Agora…
-Dünya’nın yedi harikasından biri olan, 125 m. uzunluğunda ve 60 m. genişliğinde Artemis Tapınağı..
-Ticaret işlerinin görüldüğü, bir nevi borsa olarak inşa edilen 165 m. uzunluğunda Bazilika(Erken Hıristiyan ve Ortaçağ mimarilerinde, yan geçitleri bulunan(nef), galerili veya galerisiz kilise)..
-Önünde  “U” şeklinde sunak bulunan Domıtıan tapınağı..
-Antik dekoratif yapıların en gösterişlisi Hadrıan Tapınağı..
-Kenarları tuvalet taşları ve önünde küçük su kanallarıyla çevrili Umumi Tuvaletler( Asla ve asla, kentlerimizde insan dışkısının sektörel simgesi ; küçük 1 ytl, büyük 2 ytl olan ve  pislikten geçilmeyen tuvaletleriyle karşılaştırmayın)…
- Bin kişi kapasiteli, içinde dinlenme odaları, eğlence salonları ve kütüphaneleri olan üç katlı  Skolastik(doğru düşüncelerin tartışıldığı) hamamlar..
-Liman hamamları..
-İlk bölüm, soğuk bölüm ve sıcak bölümlerden oluşan ve de tuvaletleri olan Varıus Hamamları…
-Etrafında üstü kapalı galerileri olan, alışveriş merkezi olup Ticaret Agorası diye de adlandırılan Agora..
-Antik Kiliseler..
-Antik Çeşmeler..
İşte tüm bu yapılardır; Efes’i benim gözümde tüm zamanlardaki kentlerin babası yapan..
Bu müthiş, görkemli, Arkeologların deyimiyle(Sevgili kardeşim Fethi Uluçınar’ın çok sevdiği yabancı sözcükler..) Monumen’tal(Heybetli) ve Kolosal(Çok büyük) kentin, evrensel devasalığını ağzım açık izliyorum. Ağzımı kapattığım anlarda ancak notlarımı alabiliyorum. Grubu kaybettiğimi ağzımı kapattığımda fark ettim. Fedaim bey de benim gibi grubu kaybetmiş. Meğer  midibüs aşağı kapıda bizi bekliyormuş. Biz giriş kapısındadır diye soluğu orda alıyoruz. Yoklar! Telefonlaşılıyor. Bizim gelmemiz isteniyor. Israr ediyoruz. Adam; A a a a a! krizine tutulmuş gelemeyeceğini söylüyor. Belli ki Gladyatörler kovalasa, tanrıça Artemis çıksa gelmemekte ısrarlı. Tekrar O Kentlerin babası Efes’i kat etmek zorunda kaldık. Panayır dağının eteklerinden süzülerek Efes’i bir kez daha kat etmek o sıcakta çekilmez gelebilir, ama ben; bir daha buraya gelme olasılığı düşük olduğu için yaşadıklarımızı şans olarak görüyorum..
Saat 17.17’de ayrıldık Efes’ten. Üç saati aşkın Efes’teyiz. Gümüldür’e doğru yola çıkıldı. Midibüstekiler biraz tepkililer, çünkü tam 45 dakika bizi beklemişler. Haklılar.
Duble yolda gidiyoruz. Yani bölünmüş yolda.  Geçen yıl yazdığım gibi; ‘Düz ova’da kekliği avlarlar’ örneği, düz ova’da paraları duble-duble avlamak adına, düzlük alanlarda ‘mühendislik disiplininden yoksun’ duble yola hız verilmiş. Engebeli ve virajlı yerlerde çalışma yok. Sürücüler böylesi yorucu yollardan kurtulup, düzlüklere inince aniden gaza basınca, karşılarına yarım-yamalak duble yol ve üzerindeki mıcır ile karşılaşıyor..Ve de ölümle biten kazalar ardından geliveriyor. Bu nedenle “Duble yolda mıcır-Demir yolunda hızlı tren” başlıklı bir yazı dizisi hazırladım, fakat ilgilenen bile olmadı…
Uzattık galiba. Biz yolumuzda uzamaya devam edelim. Üzerinde halk tipi araçların bulunduğu Duble yolumuzun solunda küçük bir havaalanı ve üzerinde küçük çarter(kiralanmış) uçaklar. Belli ki; varsıl hava’da, yoksul yerde seyretmeye(yolculuğa) devam edecek. Gümüldür kıyılarına indik. 1982 yılında uçaklarla keşfedilen-çünkü kıyı ulaşımı çok zor imiş 1990’lara dek- ve Süleyman Demirel’in de villasının olduğu söylenen Ahmetbeyli’ye bağlı ‘Yoncaköy Koyu’’n dayız. Tarifi imkânsız güzellikler içindeyim, çünkü müthiş bir görsellikle karşılaştım. Sürücü Aydın’ın dediğine göre yaz mevsiminin süresi, Urla’dan bir buçuk ay daha uzun olurmuş. Deniz soğuk, kara çok sıcak olurmuş. Belli ki burada poyraz, yani karadan denize doğru rüzgâr egemen. Bildiğim kadarıyla denizden karaya rüzgâr, yani lodoslarda deniz ısınır. Sırasıyla Sahil evlerini ve Maydanozköyü’nü geçiyoruz. Tam karşımız Kuşadası imiş. Bu noktada Seferhisar’a 44 km var. Özdere’deyiz. Yine tarifi imkansız güzellikler içine düştük. Özdere son 15 yılda gelişmiş bir belde. Bir ara Profesyonel üçüncü ligde oynayan futbol takımı bile vardı.
Gümüldür’deyiz. Gümüldür gümbür -gümbür benden güzeli yok diye bağıran bir kıyı kenti. Haklı da. Haklı olduğu bir diğer nokta; doğanı ve doğası ile omuz-omuza dayanışma içinde olan bir kıyı kentimiz. Çünkü, düzlük alanlar değil de, tepelik çorak alanlar yapılaşmaya açılmış. Ekolojik Çevre kültürü hayli gelişmiş bir yöre. Gönül ister ki tüm kıyılarımıza egemen olsun bu kültürü. Utanmayanlar, arasıra Antik Kentlerin babası Efes’e gidip akıllarını devşirsinler. Oradaki koca-koca sütunları izleyeceklerine, kent yapılanmasının evrensel duyarlılığını izlesinler. Karakoç Kaplıcaları sapağından sağa dönerek Seferhisar yeşilinin koynuna girdik. Yeşil üzümler vadisi sanki. Vadi biter bitmez, aniden Ankara’ya geldik korkusuna kapıldım. Çünkü Ankara’nın bozkırına düştük aniden. Bozkırı tırmanmaya başladık.
Ethemçukuru’ndayiz. Payamlı, Kavacık bu güzelim köyler, Çatalkaya dağlarının arkasındaki Güzelbahçe’ye bağlı. Bu ormanlık bölge, sahipsiz, yabanıl armut ağaçlarıyla ünlenmiş. Çok leziz minik armutlar için sık-sık gelirmiş yöreye Aydın kardeşimiz. Köyler’de şaraplık üzümler yetiştirildiğini söyleyen Aydın’ın, ‘Yakında bu yöre ve Urla şarapçılıkta Şirince’yi geçerse kimse şaşırmasın!’ serzenişi, onun bir başka duyarlılığının sesi gibi geldi bana..Seferhisar’dayiz. Güzelbahçe’ye 21 km var.
Üzümlü köylerine giden sapaktan dönerek Bademler Köyü’ne geldik. İnsanlarının çok sevgili ve candan olduğunu, yörenin en temiz köyü olduğunu söylüyor Aydın. 750 kişinin yaşadığı bu köyün Alevi Köyü olduğunu söyleyince her şey anlaşılıyor. Halk Camisiz Köy diyormuş. Varsın desin, biz nice Camili Köyler gördük ve yaşıyoruz. Yöre Halkı bu Bademler Köyü halkını çok seviyormuş. Çünkü burada evlerin kapıları ardına kadar açıkmış. Asla arsızlık, hırsızlık olmazmış..Kısacası evrensel ilkelerin egemen olduğu bir köyümüz. Geçenlerde bunu kanıtlarcasına gazetede çıkan bir haber beni hayli duygulandırdı:
“TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın, Nazım hikmet’in mezarı için Manisa’nın Gördes ilçesinin Kaşıkçı  Köyünün uygun olduğu açıklamasına, Tiyatro Köyü olarak bilinen Bademler Köyünden talep geldi. İzmir’in Urla ilçesi Bademler Köyü Kültür Ve Sanat Derneği Başkanı Seyfettin Şen,-Nazım Hikmet mezarının Türkiye’ye getirilmesi konusunun gündeme gelmesinin mutluluk verici olduğunu belirterek, ‘Nazım Hikmet’in felsefesini, dünya görüşünü, siyasi bakışını, hatta dogmatizme bakışını onaylamayanların, büyük ustanın nereye gömüleceğini de söylemeye hakkı olmadığını belirtmek istiyorum’ dedi (Ben de diyorum ki ağzına sağlık, evrensel kardeşliğin neferi Seyfettin Şen). Şen, ‘Nazım’ın şiirleriyle büyüyen, şiir akşamlarında onun şiirleri okunan, yazdığı oyunu oynayan, 73 yıldır Tiyatroyla uğraşan, sinemalara konu olan ve filmler çekilen, 1960’dan beri kütüphanesi olan, kitaplarıyla dolan Bademler Köyü, ünlü şairi bağrında uyutmaya talip’ diye konuştu”…
Urla’ya inişteyiz. Urla’nın Müthiş paranomik görüntüleri karşımda, fakat makine da film bitmiş. Güneş; yavaş-yavaş dağların ardına doğru inerek, tüm kızıl görkemiyle akşama hazırlıyor insanları. Kendisini de, kızıllığına aldığı doğanın tüm güzel renkleriyle ‘yarın daha güzel ışık vermek adına’ düşünsel dinlenceye hazırlıyor.
Hapşırdım. Aydın “Güzel yaşa!” demez mi. Ben hep “Çok Yaşa!”’ya alışığım ya, bura insani/ Ege insani “Güzel Yaşa” diyor. Doğru! Önemli olan çok yaşamak değil, güzel yaşamak. Bunun için de çok gezerek “Gez-Gör-Yaz” u zenginleştirmem gerektiğini düşünüyorum. Özellikle Bademler köyünü görmek  gerektiğini de….Selam Ege, selam Bademler köyü ve de selam dünya’nın en güzel insanlarına sahip coğrafyam, Anadolu’m, bizi tarifi imkânsız güzelliklerinden mahrum etme. Tarifi imkânsız güzellikleri yok etmeye çalışan doğa duyarsızlarını koynundan atmayacak kadar evrensel hoşgörüye sahip sen çok yaşa, bizler ise güzel….27/7/2006 –URLA(Güncelleme: 23 Aralık 2012)
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
GEZ-GÖR-YAZ
evesbere@mynet.com
GSM:0506 609 00 32
TEL: 0312 431 96 88

Yorumlar

Konular-Yazılar

18 Mart Çanakkale zaferi2 19 Mayıs17 19 Mayıs çocuklarının Sakarya zaferi1 19 MAYIS TURNUVALARI SAMSUNSPOR1 1977 katliamı5 2 Temmuz 19931 20. yüzyıl ideolojileri metal yorgunu1 2002 seçim1 2018 seçim vaatleri1 2023 Seçim1 21 Temmuz 20041 21.YY KEMDİ İDEOLOJİSİNİ YARATMALI1 22 Ağustos 20101 23 Ekim 20111 23 Nisan12 27 Mayıs devrimi41 27 Nisan1 27 Nisan e-muhtırası10 27-28-29 Temmuz 2021 yangınları5 28 ŞUBAT1 29 Ekim2 3 BÜYÜKLER 4.SEZON KİM ŞAMPİYON?!1 3 büyükler operasyonu1 3 BÜYÜKLER; 3 KÜÇÜKLERE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR MU?1 3 ÇOCUK1 3 fidan1 3 KEZ KALEMİZE GELEBİLEN B.MUNİH 3 GOL ATTI VE DE BURUK’UN TEK HATASI ULUSLARARASI DENEYİMİ OLAN ANGELİYO’YU DEĞİL DE DENEYİMSİZ KAZIM’I OYNATMASIYDI1 3 SEZONDUR SIRAYA KONAN ŞAMPİYONLUKLAR1 3. Havalimanı3 30 Ağustos7 30 Mart seçimleri1 4 MEVSİMİ BOZANLARA ŞİİR1 4+4+411 40 MİLYAR1 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu1 6 GOL1 6 YAŞINDAKİ KIZ ÇOCUĞUNU EVLENDİRENLER1 65 yaş üstü corona1 696 sayılı KHK1 7.7 DEPREM DEĞİL BU KIYAMET TİR CEHENNEMDİR BUNU SEN YARATTIN ÜLKEYİ İNŞAAT SEKTÖRÜ İLE KALKINDIRACAĞIM DİYEREK1 75 ve 100.Yılında kim şampiyon oldu!!??1 8 Mart Dünya kadınlar günü2 A.O.Ç.2 Abant gezisi1 ABD 6.FİOSUNU KIBLE YAPANLAR VE ABD'Yİ SAVUNANLAR ŞİMDİ ABD DÜŞMANI OLDU AMA ABD'NİN ORTASINDA GÖKDELENİ VAR1 ABD politika1 ABD-TÜRKİYE gerilimi1 Abdulhamit torunu1 Abdulkadir Selvi1 Abdullah Gül3 ABDÜLKADİR SELVİ ABDÜLKADİR SELVİ ABDÜLKADİR SELVİ1 Ad verme töreni1 ADANA BABAMIN İLK GURBETİ1 ADANA DEMİRSPOR DARBESİ1 Adana gezisi1 Adana yangını2 ADANA'NIN YOLLARI TAŞTAN1 ADANA'YA GİDEK Mİ1 ADI DUYULUNCA RAKİPLERİ KORKAN OKAN1 ADI ICARDI SÜREKLİ GOL ATARDI GALATASARAY DURUDURULMAZ GİBİ1 Adnan Kahveci2 Adnan Menderes72 Afad1 Afganlar29 Afrikalı Aydın John Kenyatta1 Agora Meyhanesi1 Ağustos böceği hikayesi1 AHA1 Ahfeş'in keçisi1 AHMET ÇALIK1 Ahmet Davutoğlu56 Ahmet Hakan Coşkun3 Ahmet Özal2 Akil insanlar1 Akkuyu nükleer santral13 AKP1 AKP ilkesi1 AKP YANLIŞ ADAY GÖSTERDİ1 akp'LİLER EFSUNLU MU1 Akrabalarım-dostlarım1 alamet-i farika nedir?1 Alanya1 Alev Alatlı1 Ali Ağaoğlu1 Ali Semerkandî1 Allah ile aldatmak2 Allahını seven üzerime toprak atsın1 Almanya1 ALT LİGİN EN ALTINDAKİNE ELENEN ASLAN GALATASARAY1 Altın direnişi1 ALTINBOYNUZ'U BOYNUZLAMIŞLAR1 Altınova gezisi4 ALTIPARMAK1 ama kim?!1 Amentü1 Amiraller2 Anacığım1 Anarşist olmak3 Anarşist olmamak1 Anasına babasına bakmaz ite bakar1 Anayasa1 Anayasa değişikliği1 ANAYASA İNAŞSINDA MÜHENDİS VE MİMAR YANINDA DÜZ İŞÇİ VE KALİFİYE USTA DA GEREKLİ1 Anayasa Tarihi1 Anıtkabir1 Ankara17 Ankara beton cangılı2 Ankara bilim kurgu kenti1 Ankara derelerin ıslahı10 Ankara dolmuş sorunu1 Ankara Manifestosu1 Ankara Papazın Bağı1 Ankara saldırısı2 Ankara su sorunu1 Ankara trafik sorunu1 Ankara-Ulus1 Ankaralılık1 Ankaranın en uzun sokağı1 Anneler33 Anneler günü11 Annem62 Anonim şirket1 Anzak askerlerine atfen1 aptallık vergisi1 araba modern silah1 Arabayı at gibi sürmek1 Araf Suresi’nin 7/1791 Araplar2 Archimets2 ARDA TURAN1 ArdaTuran1 Arhavi65 Arhavi köyleri1 Arhavi projelerim1 ARHAVİ VE DÜNYA1 Arhavi ve Laz gerçeği1 Arhavide sel3 Arhavili lazlar1 Arhavispor1 ARHAVİSPOR ŞAMPİYONLUĞU HAK ETTİ2 Arhaviye aşık eden kişiler1 Arhavli olmak1 Arşiment2 Artvin3 Artvin berta köprüsü1 Artvin Kalkınma ve Eğitim Vakfı15 Artvin kurtuluş1 Artvin Tanıtım Günleri3 Artvin-Arhavi sorunları1 Artvin-Cerattepe10 Asal sayı3 ASELSAN9 ASLAN KARTAL'IN KANATLARINI1 ASLI BAYKAL HAKLI MI? ATAÇ BAYKAL1 ASLI BAYKAL SİYASET OYUNLARINA GELMEMELİ1 ASLI BAYKAL'IN CHP'DEN İSTİFASINI NASIL OKUMALI1 Astroloji4 Aşı mitingi1 Atasözleri2 Atatürk42 ATATÜRK ARMASI1 ATATÜRK DEVRİMLERİNİ ANLATIRKEN ATATÜRK'Ü ANMAMAK1 Atatürk evrensel değerleri2 Atatürk Havalimanı7 Atatürk İnkılapları1 Atatürk Orman Çiftliği1 Atatürk ve Cumhuriyet1 Atatürk'ün "Evrensel Kurtuluş Felsefesi"ni yok sayamazsınız!!!2 Atatürk'ün veciz duruşu karşısındaki aciz duruşlar1 Atın sırtından attığı1 Atilla Kart6 Atilla Taş1 Atma Rcep1 Atmosfer kirliliği2 AVCI FIRTIN VAR DEDİ FIRTINAYA YAKALANDI1 Avrupa başarısı1 Avrupa durduramıyor GS yi çünkü TFF ve MHK'leri yok1 AVRUPA KUPALARİNDA EN ÇOK PUAN TOPLAYAN 10 TÜRK TAKIMI ARASINDA 34 PUANLA 6.OLAN ATATÜRK ARMALI VE DE BALKAN ŞAMPİYONU SAMSUNSPOR'UN YAKASINDA NEDEN AY YILDIZ YOK!!!???1 Avrupa parlamentosu10 Avukatlar günü1 Avusturya1 Ayağı kesik güvercin1 Ayasofya25 Ayazmend gezisi1 Aydın Muratoğlu1 Aydınlar dilekçesi2 Ayet-el Kürsi1 Ayetlere tersine mühendislik1 Ayır1 Ayni hakemin Galatasaray'ı da katletmesi1 Ayşe Kulin1 Ayşen Gruda1 Ayvalık1 Aziz Nesin32 Aziz Sancar1 Aziz Yıldırım93 Baba Vanga kehanetleri1 Babaannem2 Babalar günü1 Babam2 Bacasız Endüstri1 Bakara makara1 Balat1 BALKON TARIMI1 Balyoz57 Bana yapılanlar1 Barajlar genel bilgi1 BARCELONA GALATASARAY1 BARCELONA VE GALATASARAY1 Basımevi1 Basın metni1 Baş ağrısı1 Başakşehir1 Başarısızlıklardan öğrenme1 Başçavuş sokak16 Başı yerden kalkmayan insanlar1 Başıbozuk paşası1 BAŞKAN YÜKSEL YILDIRIM1 Başkanlık sistemi71 Başkent amblem1 BAŞKOMUTAN1 BATAN FUTBOLUN MALLARI BURADA GEL SEN DE AL1 Batı Anadolu Fay Hattı1 Batıkent4 Batıkent Botanik Bahçesi2 BATIKENT: "BOTANİK KENT" OLABİLİRDİ1 Batılılar-Afrika1 BAZEN DE YILDIZLARININ OYUNUYLA…1 Bedri Baykam2 Beka sorunu2 Ben ne yaptım?1 BEN SÖYLEYİNCE DARBE SEN SÖYLEYİNCE DEMOKRASİ1 BENCE MESSİ MARADONA DAN DAHA BAŞARILI1 Benim haykırışım14 Beraber yürüdük biz bu yollarda1 Beritan aşireti5 Berkin Elvan9 Beşar Esat21 Beşiktaş10 Beyazıt Öztürk1 Beyin kanaması1 Biat kültürü-Aleaddin Şenel1 Bilgi paylaşımı3 Binali Yıldırım1 Bir çift kadın memesi4 BİR GOMİS YETER Mİ? GALATASARAY SALT GOMİS İLE OLMAZ GALATASARAY DA KATILMALI GOLLERE...1 Bir Lale Orta düştü futbolumuzun ortasına1 BİRİNCİ KANAL İSTANBUL RİSKLERİ1 Biz bu boku niye yedik?1 BJK2 Blog yazma işi1 Bloglara yorumlarım1 BOEY FAYDASIZ DİYENLERE KAPAK OLSUN1 Bor1 Boyun ağrısı1 Bozkurt sel felaketi1 Böl-yönet1 Bölünmüş yol15 Bu görüntü siyasi rantın seçim versiyonu..1 BU MAÇ BUNU GÖSTERDİ!!1 BU ÜLKENİN EZENLERİ VE EZİLENLERİ..1 Bulaşıcı hastalıklar2 Burak Elmas2 Burçak Çubukçu2 Burçlar6 Bursaspor1 Bülent Arınç43 Bülent Ecevit46 Büyü ve sihir1 Büyükada7 Can Dündar22 Cansel Malatyalı1 CEHENNEMLERDE YANASIN..1 Celal Şengör1 Cem Uzan1 CEMAAT1 CENNET ÜLKE'Mİ CEHENNEME ÇEVİRENLER1 Cennetin izdüşümü1 Cerablus4 Cerattepe mücadelesi24 CESARET1 Cesur Yeni Dünya1 Ceviz ağacı3 Che Guevara5 CHP66 CHP mitingler1 CHP neden suskun1 CHP olağan kurultayı1 CHP ÖZELEŞTİRİSİ ÜVEY ELEŞTİRİ VE KARALAMA ASLA DEĞİLDİR1 CHP ÖZELEŞTİRİSİ YIKICI DEĞİL YAPICIDIR1 CHP'yi bitirme süreci1 CHP'yi yazmak1 CIA ajanı1 Confidential3 Corona günleri1 Corona virüs11 Covid delta varyantı1 Covid savları13 Covid-19 Delta1 Covid-19 için öneriler2 COVİD-19 TÜCCARLARI1 COVİD-19 VE FUTBOL1 Covid-19 Virüs6 Cumhur ittifakı8 Cumhuriyet Bayramı1 Cumhuriyet gazetesi2 Cumhuriyetimizin 501 CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILINDA GALATASARAT ŞAMPİYON1 Cumhuriyetin ilanı1 Cyborg3 Çağcıl kent nasıl olmalıdır?1 Çalışan gazeteciler günü1 Çanakkale şehitleri1 Çay1 Çay nasıl demlenir1 Çay neden önemli1 Çaykur Rizespor1 ÇED54 Çevre duyarlılığı1 Çevre temizliği1 Çeyrek akıl Eyüp1 Çığlık1 Çığlıklarım2 Çılgın projeler6 Çocuk Milletvekili1 Çocukları kör karanlıkta okula göndertmek neyin eğitimi?! İçimizdeki 4 mevsimi bozduğumuz noktada kendimizin ve kentimizin de iklimini bozduk!1 çok derin futbol1 Çukur dizisi1 Çukur ormanı1 ÇÜRÜK BİNALAR DEĞİL ÇÜRÜK YAPI YAPANLARIN GÜÇLENDİRİLMESİ..DEPREM MANİFESTOSU1 çürük binaları değil çürük binaları yapanları güçlendiriyoruz..1 D&R1 Dadybra1 Dani Rodrik3 Darbe3 Darbe hazırlıkları1 Darbe kurgucusu Hande Fırat1 Darbe kurgusu1 Darbe Mısır1 Davranışsal ekonomi1 DED1 Demokrasi3 Demokrasi manifestosu1 Demokratik açılım1 Demokratik devlet1 Deneme yanılma1 Deniz Baykal31 Deniz feneri16 Deniz Gezmiş16 Deniz Som1 Deprem17 DEPREM ALANINA SEÇİM KÜRSÜSÜ1 Deprem manifestosu9 Deprem manifestosu önemi1 Deprem önlemleri1 Deprem programında ne demeli? Çok yaşa padişahım1 DEPREM TARTIŞMALARINDA KANAL İSTANBUL1 DEPREM TOPLANMA ALANI DOLAR TOPLAMA ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ1 Deprem vergileri nerede harcandı?1 DEPREMİ DEPREMLERDE TARTIŞANLAR1 Depremi unutmama ve doğal afet günü1 DEPREMİN DEPİVERMESİNİ RANTA DÖNÜŞTÜRENLER1 Depremleri sadece depremlerde değil sürekli gündemde tut1 DERE TAŞKINLARI1 Ders notlarım1 Dever nedir?11 Dever olgusu2 Devlet bahçeli1 Devlet Bahçeli bile mahir ünal'in densizliğine çıldırdı1 Devlet ihale yasası2 Devlet yönetimi12 Devleti batırma projesi1 DİE1 Dikey yapılaşma6 Diktatör nasıl olunur?1 Dilipak2 DİN VE IRK SENTEZİ..1 Dinler ve dinleyenler1 DİPLOMA ÇADIR 350 BİN KONUT VE MUHARREM İNCE İNTİHARI1 Diyanet34 Dizayn42 Diziler1 DNS amacı nedir?1 DOĞA GÜCÜ YAPAY İNSAN GÜCÜ1 Doğa konseyi1 DOĞA VE DOĞAN1 DOĞA VE DOLAR1 Doğal afet29 Doğal Hayatı Koruma Vakfı1 Doğal yalan-doğalgaz gazı vermek1 Doğanın dengesi1 Doğanın yok oluşu1 DOĞAYA VE DOĞANA SAYGI1 Doğu Anadolu Fay Hattı1 Doğu Karadeniz Gerçeklerin 27 yıl önceki Gez Gör Yaz öyküsü1 Doğu Perinçek2 Dokunan yanar1 Dolar yeşili1 Domuz gribi2 Dostlar buluşmalar1 Doyum döner1 DÖNEKLİK İLE UZLAŞIYI KARIŞTIRMAMAK GEREK1 Dönüş vanası1 DÖNÜŞLERİN DE ASALETİ VARDIR BUNU BOZMAK DÖNEKLİKTİR VE 2002 SONRASI KURUMSALLAŞMIŞTIR1 Dövize endeksli hesap DEH1 Dries Mertens1 Dua1 Duvara konuşmak1 Duygu Asena1 DÜĞÜN2 DÜNYA DEVİ VE DÜNYA MARKASI KARŞI KARŞIYA1 DÜNYA FUTBOLU PETROL BARONLARININ VE OLIGARKLARIN ELİNDE1 Dünyanın merkezi İstanbul1 DÜŞÜNCE DEĞİŞİKLİĞİNDEKİ KESKİN VIRAJ KİMLİKLERİ UÇURUMA SAVURUR1 Düşünenler-peşinden koşanlar1 Düzce10 Düzce su felaketi1 Düzensiz göç1 E-ret1 ECECAN-BURAK2 ECEVİT DEPREM BÖLGESİNE GİTMEMİŞ..CEVİZOĞLU'NUN KIRDIĞI CEVİZ BİNİ AŞTI..DEPREM BÖLGESİNE GİTMEDEN GEÇECEKLERİ GÜZERGAHLARI ASFALTLATANLAR..1 EGOSANTRİK TERİM VE OYUNCULAR1 Eğitim sistemi8 Ekonomik kriz kitabı1 Ekrem İmamoğlu35 Ekrem İmamoğlu yasağını nasıl okumak gerek1 Ekrem İmamoğlu'na önerim2 EKREM İMAMOĞLU'NUN EKMEĞİNE OY SÜRDÜ1 Elazığ depremi1 ELEKTRİĞE %5 ZAM POSTMODERN BİR TEKAFİL-İ MİLLİYE'DİR1 Elektrik kayıp-kaçak oranı3 elektronik genel kurul1 Ellerde ağrı1 Elmadan değirmenlerim1 Emre Belözoğlu39 EN GÜZEL HEDİYE HEDİYE ALMAKTIR..1 ENERJİ ALANLARI2 Enerji yatırımları yeterli enerji üretir projeleri midir?1 ENFLASYON1 Engin Arık1 Entegre havza yönetim planları1 ERBAKAN1 ERBAKAN EV HAPSİNE ÇARPTIRILDI!!1 ERBAKAN VE ERDOĞAN 28 ŞUBAT'IN NERESİNDE İDİ ŞİMDİ NEREDELER!?..28 ŞUBAT DAVALARIYLA SÖZDE ERBAKAN'IN İTİBARI KURTARILACAKTI..1 Erdal İnönü15 Erdem Gül4 ERDOĞAN2 Erdoğan mı Bay Kemal mı1 Ergenekon64 Ergenekon başlangıç noktası1 ERKAN BAŞ KAZAK GİYEMEZ1 Erman Toroğlu73 ERMAN TOROĞLU SAHTEKAR VURGUSU1 Ermeni meselesi4 Ertuğrul Günay16 Ertuğrul Özkök2 Esin kaynağı1 Eşek1 Evlilik töreni1 Evrensel Atatürk ve felsefesi3 Evrensel birleştirici kimlik1 Evrensel değerler42 Evrensel kimlik1 Evrensel kurtuluş felsefesi47 Eymir gölü5 Fadıl Akgündüz2 Faiz caiz mi?1 Fal1 Falcılık1 Farkındalık1 Fas1 Fatih Altaylı1 Fatih Terim4 FATİH TERİM1 Fatih'in tablosunu saraydan kaçırma1 Fatma Betül Sayan Kaya1 Faydasız1 Fecr1 FEM1 Fen liseleri1 Fenerbahçe15 FENERBAHÇE NEREYE KOŞTURULUYORLAR?1 FENERBAHÇE VE LALE ORTA ORTASI1 FENERBAHÇE'NİN HAYALİ YILDIZ AVCILIĞI1 Fenike gezisi1 Ferguson1 Fethi Sekin1 FETÖ eylemleri3 Fetö tehditleri1 Fetullah Gülen64 Fetullah Gülen savaşı1 Fetullah Gülen terör örgütü1 FIFA SIRALASI SONUNCUSU FAROE ADALARI VE ULUSAL TAKIMIMIZ1 Fırsat maliyeti2 Fidel Castro3 FİKRET ÇORBACIOĞLU1 Fikri Sağlar2 FİLENİN SULTANLARINA KAFİR DE! VAKIF TECAVÜZLERİNE SES ÇIKARMA1 First Lady Bettina Wulff1 Fitch3 FİYAT BELİRLEMELERİ1 Foreign Policy dergisi1 Fransa1 FRANSIZ KALMAMAK İÇİN "BİR LİSAN BİR İNSAN"1 Fransızca öğrenme kolaylığı1 Fransızca ve İspanyolca öğrenelim hep beraber..1 Fredrik Midtsjö1 Fuat Avni9 FUAT ÇAPA'NIN ÇABASINA ALKIŞ1 FUTBOL1 FUTBOL BU; BAZAN TAKIM OYUNUYLA KAZANDIRIR1 FUTBOL FUTBOL OLMAKTAN VE ÇİLEDEN ÇIKTI1 Futbol simsarları2 FUTBOL YATAĞINA DOLAN İNSANAT ARTIKLARI FUTBOLU KİRLETİYOR1 FUTBOLDA OLİGARŞİ1 FUTBOLUN YENİ EFENDİLERİ SAMSUNSPOR'UN AMBLEMİNDEN RAHATSIZ1 GALATASAR VE ZANİOLO VE İLKLERİN TAKIMI OLDUĞUNUN KANITI YENİLMEZLİK REKOR1 GALATASARAIN SAHA İÇİNDEKİ OYUNU SAHA DIŞINDAKİ OYUNLA ENGELLENİYOR1 Galatasaray364 GALATASARAY BARCELONA AŞKIN KARTAL'I YENDİ1 GALATASARAY BAŞARILI FUTBOLUYLA VEDA EDEREK UEFA AVRUPA LİGİ'NE HAREKET ETTİ1 GALATASARAY BAŞKAN ADAYI1 GALATASARAY BU SAATTEN SONRA DURDURULAMAZ1 GALATASARAY DURDURULAMIYOR FAKAAAAT....1 GALATASARAY DURMUYOR..SACHA BOEY GOL DA ATMAYA BAŞLADI1 GALATASARAY EFORUNU BAYERN MAÇINDA BIRAKMIŞ HATAY'A GETİREMEDİ1 GALATASARAY GÜMRÜĞE TAKILDI BİRİLERİNİ GEÇEMEDİĞİ İÇİN1 Galatasaray Güneş'i kararttı1 Galatasaray hakeme karşın Trabzonspor'u Icardi ile yendi1 GALATASARAY HATA MAÇINDA HATA YAPMADI FAKAT ALİ KOÇ HATA ÜSTÜNE HATA YAPIYOR1 GALATASARAY İNİŞE GEÇER DİYENLERİ UMUTSUZLUĞA İTTİ..1 GALATASARAY KORKUSU1 GALATASARAY KUPADA DA LİG'DE DE GOMİS İLE VAR!! İYİ DEĞİLKEN DE KAZANIRSAN ŞAMPİYON OLURSUN!1 GALATASARAY LAZİO1 GALATASARAY MARSİLYA'DA TESLİM OLMADI1 GALATASARAY OPERASYONU DEĞİL FUTBOLU SEVER1 GALATASARAY PALABİYİK PALASI İLE DOĞRANDI1 GALATASARAY ŞAMPİYONLUK ŞARKILARINI SÖYLETMEYE BAŞLADI1 Galatasaray UEFA Şampiyonlar Ligine koşuyor1 Galatasaray ve Lale Orta1 GALATASARAY YENİ YILA LİDER GİRDİ1 GALATASARAY'DA OKAN BURUK1 GALATASARAY'DAN HAYLİ KORKUYORLAR1 GALATASARAY'I DURDURAMIYORLAR1 Galatasaray'ı eleştirmesi sevgisinin isyanı idi..1 GALATASARAY'I İHRAÇ EDİN BU KADAR YORMAYIN KENDİNİZİ1 GALATASARAY'I NE HAKEMLER NE DE DİREKLER DURDURABİLİYOR1 GALATASARAY’IN 2-0'DAN GERİ DÖNÜŞÜ GRUPTAN ÇIKACAĞININ İŞARETİ1 GALATASARAY'IN AVRUPA HAFIZASI BAŞARI GETİRİYOR DA BUNU AVRUPA HAZMEDEMİYOR GİBİ1 Galatasaray'in Okan sesleri1 GALATASARAYIN CORONA VİRÜSÜ İLE UĞRAŞMASI VE FUTBOL VİRÜSÜ1 Gandhi Kemal1 GDO2 Geleneksel tıraş1 GENÇLERBİRLİĞ VE KONYASPOR1 genel kurul1 Geniş aile1 Geniş aile bireylerim2 George Bernard Shaw1 GES1 Getto55 Gez-gör-yaz15 GEZDİM GÖRDÜM YAZDIM5 Gezegenimizi hangisi ele geçirir?1 GEZERİM GÖRÜRÜM YAZARIM1 Gezi eylemcileri6 Gezi parkı halk hareketi62 Gezi şifresi1 Gezilerimiz2 Gırgır dergi2 GOMİS VE DİĞERLERİ1 GOMİS VE GALATASARAY ADANA DEMİRSPOR1 Göçmen politikası1 Gökçeada7 GÖKHAN ZAN VE ÜNAL KARAMAN'IN SİYASETE TRANSFERLERİ1 GÖRSEL KİRLİLİK1 Gösteri namazı1 Graham Fuller1 Greenpeace5 Greenwich2 Gtech2 Guggenheim Etkisi1 Guus Hiddink2 Güldüşümlerim7 Güldüşün çorbası9 Günaydın1 Gündemlerin efendisi30 Güngör Uras3 Gürsel Tekin15 Gürültü kirliliği29 HABİTLARA SAYGI1 Hagi92 Haiti depremi1 HAK EMEN HAKEM ÖRGÜTÜ TFF1 hak emen hakemler1 Hak emenler iş başında..1 Hakan Şükür1 HAKEMLERİ KORUYACAKLAR YA BU SEFER TOPU YAYINCI KURULUŞA ATTILAR1 Haliçte yaşayan simonlar1 Halifelik5 Hamza Yiğit Akman1 Hanefi Avcı4 Harem1 Harf devrimi4 Haris Seferovic1 Hasan Cemal1 Hasan Sıtkı Özkazanç1 Hava kirliliği7 Haydarpaşa Manhattan1 Haydarpaşa tren garı2 Haymana Kaplıcası1 Hayrünnisa Gül1 Hedef 2023 sloganı1 HER BAŞARISIZLIK SONRASININ RUTİN KAOS TEKRARLARI1 HES3 HES izin1 Hes-savar doğa projeleri2 HESLER21 HESLER SALDIRGANLARI BESLER1 Hıncal Uluç33 Hıncal Uluç da ışıklara yol aldı1 Hızlı tren kazası5 Hicr1 Hidrolik enerji4 Higgs bozonu1 HİJYEN ERDOGAN VE PANDEMİ1 Hilafet2 HİLAFET MI DEDİN!? HADE BE ORADAN!!!1 Hint varyantı1 Hitit güneşi5 Hitler Almanyası6 Hollanda4 Hopa fekaleti1 HOŞGÖRÜ EVRENSEL BARIŞIN KATALİZORUDUR1 HOŞGÖRÜ VE İNSAN OLMANIN ERDEMİ1 HURDA ÇELİK HURDA EV1 Hülle nedir?1 Hülya Koçyiğit6 Hürrem1 HÜSEYİN EROĞLU HÜSEYİN KALPAR BAŞARISINI YAKALAR MI?1 Hüseyin İnan11 Hüseyin Sağ1 Icardı1 ICARDI2 ICARDI BU ELBET YIKARDI1 ICARDI MUSLERA BARDAKÇI TORERİA NELSON KEREM YUNUS OLIVERA VE OKAN BURUK VE DE DURSUN ÖZBEK YÖNETİMİ1 ICARDI YIKARDI VE DE YIKTI...GALATASARAY SAHADA DEĞİL DE SAHA DIŞINDA BİTİRMEYE ÇALIŞILACAK GİBİ1 ICARDİ ASİST KRALI DA OLACAK GİBİ çünkü ADAM ATAMAYINCA ATTIRIYOR!!1 Ilımlı İslam projesi1 IMF1 Irkçılık1 Isınmada tasarruf yöntemi1 Işıklara yolculuk1 IŞİD1 İBO ŞOV VE CELAL KILIÇDAROĞLU1 İbrahim Müteferrika1 İbrahim Özden Kaboğlu1 İbrahim Tatlıses2 iç savaşa hazırlık1 İçerik çalmama uyarısı1 İçerik üreticisi1 İdam1 İdeolojiye endekslemek1 İKİNCİ KANAL İSTANBUL1 İKTİDAR A PLANI DIŞINDA B VE C PLANINI DEKLARE EDERKEN MUHALEFETİN A PLANI BİLE TARTIŞILIR..1 İktisat bilimi2 İlber Ortaylı1 İlhan Selçuk'u aramızdan ayrıldı1 İlk alan çalışmam1 İlk deprem manifestosu1 İlk Tarım Kredi Kooperatifi1 İlker Başbuğ26 İltizam-Mültezim1 İMAM2 İmam-ı Azam1 İmamoğlu yasağı Erdoğan ın minareli süngülü yasağı ile örtüştürmek yanlışlığı1 İMPARATÖR DERKEN1 İmrahor vadisi1 İNCE İNCE GİDİNCE1 İnfaz yetkisi1 İnsana dokun-yüreğine dokun-kalbine dokun1 İnternet1 İnternet nedir?1 İRTİCA1 İslam burjuvazisi1 İslam yeşili1 İsmet Berkan1 İsmet İnönü2 İsmet Özsoylu1 İspanya gezisi2 İspanyol gribi3 İsrail3 İstanbul gezisi3 İstanbul Havalimanı2 İSTANBUL HÜZNÜ AZALTILIYOR1 İstanbul silüeti61 İSTANBUL-ÇATALCA RESİMLERİ1 İSTANBUL'DA DOĞAYA VE DOĞANA SAYGI1 İstifa kurumu1 İstihdam yalanı1 İstiklal Marşı1 İSTİNAT DUVARLI ANROŞMAN1 İstismar1 İsviçre1 İş hukuku1 İşsizlik16 İtalya4 İttifak dışı partiler1 İzmir-Karaburun gezisi1 Jeo Biden2 JES1 JET EGZOZLU ARAÇLAR1 Juan Mata1 Kabahatler kanunu1 Kabahatli kentli2 Kaçak elektrik3 Kaddafi nasıl öldü?1 Kader değiştirmek1 Kadir Mısıroğlu1 KAFATASI1 Kafkas usulü çay1 Kahrolsun deprem alanına giren muhalefet mı diyelim..1 Kalıcı önlemler18 KALLEŞ ÖLÜM1 Kamilet Vadisi12 Kanal İstanbul18 Kanal İstanbul-Musilaj2 Kanunî Sultan Süleyman1 Kaostan beslenenler1 Kapisre deresi7 Kapkara1 KAR BEYAZI ŞİİR1 KARA BEYAZI HAYATLAR İÇİN ŞİİR1 KARA PARA1 Karadeniz yollar1 Karagümrük maçında MHK Galatasaray ın ağzına bir parmak bal çalmış olmasın1 KARAMSALLIK TESLİMİYETTİR1 KARAMSARLIK KÖTÜYE ALAN AÇMAKTIR..1 karar organı1 karar yeter sayıları1 Karargâh rahatsız1 Karbondioksit-oksijen eşitliği1 Karl Marx5 Karşı duruş33 Karz-ı hasen1 Kaset komplosu3 KASTAMONUSPOR GALATASARAY MAÇINDA 25 DAKİKA DİRENÇ GÖSTEREBİLDİ1 KATAR FUTBOLA NE KATAR1 Katolik nikahı1 Kaya gazı1 KAYSERİ MAÇINDA GALATASARAY'İN 1 PENALTISI 1 DE GOLÜ VERİLMEDİ 3 PUAN RAKİBİNE VERİLDİ1 Kazım Koyuncu2 Kazımcan Karataş1 Kazuistik anayasa1 Kebabçı1 Kehanetlerim1 Kemal Kılıçdaroğlu28 KEMAL KILIÇDAROĞLU NUN SİYASİ ANATOMİSİ1 Kemalpaşa1 Kenevir1 KENT TARIMI1 KENT-KOOP3 Kentini dinle1 Kentsel dönüşüm37 KEREM2 KEREM AKTÜRKOĞLU1 KEREM KINIK VE 12 ŞİRKETİ VE DE DFB'NİN KURULMASI1 KHGM1 KILIÇDAROĞLU GÜNDEMSİZ DİYENLER1 Kılıçdaroğlu Manifestosu4 KINA2 Kırık sandalye2 Kırılma noktası19 Kıtlık bilimi1 KIYAMETİN YAŞANDIĞI DEPREM BÖLGESİNDE MESCİT Mİ ÖNEMLİ ÇOCUK BEZİ VE MAMASI MI?1 Kızılay1 Kızılderililerin atasözü2 Kilo problemi1 KİM FETÖCÜ ÖCÜ???!!!1 Kişisel görüşlerin dinleştirilmesi1 Kitaba yazacaklarım2 Kitabım1 Kitaplar1 Kitapyurdu1 Klasik tıraş1 Kloz1 Koalisyon1 Komplo teorisi17 Konfüçyüs2 KONYASPOR1 korkmuyorum6 Korku imparatorluğu21 Korona1 KÖHES4 KÖPRÜ1 Kötek2 Kötü uygulama1 Kötülük1 Köy enstitüleri10 KÖYÜM SİDERE DERESİNDEKİ BU TAŞ DÜŞSÜN KAFANIZA KAFASIZLAR..1 Kriz raporu2 Kriz-pandemi93 kronik subdural hematom2 KSH1 Kuğulu park3 Kur'an şifreleri1 Kurgu6 Kurtlar vadisi karakterleri1 Kurtuluş destanı26 KUŞAKLARLA KUŞAK GEÇMEK1 Kuşkularım2 KUTLARIM1 KUTSAL RİTÜEL EVLİLİK1 Kuzey Anadolu Fay Hattı1 Kuzey Marmara otoyolu9 Küba13 KÜÇÜCÜK ZORBAY KÜÇÜK1 Küresel efendiler5 Küresel ısınma11 Küresel sömürü denklemi: “AB+ABD=ARBD”16 Küreselleşme aldatmacası4 Kürtler65 Kütahya-Simav depremi1 Laik devlet6 Laiklik1 Larry Diamond1 Laz dilbilgisi1 LAZ LOBİSİ NEDEN YOK!?1 Lazca1 Lazlar13 Le Figaro1 Leo Dubois1 Levent Üzümcü1 LİDER ÇIKAR İNŞALLAH1 LİGDE TRABZON'A 5 ATAN ALANYA ELENDİ1 Lizbon1 Lokomativ Moskova1 LÖSANTE1 Lösemili Çocuklar Vakfı1 LÖSEV1 Lucas Torreira1 LÜTFÜ SAVAŞ VE HATAY LÜTFÜ SAVAŞ VE HATAY1 M.Akif Ersoy1 Macaristan1 Maça bombalı saldırı1 MADEN İŞÇİSİ MAHPUS1 MADENCİ SERBEST1 MADENLER1 Madımak10 Madımak-Auschwitz-Reistag1 Mahir Çayan1 Makarnacılar10 Malazgirt savaşı7 Manavgat8 MANCHESTER UNİTED GALATASARAY’I HAŞAT EDER DİYEN E.TOROĞLU’NU DA DEVİRDİ!!!1 Manisa-Soma2 Mansur Yavaş21 Maraba kültürü ve ağa17 Marcao olayı1 Marduk8 marka spor ayakkabı1 Market zincirler1 Marsilya1 MATA HATAYSPOR'U MAT ETTİ1 matbaanın geç gelmesi2 Matematik nedir?1 Mathias Ross1 Matthıas Ross1 Maval okumak12 Maya takvimi kıyamet1 Mayasızlar1 Mayınlı alanlar8 MECZUP1 Medyan nedir?1 Mehmet Barlas4 Mehmet Özhaseki1 Melih Gökçek30 Meral Akşener11 MERAL AKŞENER TARİH YAZMADI TARİHTEN SİLDİ KENDİSİNİ İYİ GELEN AKŞENER GERİ DÖNDÜ1 Merkez Bankası1 Merkezkaç kuvveti8 Mersin Gazi çiftliği1 Mersin gezisi1 Mersin-Alata1 MERT İNSAN MERTENS'İN HARİKA GOLÜ1 MERTENS MEST ETTİ MERTENS ALANYA'YI BİTİRDİ1 Mesleki sorumluluk sigortası5 MESSİ MEST ETTİ ARJANTİNLİLERİ1 Mesut Yılmaz15 Metal yorgunluğu3 METE YARAR KİME YARAR!!??1 Metin Oktay3 MHK1 Mılot Rashıca1 Milenyum kupası1 MİLENYUM KUPASI VE GALATASARAY1 Millet ittifakı6 MİLLET İTTİFAKI NEDİR NE DEĞİLDİR..1 Milletimizle alay etmeyin!1 Milletvekili dokunulmazlığı13 MİLLETVEKİLLİĞİ Mİ MİLLETİN VEKİLLİĞİ Mİ!?1 Milli Piyango şaibe3 Milliyetblog yazılarım2 MİT54 Mod nedir?1 Modern kölelik2 Modern tıraş aletleri1 Moğollar4 Monaco35 Montrö sözleşmesi2 Motorlu kuryeler1 MPİ Genel Müdürü İhya Balak3 Muammer Kaddafi5 Muaviye-Küfeli-Hz. Ali1 Mucur1 Muhalif duruş2 MUHARREM İNCE7 MUHARREM İNCE KALIN OYNUYOR OY OY DİYE İNLEYENE KATKI VERMEK ADINA1 Muhsin Yazıcıoğlu1 Muhteşem Yüzyıl dizisi10 Murat Bardakçı7 Murat Karayalçın34 Muru3xi1 Musilaj1 MUSLER SAKATLANDI1 MUSLERA1 Mustafa Balbay31 Mustafa cengiz1 Muvazzaf5 Mümtaz İdil1 Müslüm Gürses1 Nabi Avcı1 Naci Görür2 Nagehan Alçı2 Nasıl Galatasaraylı oldum?1 National Geographic3 Nazım Hikmet26 Nazlı Ilıcak17 Ne düşünüyorsun?1 Ne istediniz de vermedik1 Ne oldu?1 Necdet Hoşcan1 NEDEN SÜPER KUPA SAMSUN'DA DEĞİL DE ARABİSTAN ÇÖLLERİNDE1 Negatif bilgi1 Negatif uzmanlık1 New York Times10 NİCE NİTEL BAYRAMLARA1 NİCELERİ AKADEMİLİ1 Nicolae Ceaușescu1 NİKAH1 NİYE BİR ALANYASPOR OLMASIN!!??1 NOBEL BENİM HAKKIM HAKKI!!1 Nuh tufanı10 Nur Suresi 30-31. ayetler3 Nuray Mert12 Nurettin Veren2 Nurettin Yıldız3 Nuri Asan1 Nush ile uslanmayanı etmeli tekrir-tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir1 Nükleer1 Nükleer enerji1 Nükleer santral46 Nükleer tehlike1 OFLU HOCALAR OKUMASIN OFSPOR'U1 Ofspor1 OFSPOR NEREDE İSE GALATASARAY'I ELİYORDU1 OGG1 OKAN BURUK İLE GALATASARAY ARTIK KORKUTUYOR1 OKAN BURUK1 Okan Buruk 5 kez üst üste maç kazanarak Galatasaray'ı 17.kez Şampiyonlar Ligi'nde1 OKAN BURUK ANTALYASPOR'A BURUKLUK YAŞATTI..FUTBOLUMUZU OLİGARKLAR VE 7 BÖLGELİ LİG ÖNERİSİ1 OKAN BURUK REKORLARA DOYMUYOR1 OKAN BURUK VE ÖĞRENCİLERİ İLLE DE ICARDI SÜPER LİG'İ YIKARDI VE DE YIKTI DA!! FB'Yİ GS'İN DEPLASMANDA 3-0 YENMESİ AYRİ BİR HARİKA1 Okan Buruk'u istemeyenlere kötü haber1 Okan Emre'yi 7 bitirdi1 Okan içerde sinmiş Danimarkalıları üzdü1 Oktay Ekinci4 Okumak1 Ola1 Oligark15 One Munite6 OnPunto1 Opsiyon1 Orantısız yağdanlıklar1 ORDAN BURDAN PARDON MARDON..1 Orduspor1 Orhan Gencebay1 ORHAN PAMUK MU YOKSA ATATÜRK MU AĞIR GELİR1 Osama1 Osmanlı11 Osmanlı yönetimi6 Oturarak çalışmak1 Oturuş ergonomi1 Oy depoları1 OYUN VE KOYUN1 OZAN KABAK1 Öğrenilmiş çaresizlik1 Öğretmen27 Ölüm4 ÖLÜM GERÇEKTEN ADIN KALLEŞ1 Ömer Çelakıl2 Ömer Dinçer2 Önerim var15 ÖSO1 Öteki dünya önlemleri1 ÖYLE BİR KALECİ Kİ ICARDİ'YE BİLE GOL ATTIRMADI1 Özel istihdam büroları1 Özelleştirme40 Özer Akdemir1 Özgün çalışma11 Özgür düşünce53 ÖZGÜR ÖZEL SİYASET OYUNLARINI BİLENLERİN SİYASİ TİMSAHLARIN OLDUĞU HAVUZA İTİLENDİR1 Özhan Canaydın1 PageRank1 Papazın bağı nereden geliyor?1 PARTİLİ CUMHURBAŞKANI SÖZÜ DOĞRU DEĞİL1 Patalojik sorun1 PDY5 Pearl Harbor3 Pedofili1 PEHLİVANLARA ÖDÜL FİLENİN SOLTANLARINA LGBT1 PELE1 Pelikan1 Pelin Çift1 Pers1 Petek ısınma sorunu1 PETROL VE FUTBOL1 Peygamberler1 Pherma-sharp1 Pınar Selek1 Pierre Loti1 Pierre Webo1 Pisa Kulesi1 Pisagor4 Piyangolar1 Plansız yapılaşma1 Polo Dayı1 POLONEZKÖY1 Portekiz gezi1 Portekiz gezisi8 Porto1 Poşet meselesi4 PROF. ATAÇ BAYKAL1 Prof.Dr. Bülent Arı2 Prof.Dr. Ioanna Kuçuradi1 PROJE1 Pukiya1 Rant14 Rantsal dönüşüm5 Raşa1 Recep Yazıcıoğlu1 Referandum9 Reglaj ayarı1 Reina saldırısı1 Rejim1 Rektör Melih Bulu1 Reptilian1 RES16 Reşat Nuri Güntekin1 Reyting kaygısı2 Rıdvan Dilmen14 Rıza Sarraf6 Ribery1 Richard Feynmann1 RİZE ARTVİN HAVAALANI ARTVİN İÇİN HAVA RİZE İÇİN ALAN1 Rize felaketi3 Rizespor katledildi1 ROK2 Romantik bir hafta sonu1 Rothschild1 Rus bakışı1 Rus büyükelçisi vuruldu2 Rus uçağı düşürülmesi1 Rüyam1 SABRIN SABRINI TAŞIRAN SABIR SABIR OLMAKTAN ÇIKAR TESLİMİYETE DÖNÜŞÜR1 SACHA BOEY1 Safranbolu gezisi1 Sağlıksız kent politikaları1 SAHA İÇİNDE KAZANAN GALATASARAY SAHA DIŞINDAKİ OYUNLARA ASLA KULAK VERMEMELİ1 Sahte fatura1 Salgın hastalıklar1 Salgınlar2 Sami Karaören3 Samsun 19 Mayıs Lisesi29 SAMSUN ŞAMPİYONLUĞU HAK EDEN BİR KENT1 Samsun'un tarihi 19 mayıs 19191 Samsunspor157 SAMSUNSPOR AMBLEMİ1 SAMSUNSPOR BAŞKANI TAKIM YERİNE FUTBOLCU ALMALI!!!1 SAMSUNSPOR İYİ GİDİYOR HÜSEYİN EROĞLU İLE1 Samsunspor morard1 SAMSUNSPOR SEMT İ KUTSAL EYÜP TAKIMI EYÜPSPOR U PERİŞAN ETTİ. SAMSUNSPOR UN ÇALIŞTIRICIS HÜSEYİN EROĞLU1 SAMSUNSPOR SİVAS'TA İYİ BAŞLADI1 Samsunspor'u birileri aşağı çekiyor1 SAMSUNSPOR'UN 14 MAÇI1 Samsunspor'un armasına saldırmak1 SANIK SANDALYESİNE OTURTULMASI GEREKEN 20 YIL İKTİDARDA OLAN MUKTEDİRDİR1 Sansür16 Sapadere kanyonu1 Sapıklıkla suçlamak1 Saray darbesi1 SARAYDAN TABLO KAÇIRMAK1 Sarı inek2 sarı saçından güç alan Icardi attı üç puan geldi1 Sarp1 Sayısal Oyunlar4 Seçim hile1 SEÇİM HİLELERİNİN ANATOMİSİ1 Seçimlerde hile24 SEÇİN YAZMACA BUNLAR1 Seçmen profili1 SEÇSİS1 SED1 Sedat Peker11 SEFEROVİÇ1 Selahattin Demirtaş1 Selin Sayek Böke3 SEO-SERP1 SERGEN YALÇIN1 Sergio Oliveira1 Serhıy Perkhun1 SERİ FARKLI YENİLGİLER1 Seslendiklerim1 Sevgililer günü2 sevr anlaşması1 Seyduna21531 Seyit onbaşı1 Sezen Aksu8 Sırt ağrısı1 side1 SİDERAYEPE3 Sidere29 SİDERE DERE ISLAHI İÇİN ANROŞMAN ÖNERİSİ1 SİDERE NİN ALTINI ÜSTÜNE GETİRMEK Mİ İSTENİYOR? SİDERE'DE ALTIN1 Sidere vadisi8 SİDERENİN DOĞASINA VE DOĞANINA DOKUNMA!1 SİHA2 Sincan1 Siyanür4 Siyaset meydanı2 Siyaset yapmayın2 Siyaseten katl2 Siyasetin helalleşmesi1 SİYASİ DEPREMDEN YIKIM BEKLEYENLER YIKILDI1 SİYASİ KARAKTER YOK İSE..1 Siyasi rant aracı23 siyasi rant otomobilleri1 Siyasi suikast13 Siyasi üstünlük1 Sneijder185 Sol argüman2 SOL SOL İLLEDE TEK ÇATI SOL1 Solcu musun sağcı mı yoksa yağcı mı?! Sol yanlarımızı acıtanlar!!1 SOLDA CHP TEK ÇATI OLMALI1 SOLMAK VE EVRENSEL OLMAK İSTİYORSAN SOL!!!1 Solun tasfiyesi1 Soma katliamı3 Son viraj3 Son yazım-11 Son yazım-21 Son Yazım-31 Soner Yalçın5 Sorumsuz Hayvansever2 Soruyorum163 Sosyal hukuk devleti4 Sosyal patlama risk haritası5 Soytarı31 Spor eleştiri1 Srebrenica katliamı1 Stephen Hawking4 Stratejik önem8 Stres ve alkol3 Su akar Türkler bakar1 Su akar yatağını bulur1 Su debi ayarı1 SU SAVAŞLARI5 Suçlamalara karşı gerçekler1 Sultan Ahmet4 SUPER KUPA DURUŞU SÜPER SOPA İSTİYOR..FENERBAHÇE DEĞİL DE ALİ KOÇ NE YAPMAK İSTİYOR1 Suriye18 Süleymanşah Türbesi2 Sümela manastırı1 SÜPER LİG'E KOŞAN SAMSUNSPORU TUTANA AŞKOLSUN1 Süper loto4 Sürdürülebilirlik3 Sütyen Tarihi1 Şafak Sezer2 Şangay beşlisi1 Şans Oyunları1 Şans Topu3 ŞENOL GÜNEŞ2 ŞEREFSİZ SENSİN1 Şeriat1 Şevket1 ŞEYH BEDRETTİN DESTANINI YAZAN NAZIM HİKMET1 Şeyh Said isyanı1 Şeyhler16 Şiir2 ŞİİR VE ERDOGAN1 Şike101 Şike kronolojisi1 Şili depremi18 Şirince3 şirket yönetimi1 ŞUTBOL2 ŞUTLUYORUM-Futbol706 ŞÜKRİYE TUTKUN TUTUŞU1 Tahir Kıran1 TAKLACAI MERT YANDAŞ'IA ÖVGÜ ICARDI'YA SÖVGÜ HADE BE ORDAN1 Taksim meydan savaşı2 Taliban6 Taliban erkeklerinin bazıları neden yüzünü saklıyor? Makyaj1 Taliban yöneticisi1 TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE DİYEN DENİZLER IŞIKLARA GÖNDERİLİNCE TAM BAĞIMLI TÜRKİYE OLDUK1 Tanju Özcan1 TARAFLILIK CIVIK YAĞDANLIĞA DÖNÜŞTÜ1 Tarık Akan6 Tarifeli uçuş nedir?1 Tarih tekerrürden ibarettir1 Taşeron sistem1 Taşeronluk sözleşmeleri1 Taşımalı eğitim1 Taşımalı siyaset1 Taşkınlar54 TAŞKINLARI FIRSAT BİLEN RANTÇILARIN TAŞKINLIKLARI1 Tekâlif-i milliye nedir?1 TEKBİR DEĞİL YARDIM GETİR1 Tekel1 Tekel işçileri17 Televole kültürü31 Televole yangını1 Tema vakfı5 Tembellik yok üretmek var1 Temel Fransızca4 Temel İspanyolca6 Terim2 TERİM İLE GALATASARAY RESMİ1 Terör9 tevâfuk1 Tevfik Fikret1 TFF4 tff ve mhk1 TFF VE MHK ALİ PALABİYİK'A ASLAN'I DOĞRATTI MI DİYELİM??!!1 TFF VE MHK OLMAYINCA FUTBOL GÜZEL1 TFF-İBB- FUTBOLDAN GEÇİNENLER1 THY1 Tıraş keyfi1 Ticaret-Siyaset-savaş1 Timsah1 Timsah gözyaşları2 TL sembol1 TMMOB72 TOGG1 TOKİ2 TOKİ MOKİ...YOL1 TOPÇU VE VEFAKAR SEYİRCİYİ KUTLARIM..1 Toprak ağası1 Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Yasası1 Torba yasa7 Toryum10 Trabzon Ayasofya1 Trabzonspor10 TRT4 TRT TARİHİ DİZİLERDEN FIRLAMA TUHAF SAÇLI YENİ OSMANLI TİMİ1 TRT VE YANDAŞ KANALLAR SÖZDE İKTİDARIN İCRAATLARINI ANLATAN DİZİLERDE YARIŞIYOR1 TRT=trt1 TSK1 Tuncay Özkan7 Tuncel Kurtiz1 Turgut Özal2 Turist Ömer1 Tutsak lümpen gençler1 Tuzun kokması15 TÜİK2 TÜM ULUSUN YENİ YILINI KUTLARIM1 Tünaydın1 Türban12 Türbanlı polis1 Türbanlı zabıta1 Türk nasıl olunur?1 Türk-kürt faşizmi1 Türkan Saylan3 Türkçe dışındaki dillerde içerik üretmek1 Türkçe Fransızca İspanyolca sözlük1 TÜRKEVİ1 Türkiye başarısızlığı1 Tütün1 Tüzük Kurultayı Manifestom1 Uçurtma aşkı1 Uğur Mumcu23 Ulusal gereklilikler1 ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞININ KAHRAMANLARINI İDEOLOJİLERİNE ENDEKSLEYENLER1 ULUSAL TAKIM1 Ulusal varlık fonu1 Uluslararası iktidar alanı1 UNESCO29 UNESCO dünya mirası listesi1 UnutMADIMAKlımda1 UYARIMDIR5 Uzatmalı Covid1 UZLAŞI DA BARIŞ VARDIR DÖNEKLİKTE İNKAR VE İHANET..1 Uzun covid nedir?1 Üç fidan4 ÜKEM FUTBOLU KAFASINDA PATLAYAN SOPA1 Ülkenin ticarethane gibi yönetilmesi1 Ümit kocasakal1 Ümit Öztürk1 Üniter devlet1 Ürdünlü Ebu Musab Zerkavi1 ÜRKENLER1 Üzerih Garih1 Vedat Dalokay1 Vefat1 Venedik tacirliği1 Viyana1 VPN nedir?1 Washington Post1 Wikileaks2 YA SEV YA TERK ET ANLAYIŞI1 Yaban1 Yabancı durmak1 Yakup Kadri Karaosmanoğlu1 Yalçın Bayer18 Yalnız Kurt1 Yangın1 Yangından önce abant1 YANLIŞLAR İNSANI YALNIZ BIRAKIR1 Yap-işlet modeli1 YAPI DENETİMİ1 YAPI SINIFI1 Yapısal reform1 Yarbay Thomas Edward Lawrence1 Yarı başkanlık1 Yasaklanmış öğrenme fırsatları1 Yaşadıklarım1 YAŞAMDAN KOPRIANLAR YARALILAR DEĞİL YAŞAMDAN KOPARAN HURDA EVLERİN SAYILMASI VE YENİ TALAN YALAN SÜRECİ1 Yaşar Büyükanıt5 Yaşar Nuri Öztürk3 Yaşınılabilir kentler1 Yaşlılık sendromu1 Yatay yapılaşma2 Yatırım fonları1 YAZAN MÜHENDİS YAZIYOR1 YAZAN MÜHENDİS'İN BİRİKEN YAZILARI1 YAZSAN NE OLUYOR Kİ YİNE" BENİM OĞLUM OKUR DÖNER DÖNER OKUR"1 YEBİ YIL YENİ İDEOLOJİ1 Yemeksepeti1 Yeni dünya düzeni12 YENİ MORİNHO MONTELLO MU?1 Yeni proje-Fatih Terim1 YENİ YIL1 YENİ YIL YİNELİKLER DEĞİL YENİLİKLER GETİRSİN1 Yeni yollarda kazalar neden olur?1 Yere Batan Sarnıcı-Milyon taşı1 Yerel yönetimde aday1 YERİN ALTI MADEN EMEKÇİSİNİN YERİN ÜSTÜ MADENCİNİN1 yerli otomobil1 Yeşil sermaye1 Yetenek kazanmak1 Yeter be!1 Yeter söz milletindir1 YGS şifre1 YHT1 Yiğit Bulut1 yok böyle Icardi ve Kerem1 Youtube tüccarları1 Yörükler1 Yumuşak karın1 YUNUS1 YUNUS AKGÜN1 YUNUS AKGÜN VE TERİM1 Yusuf Aslan10 Yusuf Demir1 YÜKSEL ÇORBACIOĞLU CHP ADAY ADAYI1 YÜKSEL YILDIRIM2 Yürüyen virüsler1 Zeki Alasya6 Zeki olmayan ahlaksız1 Zigana Yaylaları1 Zirveye giden yol1 Ziya Gökalp1 Zorba1 Zorbay1 zorunlu organlar1 Zülfü Livaneli6
Daha fazla göster

1829 Adet Yazı Arşivi

Daha fazla göster

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *