HONKİ, TONKİ, PONKİ VE ZONKİLİ MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI İLE SÜSLÜ KÖTÜ GÜNLERDE ÖĞRETMENLER GÜNÜ
Öncelikle, İlkokul öğretmenlerim Ekrem Göçmen ile Gülşen Onat’ı ve de bana emeği geçen öğretmenlerimi saygıyla anıyorum. Ve eşim kadriye Çorbacıoğlu ile birlikte tüm Öğretmenlerin “Öğretmenler Günü”nu kutluyor, nice nitel öğretmeler diliyorum. Günlerimiz iyi değil, fakat günlerimiz çok; Öğretmenler Günü, Anneler Günü, Babalar günü.. Kapitalizmin tüketim kültürünü ekonomik rant adına biçimlendirdiği günler olsa da bence ilk üçünü kutsal görüyorum.
Şunu yadsıyamayız; kapitalizmin tüketim toplumu yaratma adına günleri abarttığı bir gerçek. Şimdi de, 19 Kasım’ı “Dünya Tuvalet Günü” ilan etmiş, “Öğretmenler Günü”nden 5 gün önce.
Nedir bu? Temizliğe vurgu mu?
İyi de o zaman “Dünya Temizlik Günü” de.. Kusura bakmayın da dünyayı b..k götürdüğü günümüzde “Tuvalet Günü” bende, Everest’in tepesine Tuvalet yaptırıp, dünyayı yukardan aşağı tamamen pislemeyi çağrıştırdı:
http://blog.milliyet.com.tr/everest-in-zirvesine-tuvalet/Blog/?BlogNo=182739
Yüzde 82’si çocuklarının gıda, yüzde 84’ü kıyafet, yüzde 88’i eğitim gereksinimlerini karşılamayan ve bu nedenle yüzde 62’si psikolojik sorun yaşayan öğretmen nasıl öğretsin?! Öğrenciler nasıl öğrensin. Eğitim sisteminin başındakiler Öğretmenimizin, öğretmenin ve öğrenenlerin kimyasını bozmayı hızla sürdürüyor.
Eğitim-İş’in 24 ilde 833 öğretmen ile yüz yüze görüşerek yapılan anketinde, Öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne mutsuz ve umutsuz girdiğini gözlemledi ve raporlaştırdı.
Raporda, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarının (açlık sınırı) 1379 lira, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarının ise (yoksulluk sınırı) 4492 lira olduğu vurgulandı. 15 yıllık deneyimli bir öğretmenin yoksulluk sınırının neredeyse yarısı kadar olan 2478 TL maaş aldığı anımsatıldı.
“Öğretmenlerin yüzde 89’u mesleğinden elde ettiği geliri, yüzde 86’sı yılda bir kez verilen eğitim öğretime hazırlık ödeneğini yetersiz buluyor. Öğretmenlerin yüzde 83’ü maaşının düşük olması nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığını düşünürken, yüzde 79’u gelirindeki yetersizliğin mesleki verimini düşürdüğünü belirtiyor. Eğitimcilerin yüzde 89’u 20.77 liralık çocuk yardımının ve 9.21 lira olan ek ders ücretinin de yetersizliğinden dert yanıyor. Yüzde 86’sı gelişmiş ülkelerdeki öğretmenlerle benzer çalışma koşullarına sahip olmadıklarını kaydediyor.
Öğretmenlerin yüzde 82’si kazandığı parayla çocuklarının gıda, yüzde 84’ü kılık-kıyafet, yüzde 88’i ise eğitim ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamadığını bildirdi. Eğitimcilerin, yüzde 79’u çocuklarının tam olarak dengeli beslenemediğini belirtti.
Gelirindeki yetersizlik nedeniyle 100 öğretmenden 62’si psikolojik sorunlar yaşıyor, 18’i ise ‘az da olsa psikolojik sorunlar yaşıyorum’ diyor. Öğretmenlerin yüzde 61’i daha çok para kazanacağı bir iş bulması halinde mesleğini bırakabileceğini belirtirken, yüzde 85’i son 10 yılda alım gücünün düştüğünü vurguluyor. Öğretmenlerin yüzde 75’i öğrencilerine örnek olabilecek şekilde giyinemediğini düşünürken, yüzde 89’u ise yine son 10 yılda okullardaki eğitimin niteliğinin düştüğünü belirtiyor.”
Arapçanın İlkokul 2. sınıfta başlamak üzere zorunlu seçmeli dil haline getirildiği ve Öğretmen ile Öğrencilerin sorunlarına karanlık pencereden bakıldığı günümüzde ben, Öğretmenler Günü'nün Öğretmenler ve Öğrenenler Günü olarak değiştirilmesini öneriyorum.
Düşünün; “1 Honki 3 Ponki, 1 Ponki 2 Tonki, 1 Zonki 12 Honki ederse 2 Zonki kaç tonki eder?“ Sorusunı sınav sorusu yapan Milli Eğitim Bakanlığından ne beklersiniz.
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder