MUSTAFA BALBAY, KEMAL KILIÇDAROĞLU, BÜLENT ECEVİT VE DENİZ BAYKAL
Küresel efendiler, enerji kaynakları için her şeyi yaparlar. Odunu iktidar yaptıkları gibi, muhalefeti de ona endekslemek için belirlerler. Bu nedenle, siyaseti belirledikleri ülkelerde birilerine öz görev yüklemeye çalışırlar. Kimisi kabul eder kimisi ise reddeder. Kusura bakabilirler; Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu bunlardan biri.
Konumuz; “Bugüne dek övgüler sıraladığım, kendisini eleştirenleri eleştirdiğim, fakat 6 seçim başarısını gözlemleyince, gözlemlerime dayanarak, süreç sonu eleştirmem gerekliliğine inandığım Kemal Kılıçdaroğlu..”
Şöyle bir geriye kaykılalım; Bülent Ecevit koalisyonunu durduk yerde Devlet Bahçeli neden yıktı? Nedeni; Küresel efendiler.. Saddam’a karşı yapacakları askeri müdahaleye destek vermeyeceğini açıklayan Başbakan Bülent Ecevit’i, “İktidar olma sırası sende” vaadıyla Bahçeli’yi yanlarına alıp düşürdüler. Ve AKP’yi 3 günde kurup 3. Gün iktidara taşıdılar.
Artık Saddam operasyonu başlayabilirdi. Dünya enerji rezervlerin en fazla tüketen küresel efendi, ABD, özellikle Adnan Menderes (Kore’ye asker göndermesi) döneminde olduğu gibi kendine gözü kapalı biat edecek bir Türkiye istiyordu ve bu Türkiye’yi de AKP ile yeniden inşa etmişti..
Evet; İrak’a savaş açacak TSK’yi da savaşın içine atacaktı. Fakat bunun için TBMM’den Tezkerenin geçmesi gerekiyordu. 1 Mart 2003 Tezkeresi TBMM’den geçmedi. Geçmedi çünkü en büyük güvencesi Devlet Bahçeli iktidar yapılmadığı, üstelik baraj altında bırakıldığı i için öfkeliydi ve AKP içindeki bazı milletvekillerini etkiliyerek, CHP’nin katkılarıyla tezkere reddedildi.
Küresel efendi, hemen suçluları saptadı;- 1- TSK
- 2- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal
- 3- AKP içinde MHP’nin ayarttığı bazı milletvekilleri.
Hepsini cezalandırdı. Örneğin TSK, Ergenekon ve Balyoz soruşturmasıyla yer ile yeksan edildi. MHP’nin ayarttığı milletvekilleri bir daha milletvekili yapılmadı. Ve de Deniz Baykal kasıtlı kaset komplosuyla partiden uzaklaştırıldı ve yerine Kemal Kılıçdaroğlu getirildi.
Nasıl mı getirildi. İnsan aklının gelmeyeceği bir takım komplolara ben değinmek istemiyorum, çünkü kanıtım yok..
Kanıtım olan gerçekler var bende; Benim öğrencilik yıllarında çalıştığım SSK’da Genel Müdür olmuştu. Süleyman Demirel çok severdi. Emekli oldu. Hiç unutmam, SGB’ında, DSP döneminde Müsteşar yardımcısı olmuş ve DSP’de sözü geçen bir arkadaşın kapısındaki süklüm-süklüm bekleyişini. Ben o Zaman TMBD Genel başkanı, sayın Kılıçdaroğlu da Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği Genel Başkanı idi. Zaman-zaman aynı dergide yazı yazardık. O milletvekili oldu, ben milletin vekilliğinde kaldım. O aldı başını yürüdü, beni birileri durdurdu.
Melih Gökçek beni tazminata, sayın Kılıçdaroğlu’nu da CHP Genel Başkanlığına mahkûm etti....
Kılıçdaroğlu’nun inanılmaz yükselişine göz atalım: Daha önce DSP’den aday gösterilmeyen Kılıçdaroğlu beklenmedik bir şekilde 3 Kasım 2002 seçimlerinde CHP’den milletvekili oldu. 2007 seçiminden sonra öne çıkmaya başladı. CHP Grup Başkan Vekili oldu. Belli ki, birileri onu bir yere hazırlıyordu.
Ve süreç başladı: Aniden, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, 2 Eylül 2008’de TBMM’de yaptığı açıklamada, “AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin iş takibi için 1 milyon dolar rüşvet aldığı” iddiasında bulundu. Devamında; “Çevrecinin daniskasıyım diyen Başbakan, önce kendi çevresini temizlesin” diyerek Dişli partisindeki görevinden ayrıldı.
Sonrasında; 25 Eylül 2008’de AKP’nin popüler ismi Dengir Mir Mehmet Fırat’ın karşısına çıkardılar ve kendisine verilen belgelerle Fırat’ın hayali ihracat yaptığını kanıtladı ve Fırat’ı hayli zorda bıraktı. Öyle ki tartışma sonrası Fırat AKP Genel Başkan yardımcılığından ayrıldı.
Ardından, Aralık 2008’de ülkenin 2. popülaritesi Melih Gökçek’in karşısına çıkardılar. Evet; Melih Gökçek ile CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Star TV’de canlı yayında Uğur Dündar yönetiminde karşı karşıya gelmişti. Bu tartışmada 3’ü de iyi oynadı ve Kemal Kılıçdaroğlu gündeme oturdu.
Deniz Baykal bir şeylerden kuşkulanmaya başlamıştı. Çünkü Kılıçdaroğlunun dayanılmaz yükselişi sürüyordu. Bu nedenle geri plana çekmek adına, 2009 yerel seçimlerinde Ankara’dan değil de İstanbul’dan Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapıldı. Kadir Toppaş’ı aldığı oylarla hayli ürküttü. Eğer Ankara’dan aday olsa seçimi alır ve Deniz Baykal’ı hayli korkuturdu.
Beklenmedik bir olay oluyor ve 2 Mayıs 2010 günü sayın Baykal’ın kaseti internete düşüyor, sayın Baykal CHP Genel Başkanlığından.. Ve 22 Mayıs 2010 tarihinde yapılan 33. Olağan CHP Kurultayı'nda, 1249 delegeden 1200'ünün imzasını alan Sayın Kılıçdaroğlu CHP’nin başına düşüyor...
Umutluyduk, inanıyorduk, insanın özü yüzüne yansır güven veriyor dedik, 6 seçim oy verdik, fakat 1 adım öteye gidemedik..CHP gerçekten çeyrek olmaktan kendini kurtaramadı, adeta; Süleyman Demirel’in AP’nin payandası olan Turan Feyzioğlu’nun CGP’si gibi, Tayyip Erdoğan’ın partisi AKP payandası oldu..
Demek ki olmuyor..Demek ki anlayış değişmeli..
Hatta Genel Başkan..
Benim adayım Selin Sayek Böke birlikteliğinde Mustafa Balbay.. Seçmen, ses tellerini yırtan agresif kavgacı liderlere değil düşünceleri onaran ve vurgulu siyasetle sükünetle düşünceleri pazarlayabilen ve gündemlerin efendisisnin gündemleri peşine değil kendi gündemini oluşturabilen, içsel kavgaya değil toplumsal kavgaya önem veren liderlere gereksinim duyuyor.
Eğer bağırarak ürünleri pazarlamak geçerli olsaydı, işportacılar holding sahibi olurdu. Mustafa Balbay, siyasetçi değilken, benim diyen siyasilerin yaşadığı baskıları yaşayan bir politik kimlik oldu. Bu kimliğin değer bulması ulusun çıkarıdır..
Sayın Balbay’ın şu ifadeleri, sözünü ettiğim gerçekleri tüm çıplaklığıyla açıklıyor; Balbay, bir soru üzerine kendisinin olağan kurultaydan yana olduğunu vurguladı ve olağanüstü kurultay toplanması için imza vermeyeceğini kaydetti. CHP'nin kendi içinde tartışmalar yaşayan bir parti görüntüsünden uzak durması gerektiğini dile getiren Balbay, her şeyin olağan süreci içinde gerçekleşmesinin daha sağlıklı olacağını ifade etti.
Bu yazımı ve içindeki linkleri lütfen okuyun ve CHP için ne denli sabrettiğimi görün: http://blog.milliyet.com.tr/chp-yi-ve-kilicdaroglu-nu-siyasi-baronlar-yavas-yavas-bitiriyor/Blog/?BlogNo=472885
ŞEVKET ÇORBACIOĞLUTEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
sevket-che@hotmail.com.tr
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder