MÜTAREKE BASINI VE VATAN HAİNİ OLMAK..
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, terörle mücadeleye yönelikte her türlü eleştiriyi saygıyla karşıladıklarını belirterek, ''Ancak bugün maalesef Türkiye'de basının bir bölümü, çok açık söylüyorum, İstiklal Savaşındaki mütareke basınını dahi aratacak seviyede.. Vatan haini bunlar..'' şeklindeki değerlendirmesini eleştirmiştim, çünkü ağır bulmuştum.. Ağır, ağır olmasına da birileri de çok hafif davranıyor. Bu nedenle; Paşayı eleştirmiyorum eleştirmiyorum ve haklı buluyorum.. Hem de çok haklı..
Öyle ki, işaret ettiği kişi ve kuruluşlar ‘vatan haini’ olamayacak kadar kendilerine hakaret eden bir saldırganlık içindeler.. Adı gerekmiyor; siz biliyorsunuz.. Lütfen bir hanfendi gazeteciye aşağıdaki ifadeleri kullanan bu kişinin, ne olabileceği konusunda siz karar verin.. Yazık bu ülkeme, yazık gazeteci diye ortaya çıkıp gazeteciliğin evrensel kimliğini örseleyenlere!!! Ben bunların demokrasi ve insan hakları savunmalarına nasıl inanırım ve nasıl bunları ciddiye alırım!!???..
İşte o diyaloglar: Bayan gazeteci(B.G): "Gördüğüm kadarıyla yeni medyumlar türedi, biz eskiden dalga geçerdik, Medyum …. gibi... Şimdi medyum e.g gibi medyum b…. gibi... Burası biraz ağır olmuş; fakat; aynı ağırlıkta yanıt verebilirdi…
Erkek gazeteci(E.G): "Terbiyeli konuşun, maksadınızı aşıyorsunuz. Siz kendinizi ne sanıyorsunuz. Böyle benzetme olmaz ki Allah aşkına...
"B.G: "Ş. Bey ben sizin daha önce nasıl konuştuğunuzu da biliyorum...
"E.G : "Susun!.. Susun!.. Susun!... Bu noktada kendinden geçmeye başlıyor ve gerçek kimliğini ortaya koyuyor..
B.G: "Sizin bana susun deme yetkiniz yoktur" Bundan sonra, yetmezliğini ve sanal kimliğini tümüyle ortaya koyuyor; erkek gazeteci..
EG: "Siz son romanınızdaki cinsel fantezilerle ilgilenin. Uzmanlık alanınız budur! Anlamadığınız konularda da konuşmayın"
B.G: "Yaaa!... Sizi hiç ilgilendirmiyor benim hangi romanda ne yazdığım. Tamamen kopuyor artık ve kendini tümden teslim ediyor..
E.G: "Uzmanlık alanınız o fanteziler, siz onları konuşun. Ben burda terbiye sınırları içinde meramımı anlatıyorum. Sizin mantığınızdan hareketle benim sizin romanınızdaki cinsel fantezilerden hareketle size farklı yakıştırmalar yapmam gerekir. Ama ben bunu yapmayacağım çünkü terbiyem müsait değil."
B.G: Daha ne yapacaksınız, isterseniz çıkarın okuyun satır satır. Sözde tarafsız Olay-Ortam düzenleyicisi(??. Moderatör diyorlar) belden aşağı düşen muhabbet karşısında araya girip müdahale etmek zorunda kaldı. Tam ortamı yatıştırdım diye düşünürken e.g ağzından "kendisine hiç yakışmayan" o sözler döküldü;
e.g: Sokak kadını ağzıyla konuşursanız, biz burada tartışamayız. Böyle şeyler olur mu ya..."
B.G: Siz bana da daha önce hakaret ettiniz. Ben kadın olduğum için fiziksel bir karşılık veremem, terbiyenizi takının. Siz bana nasıl sokak kadını diyorsunuz. Siz belden aşağı vuruyorsunuz. "
e.g: Siz niye gazetecilere hakaret ediyorsunuz..
B.G: Medyum … ile sokak kadını aynı şey mi? Siz sadece bunu söylemeyi bilirsiniz. Fikirlerimle mücadele ediyorum.
e.g: Yahu sizin fikriniz mi var canım ya... e.g önce belden aşağı vuruşu ardından da ağzını bozması ile onu tanıyanları şoke etti. Bir diğer olay düzenleyicisi dayanamayıp "sana yakışmıyor.." dedi... Olay düzenleyicisi devreye girip, "özür dilemelisin, sokak kadını sözü için" diyerek e.g’ye telkinde bulundu. Ancak e.g "o söz için" özür dilemedi…. Paşam; haklısın da bir eksiğiniz var.. Değil mütareke (Arapça. Türkçesi; teslim olan) yanlısı, Vatan haini bile olamazlar..
ŞEVKET ÇORBACIOĞLUTEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
Yorumlar
Yorum Gönder