KASET VE KASIT
Sayın Baykal’la ilgili kaset için kasıt aramamak, af büyürün siyaset aptallığı olur.. Aptallığı onaylamıyorsanız; ya siz siyaset bilmiyorsunuz, ya da; siyasi yeteneksizliklerini kişilerin özel yaşamına ve kişisel gizliliğine girerek örtmeye çalışanları kasıtlı olarak destekliyorsunuz. Veya, böylesi basitliklerle siyasi rant elde etmeye çalışanları bilerek alkışlıyorsunuz; başınıza Baykal kadar taş düşenler.... Diyorsunuz ki; “Böylesi ilişkiler kişisel gizliliğe girer(Ar. Mahremiyet), yolsuzluk gibi; bunlar üzerinden siyaset yapmak, doğru değildir..” Hayır!
Sayın Baykal’a yöneltilen alçakça suçlama, kişisel gizliliğe girer, bunun üzerinden siyaset yapmak yetersizliktir, yeteneksizliktir, alçaklıktır.. Yolsuzluk, asla kişisel gizlilik değildir, siyasi gizliliktir ve toplumun çıkarlarını yakinen ilgilendirir. Bu olgunun üzerine giderek siyaset yapmak zorundasınız, aksi takdirde, toplumsal çıkarı değil, kişisel çıkarı beslemiş olursunuz.. Baykal’ın akçalı işleri sevmediği, para ile barışık olmadığı bilinen bir gerçek.
Bu nedenle yolsuzluklarda zerre kadar adını bulamayanlar(üstelik sıradan bir evlat değil, iki tane bilim evladı yetiştirmiş bir insana), ancak böylesi bir alçaklık yapılabilirdi. Bunun için de kendisine en yakın duran kişiyi seçmenin oyunlarına girdiler, kurgu ve film platolarında.. Hiç düşünmeden; bu kasetleri adı geçen kişi ve eşinin hazırladığını söyleyebiliyoruz..
Hatta bu kaseti Milletvekilliğini garanti edebilmek için hazırladıklarını.. İnsaf be!! Evli ve çocuk sahibi iki insan kendilerini bu şekilde öne çıkaracaklar.. Anadolu insanına hiç mi saygımız yok.. Yazıklar olsun bize!! Yok; Mehmet Sevigen, Bülent Tanla, Haluk Koç, Eşref Erdem, Şinasi Öktem yaptırmış.. Hade ordan!!! Sarigül’le ilintilendirildi.. Bağlantı kurarak, o’nu gündeme getirmek, o’na prim tanımaktır.. Ben onunla bağlantı kurmayacağım, onun bir bağlantısından söz edenlere yer vereceğim:
- Soru : Mustafa Sarıgül hangi üniversitenin Mütevelli Heyeti üyesidir ?Yanıt : Bilgi Üniversitesi...
- Soru : Bilgi Üniversitesi aslında bir Amerikan Üniversitesi mi acaba? Yanıt : Günaydın! Soru : Mustafa Sarıgül Amerikan Vakıfları ve istihbarat yapılanmaları tarafından mı destekleniyor?Yanıt : Bılgı Üniversitesi de bu eylemler için merkez Üniversite.
- Soru : Mustafa Sarıgül, Şişli Belediye Başkanı seçildikten sonra eski Şişli Belediye Başkanı (ve tabii yine Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi !) kanun kaçağı Gülay (Atığ) Aslıtürk zamanında yapılan Bilgi Üniversitesi ile ilgili usulsüzlüklerin üzerine gitmiş midir?Yanıt : ??? Gitmiştir canım, niye gitmesin?!..
- Soru : Hurşit Güneş'in öncülerinden olduğu Yeniden Hareketi Kemal Derviş'i ve Mustafa Sarıgül'ü destekliyor mu? Yanıt: Evet(Dr. Ahmet N. İmre) Kimlere servis edildiği, kimin ve kimlerin yaptırdığı gün gibi ortada. Hangi gazete ve gazetenin iletişim çevresinde yapıldığı gün gibi ortada.. Zamanlaması her şeyi anlatmıyor mu?..
Sayın Baykal; Anayasa değişikliği için, anayasa mahkemesine gidiyor.. Kutlu doğum haftasındaki duruşuyla; dinden ve yoksuldan geçinenleri ürkütüyor.. Güçlü lider profilini daha da güçlendirerek ve de tek aday olarak Olağan Genel Kurul’a gidiyor.. Bir yıl sonraki genel seçime güçlü kadrolarla hazırlanıyor.. Halk oylamasıyla, halkı oyuna getirmek isteyenleri, halka net bir şekilde anlatıyor ve halkı inandırıyor.. Etkin seçenek politikalar duruşuyla, Yoksuldan ve dinden geçinenlerin oylarını her geçen gün eritiyor… Yoksuldan ve dinden geçinenlerin aksine, yoksulla ve dindarla geçinmenin siyasetini ortaya koyuyor.. Yolsuzluğun üstüne-üstüne gidiyor ve dokunulmazlığın kaldırılmasındaki ısrarından vazgeçmiyor..
Tüm bunları yaşatırken; Siyasal erk, “Bizim elimizde ne dosyalar var!!” tehdidini savuruyor ve ardından ortaya kaset çıkıyor… Son yıllarda, her olumsuzluğun kaynağı olarak Fetullah Gülen hoca ve müritleri gösterilmek adeta tutku haline geldi… Bir can simidi olmuştu… Yoksuldan ve dinden geçinenler cemaat’ten de geçinmek adına, bu olayı da cemaate havale etmekten çekinmediler.. Fakat pensilvanya’dan gelen ses, bu geleneği ilk kez bozdu.. Ben, sayın Baykal’ın istifasını, onurlu ve erdemli bir duruş olarak görüyor ve alkışlıyorum..
Erdeminden ve onurundan hiçbir şey kaybetmediğini, aksine çok şey kazandığını düşünüyorum.. Dikkatimi çeken olgu; iktidar yandaşı çığırtkanların; “Baykal’ın iktidarı suçlaması, Başbakanı mağdur ve mazlum duruma getirdi.. Kimse Fetullah Hoca ile Başbakanın arasını açamaz..” demeleri oldu.. Soruyorum; Bu denli güçlü tinselliğe ve özdekselliğe sahip bir Fetullah Hocanın böylesi alçakça duruşa gereksinimi mi var? Böylesi Sayın Baykal’a yanıt veren Başbakanın, aşağılayıcı ve suçlayıcı söylemini bana kim tanımlayabilir?! Bir suçluluk telaşının yarattığı travma olabilir mi?Baykal’la değil, yetimin hakkını yiyen, daha doğrusu; haram yemeyi gelenek haline getirmiş kişi ve kuruluşlarla uğraşalım...
Yorumlar
Yorum Gönder