Sinem duruşu bana hiç samimi gelmemişti. Açık söyleyelim. Kot pantolonlu, üzeri kapalı entarili çok güzel bir bayan ve yanında babası, 4 Temmuz 2009’da yazılı ve görsel basında karşımıza çıkmıştı. Adı Sinem Özçek olan bayanın duruşu bana hiç samimi ve inandırıcı gelmemişti.
Açık söyleyelim, bir oyunun sahneye konması (Fr. Mizansen) gibi gelmedi değil.. Bu nedenle: 6/7/2009’da şunları yazmışım:
- http://blog.milliyet.com.tr/Sinem_a__ve_Sayin_Cumhurbaskani/Blog/?BlogNo=190017
Son haber gösterdi ki, bir oyunun sahneye konmasından öte müthiş bir kurgu olduğu izlenimi verir oldu. Çünkü; Sinem Örsçek, 4 Temmuz 2009 akşamı, İzmir'e taziye ziyaretine gelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, burnunun dibine girebiliyor ve yolunu keserek, “İki üniversite bitirdim. İşsizim. Bu insanlar sizi neden alkışlıyor anlamıyorum. Bu ülkede neler oluyor bilmek istiyorum. Biri söylesin” diye avazı çıktığı kadar bağırabiliyor, fakat korumalar son derece nazikçe ağzını kapatarak sözde uzak tutmaya çalışıyorlar..
Bir başkası olsa, saçından tutup yerlerde sürüklerlerdi.. Senem Hacettepe İstatistik Bölümü mezunu ve endüstriyel tasarım üzerine master yapmış 35’inde bir bayan ve de çok güzel bir yetenek. Sizin aklınız alıyor mu, bu yaşa kadar böylesi bir yeteneğin iş bulamaması.. Fakat Sinem, o gün orada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün girişimiyle Antalya'daki 5 yıldızlı otelde iş buluyor. Evlilik teklifleri havada yağmaya başlıyor ve işe girmesinden 6 ay geçmeden bizim (canım sizin de) Ankara’da evlenip, işinden ayrılıyor, İstanbul’a yerleşiyor…
Ve sahneye konan oyunun finalini yapıyor, şunları söyleyerek: “Benim de öyle oldu. Çalıştığım otele adını veren Calista'nın (Yunanca’da, en güzel anlamında sözcük) efsanesini kendime yaşam biçimi yaptım. Sonunda eşimle üstün kamu yararı gözeterek birlikteliğimizi evlilik kurumuna dönüştürmenin en iyisi olduğuna karar verdik. Milli beka açısından en az 3 çocuk yaparak, ruhsal ve psikolojik açıdan sağlıklı çocuklar yetiştirmenin en doğrusu olduğuna eşimle karar verdik.
Kısmet olursa çocuklarımıza ‘Recep', ‘Tayyip' ve ‘Abdullah' adını vereceğiz. Türk aile yapısında ilk öğretilmesi gereken en az bir temel beceriyi de öğrendim ve geliştirdim. Misafir karşılama… şu an çalışmamama rağmen, işsiz insanların duygularını da çok iyi biliyorum, onların sesi olmaya devam edeceğim…” Olmadı sinem, olmadı. Sen işsizlerin değil, birilerinin sesi oldun bu duruşunla.. Türkiye’ye koşan Iran kadınlarının değil, Türkiye’den İran’a koşanların çizgisine girdin.. Aydın ve çağcıl kadın duruşunu örseledin..
Kadınları eve kapatan, kuluçka makinesi olarak gören, fakat sonradan, siyasi ve ekonomik rant adına, Anayasa değişikliğiyle kadınlar için pozitif ayrımcılığı getireceğim diyen aldatıcıların oyununa varsıllık kazandırdın.. Belli ki özgörevini (Fr.Misyon) yerine getirdin.. Recep, Tayip, Erdoğan adını koyacağını söylüyorsun. Peki Bülent’in, M.Ali Şahin’in ve diğerlerinin suçu ne..
İşin bir eksik boyutu; Dünyaya erkek getiremezsen, yani Allah kız verirse kimlerin adını koyacağını söylememem Bu bana biraz cahiliye duruşu gibi geldi.. Türban takmana gerek yok, türban takanlardan fazlasıyla beyni türbanlı siyasi rantçılara katkı verdin.. Calista’ya öykünmen hiç de sağlıklı bir duruş izlenimi vermiyor..
Okuyuculara Calista öyküsünü yazmak isterim, sizi daha iyi anlamaları için: İsmini mitolojideki bir kraliçeden alan güzeller güzeli genç bir kız, calista. Bu genç kız güzel olmanın savaşını vermeye başlar. Kusursuz güzelliğe kavuşmak için, en büyük günahları göze alır, acılara katlanır. Sonunda istediğini elde eder. Tanrıçaları kıskandıracak bir güzellikle ışıldamaya başlar. Fakat bu bir lanetin başlangıcıdır sadece, artik kraliçenin sonu gelmiştir.
Bütün güzelliği ve ışıltısıyla günahlarının bedelini öder. ruhunu kaybeder. ve artik hiç güzel değildir. lanetinden sıyrılmak için geri kalan ömrünü iyilik yaparak geçirir. Bir sure sonra ruhu o kadar güzelleşir ki bir olumlu olarak kalması olanaksızdır. Tanrılar onun içindeki güzelliği dışına verirler. Calista, ismi güzellik anlamına gelen tanrıçadır artik.
Sadece güzelliktir o. ask tanrıçası hala Aphrodite'tir. Fakat o bile bu güzelliği kıskanamaz. Esin kaynağınız bu ise çok iyi anlatmışsınız kendinizi.. Artık hiç güzel değilsiniz.. Doğruları söyleyin ve güzelliğinize kavuşun. Aksi taktirde benim için Sinem, iyi olmayan Sinem(a) dır..
ŞEVKET ÇORBACIOĞLUTeknopotikalar Platformu
Yorumlar
Yorum Gönder