GALATASARAY’İN RİJKAARD İLE BAŞLAYAN
İKİ YILLIK BAŞARISIZLIK ÖYKÜSÜ-13
Ah şu “Ali Sami Yen Aslantepe Arena’daki” ıslıklar, ah!
Sarı kırmızılı takımdan H-ACI bir şekilde koparılan ve Antep maçını izleyen Bosnalı Zvjezdan Mismoviç Dinamo Moskova’ya gitmezden “ Benim için sakız çiğniyor diyen H-acı yalancıdır” diyebildi. Bence ortada yalancı çok, ama bunların içinde asla Misimoviç yok.
Adam resmen Pino’yu oynatmıyor yahu!!! Üstelik istifa etmeyi de düşünmüyor yahuuuu!! Oynatmak üzereyiz yahuuuuu!!! Yeter beeeeeeeeeyahuuuuuu!
H-acı bir baskı rejimi ile yoğrulmuş beyine ve yüreğe sahip. Bu da duyguların olumsuz etkiliyor. Acımasız ve özdeksel düşkünü. Kendini kurtarma modundaki baskı gören insan psıkolojisi. Böylesi yapıların aklında egoları bütününde sadece para ve de doğruları vardır. En iyi yaptıkları şeyi buna borçlu olduğunu düşünür, özellikle kendi doğrularına. Bunun için de paranoyak duruşla en iyi şeyi olan ve kitlelerce benimsenen yeteneğini örseler. Hagi bunda da en az futboldaki başarıları kadar başarılı.
Arda da benzer farklı versiyonlar içinde. Hala sakatım diye oynamıyor. Acaba neden? Birileriu oynama seneye biz alacağız, ne olur olmaz tümden sakatlanırsın mı diyor?
Lig’in 24. haftasına geldik…Gelmez olaydık…Yakınmaya gerek yok, geldik bir kere.
5 Mart 2011 gecesinin maçı “Galatasaray Kardemir Karabük Demir Çelikspor” maçı. Değil Banka Asya Ligi’nde 2 ve 3. lig’de de pek başarılı olamamış, bir ara Banka Asya Ligi’nde Samsunspor’u nerde ise küme düşürecek olan Yücel İldiz’in takım, dahası TBMM başkanı MALi Şahin’in takımı(hemen hemen AKP’de etkin herkesin bir takımı var ve bunlar başarılılar. Örneğin Kayseri, Manisa, İBB, FB, Gaziantep. . Düşünün Kasımpaşa var Diyarbak yok, İzmir yok, Samsun, Ordu, Giresun, Rize yok, neden acaba, siyasetçileri mi bu işleri sevmiyor, yoksa AKP’liler mi bu kentlere tavırlı).
Bu Karabükspor Yucel İldiz ile ligde harikalar yaratıyor. Bir Emenikesi var resmen seneye Barcelano veya Real yolcusu. Bu oyuncu iyi ki sakattı, Galatasaray’i tümden sakatlardı. Gerçi o’na kalmazdı, hak-emenler bunu yapıyor. Düşünün yüzde bir ktrilyon kere katrilyon iki penaltısın verilmiyor GS7in ve Maç 0-0 bitiyor.
Hekemen mi kim? Ne yapacaksın? TFF’nin hakemenlerinden biri…İlker Meral canım…
Sivas, Eskişehir ve Buca’yi yenen Galatasaray Arena’ya ilk puan kaybını ve beraberliğini armağan etmiş oldu.
Arena’da taraftar sayısı önce 20 bine,şimdi de 10 bine düştü. Bu on bin taraftar, İspanya’da istenmeyen hocalar ve başkanlar için gerçekleştirilen “beyaz mendil sallama” geleneğinin bir örneğini verdiler.
Galatasaray resmen düşme çizgisinde. Şerefli Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar Serhat denen camaat müridinin programında “GS düşerse iyi olur. Çünkü Banka Asya’da şampiyonluğa oynar ve de Arena’yi doldurur…” Bu o . çocuklarının a…larının günahı ne ki!!??
ElanO Bulmer gitti(30 Kasım 2010), Misimoviç gitti ve ardından GS gitti, H-acı gitmiyor h-acı devam ediyor. Elano üçte bir fiyatına(3 milyon Eura) eski takımı Santos’ta şimdi harikalar yaratıyor, o’nu gönderen H-ac ise harakiriler…
Galatasaray 24. maç sonra 11 yenilgiyle Lig’in 11. sırasında, 33 puanı var 3 beraberliği var 26 atmış, 29 atmışlar. Eğer 11 yenilgi, 3 beraberlik; tersine olsa, yani 3 yenilgi 11 yengi olsa artı 22 puan daha eklerseniz 55’i ve zirveyi farkla yakalayacak. Fakat GS sürekli harakirilerde…
Kimlerle bu harakiriler yaptırıyor GS’ya Adnanlarla. Keskin’i bilmem ama(Ziraat kupası sonrası gitti), Polat giderse, inşallah gelenler Polat’ı aratmaz(?).
Lig’in 25. haftasına da sürünerek geldik ve sürünerek ger döndük.
25. hafta’da Ankara’nın sarı laciverti ile karşılaştık, 13 Mart 2011’de. Aslında Galatasaray’ın TFF’ye bir “Peees!” dilekçesi verip, UEFA ve Avrupa SÜPER KUPA hatırına küme düşürülmeme koşuluyla ligden çekilse. Gerçekten çekilmesi gerekir, çünkü gelen dövüyor, giden sövüyor.
Ankara’daki Ankaragücü maçı 3-2 aleyhimize bitti. Lehimize bir şey bekleyen namerttir, ama lütfen siz de bırakın bu şerefliliği, sizde hiç mi şeref yok.
Yenilginin başaktörü elbette ki H-acı, fakat o’nu Zapata zorluyor. İlle de afişlerde ve Jeneriklerde kendi adının başa yazılmasını istiyor. Bu Kolombiyalı Robinson Zapata yüzünden, gerçek Zapata, Yani Meksika devriminin(1910-17) kahramanı Emiliano Zapata mezarında dönmeye başladı. Sen maçı 85. dakikaya kadar 2-1 önde götür, son beş dakikada yediğin gollerle al maçı Ankaragücüne götür. Olacak iş değil.
Pino harika idi. Öz Büyücü Kewell de iyi idi. Aydın Yılmaz sanki Messi gibi idi, hakem rezil idi, H-acı tam bir…
Aydın Yılmaz ve Pino attı goller. Aydın Yılmaz tam 737 gün sonra Lig’de, yani 6 Mart 2009’da Bursaspor maçından sonra ilk kez gol attı.
Önceki Galatasaray’li Uğur Uçar Ankaragücü’nde bir başka güzel. Yalnız A2 takımından beri arkadaş olan Arda Turan’a maçın sonunda öyle girdi ki, Arda’yi resmen futboldan koparacaktı.
Serdar Özkan GS’dan gittikten sonra kendini bulmuş, biz de gitsek mi acaba? Veya GS…Ben ne olursa olsun asla gitmen GS’dan. Şu an giden GS bir gün tüm görkemiyle geri gelecektir, geri götürenlerden kurtulduğu an.
Stancu nedense durdu. Yekta ise H-acı tarafından durduruldu. Colin Kazim bir var bir yok, Kewell de öyle.
H-acı kimseyi yerinde oynatmıyor. Geçen haftaki maçta sol bekte oynattığı Hakan Balta’yi bu sefer karşı takımın ataklarını durdurma görevi(Fr. Stoper) verdi. 4lü defansın ortasında oynayan ve birbiri ardına gelen(Fr. Tandem diyoruz) ve açığı kapatarak karşı atakları durduracak 2 oyuncudan(Bunlara da Fr. Stoper diyoruz) biri olan ‘Servet’in buradaki ortağı’ Gökhan Zan bu maçta oynatılmadı. Solbekte Çağlar oynadı. Kornerden yenen ilk golde Hakan kafa vuramayınca, vuruldun ey Galatasaray’ım
H-acı’nın oyun kurgusunu da anlamış değilim. Oyun kurgusu “3 5 2- 4 4 2- 2 4 4- 3 4 3 veya 4 4 3” mu, yoksa dert mi,anlamış değilim.
4 4 2 sitemiyle oynadığınızda ilk 4’lünün, yani 4 defans oyuncunun ortasında oynayan ‘atakları durdurmakla görevli’ 2 oyuncunun(stoper ) birbiri ardında gelmesi(tandem), modern futbolumuz için önemli görülmektedir. Birbiri ardına gelen(tandem) bu oyuncuların(stoperler) oldukça uyumlu olması istenir, çünkü arkalarında, yani defansın arkasında serbest oynayan(Fr.libero) olmadığı için araya atılan her topta kale ciddi tehlikeler yaşar.
Bildiğimiz gibi Galatasaray Fatih Terim ile birbiri arkasından gelen(tandemli) oyuncu kurgusuyla çağ atlamıştır.
Fatih Terim normalde birbiri ardına gelen 2 stoperin arkasında oynayan libero'yu oyuna sokarak defanstan bir kişi eksiltip orta sahayı kalabalıklaştırarak, Galatasaray’in o ünlü acımasız presini yaratmıştır. Bu nednle Galatasaray karşısında 3 5 2 ile oynayan takımlara karşı hep hücumda 1 kişi fazla oynamıştır. Yani sürekli onlardan 1 fazla hucüm eden oyuncu sayısı yakalamıştır.
Stoper; yani defanstaki açığı kapatarak atakları durduran kişiler “3-5-2” sistemindeki “3”lünün ikisi veya “4-4-2”nin ilk “4” lünün ortadaki ikisi...
Stoperler “3-5-2” de liberonun önünde oynarlar. Sürekli Libero’nun sözünü dinlerler. Öyle ki Libero aynı zamanda ofsayt uygulamalarında da uyarıcıdır. Ve bunlara ‘Çıkıııın’ komutu veren kişidir. Türkiye’de gelmiş geçmiş en büyük Libero, Alman Falco Gotz ve Hagi’nin bacanağı Romanyalı Gheorghe Popescu’dur. Diğer sistemlerde Libero olmadığı için, önündeki defans kurgusunu kaleci yönlendirir, ama Libero kadar etkin değillerdir. Bu nedenle Libero’nun işlevini birbiri ardına gelen(tandem) 2 stoper üstlenir. Bunun en güzel örneği Galatasaray’da Thomas-Song ikilisi idi. Günümüz Galatasaray7inda bu Servet Çetin- Gökhan Zan ile deniyor zaman zaman, fakat üretken olamıyor.
Bi de 1990’lı yıllarda Ön Liberolu sistem uygulanmış. Yani 4’lünün önünde top kesici ve dağıtıcı/oyuna sokan, bu da Galatasaray’da Suat Kaya’dan sonra uygulanamaz olmuştur.
Diyeceğim odur ki, Hagi hangi sistemle oynuyor. Kendine özgü bir sistem yaratmak için Galatasaray’ı mi kobay seçti. Anlayacağınız Hagi’nin sistemi H-acı…
Lig’in 26. haftasına 12 yenilgiyle geldik. FB karşısında, bakalım 12’lik sayımızı koruyabilecek miyiz?
12 yenilgisini alan Galatasaray bu sistemsizlikle, 3 büyükler arasında bir sezonda en fazla yenilen takım unvanının FB’den alacak gibi.
Bu nedenle İstanbul’daki İstanbullu sari lacivert takıma kendi sahasında yenilmemesi gerekir. Ama ben umutsuzum.
Karşımızda Galatasaray’a kendisini endekslemiş, Galatasaray’ı yenince var olduğuna inanmış bir fenomen duruşlu fb var karşımızda.
Hep söylerim; Fener’deki bu Galatasaray hobisi ile Galatasaray’daki Fener fobisi eğer devam ederse, dünyanın en büyük derbisi olan “Galatasaray- Fenerbahçe” maçının tadı kalmayacak.
Bu futbola sıkıcı aynılığı(Fr.Monotonluk) getirir ve farklılıkları yok ettiği için futbolun seyir zevkini öldürür.
Eğer FB Galatasaray başarılarına bu denli kendisini kaptırmasa, aksine futbola kaptırsa kesin Edirne’den öteye geçerek başarılı olur. Fakat, nerde bu algı. O GS’yi yensin, kıyamet gelsin umurunda değil.
FB durdurulamıyor. 57 puanla lig’in lideri. Bakalım Trabzon birilerini durdurup FB’ye dur diyebilecek mi?
Çok zor çünkü; H-acı acı çektirmeye karar vermiş bir kere. Sen eğer basına H-acı seneye yok mesajı verirsen ve de önümüzdeki sezon çalışmayacağının karpuz kabuğunu sokarsan H-acı’nın bir yerine, o da sana acı çektirmeyi sokar kafana.
Hagi bu, inat, kararlı, acımasız hırslı, kendinden hiçbir şey vermeksizin, salt futbol yeteneğini kullanarak almaya alışmış, tam bir laboratuar malzemesi.
Düşünün, aklınıza getirin son maçlarda yaptığı değişiklikleri. Örneğin geçen hafta Ankaragücü maçında sahanın en iyisi Pino’yu çıkarıyor 82’de ve uzun zaman oynamayan Arda’yi takıma koyuyor, 80’de Mustafa Sarp’ı ve Barış’ı oyuna koyuyor ve oyunun içine ediyor, 86 ile 89’da yenen gollerle…Gaziantep ile yapılan maçlarda. Kısacası son maçlarda adeta bilerek(maçı verme adına) oyuncu değiştiriyor. Yetkim olsa bu son maçlardaki son 10 dakikalarda Hagi’yi sahadan alırdım.
Bu nedenle umutlu değilim, 18 Mart’ta FB ile kendi sahamızda oynayacağımız maçtan.
Gerçekten; FB’nin sürekli GS’yi yenmesi, dünyanın en büyük derbisinin tadını yok etti, Yok etmesi için de FB ve GS büyük katkı veriyor.
Elbette ki H-acı yine acı verdi, çünkü yaptı yapacağını. Oyun kurgusuyla 1-0 önde götürdüğü maçı son 15 dakikada verdi. Özellikle, maçın tek golünü atan sahanın en iyisi Kazim’i oyundan aldıktan sonra. Hemen ardından yenilen ikinci gol 13. yenilgiyi yakalıyarak, FB’nin elindeki rekoru alma mutsuzluğunu yaşattı bize Hagi. Teşekkür mu etsek acaba…
Fırat Aydınüs maçı kusursuz yönetti diyebilirim.
Arda veda mesajları, Adnan Polat da seçim mesajları veriyor. İki mesaj da Galatasaray için zorunluluk haline geldi. Düşünün Arda bey oyuna giriyor ve adeta talimat almışçasına oynamıyor. Belki de Aziz başkanını ayip olmasın diye düşünüyordu.
Galatasaray maçı kesin galip bitirecek, fakat Hagi rahatsız. Hemen disiplinli GS’yi bozmak için Arda’yı ardından da Kewell’i oyuna alarak orta saha direncini ve Terim dönemini anımsatan baskısını kırıyor. Bir nevi “3 5 2” oynatırken “ 8 2 0” sistemine(Elbette böyle sistem lok, bu na H-acı sistemi derler) oynayarak Servet ve Gökhan arasında yükselen Alex’in golüyle FB’ye maçı altın tepside ikram etti ve Arena’da ilk yenilgisini de almı başarısı gösterdi.
Düşünün, H-acı amca geçtiğimiz haftanın yıldızı Pino’yu hiç oyuna almıyor ve onun yerine Stancu’yu oynatıyor. Kewell resmen sahada dolanıyor, yine Pino aklına gelmiyor. Senin gibi Hagi’nin….Ne diyelim ki? Bu takıma futbolcu iken büyük katkı veren H-acı’nın çalıştırıcılığındaki bu acılarına katlanacağız.
Fakat ne zamana dek? Zannediyorum bu işin zamanı yok.H-acı gitmek üzere. Galatasaray bitmek üzere.
FB iyi oynamıyor. Bence kendini toprlayan bir Trabzon son haftalara kalmaz şampiyonluğunu ilan edebilir.
Türkiye de de üç büyüklerin sırayla şampiyonluğundan belli kesim rahatsız.
Acaba diyorum ‘bu rahatsızlığı gidermek’ ve Anadolu insanın coşkusunu, seyir zevkini öldürmemek bahanesiyle önce Bursa’yı, bu yıl Trabzon’u, yarın Kayseri’yi ‘birileri’ sıraya koymuş olabilir mi? Futbolumuz için bu bir balans ayarı olarak görülebilir mi? “Zannetmiyorum!” benim iyilik penceremden seslenişim bu sadece.
Eğer durum bu ise yandı, pardon söndü fener.
Galatasaray İnanç kıraç öncülüğünde Olağanüstü seçime zorlanıyor. Polat’ın varyasyonlarında çekinenler Galatasaray’ı ibra etmeyebilirler de. Mali açıdan değil de idari açıdan.
Evet, FB’nin yine GS’yi devirmenin H-acılı öyküsü bu. Öyle bir yenilgi ki; “Ali Sami Yen Aslantepe Arena” da ilk derbi yenilgisini ve de ilk yenilgiyi tattırarak.
Lig’in 26. haftasında yenilgi sayımızı 13’e çıkararak, şükürler olsun bu yıl FB’yi geçtik. Nasılmı? Bir sezonda en çok yenilgi alma birinciliğini elinde bulunan FB’yi geçerek.
Siz Zapata kalede iken 5-0 öne geçin, Zapata sayesinde o maçı siz 5-5 bitirirsiniz en iyi olasılıkla.
H-acı’ya bak; Pino’yu kulübeye hapsetmiş. Adam resmen Galatasaray ile oynuyor.
Baros maçtan sonra bilerek kırmızı kart gördü, Kazım, Gökhan Zan ve Culio cezalı; Hakan Balta Nacak gibi takımı doğruya, hoş geldin 14. yenilgi.
Evet, evet haftaya Antalya’da perişan oluruz gibime geliyor.
(Yazının devamı haftaya)
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
Yorumlar
Yorum Gönder